Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Söğüt Açık Hava Toplantısında Yapmış Oldukları Konuşma Metni. 10 Mart 2019
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
Söğüt Açık Hava Toplantısında Yapmış Oldukları Konuşma Metni.
10 Mart 2019

 

 

 



Çok Değerli Kardeşlerim,

Muhterem Vatandaşlarım,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Hepinizi özlemle kucaklıyor, hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Heyecan dolu bu toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.

Ne mutlu bizlere ki, ecdat yadigârı topraklardayız.

Ne büyük bir bahtiyarlık ki, tarihi hatıralarımızı iliklerimize kadar hissediyoruz.

Kutlu ceddimizin izinden yürüyor, iradesini temsil ediyoruz.

Söğüt 720 yıldır sönmeyen beka meşalesidir.

Söğüt 720 yıldır istikbalimize yön veren medar-ı iftiharımızdır.

31 Mart 2019 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerinin hazırlık ve kampanya sürecinde ilk durağımız Söğüt’tür.

Burayı tesadüfen seçmedik, buraya iş olsun diye gelmedik.

Söğüt tırmandığımız zirvelerin yamacı, fetihlerimizin giriş kapısı, iftihar edilecek mazimizin şanlı bir sayfasıdır.

Söğüt bir başlangıçtır, ama en hayırlı başlangıçlardandır.

Söğüt ikinci Ergenekon’dur, ikinci Türeyiş Destanı’dır, yakın veya uzak coğrafyalara tebliğ edilen Oğuz Destanı’nın ağırlık merkezidir.

Dağılmış, ufalanmış ve birliği bozulmuş son vatanımızın üzerine doğan umut güneşi, Türklüğün ülkü beşiğidir.

Beyliklere bölünmüş, istilalara uğramış, kardeşliği zayıflamış, birlikte yaşama mefkûresi kesintiye uğramış yurdumuz Söğütle kendine gelmiş, Söğüt bilinciyle geleceğe uzanmıştır.

İlhamımızı buradan alıyoruz.

Gücümüzü tarihten kazanıyoruz.

Sırtımızı sizlere yaslıyoruz.

Söğüt varsa umut vardır, gölgesi hepimize yetecektir.

Söğüt varsa huzur vardır, hükümran mazisi hepimizi gururlandıracaktır.

Söğüt varsa kök vardır, kaynak vardır, kudret vardır, tamamı hamd olsun buradadır.

31 Mart seçimlerine üç haftalık bir süre kala 400 çadırlık Türkmen obasının hedef ve ülküleriyle mücadelemizi sürdürüyoruz.

“Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar.”

“Sağduyunun Birlikteliği, Cumhur İttifakı.”

Söğüt kazanırsa Türkiye kazanır.

Söğüt kararlı olursa Türkiye’nin bahtı açılır.

Söğüt Cumhur İttifakı derse Türkiye istikrar ve güvenlikle buluşur.

Bu vesileyle Söğüt Belediye Başkan Adayımız Sayın İsmet Sever’e, diğer ilçe belediye başkan adaylarımızla birlikte Cumhur İttifakı’nın muhterem adaylarına üstün başarılar diliyorum.

Yapacağız, başaracağız, Bilecik’in yüzünü kara çıkarmayacağız.

Söğüt’te, Yenipazar’da, Pazaryeri’nde, İnhisar’da, Osmaneli’nde, Gölpazarı’nda, Bozüyük’de, Dodurga’da, Vezirhan’da, Bayırköy’de, elbette Bilecik merkezde hep birlikte tarih yazacağız.

Soruyorum sizlere;

Söğüt’e sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Söğüt için iradenizi gösterecek misiniz? (Evet)

Milli bekamızın yanında duracak mısınız? (Evet)

Milliyetçi Hareket Partisi’ne destek verecek misiniz? (Evet)

Allah hepinizden razı olsun.

Günümüz kutlu olsun.

Geleceğimiz aydınlık olsun.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri şimdiden hayırlı olsun.

Muhterem Söğütlü Kardeşlerim,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Türkiye’yi karanlığa itmek istiyorlar.

Türkiye köşeye sıkışsın diyorlar.

Milli bekamızı hedef alıyorlar.

Milli birliğimizi yıkmayı planlıyorlar.

Dünün tekfurları neyse bugünün işbirlikçileri aynıdır.

Dünün Bizans’ı neyse bugünün ihanet ortakları tıpatıp aynısıdır.

Güney sınırlarımız boyunca terör devleti kurmak için çalışıyorlar.

