Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Ankara Cumhur İttifakı Ortak Açık Hava Toplantısında Yapmış Oldukları Konuşma. 23 Mart 2019
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
Ankara Cumhur İttifakı  Ortak Açık Hava Toplantısında
Yapmış Oldukları Konuşma.
23 Mart 2019

 

 

 

Sayın Cumhurbaşkanım,

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Kardeşlerim,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi en derin hissiyatımla selamlıyor, hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Bugün Ankara bir başka güzel.

Bugün Ankara bir başka görkemli.

31 Mart 2019 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerine sekiz gün kala Cumhur İttifakı olarak başkentimizin huzurundayız.

Cumhur İttifakı’nın ikinci ortak mitingine milli bir heyecanla katılan her kardeşime, her vatandaşıma şükranlarımı sunuyor, hepinize hoş geldiniz diyorum.

Bozkırın ortasından yükselen, bağrından Cumhuriyet’i çıkaran Ankara Türkiye’nin ortak kaderi, ortak kıvancıdır.

Ankara iftiharımızdır, irademizin irfan ve itibar kaynağıdır.

Ankara milli birliğimizin eşiği, milli bekamızın stratejik beşiğidir.

Seymenler kadar inançlıyız, Türkiye kadar kuvvetliyiz.

Cumhur kadar haysiyetliyiz, Cumhuriyet kadar haşmetliyiz.

Biz Türk milliyetiyiz. Biz Cumhur İttifakı’yız.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Değerli Ankaralı Kardeşlerim,

Ankara’nın özlemleri vardır.

Ankara’nın gelecek hayalleri vardır.

31 Mart seçimleri Ankara için uçurumdan önceki son çıkıştır.

31 Mart seçimleri, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin geçişinden sonraki ilk mahalli idareler seçimidir.

24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinden 281 gün sonra aziz milletimiz sandık başına gitmektedir.

Sekiz gün sonra yalnızca belediye başkanı seçmeyeceğiz.

Yalnızca belediye meclis üyesi, köy ve mahalle muhtarı belirlemeyeceğiz.

Bunların önünde ve üstünde milli bekamızın, Ankara’nın tarihsel ve egemenlik haklarının hem teyidini hem de tescilini yapacağız.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kökleşmesine, Cumhuriyet’in yüzüncü yıldönümünün inşa ve ihyasına güçlü bir destek vereceğiz.

İstikrarı temellendirmiş, siyasi gerilimleri en aza indirilmiş, toplumsal huzur ve normalleşmesi sağlanmış bir Türkiye’ye geçiş yapacağız.

Yeni hükümet sistemiyle uyumlu olması beka düzeyinde önemli olan yerel yönetimleri sizlerin tercihiyle güvenceye kavuşturmuş olacağız.

31 Mart seçimleri, Ankara’nın önünü kesmeye azmetmişlerle Ankara’nın önünü açmaya yemin etmişlerin seçimidir.

31 Mart seçimleri, yalanla doğru, sahtekârlıkla sadakat, terör sevicilerle Türkiye sevdalıları arasında yapılacak en kritik seçim olacaktır.

Sekiz gün sonra; ya beka diyeceğiz, ya belaya boyun eğeceğiz.

Ya yurdum diyeceğiz, ya da yutulmaya razı geleceğiz.

Cumhur İttifakı milli varoluşumuzun hizmetkârıdır.

Cumhur İttifakı milli onurun güveni, milli ömrün güvencesidir.

Buna karşılık Zillet İttifakı, kumpastır, komplodur, karanlıktır, kaostur, kavgadır, kargaşa güvertesidir.

Ankara dün zilleti reddetti, Cumhuriyet’in zirvesine yükseldi.

Dün rezaleti defetti, Türkiye’nin haklı gururu seviyesine tırmandı.

Dün müstevlileri ezdi, milli istiklali temin etti.

İnancım odur ki, yine başaracak, yeniden bir tarih yazacaktır.

Cumhur İttifakı olarak buna ant içtik.

Hacı Bayram Veli Hazretleri’nin emanetlerine leke düşürmeyeceğiz.

Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri’nin mirasını kirletmeyeceğiz.

Mustafa Kemal’in kutlu hedeflerini asla ihmal ve inkar etmeyeceğiz.

Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Mehmet Özhaseki’dir.

Milliyetçi Hareket Partisi bütün mensuplarıyla, bütün teşkilatıyla Sayın Özhaseki’nin arkasındadır, destekçisidir.

Ankara’nın tüm ilçelerinde Cumhur İttifakı’nın değerli adayları için elimizden gelen çalışmaları yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.

