Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, “Etimesgut Belediyesi Tarafından Düzenlenen Açılış ve Temel Atma Töreni”nde yapmış oldukları konuşmanın metni. 31 Ağustos 2018
Aziz Vatandaşlarım, Çok Değerli Etimesgutlu Kardeşlerim, Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler, Konuşmamın başında hepinizi özlemle selamlıyor, övgüyle kucaklıyorum. Etimesgut Türk Beyleri Kent Meydanı’nı tıklım tıklım dolduran kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Zafer Ayımızın son gününde sizlerle buluşmaktan, Etimesgut Belediyemizin takdir ve tebrike layık hizmetlerine şahit olmaktan bahtiyarlık duyuyorum. Etimesgut Belediyemiz hamd olsun çalışıyor, çabalıyor. Üretiyor, yatırıyor, büyütüyor, geliştiriyor. Azı çok yapmak, eldeki kıt imkânları en gerçekçi, en geniş şekilde kullanmak için gece gündüz çırpınıyor. Bugün 41 Dev Eserin Açılış Ve Temel Atma Töreni için toplandık. Dile kolay, tam 41 dev eserin Etimesgut’a kazandırılması hakikaten önemlidir, gıpta edilecek bir başarıdır. Her başarının ardında dua, emek, stratejik düşünce vardır. Her başarının temelinde alın teri, göz nuru, samimi mücadele yer almaktadır. Etimesgut Belediyesi, partimizin belediyecilik ilkeleri doğrultusunda, yani Üretken Belediyecilik vizyonumuz kapsamında lazım gelen ne varsa şevkle yapıyor. Etimesgut’a karşı sorumluluklarımızı, verdiğimiz sözlerimizi çiğnemedik, çiğnetmedik. Vaatlerimizi hiçbir zaman unutulmaya terk etmedik. Çünkü Türkiye’ye sevdalıyız, Etimesgut’a sevgiyle doluyuz, bu ilçemize gönül ve hizmet borcumuz olduğunu gayet iyi biliyoruz. Huzurlarınızda Belediye Başkanımız Sayın Enver Demirel Bey başta olmak üzere, belediye meclis üyelerimizi, belediye encümenimizi, belediye çalışanlarımızı, bütün dava arkadaşlarımızı can-ı gönülden kutluyorum. Ayrıca 9 Eylül’e kadar sürecek 15.Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali’nin hayırlı olmasını diliyor, bu vesileyle sahne alacak bütün sanatçı arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum.
Değerli Kardeşlerim, Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler, Etimesgut, yani Etimesut veya Etimesğut bizlere Ahi Mesud’un emanetidir. Ahilik geçmişte Müslüman Türk milletinin hayatında önem derecesi oldukça fazla olan sosyal, ekonomik, kültürel bir kurumdu. Ahiliğin ahlaki ve felsefi ilkeleri vardı. Kendi has bir üretim ve tüketim modeline sahipti. Kardeşliği baz ve esas alıyordu. Özellikle Ahi Evran, Ahiliğin haysiyet ve hedeflerini Anadolu’ya heyecanla, hevesle, inançla yaymış, kökleşmesini sağlamıştı. Etimesgut’a bakınca Ahiliğin derin kararlılığını, göz kamaştıran mirasını, engin kavrayışını görüyoruz. Etimesgut denilince kardeşlik ve kaderdaşlıkla geçen Türk-İslam asırlarının mana ve ruhunu idrak ediyoruz. Etimesgut sağlam duruşun, vicdanlı tutumun, demokratik gelişmişliğin kentidir. Ahiliğin harcı olan değerler Etimesgut’a halim bir edayla hakimdir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin belediyecilikten anladığı da öz olarak budur. Biz hâkim olan milletimize son nefesimize kadar hadimiz. Biz aynı şekilde Etimesgut’a hizmetle mükellefiz. Belediyecilik hoşgörü ve müşfik bir irade ister. Siyasi, ideolojik, mezhep, köken ve dünya görüşü ayırt etmeksizin herkesi kucaklamayı, herkesle tokalaşmayı, herkesin derdine kafa yormayı