Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
“3 Mayıs Milliyetçiler Günü” münasebetiyle yayınladıkları mesaj.
3 Mayıs 2018

74 yıl önce, Türklüğü gönüllerinde bayraklaştıran dava insanları adamlığın, adanmışlığın ve ahlaklı duruşun en mümtaz örneklerinden birisini sergilemişlerdi.

Bu çerçevede milliyetçi şuurun ayaklandığı, adeta yeniden küllerinden doğduğu 3 Mayıs 1944 ruhunu hasretle hatırlıyor, yıldönümünde hürmetle yâd ediyoruz.

Merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın milliyetçiliğe karşı başlatılan linç kampanyasına cesurca direnişe geçmesi 3 Mayıs 1944 olaylarının fitilini tutuşturmuştur.

3 Mayıs 1944 Çarşamba günü, Ankara’da toplanan inanmış gönüller muazzam bir şuurla Türk milliyetçiliğine sahip çıkmışlardır.

Milliyetçi gençlerin haksızlığı kabullenmeyen, zulme eğilmeyen, güce boyun bükmeyen soylu tavırları gıpta edilecek ve asla unutulmayacak bir mücadele onurunu belgelemiştir.

Türk milliyetçilerini sindirmek, yıldırmak, karanlıkta boğmak isteyen hasis ve hasım odaklar; inanmışlık karşısında gerilemek, cesaret ve dirayet karşısında diz çökmek zorunda kalmışlardır.

Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’in de aralarında bulunduğu 23 şuurlu milliyetçi; Türk milletinin maddi ve manevi varlığına kast eden odaklara tarihi duruş göstermişler, unutulmayacak ders vermişlerdir.

3 Mayıs, aynı zamanda Türk milliyetçilerine reva görülen eza ve cefa dolu bir dönemin de miladıdır.

Türk milletine küresel bir vizyon çizerek, dünya üzerinde bulunan Türklerin bir gün esaretten kurtulup büyük ülkü etrafında kenetleneceğine duyulan inanç cezalandırılmak istenmişti.

Tabutluklar Türk milliyetçilerine mezar yapılmaya çalışılmıştı.

Ne var ki yapılan işkenceler kahraman yüreklerin Türk vatanına bağlılıklarını ve sevdalarını asla azaltmamış, aksine daha da perçinlemiştir.

3 Mayıs 1944 olaylarıyla Türk milliyetçiliğine kurulan sinsi ve kirli tuzak kalbi vatan aşkıyla çarpan sinelerde parçalanmıştır.

Milliyetçiliğin 1944 şahlanışına; milli birliğin düşmanı diyerek bölücü damgası vuran, hayalcilik diyerek hastalıklı gösteren ahmaklar çıkmıştır.

Bunun yanında, ütopya diyerek basitleştirmeye, bela diyerek tehdit haline getirmeye, üç beş kendini bilmezin nümayişi diyerek değersizleştirmeye kalkışan sorumsuz ve şuursuzlar da kendilerini belli etmişlerdir.

Şimdi dönüp geriye baktığımızda kimin haklı, kimin haksız olduğunu tarihin hakemliğinde, milletin hâkimliğinde çok açık şekilde idrak etmek mümkündür.

Türk milliyetçiliği milletimize yabancı ve aykırı dayatmaları boşa çıkarmanın, bağımsız yaşamanın, milli kimlik ve köküne sahip çıkarak kendi geleceğimize egemen olma düşüncesinin ifade ve irade namusudur.

Fikriyatımızın hiçbir yerinde; ayırma, dağıtma, bölme, dışlama, ötekileştirme, yabancılaştırma yoktur.

Bilakis birlikte yaşama ve yaşatma ülküsünün olgunlaştığı iddia, ideal ve inanmışlık vardır.

Türk milleti için her türlü külfeti fedakâr ve cefakârca göğüslemeye hazır olan Türk milliyetçileri, bugün 3 Mayıs ruhu ile bir kez daha tarihi nitelikli bir sorumluluk üstlenmişlerdir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kapsamında, Cumhuriyet’in üçüncü evresine geçişi sorumluluk anlayışıyla yerine getiren Türk milliyetçiliği, devletimizin kurucu iradesinde yatan engin birikimini yarınlara taşımayı da başaracaktır.

Kutlu mazimizin her döneminde çekilen çileler, ödenen bedeller, katlanılan badireler, çok şükür bugün Cumhur İttifakı ile milli iradenin tamamını kucaklayacak bir seviyeye ulaşmıştır.

Bu itibarla Cumhur İttifakı’nın milli beka ve huzuru temin amacıyla kutlu hedeflerine ulaşması büyük bir ihtiyaç ve mecburiyettir.

Bu duygu ve düşüncelerle bir uyanış ve uyarı günü olan ‘3 Mayıs Milliyetçiler Günü’nde; tarihe iz bırakmış milliyetçi kahramanları şükran ve minnetle anıyor; başta merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey olmak üzere, hayatlarını kaybeden tüm dava insanlarımıza, tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.