PKK/PYD/YPG bir yandan, FETÖ ve kripto damarı diğer yandan ülkemizin düşmesini gözlüyor.

Emperyalizm zaaf anımızı bekliyor.

Zalimler rehavetimizi kolluyor.

1920’de barbar Yunan komutan nasıl ki büyük hünkarımız Osman Gazi’nin kabrini alçakça tekmeleyip “Osman bak ben geldim! Haydi kalk da memleketini kurtar!” dediyse, bu vandalın peşinden gidenler de mukaddesatımızı ve mukadderatımızı çiğnemeyi amaçlıyorlar.

Gezi Parkı olaylarında denediler, başaramadılar.

6-7 Ekim olaylarıyla denediler, başaramadılar.

Doğu ve Güneydoğu il ve ilçelerimizde çukur açtılar, hendek kazdılar, barikat diktiler, işgal ve isyana kalkıştılar, başaramadılar.

15 Temmuz FETÖ darbe ve istila girişimiyle bir kez daha deneme yaptılar, gene başaramadılar.

Ancak durmadılar, geri çekilmediler, ıslah olmadılar.

Türkiye’yi Suriye’ye çevirmek için kolları sıvadılar.

Türkiye’den Irak çıkarmak için pusuya yattılar.

Ekonomik tetikçileriyle üzerimize geldiler.

Döviz silahını çektiler, faiz ve rant lobisini harekete geçirdiler.

Küresel tefeciler, bölgesel işbirlikçiler, kanlı emeller, taşeron örgütler, devşirilmiş siyaset artıkları devamlı açığımızı aradılar, devamlı sabotaj ve suikasta heves ettiler.

Çok şükür hevesleri her zaman kursaklarında kaldı.

Bundan sonra da kalmaya and olsun devam edecektir.

Çünkü Türk milleti oynanan oyunları gördü, zalimleri tanıdı, zulme aşılamayacak bir duvar çekti.

Ne var ki, düşmanlık değişmedi, kirli senaryolar değişmedi, hain niyetler dönüşmedi.

Değişen sadece zamandı, sadece aktörlerdi, şimdi de bunlara zillet eklendi.

Bugünlerde patlıcan diyorlar, biber diyorlar, soğan diyorlar, patatesten sonuç almaya çalışıyorlar.

Pazarı bilmezler, çarşıyı bilmezler, manavı bilmezler, Söğütlü ne yer ne içer kaygı duymazlar; ama konu istismarsa, konu provokasyonsa, konu yalansa, konu dedikoduysa bunlardan daha kabiliyetlisi de çıkmaz, çıkmayacaktır.

Yoksulluktan medet ve menfaat umuyorlar. Zira işlerine böyle geliyor.

Enflasyon canavarı başını kaldırdı mı mutlu oluyorlar.

İşsizlik oranı ve işsiz sayısı arttı mı sevinçten havalara uçuyorlar.

Bütçe açık verdi mi bayram ediyorlar. 

Dış ticaret açığı artmaya görsün, gülmekten kendilerini alamıyorlar.

Hele dövizin fiyatı bir yükselsin, felaket tellalları hemen ortalığa üşüşüyor.

Onursuz bir kazancı, onurlu bir kayba üstün tutuyorlar.

Varsın Türkiye zarar görsün, hiç umursamıyorlar.

Ömürlerinde bir kez olsun adam gibi adam olmayı denesinler.

Bir kez olsun yerli ve milli duruş sergilesinler.

Bugün açsak yarın doyarız. Hayatın şaşmaz gerçeği budur.

Bugün işimiz yoksa yarın buluruz. Haysiyetli yaşamın doğası budur.

Patlıcan kışın pahalıysa yazın ucuzlar, elbet vakti geldiğinde doya doya yeriz, iklim ve ekonomik şartların gereği de böyledir.

Peki vatan giderse bunun telafisi nasıl olacak?

Bayrak inerse bunun tamiri nasıl yapılacak?

Ezan susarsa bunun ikamesi ne şekilde sağlanacak?

Milli bekamız ölümcül yara alırsa bunun altından nasıl kalkılacak?

Zillet İttifakı’nı oluşturan partiler diyor ki, beka sorunu yoktur.

Beka sorunu olup olmadığını gelsinler büyük ceddimiz Ertuğrul Gazi’nin manevi huzurunda söylesinler.

Yüzleri varsa Söğütlüyle paylaşsınlar.

Cahiller ve cani ruhlular bilmese de, büyük milletlerin her zaman beka meselesi vardır.

Çünkü büyük milletler ebediyete kadar var olmayı hedef tayin ederler.

Bu hedefe ulaşmak için pek çok badireye göğüs gererler.

