Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin Bursa Merkezli Bölge İstişare Toplantısında yapmış oldukları konuşma. 9 Haziran 2018
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
Bursa Merkezli Bölge İstişare Toplantısında yapmış oldukları konuşma.
9 Haziran 2018

 

 

 

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler,

Basınımızın Saygın Temsilcileri,

Kuruluşumuzun aziz hatıralarını ruhunda barındıran, her köşesinde tarihin silinmez izlerini taşıyan Bursa’da sizlerle birlikte olmaktan gurur ve sevinç duyuyorum.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla sunuyorum.

Milletimin her evladını hasretle, şükran hislerimle selamlıyorum.

24 Haziran 2018’de yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerine iki haftalık bir süre kalmıştır.

Bursa yeni bir zafer için hazırdır.

Balıkesir yeni bir diriliş için heyecanlıdır.

Yalova, Bilecik, Çanakkale, Kütahya, Eskişehir tarihi bir başarı için kararını vermiştir.

Bir obadan başlayarak muazzam bir devlet çıkaran yüksek meziyetler, silinmez hasletler asil ve tertemiz Bursalı kardeşlerimde hala yaşamaya devam ediyor.

Ne kadar övünsek yetersizdir.

Sizler, bu topraklara tutunup cihat ve gaza ruhuyla devamlı ilerleyen, ilerledikçe cihana Türk milletinin ismini ve izlerini kazıyan aziz ecdadımızın ülkü ve özlemlerini temsil ediyorsunuz.

Hepinizi kucaklıyorum, hepinize güveniyorum.

Diyorum ki, Cumhur İttifakı Millet Aklı, Türkiye’nin Teminatı, Elbette TBMM’de Güçlü Milliyetçi Hareket Partisi.

Bursa, Balıkesir, Yalova, Bilecik, Eskişehir, Çanakkale, Kütahya il teşkilatlarımızın, bu illerimizde demokrasi mücadelesi veren milletvekili adaylarımızın katılımlarıyla düzenlediğimiz Bursa Merkezli Bölge İstişare Toplantımızın partimize, milletimize, ülkemize ve geleceğimize hayırlı olmasını içtenlikle temenni ediyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize hoş geldiniz diyor, Ramazan-ı Şerife’mizin mübarek olmasını, tuttuğumuz oruçların, ettiğimiz ibadetlerin kabulünü Allah’tan niyaz ediyorum.

Yarın idrak edeceğimiz Kadir Gece’mizi, ardından karşılayacağımız Ramazan Bayramımızı bugünden kutluyor, sizlere en kalbi şükranlarımı sunuyorum.

 

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Vatandaşlarım,

Tarihteki başarılarımızın sırrı birlik ve beraberliğimizi diri tutmamızdır.

Bir ve bütün olduk kıtalarla buluştuk.

Kutlu bir irade, kutsal bir ittifakla cihana damga vurduk.

Her adımımızı bir sonraki tamamladı.

Her mücadelemizi bir diğeri izledi.

Her başarımız bir başka zaferi müjdeledi.

Saflarımızı kimseye bozdurmadık.

Aramıza kimseyi sokmadık, sokturmadık.

Biz hep birlikte büyük Türk milleti olduk.

Zulmeti dayattılar, milli imanla dağıttık.

Zulmü reva gördüler, milli onur ve direnişle reddettik.

Dünden bugüne hep el ele, her zaman gönül gönüle, bir ve beraber olduk.

Esasen Cumhur İttifakı işte böyle doğdu.

Cumhur İttifakı, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinden besleniyor.

Cumhur İttifakı, Türk milletinin haslet ve haysiyetinden feyzini alıyor.

Cumhur İttifakı Türk ve Türkiye düşmanlarının korkulu rüyası olarak tarihimizin en stratejik ve isabetli kararlarından birisi olarak milli vicdanda cevap ve cevaz buluyor.

İttifak yerine ihtilaf diyenler,

İmana dudak büküp ihanete el sallayanlar,

Cumhur yerine curcuna, cumhur yerine cümbüş, yükseklik yerine çukurluğu tercih edenler, elbette milli iradenin ne dediğini anlayamazlar, cumhurun ittifak ruhunun amaç ve kapsamını göremezler, görseler de hazmedemezler.

Artık partiler arasında ittifak kurulabilmenin önü açılmıştır.