Hiç tavsamadan, hiç gevşemeden, hiçbir akıl çelici ve istismarcı söze kulak vermeden Cumhur İttifakı’nın zaferine inandık, bunun için adeta seferber olduk.

Biliniz ki, Ankara Türkiye’nin özetidir, özgüvenidir, öz değeridir.

Ankara, Türk milletinin ta kendisidir.

Milletimizin her güzel insanı aynı zamanda Ankaralıdır.

Hiçbir siyasi devşirme Ankaralılığı tapulu malı görmesin.

Sayın Mehmet Özhaseki milletimizin ve Ankara’nın güzide bir mensubudur.

Aksini iddia edenler başkentimizin hatırasına, milli birliğin hamuruna bölücülük ve fitne aşılamaya gayret eden namertlerdir.

Ankaralı yiğittir, adamlığa sırt dönen namertlerle, geçmişine yüz çeviren nankörlerle işi olamaz.

Ankaralı sözünün eridir, özü talan, sözü yalan kişilerle bir araya gelemez, bunlarla bir gelecek göremez.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Muhterem Vatandaşlarım,

Ankara’ya bakan, Ankara’yı kavrayan her vicdan sahibi milli bekamızın hayati önemini idrak ve ifade edecektir.

Sandık başına giden her sağduyulu kardeşim, 15 Temmuz’da tepemizden atılan bombaları, yağdırılan kurşunları ve FETÖ işgal teşebbüsünü hatırından çıkarmayacak, kararını buna göre verecektir.

Her Ankaralı, zilletin yanında hizalanmış ekonomik tetikçilerin, döviz baronlarının yeniden başlayan operasyonlarını, iç ve dış saldırıları dikkate alıp milli duruşunu ispatlayacaktır.

Bunun için dürüst bir mizaç, düzgün bir meşrep, milli ve dirayetli bir müktesebat yeterlidir.

Beka sorunu yok demek, Milli Mücadele’yi unutturmak demektir.

Beka sorunu yok demek, Türklerin Anadolu’dan nihai olarak çıkarılmasını projelendiren Tarihi Şark Meselesine göz yummak demektir.

Beka sorunu yok demek, Ankara’nın başkent olarak tarih sahnesine çıktığı sürecin kesilmesi demektir.

Beka sorunu yok demek, hak ile batılın, haç ile hilalin, iman ile küfrün, millet ile zilletin tarihi mücadelesini unutmak demektir.

Tehdit açıktır, karşımızdaki seçenek bellidir:

Ya bu topraklar üzerinde yaşayan Türk milleti bir ve bütün tutulacak, ya da acıklı ve kanlı şekilde bölünüp parçalanacaktır.

Kısaca bekaya dudak bükmek; mahsurludur, sakattır, çok tehlikelidir.

“31 Mart beka seçimi değil, belediye seçimidir, beka sorunumuz da yoktur.” diyen gafiller bize ne söylemeye çalışıyorlar?

Bu zillete kucak açanlar, muhterem ecdadımızın yüzüne yarın nasıl bakacaklar?

Ne anlatacaklar? Hangi bahaneleri ileri sürecekler?

Gafletteydik, görmedik, bilmedik, düşünmedik mi diyecekler?

Oy peşindeydik, günü kurtarmaya çalışıyorduk mu diyecekler?

  Pazarlıklar böyleydi, arkamızdan itiyorlardı mı diyecekler?

Çaresiz kaldık, tutsak alındık, boynumuzu eğdik mi diyecekler?

Yolu karanlığa çıkan, rotası meçhule sapan, felaketlere kılavuzluk yapan Zillet İttifakı Mehmetçiğe kurşun sıkan hainlerle, sözde Kürdistan hatırlatması yapan siyasi bölücülerle işbirliğini,

Tarihe nasıl anlatacak? Bunun vebalini nasıl üstlenecek?

Zillet İttifakı’nın ortakları bunun hesabını iki cihanda nasıl verecekler?

Hayır, Türk milleti bunu asla kabul etmez. Ankaralı kardeşim bu ihanete yenilmez, bu ihaneti yemez, yutmaz.

Mezhebi, kökeni, yöresi ne olursa olsun, hiçbir kardeşim buna razı olmaz.

Türkiye bir ve bütün olur, Ankara aşılmaz kale gibi yükselir, bu oyuna gelmez.

Kardeşliğine, birliğine ve varlığına musallat olan bu tehlikeyi elinin tersiyle iter.

Sonsuza kadar var olmanın inancıyla, zilletin muhataplarına hak ettiği dersi verir.

