Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
Aziz Vatandaşlarım, Değerli Dava Arkadaşlarım, Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler, Basınımızın Saygın Temsilcileri, Sizleri hürmetle selamlıyor, hasretle kucaklıyorum. Bizleri televizyonlarından izleyen her kardeşime, yurdumun her güzel insanına sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri öncesi kurtuluş mücadelemizin ana karargâhlarından birisi olan Sivas’ta sizlerle birlikteyiz, zalimlere, hainlere karşı bilenmiş şekilde ayaktayız. Aklımız Türk milletidir, aklımızda hep Türkiye vardır. İttifakımız cumhurla, yani sizlerledir, irademiz Cumhuriyet’in kararlarından, ecdadımızın kazanımlarından güç ve kudretini almıştır. Beka diyenlere, çare olarak MHP’yi gösteriyoruz. Huzur isteyenlere, yegâne umut olarak MHP’yi hatırlatıyoruz. Adalete susayanlara, refah ve gelişmişliğe özlem duyanlara MHP yeter diyoruz. Cumhur İttifakı, Millet Aklı, Türkiye’nin Teminatı, Elbette TBMM’de Güçlü Milliyetçi Hareket Partisi. Sivas, Yozgat, Tokat, Adıyaman, Amasya il teşkilatlarımızın, bu illerimizde dava ve demokrasi mücadelesi veren milletvekili adaylarımızın katılımlarıyla düzenlediğimiz Sivas Merkezli Bölge İstişare Toplantımızın partimize, milletimize, ülkemize ve geleceğimize hayırlı ve ümit verici gelişmelere vesile olmasını içtenlikle temenni ediyorum. Milli duruşunuz coşkumuza coşku katıyor, mücadelemize heyecan aşılıyor. Cenab-ı Allah’a şükürler olsun ki, Türkiye sevdalıları oyunları bozmak için geliyor. Mazlumların hakkını savunmak, mağdurlara tercüman olmak için geliyor. Milliyetçi Hareket Partisi istiklalimizi ve istikbalimizi teminat altına almak amacıyla inanmışlıkla, sağlam ve şaşmaz bir iradeyle geliyor. Şüphesiz ki, MHP’yi hedeflerine ulaştıracak, gücüne güç katacak, hak ettiği mevkilere çıkaracak sizlersiniz, aziz milletimizdir. Sivas’a güveniyoruz. Yozgat’a güveniyoruz. Tokat’a güveniyoruz. Adıyaman’a ve Amasya’ya yürekten inanıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize hoş geldiniz diyor, Ramazan-ı Şerife’mizin mübarek olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Yaklaşan Kadir Gece’mizi, ardından karşılayacağımız Ramazan Bayramımızı bugünden kutluyor, sizlere en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Muhterem Dava Arkadaşlarım, Değerli Vatandaşlarım, 99 yıl evvel Sivas’ta Milli Mücadele’nin yol haritası çizilmişti. Kurucu kahramanlar işgalcilere taviz vermemişlerdi. Tam bağımsızlık dışında ikinci bir seçenek tanımamışlardı. Milli mukavemet canlanmış, milli ruh muazzez bir dirilişle şahlanmıştı. İmkânsızlık kol geziyordu, zorluklar fazla, düşman ise faaldi. Yedi düvel üzerimize üşüşmüştü. Vatanımız istilaya uğramıştı. Milletimiz yorgun, yoksul, bitkin, bezgin, umutsuzdu. Hükümet çaresiz, atıl, dağınık, güdümlü, iradesiz ve kararsızdı. Uzun savaş yılları Anadolu’yu kasıp kavurmuştu. Emperyalizm varlığımızı yok etmek için seferber olmuştu. Küresel vahşet Türk milletini tarihten silmek için karanlık oyunlarını sahneye çıkarmıştı. Buna rağmen Türk milleti pes etmedi, teslim olmadı. Buna rağmen iman varsa imkân vardır, imkân varsa, inanç varsa istiklal olacaktır diyen kahramanlık ruhu devreye girdi, mücadelesiyle devleşti. Sivas bu ruhun yükseldiği muazzam bir vatan köşesidir. Milli sınırlar içinde vatanın bir bütün olduğu, birbirinden