Mart ayı içinde, TBMM’de yapmış olduğumuz düzenlemeyle ittifak meşru ve kanuni bir zemine kavuşmuştur.

Yeni hükümet sistemiyle birlikte ittifak oluşturmanın, ittifakla hareketin zarureti ortaya çıkmıştır.

Cumhur İttifakı yasal bir arka plana dayanmaktadır.

Cumhur İttifakı, 7 Ağustos Yenikapı ruhundan ilham ve duruşunu almaktadır.

Cumhur İttifakı bizzat cumhurun ta kendisidir, Cumhuriyet’in kader çizgisidir.

Zalimlere karşı ittifak diyoruz.

Teröristlere karşı ittifak diyoruz.

Hainlere karşı ittifak diyoruz.

Küresel saldırı ve komplolara karşı ittifakla hareket ediyoruz.

Kim ki, Cumhur İttifakı’nı dinamitlemeye kalkışırsa, kim ki Cumhur İttifakı’na vade biçip çürütmeye çalışırsa, biliniz ki, Türkiye’nin mahvına hizmet eden saat ayarlı alçaktır.

Cumhur İttifakı, millidir, yerlidir, cesurdur, dik duruşludur, sabırdır, akıldır, sorumluluktur.

Bu kavramlara yabancılık çekenler ne ittifakı ne de cumhuru bilirler.

Türkiye’nin prangalarını sökecek kuvvet, engelleri birer birer yıkacak kudret cumhurun müttefiklik anlayışıdır.

Malum çevre ve şahıslar, ihanete kafa yormazlar, ittifakla uğraşırlar.

Ağır güvenlik ve beka sorunlarını mesele yapmazlar, cumhurun kararına leke sürmeye kalkarlar.

Bunlar ki, “Sayın Erdoğan bir daha seçilirse dolar 10 lira olur” diyen ekonomik teröristlere, onların siyaset, akademi, sivil toplum kuruluşlarına yuvalanmış işbirlikçilerine ses çıkarmazlar.

Bir kez daha diyorum ki, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Sayın Erdoğan kazanırsa dolar 10 lira olur diyen müstevlilerin uzman kisveli yorumcularına, inşallah Türk milleti 24 Haziran’da kabusu yaşatacaktır.

Bu kervana, ne yazık ki, CHP’nin adayı İnce’de eklenmiştir.

İnce’nin sözde Kürt sorununda hiçbir kırmızıçizgisi yokmuş.

Önce vatan değil, önce adaletmiş.

Kırmızıçizgisi olmayan bir gafilin Cumhurbaşkanı adayı olması bile züldür.

Ama aynı gafil, terörle mücadelede adından takdirle bahsettiren şerefli bir Türk komutanının apoletlerini sökeceğim diyor.

Nasılsa söküp takmaya alışmış.

Kalbinde ve kafasında vatan mefhumu sönmüş esef ve endişe verici bu şahsın Cumhurbaşkanı olacağım iddiası da tam bir deli saçması, fecaat boyutta bir akıl tutulmasıdır.

İnceden inceye gerçek niyet ve fikriyatını deşifre eden CHP’linin işi bitmiş, pusulası şaşmış, dümeni kırılmıştır.

PKK’ya umut veren birisinin Cumhurbaşkanı olması mümkün değildir.

FETÖ’ye tek kelime laf etmeyen birisinin Cumhurbaşkanı olması ham hayaldir.

Daha vahimi, İP’in adayı, tıpkı CHP’nin adayı gibi, PKK’lı Demirtaş’ın serbest bırakılmasını istiyor, sözde Kürt sorunu çerçevesinde İRA modeli öneriyor.

Bunlarda ne ilkeli duruş var, ne ülke kaygısı.

Bunlar da ne erdem kalmış, ne de siyasi ahlak ve adamlık.

CHP, gayri milli çevrelerin ümit kapısıdır.

İP, Türkiye muhaliflerinin moral kaynağıdır.

HDP, CHP ve İP’in gizli ve potansiyel ortağıdır.

PKK-FETÖ-YPG bunların destekçisidir.

İşte Türkiye’nin önünü kesmeye çalışan hainlere karşı Cumhur İttifakı.

Milli şeref için Cumhur İttifakı.

Milli beka için Cumhur İttifakı.

Haçlı emellerine karşı Cumhur İttifakı.