bekler. Belediyecilik ayrıca tevazu, teenni, temkin, tecrübe, temizlik, terbiye gerektirir. Milliyetçi Hareket Partisi milletimizin her ferdini, Etimesgut’ta yaşayan her kardeşimizi bir ve eşit gören fıtrat olgunluğuna, üstelik hepsini Cenab-ı Allah’ın bir lütfu kabul eden manevi ve fikri oluşa haizdir. Kibir bize yabancıdır. Ayırmak, dışlamak, ötekileştirmek, cepheleştirmek tenezzül etmeyeceğimiz yanlışlardır. Tepeden ve üstten bakmak bize son derece uzaktır. Bizim nezdimizde herkes eşittir Türkiye’dir. Etimesgut’ta yaşayan herkes milletimizin onurlu ve eşit evlatlarıdır. Herkes, Türk milletine mensubiyet duyan, al bayrağın altında nefes almaktan iftihar eden her insanımızı kapsar ve kuşatır. Biz Etimesgut’un yüreğine talibiz. Daha nice eserleri bu güzel ilçemize kazandıralım istiyoruz. Huzur, barış, kaynaşma ve anlaşmayla Etimesgut tarihi köklerine tutunarak geleceğin zirvelerine kanatlansın gayesindeyiz. Belediye; yalnızca imar, su, kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafi ve kent bilgi sistemleri, çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık, zabıta, itfaiye, acil yardım ve ambulans hizmetlerini veren müessese değildir. Belediye sadece şehir içi trafik, defin ve mezarlıklar, ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar, konut, kültür, sanat, turizm, tanıtım işleriyle meşgul olan kurum olarak değerlendirilmemelidir. Ya da ruhsat veren, harç ve vergi toplayan, mabetlerin yapımı, devlete ait her derece okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımıyla uğraşan bir kuruluş şeklinde de ele alınmamalıdır. Belediye demek umut demektir. Belediye demek uzlaşma demektir. Belediye demek uzakları yakın eden ümran ve uygarlık demektir. Belediye demek uhuvvet, yani kardeşlik demektir. Belediye demek veren elin alan elden üstünlüğünü tescil eden ufuk demektir. Belediye demek açı doyuran, çıplağı giydiren, üşüyeni ısıtan, hasreti dindiren, toplumsal bünyeyi dengeleyen, darda ve zorda kalanı sarıp sarmalayan müşfik ve müthiş bir uğraş demektir. Büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacib diyor ki: “Dilini gözet, gönlünü gözet, az ve helal ye, boğazını gözet. Doğru ol, dürüst davran, iki dünyayı da kazanır doğru olan.” Nitekim belediyecilik doğru olmak, dürüst kalmak, helal yoldan, en yakın mesafeden, en uygun mertebeden insana hizmetle dolup taşmaktır. Parti olarak belediyecilik anlayışımızın kökeninde elbette bunlar vardır. İnsanı gözetmeyen, insanı hissetmeyen, insanla ilgili kaygı beslemeyen belediye kansız damar, yapraksız ağaç, susuz toprak, yaysız ok gibidir. Öyle ki ne bir yaraya merhem olması ne de en küçük bir yarar temini mümkün değildir. Belediyeciliğin bir ahlakı, bir adaleti olmalıdır. Belediyeciliğin bir adabı, bir adanmışlığı bulunmalıdır. Bunlar olmadan belediye taş binadan, beton yığınından, çatık kaşlardan, asık suratlardan, bugün git yarın gel diyen sinirli suretlerden ibaret kalır ki, bu durumda hizmet yerine hezimet ve hüsran kaçınılmaz hale gelir. Biz belediyeciliği millete hizmetin ilk mevkii, ilk mercii, ilk merkezi kabul ediyoruz. Biz belediyeciliği milli ve manevi vecibe addediyoruz. Çözümsüz sorun yoktur. Çözülerek açılacak bir düğümün kesilmesine gerek de yoktur. Sabırla, akılla, sağduyuyla, samimiyetle, safiyetle her meselenin üstesinden gelmek mümkündür, münasiptir, mukadderdir. Sabır yoksa bezginlik başını kaldırır. Samimiyet yoksa her adım boşlukta kaybolur. Akıl yoksa çalışmak da zaman kaybıdır. 