ayrılamayacağı Sivas’ta kararlaştırıldı. Her türlü işgal ve müdahaleye karşı milletin birlik olarak kendisini müdafaa ve mukavemet edeceği Sivas’ta belirlendi. Manda ve himayenin kabul edilemeyeceğinin ilanı Sivas’ta yapıldı. Kuva-yı Milliye’yi amil, irade-i milliye’yi hâkim kılan irade Sivas’ta parladı, Sivas’ta çağladı. Özellikle bilmenizi isterim ki, 24 Haziran’da Sivas Kongresi’nin irade, itibar ve iffeti oylanacaktır. Çünkü mandacılar tekrar işbaşındadır. Himaye arayanlar yeniden ileri atılmışlardır. 24 Haziran’da ya milli irade hâkim olacak ve Türkiye’nin önü açılacak, ya da zillet ittifakı milli hedef ve hayalleri akim bırakacak, sonuçta Türkiye kaybedecektir. Bunun başka yolu, başkaca alternatifi kalmamıştır. Türkiye’nin bölünmesi, sözde Kürt sorununu tanıyarak milli ve üniter devlet yapısının çökmesi, kendilerine millet ittifakı ismi veren partilerin ortak amacı haline gelmiştir. CHP’nin seçim beyannamesi federasyona yeşil ışık, Kürdistan’a yaldızlı davetiyedir. İP ve SP’nin seçim beyannameleri emin olunuz CHP’nin beyanlarından farklı değildir. Hepsi birden aynı kirli havuzda toplanmışlardır. Bunlar Sivas Kongresi’nin karşısında mevzilenen mandacı çürüklerdir. Bunlar Milli Mücadele’nin rövanşını almak için kuyruğa giren müstevli uzantıları, işgal bakiyeleridir. Bu nedenle, Türk milleti adı millet, aslı zillet olan ittifaka asla geçit vermeyecektir. Şayet verirse, hıyanet temize çıkacak, Türkiye düşmanları rahat nefes alacaklardır. Dikkat ediniz; CHP, İP, HDP, SP, DP hep bir ağızdan kaosa gel gel yapıyor, kriz ve kargaşaya sinyal yakıyorlar. Türkiye’yi geriye götürmek, gerileterek düşürmek için el birliği, söz birliği, emel birliği içinde çalışıyorlar. Fitne ve dedikodu yayıyorlar. Milli bekayla ilgili hiçbir kaygı taşımıyorlar. Milli ülkülerle ilgili hiçbir samimiyet ve safiyet ifade etmiyorlar. Varsa yoksa kriz siyasetini canlı tutmak için çabalıyorlar. Sundukları bir şey yok. Söyledikleri bir şey yok. Yaptıkları, yapacakları bir şey de yok. Ancak yalanları, dolanları, uydu ve uyduruk lafları pek çok. Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adaylarına bakınız, tam bir garabet, tam bir felaket. Birisi çıkıyor, parlamenter sisteme geri döneceğiz diyor, diğeri çıkıyor 2.Ordu Komutanının, terörle mücadelede üstün başarılara imza atmış saygın bir generalin apoletlerini sökeceğim iddiasında bulunuyor. Allah bunlara fırsat vermesin, milletimiz eyvallah etmesin. Düşünebiliyor musunuz, 2.Ordu Komutanı, Cumhurbaşkanımızın iftar programına katıldığından dolayı İnce İnce bozgun siyaseti yapan şahsın Nevşehir’de hedef tahtasına oturuyor. Neymiş, Cumhurbaşkanı’nı alkışlamış. Ne yapacaktı, yuh mu çekecekti? Ültimatom mu verecekti? Muhtıra mı hazırlayacaktı? Ne yapacaktı, Cumhurbaşkanı’nı protesto mu edecekti? Düşman mı sevindirecekti? İnceldikçe esneyen, esnedikçe kopma noktasına gelen siyasi meddah ve bezirgâna şerefli bir Türk komutanının apoletlerini sökme fikrini kim ya da kimler vermiştir? Bu dil Kandil dilidir. Bu ağız FETÖ ağzıdır. Bu üslup PYD/YPG üslubudur. Köhne fikirler paslanmış çivilere benzer, söküp atmak güçtür. CHP’nin icazetli Cumhurbaşkanı adayı sökmeye çok merak duyuyorsa, gitsin köhnemiş, kangrene dönüşmüş fikirlerini söksün. Bu yetmiyorsa, gevşeyen akıl vidalarını söksün. Bu da olmuyorsa, kararmış kalbini, kapanan vicdanını söksün, fırlatıp atsın. 