İşgalcilere, satılmışlara, kiralanmışlara, döneklere, döviz ve faiz lobisine karşı Cumhur İttifakı.

Cumhur İttifakı Millet Aklı, Huzur ve Güvenin Teminatı.

Cumhur İttifakı Millet Aklı, Elbette TBMM’de Güçlü Milliyetçi Hareket Partisi.

Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz, ardından da TBMM’de çok etkin, sayısal ve siyasal olarak güçlü bir MHP grubunun oluşmasını Allah’ın izniyle başaracağız.

Bunu yapacak milletimize inanıyorum.

Üstün bir mücadeleyle azı çok yapacak siz değerli dava arkadaşlarıma sonuna kadar güveniyorum.

Soruyorum sizlere:

Başaracak mısınız? (Evet)

24 Haziran’a çok az süre kala gece gündüz çalışacak mısınız? (Evet)

MHP’yi TBMM’de zirveye çıkaracak mısınız? (Evet)

Cumhur İttifakı’na destek olacak mısınız? (Evet)

İşte Bursa’dan duyulan güçlü nefes, işte Milliyetçi Hareket Partisi’ne gönül verenlerden duyulan güçlü ses, işte kabaran umut, işte parlayan milli ufuk. Allah hepinizden razı olsun diyorum. Hep var olun, hep sağ olun.

 

 

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Merhum vatan şairimiz Mehmet Akif, bir şiirinde aynen şöyle seslenmiş ve bizlere ikazda bulunmuştu:

“Bir baksana yerler uyanık, gökler uyanıktır,

Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır.”

Bugünkü ülke ve dünya gerçeğinde uyanık bir şuur, uyarılmış bir dikkat herkes ve hepimiz için ertelenemez zorunluluktur.

Uyursak eğer, uydulaşır, tutsak düşeriz.

Uyuşursak eğer, öz değerlerimizden uzaklaşır, önüne gelenin, keyfi yetenin, canı çekenin denetim ve kontrolüne gireriz.

Bu hakikatler tarihi tecrübelerimizin hepimize uyarısıdır.

Müteyakkız ve müessir bir irade gücünden hiçbir zaman mahrum olmadık, olamazdık.

Biliyorduk ki, nefret saçan gözler üzerimizdeydi.

Biliyorduk ki, çetin bir coğrafyayı yurt tutmuştuk.

Türk milletini punduna getirip, Türkiye’yi tongaya düşürüp, Türk vatanını tuzağa çekip öldürücü vuruşu yapmak için hazır bekleyen odakların kirli hesapları fazlaydı.

Bu yüzden asırlarca önce tedbir, sonra tevekkül dedik.

Tarihin ve coğrafyanın bizlere yüklediği sorumlulukları idrak ederek istiklalimize biçilen kefeni, istikbalimize giydirilmek istenen esir kıyafetini her seferinde yırtıp attık.

Ayağımıza kilit vurmak için pusuya yatanları şaşkına çevirdik.

Varlığımızı zincirlemeye uğraşanları fenalıklarıyla birlikte devirdik.

Aynısını yine yapmalıyız, aynı duruşu yine sergilemeliyiz.

Bir olmalıyız, iri olmalıyız, milli birlik ve dayanışma ruhunu sonuna kadar diri tutmalıyız.

Türkiye’nin etrafındaki çember giderek daralmaktadır.

Tehlike ve tehditlerin yoğunluğunda tırmanış gözlemlenmektedir.

İç sorun alanları yaygınlaşırken, bölgesel ve küresel hercümerç kaygı verici ölçüde derinleşmektedir.

Türkiye çok cepheli bir mücadelenin, deyim yerindeyse yeni bir istiklal müdafaasının içindedir.

Altını kalın bir şekilde çiziyorum ki, husumetle husule gelenler dört bir koldan tuzak ve kumpas kurmaktadır.

Şu günkü şartlarda kalıcı ve köklü çareler yerine boş ve beyhude bahaneler peşinde koşmak zaman israfına, milli ümitlerin heba olmasına yol açacaktır.

Şundan eminiz ki, ülkemiz içine çekildiği badire ve belaları aşacak keyfiyette, yenecek kudrettedir.

Buna inanmak, bunun için güç birliği yapmak mecburidir.

Türkiye hepimizindir.