1.Murat’a peştamal bağlayan Ahi Musa’nın güzel ve derin sözünü yeri gelmişken hatırlatmak istiyorum: Ahi Musa 1.Murat’a diyor ki: “Kuşağı beline doladık, ama işi aklına emanet ettik.” Akla emanet olmayan iş evhama teslimdir. Belediyecilikte evham, yani vehim ve kuruntular küçücük tepeyi bile dağ gibi gösterir. Hem akıl hem gönül hem de vicdan bir terkiple devreye girmedikten sonra yapılacak her iş beyhude, her girişim boşuna, her teşebbüs bodoslamadır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin yönetimi altında bulunan belediyelerde akıl vardır, iman vardır, gönül vardır, vicdan vardır, empati vardır, aşk vardır, sevda vardır, özveri vardır, öz değerlere bağlılık vardır, işte delili, işte dev eserlerin mimarı Etimesgut Belediyesi’dir. Vatana adanmış ömürler, millete hizmetle meşhun gönüller Milliyetçi Hareket Partisi’nin yönetimi altındaki belediyelere mührünü vurmuştur. Biliyor ve inanıyoruz ki, fedakârlık olmadan fenalıklara göğüs germek ham bir hayaldir. Üstelik bu hayalin gerçekleşmesini beklemek katıksız hezeyandır. Fedakârlık varsa geleceği planlayan görüş derinliği, gerçekleri okuyan ve yorumlayan feraset enginliği mutlaka varlığını, muhakkak vakarını gösterecektir. Bizim Üretken Belediyecilik anlayışımız fedakârlığın erdemi, kılı kırk yaran çalışmanın, titiz hazırlıkların eseridir. Çok şükür ülkülerimizden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Belediyecilik ilkelerimizden sapmadan mücadelemizi sürdürüyoruz. Önümüzü kesmeye çalışanlara aldırış etmeden geleceğe koşuyoruz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Biz vatan, millet, başkent Ankara sevdalısıyız. Kalplerimiz Türkiye sevgisiyle çarpıyor. Kaderimiz Türk milletinin bekasıyla çakışıyor. Kavlimiz “önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” diyen gönül zenginliğiyle çelikleşiyor. Kararımız Etimesgut’a hizmetle çevikleşiyor. İnandık, belediye beraberlik harcı, birliktelik hamurudur, dedik. İddia ettik, belediyeciliğin sönmeyen meşale, silinmeyen, sinmeyen muvaffakiyet olduğunu deklare ettik. Belediyecilik bizim işimizdir. Millete tutkuyla hizmet Milliyetçi Hareket’in müessir iradesidir. Bugüne kadar Milliyetçi Hareket Partisi’nden seçilip de ilk virajda devrilen belediye başkanları oldu. İlk rüzgârda savrulanlar, ilk sallantıda kaçışanlar, ilk durakta inenler oldu. Gidenlere niye gidiyorsunuz demedik. Demek ki nefesleri o kadarmış dedik. Demek ki nefisleri akıllarını başlarından aldı şeklinde düşündük. Niyette varsa bulanıklık, karanlığa kısmet, kaçmaya avdet anlıktır, nitekim kaşla göz arasında tecelli edecektir. Bize çıkarlarını pusula yapmış olanlar, davasının yerine evdeki tavasını düşünenler, karakter ve kişisel kalitesiyle değil koltukla şahsiyet kazananlar lazım değildir. Bizim ve milletimizin adam gibi adam olanlara, mertçe, fedakarca, vefakar ve ahlaklı bir şekilde görevini yapacak şehri eminlere ihtiyacı vardır ve bu çok açıktır. Çok şükür sel gitti, kum kaldı, kütükler sürüklenip kayboldu. Hancıyla yolcu bir kez daha belli oldu. Milliyetçi Hareket Partisi Türk-İslam Ülküsünün bereketli beşiğidir. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin istiklal haklarını muhafaza edecek bükülmez bileğidir. Milliyetçi Hareket Partisi tarihi bellek, kültürel mekteptir. Milliyetçi Hareket Partisi zorlu imtihanlardan yüz akıyla çıkmış, zahmetli günlerden sivrilip yükselerek parlamayı bilmiş ve Etimesgut’a hizmeti milli vazife bilmiştir.