Sınır içinde, sınır ötesinde, dağda, mezrada, ovada vatan evlatlarına kanlı saldırılar yapan, hain pusular kuran, alçak suikastlar düzenleyen teröristlerin başkent Ankara’da ne işi vardır?

Bunları belediye meclis üyelikleriyle taltif etmek nasıl bir sorumsuzluktur?

CHP Genel Başkanı bu zillete nasıl tamam demiştir? FETÖ’yle, PKK’yla aynı çizgiye nasıl yuvarlanmıştır?

İP zilletin çekim alanına nasıl girmiştir?

HDP’nin son dönemlerde sivri ve kirli diliyle öne çıkan Eşbaşkanı açık açık ve aynen diyor ki:

“Mansur Yavaş da bilecek ki, seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP’lileri yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür.”

Ankara’yı yavaşlatmaya çalışanlar, bu zelil itirafı da ajansınıza sordunuz mu? Konuyla ilgili herhangi bir görüş aldınız mı?

Yavaş yavaş tükenenler, Ankara’ya PKK’lıları taşıma görevini size veren ne idüğü belirsiz ajansınız mıydı? Yoksa size dayatılan kara ajanda da yazılı olan talimatlar bunlar mıydı?

Mert olun, yürekli olun, adam olun, cesaretiniz varsa kimlerle yan yana yürüdüğünüzü, hangi mihraklarla omuz omuza verdiğinizi gelin Ankaralıya açıklayın.

Ajans deyip kıvırmayın.

HDP Eşbaşkanı koz veriyor deyip suçlamalardan kaçmayın.

Sahte senet düzenleyip kumpasa bağlamayın.

HDP sevgisini “Dilim sürçtü” deyip kapatmayın.

Şaibeli ve sahte diplomalı kişilerle açtığınız haram tezgahınız bir anda bozulunca eski dostlarınıza şizofren diye bağırmayın.

Vergi kaçakçılığı yaptıktan, onca alavere dalavereye saptıktan sonra çıkıp da Ankaralı kardeşlerimin yüzüne baka baka yalan söylemeyin.

Ankaralı PKK’ya nasıl evet diyecek?

Ankaralı, “Sözde Kürdistan’da kazanıp batıda Ak Parti ve MHP’ye kaybettireceğiz.” diyen bölücülerle aynı kareye nasıl girecek?

Bu reva mıdır? Bu hak mıdır? Bu Ankaralıya nasıl yapılacaktır?

Aziz Ankaralılar,

Değerli Kardeşlerim,

CHP Genel Başkanı, henüz YPG’ye terörist diyemedi.

15 Temmuz’a tiyatro demekten vazgeçmedi.

YPG, PKK’nın Suriye kolu değil mi?

YPG, Fırat Kalkanı Harekatı’nda, Zeytin Dalı Harekatı’nda kahramanlarımızı, sınır il ve ilçelerdeki vatandaşlarımızı şehit eden katil ve terörist örgüt değil mi?

Yeni Zelanda’da bir vandal, bir terörist 51 din kardeşimizi iki ayrı camide şehit etti, 47’sini yaraladı. Ne var ki CHP Genel Başkanı İslam dünyasından kaynaklanan terörden bahsetti.

Kılıçdaroğlu soruyorum sana, bu kadar alçalmayı nasıl başardın?

Bu denli gözlerini karartan, vicdanını uyuşturan neydi?

Golan Tepeleri’ni İsrail toprağı olarak tanıma hazırlığı yapan Trump’a Kılıçdaroğlu ne diyecek, olamaz, yapamazsın çıkışıyla tepkisini gösterebilecek mi?

Biz Türkiye Cumhuriyet’ini hainlere rağmen kurduk.

Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni muhasım odaklara, yerli işbirlikçilere, hülasa yedi düvele meydan okuyarak inşa ettik.

CHP-İP-HDP-SP-ÖDP-PKK-FETÖ milli bekamızı, Cumhuriyet’in ruhunu, milletimizin emsalsiz kazanımlarını, milli birlik ve dayanışma iradesini hem yıkmak hem de kırmak için devrededir.

Gezi Parkı’nda denediler, şamarı yediler.

6-7 Ekim olaylarında denediler, bedelini ağır şekilde ödediler.

Hendek kazıp çukur açtılar, iç isyan ve istilaya kalkıştılar, açtıkları çukurlara debelene debelene gömüldüler.

15 Temmuz’da denediler, rüzgar ekeyim derken fırtına biçtiler, kıvrana kıvrana sonuçlarına katlandılar.

Zillet İttifakı’na diyorum ki, 31 Mart’a da yapamayacaksınız, Ankara’yı ele geçiremeyeceksiniz.