2.Ordu Komutanın hedef yapılması boşuna değildir. Çünkü, CHP’de Afrin başarısının karın ağrısı vardır. Zeytin Dalı Harekatı’nın acısı ve açmazı egemendir. CHP Genel Başkanı’nın Afrin’e girilmesin çağrısını ayakları altına alan ve teröristleri saklandıkları delik ve tünellerde imha eden inanmış ve kahraman evlatlarımızın komutasını yapan kişi 2.Ordu’nun başındaki değerli generalimizdir. Bu komutanımızın apoletlerini sökecek müptezel henüz anasından doğmamıştır. İnce işçilikle apolet sökmenin hevesine kapılan edep ve terbiye yoksunu siyasi duruşa Sivas, Yozgat, Tokat, Adıyaman, Amasya, kısaca büyük milletimiz doğudan batıya, kuzeyden güneye haddini bildirecek karardadır, kökünü kurutacak güçtedir.
Değerli Dava Arkadaşlarım, Muhterem Vatandaşlarım, Bize göre 24 Haziran yeni bir doğuştur. 24 Haziran gelecek asırların kilidini emniyetle açacaktır. Sistemsel arızalar yeni hükümet sistemiyle son bulacaktır. Siyasi kutuplaşmalar 24 Haziran’dan sonra en aza inecektir. Artık Sivaslı’nın sorunlarına kafa yoran, çiftçiyi, işçiyi, memuru, esnafı, emekliyi, mağduru, mazlumu, işsizi, garibanı dert eden, tamamen bunlara odaklanan bir hükümet sistemi tesis ve bina edilecektir. Türkiye yeni bir döneme, Cumhuriyet’in üçüncü evresine geçmektedir. Beka sorunları güçlü bir iradeyle göğüslenecektir. Birliğimize ve dirliğimize saldıran çevrelere cumhurun ittifak ruhuyla karşılık verilecektir. Şu hususu bilhassa belirtmek isterim ki, 24 Haziran’dan sonraki beş yıl boyunca, yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kurum ve kurallarıyla yerleşesiye kadar Cumhur İttifakı devam etmelidir, bizim açımızdan da devam edecektir. Cumhur İttifakı üzerinde polemik yapanlar, 24 Haziran’dan sonra ittifakın biteceğini iddia edenler hayal ve niyetlerini gerçekmiş gibi sunmaya çalışan siyasi hazımsızlardır. Boş laflara karnımız toktur. İttifak sağlam esaslara bağlanmıştır. Konu vatandır. Konu millettir. Konu Türkiye’dir. Siyasi çıkar hesabı yapamayız. Siyasi çetele tutamayız. Ne kazanırız, ne kaybederiz heves ve derdinde olamayız. “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” anlayışımıza uygun hareket etmeyi görev ve vicdan ödevi sayarız. Cumhur İttifakı; Cumhuriyet’in hem yüzüncü yıldönümünü, hem de iki yüzüncü yıldönümünü planlayıp gerekli ve tarihi adımları atacak muazzam bir şuurun özet ve özel halidir. Atalarımız demiş ki, ekmeğini yalnız yiyen yükünü dişiyle kaldırırmış. Biz ekmeğimizi birlikte ve paylaşarak yiyeceğiz, yükümüzü de hep birlikte, omuz omuza kaldıracağız. Büyük bir milletiz, tarihe şan bırakmış, mührünü basmış kahraman Türk milletiyiz. Bir olacağız, beraber olacağız, birlikte güçlü Türkiye’ye ulaşacağız. Diyor ya Hz.Mevlana, bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Gazi Mustafa Kemal’in ifadesiyle söylersek, birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener. Tefrikanın fermanını yırtacağız. Hainlerin başına dünyayı yıkacağız. Türkiye’yi peşkeş çektirmeyeceğiz. Vatanı böldürmeyeceğiz. Bayrağı indirmeyeceğiz. Ezanı susturmayacağız. Merhum vatan şairimiz Akif ne güzel de söylemiştir: “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.” Milli Mücadelede böyle kazanılmadı mı? Terörizme karşı verilen olağanüstü mücadelede aynısı görülmedi mi? 15 Temmuz FETÖ işgal ve ihanet teşebbüsüne karşı Türk milleti