Değerli Etimesgutlu Kardeşlerim, Aziz Vatandaşlarım, Ülkemiz aleyhine çok yoğun bir kara kampanya tedavüldedir. Küresel emperyalizm her türlü ayak oyunu, kirli senaryoyla Türkiye’ye cephe almış, cephe açmıştır. Suriye’nin Kuzeybatısında artan tehlikeli gerilim milli güvenliğimizi tehdit etmektedir. Akdeniz’e adeta dünya üşüşmüş, ülkeler askeri çıkarma yarışına girmişlerdir. Bölgesel kutuplaşma giderek vahim seviyelere doğru genişlemektedir. Türkiye çok boyutlu bir mücadelenin içindedir. Bir yanda terörle mücadele sürerken, diğer yanda kuzu postuna bürünmüş, müttefiklik boyasına sürünmüş ülkelerin ekonomik ve diplomatik saldırılarına direnç gösterilmektedir. Türkiye’nin mevzi kaybetmesi, içe kapanması, siyasal ve ekonomik krize sürüklenmesi amacıyla alçak bir kumpas, ahlaksız bir komplo sahnelenmektedir. Döviz fiyatındaki yapay ve spekülatif artışlar, bilinsin ki, apaçık ekonomik saldırı, ekonomik sabotaj, ekonomik suikasttır. Emperyalizme kan veren Evanjelist ve Siyonist vandallık tarafından infaz ve ihanetle görevlendirilmiş sermaye çeteleri üzerimize salınarak doğrudan hedef seçilmiş durumdayız. Kaldı ki bunun itirafı ABD’li bir yönetici tarafından kısa süre önce uluorta deşifre ve ilan edilmiştir. Türkiye’nin stratejik ortağı ABD, ittifak hukukunu hiçe sayarak aleyhimize kurulmuş stratejik bir tuzağın merkez üssü haline gelmiştir. Müttefiklik ilişkisi derin bir yara almıştır. Her tarafı delik deşik olan dostluk ve diyalog köprüsü hepten dinamitlenmiştir. Bir NATO üyesi olan ABD, bir başka NATO üyesi olan Türkiye’ye ilan edilmemiş, adı konmamış siyasi ve ekonomik savaş açmıştır. S-400 füze savunma sistemine karşı F-35 kozu ABD tarafından masaya sürülmüştür. Diyorlar ki, Rusya’dan füzeyi almazsanız savaş uçağını vermeyi düşünürüz. Bu küstahça ve kural dışı bir muameledir. Anlayamadığımız, kimden ne alacağımızı, kime ne satacağımızı tayin ve tespit hakkı ne zaman ABD’ye geçmiştir? Böyle bir hakkı ABD kendinde nasıl görmektedir? Bağımsızlığımıza saygı duymayan, üzerimizde tahakküm kurmak, milletimizi tasallut altına almak, devletimize ambargo uygulamak için fırsat kollayan ülkeye dost demek mümkün müdür? Beşeriyet kimin masum kimin muhasım olduğunu net olarak görmektedir. Neresinden bakarsak bakalım, karşımızdaki bu tablo risklidir, rezalettir, art niyetin ürünüdür. Yaşananlar maksatlıdır, marazidir, düşmancadır. Gelişmelerden dolayı bölgesel ve küresel denge ağır hasar almıştır. ABD, uluslararası hukuka aykırı fiillerin, korsan ve karaborsa devlet mantığının odağı haline gelmiştir. Buna rağmen, Türkiye saldırılara karşı tek yumruktur. Trump ve yardımcısı Pence karşı tek nefes, tek yürek, tek sestir. Türkiye’yi teslim almaya, Papazı bahane ederek duruşumuzu bozmaya, milletimizi pes ettirmeye Pensilvanya bekçilerinin, zulüm nöbetçilerinin güçleri de, takatleri de yetmeyecektir. Ekonomik yıkıma bilerek hizmet eden, zalimlerin gözüne girmek için felaket tellallığı yapan, kriz çığırtkanlığına soyunan, işbirlikçilikten