Vatan Türk milletinindir.

Al bayrak Türk bağımsızlığının eseridir.

Ortak ve kurucu değerler etrafında kenetlenmekten, milli ve manevi emanetlere sahip çıkmaktan başka seçeneğimiz yoktur.

Artık oyalanacak vakit kalmamıştır.

Dün olduğu gibi bugün de, meydan şeytana bırakılmayacak, zillet millete üstünlük kuramayacaktır.

Emperyalizm illeti, milli iffeti boyunduruk altına alamayacaktır.

Terör örgütlerine karşı tarihin en şiddetli ve etkili mücadele ruhu çok şükür devrededir.

Bundan ziyadesiyle memnunuz, destek ve katkımızı önşartsız sürdürüyoruz.

Bu mücadele ruhunu sekteye uğratmak isteyen fitne kumkuması malumlarınızdır.

Bu mücadele ruhunu söndürmeye çalışan iflah olmaz müflislerin hedef ve hüviyetleri de bilinmektedir.

Suret-i haktan görünüp de, suratlarının rabbiyesi silinmiş işbirlikçilerin emelleri, erdemsizlikleri artık gün gibi meydandadır.

Bir kez daha ifade etmek isterim ki; FETÖ, PKK, PYD-YPG, IŞİD Türkiye düşmanlığında buluşmuş hıyanet ve husumet ortaklarıdır.

Bu ortaklığın kuruluş senedini hazırlayan, sevk ve idare eden, amaç ve araç tahkimini yapan hiç kuşku yok ki Türk ve İslam düşmanlığından beslenen zorba güçlerdir.

Türkiye’nin bölünüp yıkıma maruz kalması için faal halde bulunan çevreler terör örgütlerine saldırı ve provokasyon talimat ve tembihini uzun süre önce vermişlerdir.

Bunu biliyor, bunu görüyoruz.

Aziz ecdadımızın muhteşem hatırasını siyasi düşüklere, ihanet düşkünlerine yedirmeyeceğiz.

Türkiye sahipsiz değildir. Millet çaresiz değildir. Devlet yetim değildir. Vatan kimsesiz değildir. Bayrak umutsuz değildir.

Milliyetçi Hareket Partisi tüm heybet, tüm haşmet, tüm haysiyetiyle buradadır, kutlu mücadelede yeminlidir.

2017’nin en mühim gelişmesi hükümet sisteminde yapılan tarihi nitelikli değişim ve değişikliktir.

Türk milleti 16 Nisan Halkoylamasıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini oylamış, onaylamıştır.

24 Haziran ise yeni hükümet sisteminin istikrarlı bir şekilde gelişmesi, siyasal ve yönetim sistemine yerleşmesi için önemli bir dönemeçtir.

Sistemin kurum ve kurallarıyla işlerlik ve işlevsellik kazanması önümüzdeki en temel meseledir.

Türkiye’nin mutabakata, milli beka ve hassasiyetlere dayanan bir hükümet sistemine ihtiyacı olduğunu en küçük siyasi çıkar ummaksın ifade ve itiraf etmiştik.

Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bina edilmesini tavizsiz şekilde destekledik.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tam manasıyla oturması ve olgunluk kazanıp inşası için Milliyetçi Hareket Partisi üzerine düşen görevi eksiksiz yapmaya azimli, istekli ve iradelidir.

Bu konudaki tercih ve kararımızın istikameti de bellidir.

Biz 7 Ağustos Yenikapı ruhuna, 16 Nisan Halkoylaması şuuruna bağlıyız, bağlı kalacağız.

Çünkü biz Türkiye sevdalısıyız.

Çünkü biz Türk milletinin özlemlerinin tercümanıyız.

Ve biz Türküz, doğruyuz, verdiğimiz sözü sonuna kadar tutarız.

Türk milletinin kabul ve tasdik ettiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden geriye dönüş yoktur.

Artık çalıyı tepesinden sürümek ahmaklıktır.

Mevcut sistemden dönmeye çalışanları, dönüş için çağrıda bulunanları, çaba gösterenleri tanımıyoruz, tanımayacağız.

Bunlar ki, getirdikleri su akmaz, yaptıkları baraj tutmaz, söyledikleri sözü kimseler yutmaz.

Siyasetin dipsiz tencerelerine, camsız pencerelerine inanacak yoktur.