Zulmete dayanırlar, çileye katlanırlar, hezimet ve yenilgilerden tekrar doğmayı bilirler.

Türk milleti büyüktür, her zaman da büyük kalacaktır.

Ve bugün beka sorunlarımız geçmişe nazaran ağırlaşmıştır.

Söğüt’e bakan bekayı görür, bekanın sıcaklığını hisseder.

Söğüt’ü idrak ve ifade etmeyi bilenler bekayı bal gibi anlar.

Şeyh Edebali’nin öğütleri bekadır.

Mesela hikmet sahibi büyüğümüz damadı Osman Gazi’ye ne diyordu; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”

İnsanı yaşatmak bekayla ilgilidir, devlet ise bekasıyla yaşayacaktır.

Beka olmadan ekmek olur mu?

Beka olmadan ucuz yedim, pahalı aldım demek mümkün mü?

Beka olmadan belediyenin, siyaset yapmanın bir manası söz konusu mu?

Türk milletinin kahraman evlatları yeri geldi çekirge yiyerek mukaddesatını savundu.

Aziz ecdadımız yeri geldi günlerce aç susuz kalıp vatanını müdafaa etti.

Şimdi siz söyleyiniz; şu sorularıma çok gür bir şekilde cevap veriniz:

31 Mart gelip çattığında, milli bekamıza destek verecek misiniz? (Evet)

Beka inkarcısı Zillet İttifakı’na Söğüt’ün duruş ve tutumunu demokratik şekilde gösterecek misiniz? (Evet)

Söğüt’ün geleceği için kaçanlardan, satanlardan, dönenlerden, umutları heba edenlerden hesap soracak mısınız? (Evet)

İşte Söğüt budur, işte ecdadımızın mirası bu kadar emin ve ehil yüreklere emanettir.

İnşallah 31 Mart’ta Söğüt güvenilir bir iradeye geçecektir.

Bir yanım Ahlat ise diğer yanım Söğüt’tür.

Bir yanım Domaniç ise diğer yanım Söğüt’tür.

Aklımda hep Türkiye vardır.

Aynı zamanda Söğüt gönlümün burcudur, vicdanımın hisarıdır.

Ey Söğüt, zalimlere direnmek için Cumhur İttifakı.

Ey Söğüt, milli bekamızı tahkim ve temin için Cumhur İttifakı.

Ey Söğüt, zillete kapılmamak, zayıf düşmemek için Cumhur İttifakı.

Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar.

Bu alanı şereflendiren kardeşlerime tekraren soruyorum:

Cumhur İttifakı’na evet mi? (Evet)

Milliyetçi Hareket Partisi’ne evet mi? (Evet)

Milli bekaya evet mi? (Evet)

Bir olmaya, iri olmaya, diri kalmaya, birlikte Söğüt olmaya evet mi? (Evet)

Ertuğrul neslinin devamı için, Türk asırlarının istikbali için Türkiye’nin yükselişi için güçlü bir evet mi? (Evet)

Bu evetlere zillet dayanamaz, bu evetler karşısında terör ve bölücülük şebekesi duramaz.

Ne Kemali, Ne Merali, Ne Temeli.

Bu evetler karşısında Türk düşmanları tir tir titrerler, hatta bununla da kalmazlar, kaçacak ve saklanacak yer ararlar.

Değerli Vatandaşlarım,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Cumhur, kaderine leke sürdürmeyecektir. İnancımız budur.

Cumhur, tarihine ve talihine zincir vurdurmayacaktır. Heyecan ve hedefimiz bu şekildedir.

Cumhur İttifakı Türkiye’nin aydınlık geleceğidir.

Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güvencesi ve güvenlik zırhıdır.

Önümüzdeki Mahalli İdareler Seçimleri bir beka seçimidir.

Sizlerin huzur, bereket, güvenlik ve istikrarınızın teminatı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir.

Zillet yeni hükümet sisteminden rahatsızdır.

Zillet yapılanlardan memnuniyetsiz, yıkımın meftunudur.

Zillet 31 Mart’ta arzuladığı neticeyi alırsa sistem tartışmalarıyla ülkemizin önünü kesmeyi amaçlamaktadır.

Bu zillette hayır yoktur, ufuk yoktur, Türkiye’yi düşünmek asla yoktur.

Nerede husumet var zillet oradadır.

Nerede fitne varsa zillet oraya yuvalanmıştır.

Zillet İttifakı Türkiye’ye karşı inancını kaybettiğinden kalben çoraklaşmış, kafa olarak çölleşmiştir.