tek yürek, tek bilek, tek nefes halinde mukaddesatına, mukadderatına sahip çıkmadı mı? Ekonomik oyunlara karşı biriz, küresel baronlara eğilmeyeceğiz. Döviz, faiz, sıcak para operasyonlarına karşı aşılmaz kaleyiz, nitekim ekonomik tetikçilere boyun eğmeyeceğiz. Mesele aç kaldım, tok yattım meselesi değildir. Mesele, az kazandım, çok harcadım meselesi de değildir. Bunların hepsi halledilir, bugün işimiz yoksa, yarın bulunur, bugün paramız yoksa yarın kazanılır. Allah rızkı verir, nasipse her şey olur. Gayret bizden, takdir ve taltif milletimizden, yardım ve himaye Allah’tandır. Fakat vatan giderse telafisi yoktur. Devlet yıkılırsa tamiri yoktur. Bayrak solarsa, millet uçuruma savrulursa bunun ikamesi olmayacaktır. 24 Haziran, Türkiye’nin önündeki son durak, aşılması gereken son eşiktir. Türk milleti hıyanete olur vermeyecek, zulmün akınına dur diyecektir. Sivas, din ve millet düşmanı kanlı FETÖ’nün melanet projelerine müsaade etmeyecektir. Yozgat, Tokat, Amasya, Adıyaman Türkiye’ye kin ve nefret kusan alçakları iradesiyle silip süpürecektir. Yarın mahşerde, şehitlerimizin yüzüne bakmak istiyoruz. Ecdadımızın emanetlerine leke düşmesin arzundayız. Türkiye’ye pranga vurmak için pusuya yatmış namertleri mağlup ve mahcup etmenin amacındayız. İşte görüyorsunuz, son günlerde peş peşe aldığımız şehit haberleri hepimizi hüzne boğuyor. Vatan evlatları al bayrağa sarılı şekilde son yolculuklarına uğurlanıyorlar. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza şifa, milletimize ise başsağlığı diliyorum. Sınırlarımızın hemen dibinde eşkıya tertip ve tezgah içindedir. Türkiye, hunhar suikastların hedefindedir. Menbiç konusunda, ABD’yle varılan ve üç aşamalı olduğu söylenen planla ilgili sıcak gelişmeler ortadadır. Gelişmeler olumludur. Ne var ki, teröristlerin Fırat’ın batısından sökülüp doğusuna sevki çare ve çözüm değildir. Terörist her yerde teröristtir. Hain her zemin ve zamanda haindir. İnsanlığın yüz karası ve utanç vesikası olan canilere hiçbir şart altında sınırlarımızın dibinde varlık ve hayat hakkı tanınmamalıdır. Fırat’ın doğusuna yuvalanmalarına izin verilmemelidir. Kandil ve diğer terör barınakları baştan ayağa yakılmalı, yok edilmelidir. Sınırlarımızın diğer kısmında hiçbir terör örgütüne barınma, silahlanma, toparlanma, ikmal, tahkimat ve yaşama imkanı sunulmamalıdır. Türkiye’ye silah çeken her örgüt, her oluşum, her grup, her kanlı yapı düşmandır ve düşmanın başı ezilmelidir. Bekamız için, beraberliğimiz için, birlik ve dayanışma ruhumuzun baki kalması için; yani güvenliğimiz, huzurumuz, esenliğimiz, selamet ve geleceğimiz için 24 Haziran’dan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi mutlaka kurulmalıdır. Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin teminatıdır. Türk milleti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle bütün ağır sorunlarından kurtulacak, devlete ahenk, ekonomiye istikrar, toplumsal bünyeye nizam gelecektir. Diyoruz ki, Cumhur İttifakı Millet Aklı, Milli Bekanın Teminatı. Cumhur İttifakı Millet Aklı, Bin Yıllık Kardeşliğin Teminatı. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. TBMM’de çok güçlü bir MHP grubunun milletimiz tarafından oluşturulması da yasamanın denge ve denetleme fonksiyonuna işlerlik ve işlevsellik katacak, kazanan, kazançlı çıkan Türkiye ve Türk milleti olacaktır.