Artık taraflar netleşmiştir.

Niyetler netleşmiştir.

Bakınız ne diyordu merhum vatan şairimiz Mehmet Akif:

İhtiyar amcanı dinler misin oğlum Nevruz?

Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işte gerek.

Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme;

Sözü sağlam, özü sağlam adam ol, ırkına çek.

Çok şükür, çektiğimiz köken belli, geldiğimiz kaynak bellidir.

Ülkemiz belli, tertemiz ülkülerimiz ise belirgin ve bilinmektedir.

Türkiye’nin kaybetmesine oynayan, bunun için çorak toprak üzerinde ot bitirmeye çalışanlar en acı yenilgiyi tadacaklardır.

Hedeften şaşmak yoktur.

Türkiye düşmanlarına merhamet yoktur.

Kaos ve kriz tacirlerine af yoktur.

Şuuraltı siperlerimizi yağmalamak isteyen ahlaksızlara ise asla müsaade yoktur.

Bu ülkede günahkarların bedelini masumlar ödemeyecektir.

Gönülden gönüle açılan pencerelerden dolan millet ışığı yürekleri tutuşturup mumdan kuşatmayı Allah’ın izniyle yakıp geçecektir.

Zafer Türk milletinindir.

Zafer bir ve beraberliğe inanmış milli vicdanındır.

Zafer Cumhur İttifakınındır.

Süfli arzular, nefsani istekler ağır bir taş gibi ayağımıza bağlanıp dibe çekmeye çalışsa da, sonuç alamayacaklardır.

 

Değerli Dava Arkadaşlarım,

15 Temmuz kanlı ve hain darbe girişimi neticesinde 251 vatan evladı şehit olmuş, 2 bin 194 vatan evladı da yaralanmıştı.

Ülkemiz ve milletimiz açısından 15 Temmuz bir dönümdür.

Bu itibarla hiçbir şeyin eskisi gibi olması beklenemezdi, Türkiye’nin acilen yeni bir atılım ve ilerleme sürecine girmesi lazımdı.

7 Ağustos Yenikapı Ruhu ile oluşan milli birlik ve beraberlik şuurunun diri tutulması, Türkiye’nin sığ tartışmalardan kurtulup el birliğiyle düzlüğe çıkması amacıyla büyük bir sorumluluk üstlendik ve milletimizin bizlere yüklediği görevden kaçmadık.

Siyasi gündemde kronik çekişme ve çatışma konusu olarak duran temel sorunları bu anlayışla ele almak, ülkemizin önünü açmak ve geleceğini planlamak durumundaydık.

Bunların en önemlilerinden birisi de uzun zamandır ülkemizi meşgul eden yeni Anayasa kapsamında derinleşen hükümet sistemi tartışmalarıydı.

1982 Anayasası Cumhurbaşkanının yetki ve sorumluluklarını klasik parlamenter sistemden farklı olarak daha geniş bir şekilde düzenlemiş ve bu durum çift başlılığın oluşmasına neden olmuştu.

1982 Anayasasının barındırdığı “darbe ruhu” bugüne kadar yapılan 18 değişikliğe rağmen giderilememişti.

15 Temmuz’dan sonra geniş tabanlı, uzlaşmaya dayalı ve çift başlılıktan kaynaklanan krizleri bitirecek bir hükümet sistemine duyulan ihtiyaç göz ardı edilemezdi ve biz de bunun gereğini yaptık.

Milliyetçi Hareket Partisi millet yararına olduktan sonra her zaman, her zeminde uzlaşmadan yana olduğunu göstermiştir.

Siyaset kurumunun dış müdahaleye açık olduğu, eksik ve aksak yönlerinin bulunduğu parlamenter sistemin ya revize edilmesi ya da yeni bir hükümet sistemi ile bu pürüzün tamamen ortadan kaldırılması için çağrımızı yaptık.

Bu çağrımız Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından karşılık buldu ve yeni bir hükümet sisteminin yasal alt yapısı için gerekli mutabakat sağlandı.

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasi mukavemetinin artırılması, devletin ve milletin bekasını tehdit eden unsurların engellenmesi hayati bir önem arz ediyordu.

Türkiye’nin sistem değişikliğine gitmesini zorunlu kılan şartlar da 15 Temmuz darbe girişimiyle belirginleşmişti.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirdik ve bekamıza yönelik tehditleri etkisizleştirmek için alınması gereken tedbirleri aziz milletimizle paylaştık.