medet uman kim varsa, Etimesgut’tan söylüyorum ki, tescilli vatan hainidir. Emperyalizme tahkimat yapanlar, duruş ve beyanatlarıyla el sallayanlar yanlıştadır, yozlaşmanın ve satılmışlığın dibindedir. Türkiye bugünleri milli dayanışmayla, milli şuurla atlatacaktır. Geceyi gördük, sabaha inşallah ulaşacağız. Yokuşu çıktık, artık nefeslenip rahatlayacağız. Şimdiye kadar nice çilelerle sınandık. Pek çok badirelerden geçtik, pek çok saldırıyı püskürttük. Yine yaparız, yine başarırız, yine üstesinden geliriz. Devlet milletiyle bir ve beraberdir. Milli bünye aşılmaz bir kale gibidir. Altıncı filoya taş atanların mirasçıları şimdilerde bu filonun tayfalığına heves etseler de; Türkiye onun bunun dayatmasıyla, tezgahıyla, tertibiyle tam bağımsızlık çizgisinden asla savrulmayacaktır. Kimin dost kimin düşman, kimin temiz kimin kirli olduğu artık bellidir, bütün yönleriyle bilinmektedir.
Muhterem Vatandaşlarım, Değerli Dava Arkadaşlarım, 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekilliği Genel Seçimi’nden sonra resmen devreye giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kabullenemeyen, hazım güçlüğü çeken iç ve dış çevrelerin karşısında Türk milleti bütün heybetiyle ayaktadır. Bizi yenemeyecekler, yıkamayacaklar, kanlı ve alçak maşalarını fütursuzca kullansalar bile sonuç alamayacaklar. Döviz, faiz, borç ve enflasyon girdabında boğulmamızı bekleyenler Allah’ın izniyle mahv-ı perişan olacaklar, hayal kırıklığına uğrayacaklar. Devlet ve hükümete desteğimiz tamdır. Cumhur İttifakı alayının karşısındadır, bütün hainlere meydan okumaktadır. Bakınız ne diyor merhum vatan şairimiz Namık Kemal: “Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır.” Cumhur İttifakı’nın şerefsizce sahneye sürülen barbarlıkları göğüsleyecek dirayeti, Türk ve Türkiye düşmanlığını karşılayacak gücü hamd olsun vardır, bu gücün kaynağı da Etimesgut’tur, Ankara’dır, tüm Türkiye’dir. Ülkemiz 24 Haziran Seçimlerinden sonra yeni bir demokratik imtihana 31 Mart 2019’da girecektir. Mahalli İdareler Seçimleriyle Türkiye’nin önümüzdeki beş yıllık döneminde büyükşehir, il, ilçe, belde belediye yönetimleriyle köy ve mahalle muhtarları seçilmek suretiyle belirlenecektir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’nin beka mücadelesi verdiği bu sıcak ve yüksek riskli dönemde yine sorumlu, yine uzlaşmacı, yine soğukkanlı, yine milli duruş ve siyasetini takip edecektir. 24 Haziran’da elde edilmiş kazanımların önümüzdeki yılın 31 Mart’ında heba olmasını istemiyor, beklemiyor, dilemiyor, arzu etmiyoruz. Kısır, sığ, güdük ve dağınık siyasi polemiklerle anlaşmazlıkların tecellisini, bunun yanında denizden geçmişken derede boğulmayı çok mahsurlu, çok maliyetli, Türkiye’ye yapılacak büyük bir kötülük olarak değerlendiriyoruz. Geldiğimiz bu aşamada, 7 ay sonra yapılacak Mahalli İdareler Seçimleriyle ilgili partimizin “Dört Ayaklı Stratejik Duruş Ve Görüşleri” şu şekilde olacaktır: 1- Türkiye yeni bir hükümet sistemine geçmiştir. Allah’a şükür bu geçiş kazasız belasız ve salimen tamamlanmıştır. Yeni sistemin yerleşmesi, kurum ve kurallarıyla inşa faaliyeti önümüzdeki en temel gündemdir. Bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Merkezi yönetimle yerel yönetimler arasında denetim ve yönetimi çok zor olacak olası çatışma, çelişki