Muhterem Arkadaşlarım, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen melun darbe girişimi devletimiz ve milletimiz açısından her anlamda bir dönüm noktası ve milat teşkil etmiştir. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en acımasız işgal ve istila denemesiyle karşı karşıya kamış, emperyalist çevreler ve piyonları tarafından alenen yok edilmek istenmiştir. 15 Temmuz darbe girişimine karşı destansı bir cesaret gösteren aziz milletimiz bu girişime karşı göğsünü siper etmiş ve işgalcilere geçit vermemiştir. Kuşku yok ki, bu direnişin mayasında birlik ve beraberlik ruhu, hayranlık uyandıran bir vatan sevgisi vardır. 15 Temmuz darbe girişimine teşebbüs eden hainler bu ruhun karşısında un ufak olmuş, asker kılığına bürünmüş teröristler ve arkalarındaki karanlık mahfiller bozguna uğratılmışlardır. 7 Ağustos Yenikapı Ruhu ile oluşan milli birlik ve beraberlik ruhunun diri tutulması, Türkiye’nin sığ ve kısır tartışmalardan kurtulup el birliğiyle düzlüğe çıkması için büyük bir sorumluluk üstlendik ve milletimizin bizlere verdiği görevden kaçmadık. Siyasi gündemde kronik çekişme ve çatışma konusu olarak duran temel sorunları bu anlayışla ele almak, ülkemizin önünü açmak ve geleceğini planlamak durumundaydık. Bunların en önemlilerinden birisi de uzun zamandır ülkemizi meşgul eden yeni Anayasa kapsamında derinleşen hükümet sistemi tartışmalarıydı. 10 Ağustos 2014’de Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanı’nın anayasal yetki ve sınırları devamlı anlaşmazlık konusu olmuştu. Bunun yanında başkanlık, yarı başkanlık ve partili cumhurbaşkanlığı ekseninde çok yoğun fikri münakaşalar süregelmişti. Bu tartışmalara bir son verebilmek ve millet iradesinin doğrudan tecelli edeceği yeni bir sistem inşasında bulunmak zorunluluk olarak ortaya çıkmıştı. Nhayetinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye’nin yeni bir toplum sözleşmesine ihtiyacı olduğu gerçeği ve sorumluluk bilinciyle hareket ettik. 15 Temmuz’dan sonra geniş tabanlı, uzlaşmaya dayalı ve çift başlılıktan kaynaklanan krizleri bitirecek bir hükümet sistemine duyulan ihtiyaç göz ardı edilemezdi, görmezden gelinemezdi. Milletimizin yeni bir soluğa, yeni bir hukuki mutabakata yönelik çağrı ve talebi reddedilemez bir boyuta ulaşmıştı. Buna duyarsız kalamaz, kulağımızın üstüne yatamazdık. Milliyetçi Hareket Partisi millet yararına olduktan sonra her zaman, her zeminde uzlaşma ve hedef birlikteliğinden yana olduğunu gösterdi. 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasi mukavemetinin tahkimi, devletin ve milletin bekasını tehdit eden unsurların engellenmesi hayati bir önem arz ediyordu. Türkiye’nin sistem değişikliğine gitmesine elzem kılan şartlar da 15 Temmuz darbe girişimiyle gün yüzüne çıkmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin beka mücadelesi verdiği bu süreçte, siyasi iktidarın ve devletin en tepesinde bulunan Cumhurbaşkanın görev ve yetkilerini kullanırken anayasayla ters düşmesi geleceğimiz açısından çok mahsurlu, çok tehlikeli bir durumdu. Bu açık tehlikenin bertaraf edilmesi gerekliydi ve bu konuda Türkiye’nin istiklal ve istikbalini düşünen tüm siyasi partilere görev düşüyordu. Milliyetçi Hareket Partisi olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirdik ve bekamıza yönelik tehditleri en aza indirmek maksadıyla alınması gereken