Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, Merhum Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ’in Vefatının 22. sene-i devriyesinde Anıtmezar’da yapmış oldukları konuşma. 4 Nisan 2019
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
Merhum Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ’in Vefatının 22. sene-i devriyesinde
Anıtmezar’da yapmış oldukları konuşma.
4 Nisan 2019

 

 

 

 

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Değerli Ülküdaşlarım,

Sayın Basın Mensupları,

Manevi bir görevi ifa için buradayız.

Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Türk milletinin gönlünde mümtaz ve müstesna bir yeri bulunan merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i vefatının 22’inci yıldönümünde Fatihalarla anıyoruz.

Merhum Türkeş Bey, Türk siyaset ve devlet hayatında muhterem iz ve eserleri bulunan bir liderdir.

Her şeyden önce inanmış bir vicdan, mücadeleci bir kişilik, ülkülerinden taviz vermeyen bir dava insanıydı.

Zorluklar karşısında yılmayan bir mizacı vardı.

Varlığını ve vaktini tamamıyla milletine adayan milli bir ahlakı bulunuyordu.

Yüksek hedefler koyan, bu hedeflere ulaşmak için insanüstü gayret sarfeden görev ve sorumluluk şuuruna haizdi.

Dava adamı olmak her kişinin harcı değildir.

Her şeyden önce dava adamı, inandığı değerleri hayatının mihveri yapan, bununla da kalmayıp ruhunun derinlerine işleyen, dahası bu değerleri hem yaşayan hem de yaşatan vakarlı ve vasıflı insandır.

Merhum Türkeş Bey davasını bayraklaştıran, ülkesini ve milletini her şeyin üstünde tutan bir irade ve idrak gücüne sahipti.

Onun nezdinde karamsarlık yoktu.

Kötümserliğe müsaadesi hiç yoktu.

Devamlı geleceği düşünen, hiç yüksünmeden, hiç yorgunluk emaresi göstermeden Türk-İslam ülküsünün parlak ufuklarını düşleyen, bununla ilgili muazzam çalışmalara imza atan muazzez bir vasfı vardı.

Sabırlıydı, sağduyuluydu, meselelere stratejik bakıyordu.

Akılla duygu arasında kurmuş olduğu manevi köprüyle nice belaları defetmiş, nice badireleri yenmiş, nice çilelere göğüs germişti.

Seksen yıllık şerefli ömrü pek çok mücadeleyle geçmişti.

Aciz değil atılgandı, edilgen değil aktif ve aksiyon insanıydı.

Gençlik yıllarında tabutluklarda başlayan yürüyüşü hiç durmadı, kesintiye uğramadı.

İnancıyla, istikrarlı hayatıyla, dik duruşuyla, cesur tutumuyla elbette taraflı tarafsız herkesin gönlünde taht kurdu.

Merhum Türkeş Beyin düşüncelerini özümsemenin en güvenli yolu; önce tanımak, sonra anlamak, ardında da yaşayıp yaşatılmasına hizmet etmektir.

Milliyetçiliğin tehlikeli görüldüğü, ağır saldırılara uğradığı, sorgulanıp suçlandığı dönemlerde taviz vermeyen bir gönül insanıydı.

Yapılan karşı propaganda ve müdahalelere rağmen Türk milliyetçiliği, Anadolu’nun her köşesine onunla yayılmış ve asil Türk gençlerinin vicdanında yer bulmayı onunla başarmıştır.

Bizlere emanet ettiği, emin ve ehil ellerde olan iki eserinden Milliyetçi Hareket Partisi ile Ülkü Ocakları milletimizin takdir ve teveccühüyle çok daha güçlü, çok daha sağlam bir seviyeye hamd olsun ulaşmıştır.

“Doğru bir fikri yenecek hiçbir kuvvet yoktur” diyen Türkeş Bey, iki asırdır fikir ve felsefe arayışının sürdüğü Türk düşünce tarihinde, sorunları çağına uygun teşhis ve analiz eden ve çözüm öneren bir düşünce sistemi oluşturmayı da başarmıştır.

Elbette merhum Türkeş Bey’e çok şey borçluyuz.

Onun hatırasına her daim sahip çıkacağız, bizlere bıraktığı güzide eserlerini de engeller ne kadar fazla olursa olsun, tuzaklar ne denli vahşi kurulursa kurulsun yaşatacağız ve geleceğe taşıyacağız.

Türkiye’ye, Türk milliyetçiliği ile hizmet vermenin yegane adresi Milliyetçi Hareket Partisi’dir.

Dalından kopan kurumuş yaprakların akıbetini rüzgarın tayin etmesi de kaçınılmazdır. 

Unutulmasın ki, Milliyetçi Hareket Partisi’nin engin hoşgörüsü, sağlam fikriyatı, siyasi ahlak ve ilkeleri, önce ülkem ve milletim diyen feraset ve fedakârlığı herkesi kucaklamak için yeterlidir.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket dimdik ve inançla ayaktadır.

Bugün buraya gelemeyen milyonların yürekleri bizlerle beraberdir.

Bu duygu ve düşüncelerle kalplerimizdeki yeri, gönlümüzdeki zirvesi hiç değişmeyecek olan Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş Bey’i vefatının 22’inci yıldönümünde saygıyla, rahmetle yâd ediyorum.

Merhum liderimizin kabrinin nur, mekânının Cennet olmasını Cenâb-ı Allah’tan diliyorum.

Onun Türk milleti için manevi vasiyeti, ülkücülerin milletle kucaklaştığı gün gerçekleşecektir. Ve o gün yaklaşmaktadır.

Ruhu şad olsun. Allah ondan razı olsun.