CHP-İP-HDP-SP-ÖDP beraberce aynı kervana girmişler, aynı kafilede yerlerini almışlardır.

Atatürk’ün partisi terör örgütleriyle düşüp kalkmaktadır.

CHP-HDP-İP arasında vahim paslaşmalar, ibretlik kucaklaşma sahneleri vardır ve ortadadır.

FETÖ bunların yanındadır.

CHP Genel Başkanı telaş ve korku içindedir.

Yalan üstüne yalan konuşmaktadır.

Şuuru kapanmış, akıl ve izan ölçüleri tümden kaybolmuştur.

Bir gün dediğini diğer gün inkar etmektedir.

Sabah başka, akşam başkadır.

CHP Genel Başkanı YPG’nin Türkiye’ye saldıracağına inanmıyor.

Kaldı ki, YPG’yi vatanlarını savunan örgüt olarak görüyor.

Daha fecisi ise sırtlarını YPG’ye dayayanlarla işbirliği yapıyor.

CHP Genel Başkanı PKK/YPG’yi masum ve mağdur gösterecek kadar zıvanadan çıkıyor.

Kılıçdaroğlu inanmaz bir üslupla YPG’yi kast ederek, “Onlar bize mi saldıracak” sorusunu gitsin Kilis’te söylesin, gitsin Hatay’da söylesin, gitsin Şanlıurfa’da sormayı denesin.

Söylediklerini tevil ve inkara kalkışmasın, zira her şey milletimizin gözü önünde cereyan etmektedir.

YPG’nin nasıl bir katil ve terör örgütü olduğunu 94 roketli saldırıyı yaşayan aziz vatandaşlarımızdan öğrensin.

22 Ocak 2018’de Hatay Kırıkhan’da şehit edilen TEDAŞ işçisi Şahin Elitaş’ın, 31 Ocak 2018’de Hatay Reyhanlı’da uykudayken şehit edilen lise öğrencisi Fatma Avlar’ın, 24 Ocak 2018’de Kilis’te şehit edilen Muzaffer Aydemir ve Suriyeli Tahir Tabak’ın, 2 Şubat 2018’de Hatay Reyhanlı’da şehit edilen Ahmet Şanverdi ile Rıfat Sinirli’nin kanını döken şerefsiz terör örgütü YPG’den başkası değildir.

Bölücü terör örgütü tarafından camilerimize füze atıldı, mahallelerimize roket fırlatıldı.

Zillet ortaklarının kulakları var duymuyor, gözleri var görmüyor. Nitekim üç maymunu oynuyorlar.

İbn-i Sina ne demişti; “Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.”

Kılıçdaroğlu nerede yaşıyor? Ne yiyor, ne içiyor? Türkiye’ye nereden bakıyor?

YPG’yi aklama ve temize çıkarma gayreti teröre destek ve yardım değil midir? İşbirlikçilik değil midir? Hıyanete onay vermek sayılmayacak mıdır?

Bunun için CHP zilletin içindedir. Zillete kapılmıştır. Zilletle yolları kesişmiştir.

Terör örgütleriyle dirsek teması olanlar Söğüt’ün yüzüne nasıl bakacak? Türk milletine ne diyecek? Hangi kamuflajın altına gizlenmeye takatleri yetecek?

Bir tarafta zillet, diğer tarafta millet vardır.

Bir tarafta zillet, diğer tarafta ise milletin ruh kökünden doğan Cumhur İttifakı vardır ve nefesimiz bu nankörlerin ensesindedir.

İP Başkanı ise HDP’yle kuytu köşelerde görüşüyor, mükafat olarak HDP’nin Iğdır Belediye Başkan adayı tarafından muhabbetle selamlanıyor.

Gaflete bakınız, rezalete bakınız, açığa çıkan karanlık işbirliğine bakınız.

HDP; İstanbul’da, Ankara’da, Antalya’da, Adana’da, Bursa’da, Mersin’de, İzmir’de aday çıkarmıyor.

Peki kimi destekliyor, elbette CHP’yi, elbette İP’i.

Birbirlerine selam veremeyecek durumda olan partileri bir araya getiren motivasyon nedir?

Bunlar nasıl olmuştur da ittifak kurmuşlardır?

CHP ve İP’in belediye meclis üyesi adayları nerede ve kimlerin müdahalesiyle tanzim edilmiştir?

Olan şudur:

Kandil isim vermiş, CHP yazmıştır.

Kandil önermiş, İP tamam demiştir.

Netice olarak zillet ete kemiğe bürünmüştür.