tedbirleri aziz milletimizle paylaştık. Türkiye’nin içinde bulunduğu vahim iç ve dış tehditler, bölgemizde cereyan eden kaos ve istikrarsızlık ortamının giderek artması, küresel güçlerin Türkiye üzerinde kurduğu baskılara karşı yönetim sistemimizden kaynaklanan aksaklıkların giderilmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin önemli gerekçeleri arasındadır. Ülkemiz beka sorunu yaşarken yönetim sisteminden kaynaklanan sorun ve açmazlar geleceğimizin aleyhineydi. Biz, Türkiye’nin yeni bir anayasa değişikliği ve hükümet sistemine ihtiyacı olduğu gerçeğiyle üzerimize düşen görevi yerine getirdik. Kısaca Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işte böyle doğmuştur. 16 Nisan Halkoylamasından çıkan sonuçları tanımayan, millet iradesini hor gören ve sandıktan çıkan iradeye riayet etmeyen çarpık siyasi zihniyetler milletin kararlı duruşu karşısında çaresiz kalarak yeni sisteme uygun eylem planları geliştirmişlerdir. Nihayetinde milli irade 16 Nisan 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi onaylamıştır. Parlamenter sistemi tekrar yürürlüğe koyma vaatleri ise beyhude bir çabadır. Türkiye’nin siyasi kargaşa ve dış kaynaklı müdahalelere kapı aralayan yönetim sistemi yerini güçlü ve istikrarlı bir hükümet sistemine bırakmış, Türkiye’nin ufkunu gölgeleyen önemli bir sorun uzlaşma kültürüyle ortadan kaldırılmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelecektir, gelecek bizimle birlikte gelecektir. Milliyetçi Hareket Partisi başından sonuna yeni hükümet sisteminin paydaşıdır. Hedefimiz, TBMM’de sayısal ve siyasal olarak güçlü bir MHP’nin varlığıdır. Hedefimiz, TBMM’nin denge ve denetleme görevini eksiksiz yerine getirmektir. Hedefimiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni bütün kurum ve kurallarıyla hakim kılmaktır. Beşinci kol faaliyetiyle partimizi küçültmeye, küçük göstermeye, eritmeye, itibarsızlaştırmaya yönelik şerefsiz bir kumpasın aracı olan kiralık anket şirketleri ne söylerse söylesin, Milliyetçi Hareket Partisi sizin desteğinizle, milletimizin teveccüh ve takdiriyle değil barajları, okyanusları aşa aşa geliyor, her geçen gün yükseliyor. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olmak için günden güne büyüyor, milyonlar Üç Hilale umut bağlıyor. Bizden rahatsız olanlar, FETÖ’nün değirmenine su taşıyan kripto işbirlikçilerdir. Bizden gocunanlar, PKK’nın ekmeğine yağ süren omurgasızlar ve onursuzlardır. Bizi çekemeyenler, bizi kabullenemeyenler Müslüman Türk milletine düşman kesilenlerdir. Bunlar 24 Haziran’a kadar konuşsunlar. Her gün yalanlarına yalan ekleyip müfteriliğin çamuruna batsınlar. Ancak sonları yakındır, hesap verecekleri günler yaklaşmaktadır. MHP varsa Türkiye vardır. MHP varsa Türklük vardır. MHP varsa özgürlük ve demokrasi vardır. MHP varsa bin yıllık kardeşliğe hiçbir mihrak yan gözle dahi bakamayacaktır. Biz TBMM’de güçlü bir şekilde yer alıp, sosyal, ekonomik ve siyasal politikalar üzerinde etkili olacağız, söz ve vaatlerimizin gerçekleşmesi için yeni sistemin içinde kararlıkla mücadele edeceğiz. Seçim Beyannamemizde ayrıntılarıyla ifade ettiğimiz ve bu vesileyle özet olarak açıklayacağım vaatlerimizin bir kısmı şöyledir: Teröristler, çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri hariç olmak üzere, kader kurbanlarına af çıkarılması, Vatandaşlarımızın, kredi ve