Ankara’nın hızını kesemeyeceksiniz.

Eski ülkücüymüş, eski MHP’liymiş, bunların hepsi masal, hepsi fasa fisodur.

Ya Ülkücüsündür, ya değilsindir.

Ya MHP’lisindir, ya da değilsindir.

Arası yoktur, ortası yoktur.

HDP’ye el avuç açan birisinin boğazına İmralı yuları geçmiş, istikameti Kandil’e çevrilmiştir.

Dün CHP’yi kötülerken, bugün CHP’nin filikasına binen bir şahsiyetin siyasi ahlakı, siyasi çizgisi olmayacak, olamayacaktır.

Ankara, Polatlı’dan top sesleri duyulurken bile korkmadı, ürkmedi, teslim olmadı.

Cumhuriyet’in başkenti nice badireleri atlattı, ama taviz vermedi. Hele hele zillete hiç düşmedi.

Ulus’taki İlk Meclis, bir yandan ülke savunması için fedakârlık yaparken, diğer yandan da işgalciler ve işbirlikçilerin çıkardıkları isyanları bastırmak ve milli birliği temin etmek için uğraşıyordu.

Türkiye Cumhuriyeti çok zor şartlar altında kuruldu.

Bize patates-soğan edebiyatı yapanlara 7-8 Ağustos 1921’de yayımlanan Tekalif-i Milliye Emirlerini okumalarını tavsiye ederim.

Kurtuluş yıllarımızda, her aile birer kat çamaşır, birer çift çarık, birer çift çorap hazırlayıp vatan müdafaası için verdiler.

Türk milleti ekmeğini böldü cepheye gönderdi. Suyunu kıstı, cepheye akıttı.

Kuşkusuz her istendiğinde kanını da verdi, canını da verdi.

Bize milliyetçilik anlatan Kılıçdaroğlu, şunu bilmelidir ki, milliyetçilik Türkiye düşmanlarına gülücükler saçan, Türk ve İslam düşmanlarına methiyeler düzen bozuk ağızların işi değildir.

Milliyetçilik, milletine derin sevgi ve muhabbetle bağlı olmaktır, tarihini bilmektir, kimliğini bilmektir, kökünü bilmektir, ceddini bilmektir.

Ey Kılıçdaroğlu, sen kim milliyetçi olmak kimdir?

Zillet ne yaparsa yapsın, Cumhur İttifakı karanlığı aydınlatmak, kuşatmayı yarmak için geliyor.

Cumhur İttifakı milli bekayı koruyup kollamak için Ankara’nın ehline emanetini diliyor.

“Kime oy vereceğim belli değil, kararsızım” diyen her kardeşime çağrım, gelin Türkiye’nin yükselişi için Cumhur İttifakı’nda buluşalım.

Genç kardeşlerim, ilk kez oy verecek evlatlarım, gelin Cumhur İttifakı’nda sözleşelim.

İttifakımız, korkaklara karşı cesurların ittifakıdır.

İttifakımız, hainlere, eli kanlı teröristlere, onlarla işbirliği yapan zillete karşı milli bir ittifaktır.

Cumhur İttifakı, en samimi ve saf duygularla mukaddesatımıza sahip çıkanların inançlı ve iradeli bir ittifakıdır.

CHP’ye, İP’e oy veren vatandaşlarım, Kürt kökenli kardeşlerim gelin bu şerefe siz de dahil olun.

Çoluğunuza çocuğunuza anlatıp aktaracağınız muhteşem bir anın hatırasını bırakın.

Türk ve Türkiye düşmanlarına karşı Cumhur İttifakı diyoruz.

İşbirlikçiye, bozguncuya, müfteriye, fitneye, Kandil’e, Pensilvanya’ya, Vashington’a, Brüksel’e karşı Cumhur İttifakı tek başına direnir iddiasındayız.

Temiz siyaset, temiz yönetim, tertemiz Ankara için Cumhur İttifakı.

Davamıza gönül vermiş her ülküdaşımı, partimize destek veren her kardeşimi önce sandığa gitmelerini, ardından da Cumhur İttifakı’nın muhterem adaylarına oy vermelerini hassaten bekliyor ve temenni ediyorum.

Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar.

Beka İçin Milli Karar, Ankara İçin İstikrar.

Ankara Ehline Emanet.

Sizlere güveniyorum, Ankara’ya her zaman inanıyorum.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun diyorum.

Ne Mutlu Türküm Diyene.