Türkiye’nin içinde bulunduğu yüksek iç ve dış tehditler, bölgemizde cereyan eden şiddetli kaos ve istikrarsızlık ortamı, küresel vahşetin Türkiye üzerinde kurduğu baskılara karşı yönetim sistemimizden kaynaklanan açmazların giderilmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişi mecburi hale getirmişti.

Ülkemiz beka sorunu yaşarken yönetim sisteminden kaynaklanan kuru, kısır ve bayağı tartışmalar ile oyalanmak geleceğimizin aleyhineydi.

Bu tablo karşısında Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları göz önüne alarak “önce ülkem ve milletim” prensibiyle hareket ettik ve çözüm yolu gösterdik.

Biz, Türkiye’nin yeni bir anayasa değişikliği ve hükümet sistemine ihtiyacı olduğu gerçeğiyle üzerimize düşen görevi yerine getirdik.

Aziz milletimiz 16 Nisan’da yapılan halk oylamasında yüzde 51,4 oranıyla Millet İçin Evet, Devlet İçin Evet, Cumhuriyet İçin Evet, Türkiye İçin Evet deme iradesini göstererek sistem değişikliğine onay vermiş ve tezvirat üreten sesleri kesmiştir.

Türkiye’nin siyasi kargaşa ve dış kaynaklı müdahalelere kapı aralayan yönetim sistemi yerini güçlü ve istikrarlı bir hükümet sistemine bırakmış, Türkiye’nin ufkunu gölgeleyen önemli bir sorun uzlaşma kültürüyle ortadan kaldırılmıştır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelecek yüzyılların teminatıdır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, devlet çarkının pürüzsüz dönmesine, bürokratik oligarşinin kökünden bitmesine, kararların tesirli ve verimli şekilde alınmasına hizmet edecektir.

Yeni sistemle birlikte kuvvetler ayrımı daha da netleşecek ve güçlenecektir.

Yargı bağımsız ve tarafsız, Yasama daha güçlü ve yürütmenin vesayetinden uzak, Yürütme ise daha aktif ve seri hale gelecektir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türk milletinin irade ve istikbalidir.

24 Haziranla birlikte yeni sistem tam olarak devreye alınacaktır.

Biz de buna destek vereceğiz, kurum ve kurallarıyla yerleşmesine katkı sunacağız.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin içinde TBMM’de yapacaklarımız çok fazladır.

Denge ve denetleme görevini üstlenecek Milliyetçi Hareket Partisi sosyal, siyasal ve ekonomik politikalara yön ve istikamet verecek siyasi bir mevkie ulaşacaktır.

Seçim Beyannamemizde açıkladığımız söz ve vaatlerimizi TBMM’de çok çalışarak gerçekleştireceğiz.

Bunlar arasında;

Teröristler, çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri hariç olmak üzere, kader kurbanlarına af çıkarılması,

Vatandaşlarımızın, kredi ve kredi kartı borçları ve yüksek faiz sarmalının neden olduğu yoksulluk tuzağından kurtarılması,

Ekonominin ihtiyacı olan alanlarda yapısal reformların hızla gerçekleştirilmesi,

Esnaf ve çiftçilerimizin vergi ve prim yükünün hafifletilmesi,

AVM yasasının yeniden düzenlenmesi, esnafı yok eden AVM ve zincir marketler ile belediye işletmelerine yönelik tedbirler alınması,

Esnaf ve sanatkârlarımızın geçmiş hizmetlerine borçlanma hakkı tanınması,

Staj ve çıraklık sürelerinin emeklilik hizmetine sayılması,

Yük ve yolcu taşımacılığı yapan esnafımıza vergisiz akaryakıt sağlanması,

Şoför esnafımıza yıpranma payı hakkı temin edilmesi,

Çiftçilerimizin kullandığı mazot üzerindeki vergilerin kaldırılması,

Sulamada ve tarım işletmelerinde kullanılan elektrikten KDV alınmaması, tohum, fide ve ilaç gibi girdilerin vergi yükünün düşürülmesi,

İşsiz her aileden bir kişiye asgari ücretin yarısı kadar aile desteği yardımı verilmesi,