kredi kartı borçları ve yüksek faiz sarmalının neden olduğu yoksulluk tuzağından kurtarılması, Ekonominin ihtiyacı olan alanlarda yapısal reformların hızla gerçekleştirilmesi, Esnaf ve çiftçilerimizin vergi ve prim yükünün hafifletilmesi, Esnaf ve sanatkârlarımızın geçmiş hizmetlerine borçlanma hakkı tanınması, Staj ve çıraklık sürelerinin emeklilik hizmetine sayılması, Yük ve yolcu taşımacılığı yapan esnafımıza vergisiz akaryakıt sağlanması, Şoför esnafımıza yıpranma payı hakkı temin edilmesi, Çiftçilerimizin kullandığı mazot üzerindeki vergilerin kaldırılması, Sulamada ve tarım işletmelerinde kullanılan elektrikten KDV alınmaması, tohum, fide ve ilaç gibi girdilerin vergi yükünün düşürülmesi, İşsiz her aileden bir kişiye asgari ücretin yarısı kadar aile desteği yardımı verilmesi, Gençlerimizin, iş bulana kadar ailelerinin sağlık sigortasından yararlanması ve öğrenim kredisi borçlarından faiz alınmaması, Üniversiteye giriş sınavının kaldırılması, Emekli aylıklarındaki eşitsizliklerin giderilmesi, refah payının yükseltilmesi, Emeklilikte yaşa takılan kardeşlerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi, Kadınlarımıza sigortalılık öncesi doğumları için borçlanma hakkı tanınması, Kadına şiddet ve çocuk istismarının önlenmesi, kadına ve çocuğa karşı suçlarda cezaların ağırlaştırılması, adli yardım desteği sağlanması, dava açma zaman aşımının kaldırılması, Asgari ücretten vergi alınmaması, ücretlilerin asgari ücret kadar gelirinin vergi dışı bırakılması, Kadro alamayan taşeron işçiler, 4/B’li, vekil, sözleşmeli, fahri ve geçici statüde çalışanların kadroya alınması, Kamu çalışanlarının tüm ek ödemelerinin emekli aylığına yansıtılması, Öğretmenlerimizin ek göstergesinin 3600’e çıkarılması, Atanamayan öğretmenlerimizin tamamının kademeli olarak atanması için kadro ihdas edilmesi, Kahraman ve fedakâr Uzman Çavuşlarımızın tümünün kadroya alınması, özlük haklarıyla birlikte mali ve sosyal durumlarının iyileştirilmesi, Emniyet çalışanlarımızın özlük haklarının düzeltilmesi, polislerimizin ek göstergesinin 3600’e yükseltilmesi, haftada 40 saatin üzerindeki hizmetler için fazla mesai verilmesi, Engelli ve engelli yakını aylığının yükseltilmesi ve engelli aylığı ödenmesinde, aile geliri yerine kendi gelirlerinin esas alınması, Muharip gazi şeref aylığının artırılması ve hepsine aynı tutarda ödenmesi, Şehit anne ve babalarının aldıkları maaşın artırılması, Şehit yetimlerinin tamamına iş hakkı verilmesi, Ordu ve polis vazife malullerinin maaşlarının iyileştirilmesi, Malul sayılmayan gazilere “Gazilik” unvanı verilmesi için gerekli yasaların çıkarılması konusunda bütün gayret ve samimiyetimizle mücadele edeceğiz, inşallah da başaracağız. Cumhur İttifakı Millet Aklı, Geleceğin Teminatı. Cumhur İttifakı Millet Aklı, Huzurlu Türkiye. 24 Haziran seçimleri, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır. Günümüz kutlu olsun. Geleceğimiz aydın olsun. Varlığımız daim olsun. Allah hepinizden razı olsun. Sözlerime son verirken, sizleri saygılarımla selamlıyor, 24 Haziran’ı zafere çevirmek için olağanüstü bir mücadele azmi sergilemenizi bekliyorum. Milletvekili adaylarımızı TBMM’de görmek istiyor, hepinize başarılar diliyorum. Yolunuz, bahtınız, alnınız açık olsun. Cumhur İttifakı, Millet Aklı, TBMM’de Güçlü Milliyetçi Hareket Partisi. Ne Mutlu Türküm Diyene.
|