Türk milleti bu zehri yutmaz, Söğüt bu tuzağa düşmez, Allah’ın izniyle de düşmeyecektir.

Gerçek CHP’lilere sesleniyorum vazgeçin bu Kemal Kılıçdaroğlu’ndan.

Merhum Abdürrahim Karakoç ne diyordu:

"Beden ölür, çürür, cana bakın siz. 

Kim kiminle yürür, ona bakın siz. 

Bırakın dönsün dönme dolaplar, 

Haktan, hakikatten yana bakın siz."

Cumhur İttifakı haktan, hakikatten, halktan yana bakıyor.

Cumhur İttifakı Türk milletinin safında duruyor.

Cumhur İttifakı tarihin doğru yerinden meseleleri kavrıyor.

Şimdi sizlere son kez soruyorum:

Vatana sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Bayrağa sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Bekamıza omuz verecek misiniz? (Evet)

Milliyetçi Hareket Partisi’ne destek verip, yol açıp, Söğüt’ün umutlarını helal oylarınızla canlandıracak mısınız? (Evet)

Söğüt Seramik Fabrikasının işçi alacaklarının ödenmesi,

Seramik Fabrikalarına alternatif olacak yeni sanayi sektörlerinin getirilmesi,

Organize Sanayide yeni fabrikaların kurulması,

Turizmin geliştirilmesi konularında elimizden ne geliyorsa yapmaya söz veriyoruz.

Belediye Başkan adayımızın seçildiği andan itibaren gecesi gündüzü Söğüt olacaktır.

Belediyenin kapıları 24 saat açık kalacaktır.

Zorda kalanlara el uzatacağız.

Darda kalana ümit olacağız.

Söğüt’ün huzuru için varız.

Söğüt’ün haysiyeti için varız.

Söğüt’ün refah ve gelişmişliği için yarım kalan hizmetin tamamlanması için belediyeye bir kez daha talibiz.

Biliyoruz ki,

Bir selam bin hatır eder.

Bir dokunuş bin gönüle değer.

Biri bilmeyen bini hiç bilmez.

Söğütlü kardeşlerimin tamamını kucaklayacağız.

Cumhur İttifakı’nın halis ve tertemiz hedefleriyle buluşturacağız.

İman varsa imkân vardır, bunu unutmayacağız.

Belaya sabır, nimete şükür, kadere rıza, Söğüt’e vefa gösterip çok çalışacağız, mutlaka kazanacağız, 720 yıllık ruhu muhafaza edeceğiz.

Gayret bizden, takdir sizlerden.

Sefer bizden, zafer Allah’tan.

Yükümüz ağır, işimiz çetin, gücümüz kıla bağlı, ne var ki yardımcımız Cenab-ı Allah’tır, güvenimiz ise iradelerinden asla kuşku duymadığımız Söğütlü kardeşlerimdir.

Şeyh Edebali’nin şu tarihi sözleriyle konuşmama son veriyorum:

Cahil ile dost olma;

İlim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez, üzülürsün.

Saygısızla dost olma;

Usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez, üzülürsün.

Aç gözlü ile dost olma;

İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez, üzülürsün.

Görgüsüzle dost olma;

Yol bilmez, yordam bilmez, kural bilmez, üzülürsün.

Kibirliyle dost olma;

Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez, üzülürsün.

Ukalayla dost olma;

Çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur, üzülürsün.

Namertle dost olma;                           

Mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez, üzülürsün.

Sizleri asla üzmeyeceğiz, üzenlerle de iki cihanda hesaplaşacağız, yakalarını bırakmayacağız.

Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar.

Beka İçin Milli Karar, Söğüt İçin İstikrar.

Söğüt Ehline Emanet.

Söğüt Layık Olana, Hak Edene Emanet.

 

 

Biliniz ki, 31 Mart’ta yalnızca belediye başkanı, belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi, köy ve mahalle muhtarı seçmeyeceksiniz; bunların üstünde milli bekamız için tarihi nitelikte bir tercihte bulunacaksınız, ecdadımızın hatıralarını ve kutlu dileklerini inanıyorum ki var etmek için gereğini yapacaksınız.

Bu vesileyle bir zamanlar aramızda olup da bir nedenle kopup giden, ancak samimi pişmanlık yaşayan her kardeşimi kucakladığımı, onlarla helalleşme arzusu taşıdığımı bir kez daha ifade ediyorum.

Söğüt’e dün sahip çıktık, yine çıkmaya kararlı şekilde devam edeceğiz.

Sizlere güveniyorum, Söğüt’e inanıyorum.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun diyorum.

Ne Mutlu Türküm Diyene.