Gençlerimizin, iş bulana kadar ailelerinin sağlık sigortasından yararlanması ve öğrenim kredisi borçlarından faiz alınmaması,

Ön lisans mezunlarına lisans tamamlama imkanı sağlanması,

Üniversiteye giriş sınavının kaldırılması,

Askerlik süresinin prim ödemeksizin emeklilik hizmetine sayılması,

Emekli aylıklarındaki eşitsizliklerin giderilmesi, refah payının yükseltilmesi,

Emeklilikte yaşa takılan kardeşlerimizin mağduriyetinin giderilmesi,

Kadınlarımıza sigortalılık öncesi doğumları için borçlanma hakkı tanınması,

Kadına şiddet ve çocuk istismarının önlenmesi, kadına ve çocuğa karşı suçlarda cezaların ağırlaştırılması, adli yardım desteği sağlanması, dava açma zaman aşımının kaldırılması,

Asgari ücretten vergi alınmaması, ücretlilerin asgari ücret kadar gelirinin vergi dışı bırakılması,

Kadro alamayan taşeron işçiler, 4/B’li, vekil, sözleşmeli, fahri ve geçici statüde çalışanların kadroya alınması,

Yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların, genel idari hizmetlere geçirilmesi,

Kamu çalışanlarının tüm ek ödemelerinin emekli aylığına yansıtılması,

Sağlık çalışanlarına yıpranma payı hakkı verilmesi,

Yardımcı sağlık personelinin istihdamının yaygınlaştırılması,

Mühendislerin özlük haklarının iyileştirilmesi,

Öğretmenlerimizin ek göstergesinin 3600’e çıkarılması,

Atanamayan öğretmenlerimizin tamamının kademeli olarak atanması için kadro ihdas edilmesi,

Maliye ve gelir idaresi çalışanlarımıza kurum içi uzmanlık sınavı açılması,

Mübaşir, zabıt kâtibi ve diğer adalet çalışanlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi,

Kahraman ve fedakâr Uzman Çavuşlarımızın tümünün kadroya alınması, özlük haklarıyla birlikte mali ve sosyal durumlarının iyileştirilmesi,

Emniyet çalışanlarımızın özlük haklarının düzeltilmesi, polislerimizin ek göstergesinin 3600’e yükseltilmesi, haftada 40 saatin üzerindeki hizmetler için fazla mesai verilmesi,

Engelli ve engelli yakını aylığının yükseltilmesi ve engelli aylığı ödenmesinde, aile geliri yerine kendi gelirlerinin esas alınması,

Doğuştan ya da işe girmeden önce engelli olanların, malul şartlarından yararlandırılması,

Muharip gazi şeref aylığının artırılması ve hepsine aynı tutarda ödenmesi,

Şehit anne ve babalarının aldıkları maaşın artırılması,

Şehit yetimlerinin tamamına iş hakkı verilmesi,

Terörle mücadele gazilerine ikinci istihdam imkânı sağlanması,

Ordu ve polis vazife malullerinin maaşlarının iyileştirilmesi,

Gazilerimize ÖTV’siz araç imkânı getirilmesi,

Malul sayılmayan gazilere “Gazilik” unvanı verilmesi için gerekli yasaların çıkarılması konusunda bütün gayret ve samimiyetimizle mücadele edeceğiz, Allah’ın izniyle başaralı olacağız. Allah’ın izniyle başarılı olacağız

Gayret bizden, takdir aziz Türk milletindendir.

24 Haziran’da milli beka kazanacak, Cumhur İttifakı oyunları tamamen bozacaktır.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket gönüldaşlarıyla, sevdalılarıyla, ülküdaşlarıyla, milletiyle, siyasi partisi ne olursa olsun oy veren vermeyen milyonlarca kardeşiyle bir ve beraberdir.

Bunu karartmaya hiçbir çapsız ve çamur zihniyetin ömrü yetmeyecektir.

FETÖ’cülerin, Türk düşmanlarının, ekonomik operasyonlarda döviz silahını kullananların ve bunların kuklalarının entrikaları, algı oyunları tutmayacaktır

Sözlerime son verirken hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyor, Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Yolunuz, bahtınız, alnınız açık olsun diyorum.

Cumhur İttifakı, Millet Aklı, TBMM’de Güçlü Milliyetçi Hareket Partisi.

Sağ olun, var olun.

Ne Mutlu Türküm Diyene.