ve gerginliklerin yeni hükümet sisteminin kökleşmesine engel olacağı, ülkemizi krize sürükleyeceği tartışmasız bir gerçektir. Mahalli İdareler Seçimlerinden alınacak sonuç Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğasına, işbirliği havasına, iradi yapısına uygun olmalı, genelde sağlanan başarı yerel yönetimler eliyle sekteye uğratılmamalıdır. Yeni hükümet sisteminin başarısı için yerel yönetimlerin buna müzahir şekilde milletimiz tarafından seçim ve görevlendirmesi en samimi beklentimizdir, dileğimizdir, hedefimizdir. Çalışmalarımız da buna yönelik olacaktır. 2- Özellikle başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere, ilaveten diğer 27 büyükşehir belediye yönetimi zillete yakasını kaptıran, ülkesine çelme takan, üstelik FETÖ-PKK-PYD’nin yörüngesine sabitlenen partilerin asla kontrolüne girmemeli, yönetimine geçmemelidir. Bu tarihi bir sorumluluktur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başarısı ve tam manasıyla tesisi maksadıyla büyükşehir belediyelerin buna uygun yönetimi de beka meselesidir, geleceğimiz için vazgeçilmez değerdedir. 3- Şu anda 3 büyükşehir, 10 il, 80 ilçe, 12 belde olmak üzere toplamda 102 belediye siyasi iradece atanmış kayyumlar tarafından yönetilmektedir. Bu belediyeleri yöneten belediye başkanlarından 94’ü PKK, diğer 8’i de FTÖ/PDY soruşturması nedeniyle görevlerinden alınmışlar, belediye yönetimleri de haklı olarak kayyuma devredilmiştir. Altını kalın olarak çiziyorum ki, kayyumla yönetilen belediyelerin milletimizin iradesi doğrultusunda, yeni sistemin yapısına uygun olacak şekilde tezahürü, teşkili ve tahkimi sağlanmalı, bu konuda demokratik mücadele cesaretle, inançla yürütülmelidir. Türkiye’de PKK’nın yöneteceği belediye kesinlikle olmamalı, 15 Temmuz öncesine dönülmemeli, CHP-HDP ve yedekleriyle kurulan karanlık ittifakın hesabı cumhurun iradesiyle bozulmalıdır. Nitekim Milliyetçi Hareket Partisi üzerine düşen ne varsa yapmaya bütünüyle hazırdır. 4- Milliyetçi Hareket Partisi halihazırda var olan büyükşehir, il, ilçe ve belde belediyelerini muhafaza edip bunların yanında daha fazlasını kazanmak, daha çok gönüle girmek, daha çok teveccüh elde etmek için bütün gücünü seferber edecek, Allah’ın izniyle de hedeflerine ulaşacaktır. Bu kapsamda Etimesgut Belediyesi’ni sizlerden tekrar istiyorum. Etimesgut’ta Üç Hilal’in nazlı nazlı dalgalanışı sürsün niyazındayım. Belediye Başkanımız Sayın Enver Demirel’e diyorum ki; bugüne kadar başarılı oldunuz, tebrik ederim. Başarı durağan değildir, durgunluk ve kesinti kabul etmeyecektir. Başarı bir süreçtir devamı gelecek, arkası kesilmeyecektir. Dünden bugüne başardınız, bugünden geleceğe de başaracağınıza inanıyor, size güveniyor, Etimesgut Belediyesi’ni tekrar almanızı ümit ve temenni ediyor, bu vesileyle sizleri görevlendiriyorum. Milli belediyecilik başarılı yönetim diyorum. Beka, birlik, beraberlik milli belediyecilik. Gülsün yüzler, yükselsin Etimesgut. Diyor ya Yusuf Has Hacib: “Güneşe bak, küçülmez hep doludur. Parlaklığı hiç eksilmez, hep aynıdır. Benim de yaratılışım ona benzer, doğrulukla doludur, hiç eksilmez.” MHP budur, MHP’li belediyeler bu ahlak ve inançtadır. Sözlerime son verirken 41 dev eserin Etimesgut’umuza hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun. Ne Mutlu Türküm Diyene. |