Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
Türkiye, 24 Ağustos’ta Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir güne uyanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri IŞİD kontrolündeki Cerablus ve Keklice bölgelerinde koalisyon güçleriyle birlikte hava harekatı başlatmış olup, sınır boyunca konuşlu askeri unsurlarımız top ve tank atışlarıyla IŞİD hedeflerini vurmaktadır. Yıllara yayılan Suriye’de ki içsavaş Türkiye’nin iç ve dış güvenliği için çok ciddi bir tehdit ortaya çıkarmıştır. Türkiye’nin sınırına mücavir bölgeler PKK’nın Suriye kolu PYD’nin ve IŞİD’ın kontrolüne girmiştir. PKK / PYD, Suriye sınırımız boyunca üç sözde kanton oluşturmuştur. Nihai amaç, bu üç kantonu birleştirip daha da genişleterek sınırımız boyunca Barzani modelinde özerk yönetim bölgesi oluşturmaktır. İlerde bu bölge bağımsız Suriye-Kürt Devleti’ne dönüştürülecektir. “Dört parçalı büyük Kürdistan” hayalinin Irak’tan sonra Suriye bölümü de bu şekilde hayata geçirilecektir. PKK’nın Kobani ile Afrin kantonları arasındaki bölge de uzunca bir süredir IŞİD’ın kontrolü altındadır. IŞİD’ın bu bölgedeki mevcudiyeti ve yaşanan yoğun çatışmalar sınır bölgemizdeki yerleşim alanlarımız için çok vahim güvenlik riskleri oluşturmuştur. IŞİD’ın Türkiye’nin içinde de terör eylemi yapma potansiyeli kazanmış olduğu bir vakadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 24 Ağustos sabahı başlattığı askeri harekatın öncelikli amacının bu bölgeyi IŞİD terör unsurlarından temizlemek olduğu açıklanmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi Celabrus’a yönelik başlatılan askeri harekatı çok olumlu bir gelişme olarak görmekte ve bütünüyle desteklemektedir. Siyasi iradenin kararlı ve tavizsiz tutumunun arkasında milletçe durduğumuzu bu vesileyle açık ve güçlü bir şekilde ifade etmek isterim. Bu harekatın askeri-siyasi hedef ve amaçlarına ilişkin bu aşamadaki görüş ve düşüncelerimiz şu noktalarda toplanmaktadır: 1. Bu bölgedeki Türkiye-Suriye sınırının güvenliğinin tam olarak sağlanması, IŞİD’ın lojistik ve insan kaynakları ikmal yollarının kesilmesi ve sınırımızdan terörist sızmalarının önlenmesi en acil ihtiyaçtır. 2. Cerablus ve mücavir alanların IŞİD unsurlarından temizlenmesi, Türkiye’ye yönelik güvenlik tehdidinin bertaraf edilmesinde çok önemli bir adım olacaktır. Ancak IŞİD’ten arındırılacak bu bölgeye PKK/PYD terör unsurlarının yerleşmesinin önlenmesi, PKK’nın üç kantonunun birleştirilerek sınırımız boyunca bir Kürt koridoru oluşturulmasının önüne geçilmesi de hayati önem taşımaktadır. 3. PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesinin önlenmesinin Türkiye’nin kırmızı çizgisi olduğu açıklanmıştı. Ancak PYD maalesef Fırat’ın batısına geçmiştir. PYD’nin omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri Cerablus’un güneyindeki Menbic’e girmiştir. ABD bu konuda daha önce verdiği sözleri tutmamıştır. Şimdi PYD’nin Menbic’ten ayrılarak Fırat’ın doğusuna çekilmesinin sağlanması da büyük önem taşımaktadır. 4. Bir diğer husus da Halep’te yaşanan çatışmaların seyrine göre Türkiye’ye yönelik yeni bir göç dalgasının Suriye toprakları içinde tutulmasıdır. 5. Bunlar hiç kimsenin karşı çıkamayacağı meşru güvenlik ihtiyaçlarıdır. Türkiye’nin bu düşüncelerle derinliği askeri ihtiyaçlara göre belirlenecek şekilde Cerablus bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolünde bir “Güvenli Bölge” oluşturulması üzerinde önemli durulması yerinde olacaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması Türkiye için olduğu kadar bölgesel barış ve istikrar için de hayati önem taşımaktadır. Türkiye’nin oluşturacağı bu “Güvenli Bölge” geçici bir süre için öngörülmelidir. Bu süreyi de Suriye’de yaşanacak gelişmeler tayin edecektir. Harekata katılan kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızın başarısı için gönüllerimiz, yüreklerimiz ve dualarımız onlarladır. Yüce Allah Türkiye’nin ve Türk milletinin yar ve yardımcısı olsun.
|