Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin,
Ülkemiz günbegün ağırlaşan iç ve dış sorun alanlarının çok yönlü baskı ve dayatması altındadır. Türkiye’ye şantaj oklarını yönelten küresel odaklar bir yanda egemenlik haklarımızı diğer yanda da milli ve tarihi kazanımlarımızı tehdit etmektedir. Milli bekamız çok cepheli risk ve tehlikelere maruzdur. Türk milletinin varlığını, birliğini ve refahını hedef alan karanlık çevreler, bunların yerli işbirlikçileri ve siyasi uzantıları son zamanlarda tahrik kampanyalarına hız vermişlerdir. Türkiye S-400 Füze Savunma Sistemi bahanesiyle siyasi ve ekonomik kuşatmaya alınmış, boyun eğmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, 22 Mayıs 2019’da ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen; “ABD-Türkiye ittifakına yönelik endişelerin ifade edilmesi” başlıklı karar çifte standart olmasının ötesinde, tamamıyla art niyetin ve müttefiklik hukukunu hiçe sayan bir zihniyetin ürünüdür. Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsız bir devlettir. NATO üyeliği, dostluk hukuku ve stratejik ortaklık gibi iki taraflı işlemesi gereken sorumluluk mekanizması, devamlı bir tarafın geri adım atması, taviz vermesi, adeta tutsak alınması şeklinde okunamayacak, asla bu şekilde yorumlanamayacaktır. Türkiye’nin iradesine kilit vurmaya teşebbüs eden, bağımsızlık azmini kırmak için tevessüle yeltenen kim olursa olsun tarihi bir hatanın, vahim bir yanlışın, bedeli çok yüksek olacak bir skandalın faili olacaklardır. Türk milleti zalimce sahnelenen, sinsice sürdürülen, sinir bozucu şekilde ilerletilen kalleş oyunları, kirli tertipleri açıkça bilmektedir, alenen görmektedir. Bilhassa Türkiye ekonomisinin içine çekilmek istendiği anafor ve anarşik yapının hangi mahfillerce projelendirildiği, hangi mihraklarca servis edilip günden güne dozunun arttırıldığı gizlenemez ölçüde meydandadır. Nitekim Türkiye düşmanlığı tahammül sınırlarını çoktan aşmıştır. Bu esnada Tunceli Belediye Meclisi’nin Dersim kararı tam anlamıyla yangına körükle gitmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne meydan okumaktır. Söz konusu Belediyenin hizmet binasında bulunan tabelalarda yazılı bulunan “Tunceli” ifadesinin yerine Dersim yazılmasıyla ilgili karar yok hükmündedir, ayaklarımızın altındadır, gereği de mutlaka yapılmalıdır. Türkiye’de resmi olarak Dersim ismiyle anılan bir vilayet yoktur, olamayacaktır. Komünist ve bölücü komploya göz yummak, alttan almak, sessiz kalmak feci akıbetlere davetiye çıkaracak, beka düzeyinde tehlikelere kapı aralayacaktır. Hiç kimse aldığı oy ve desteğe güvenmemelidir. Hiç kimse Türk milletinin hassasiyetleriyle oynamaya kalkışmamalıdır. Yanlış hesap mutlaka dönecek, namlu ters tepecek, muhatapları elbette mahcup ve millet nezdinde mahkum olacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. İhmal ve inkarı imkansız olan bu ilke ve kurala aykırı hareket eden çürümüşler elbette hukuki ve idari sonuçlarına katlanmak durumunda kalacaklardır. Adalet insan haysiyetine bağlılık ve sadakat, hakka ve haklıya maşeri vicdan nezaretinde hürmet ve riayettir. Türkiye kapanın elinde kalan sahipsiz bir ülke değildir, önüne gelenin keyfi olarak milli ve manevi değerlerimize hakaret ettiği yeni yetme bir devlet hiç değildir. Birlikte yaşamanın altın kuralı hukuka saygı duymak, ortak akıl ve iradede buluşmak, buna da muvafık hareket etmektir. Yüksek Seçim Kurulu, 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimini iptal eden ve arkasından da 23 Haziran’da yenilenmesine hükmeden kararının gerekçelerini açıklamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi Yüksek Seçim Kurulu’nun gerekçeli kararını tartışmasız şekilde doğru ve isabetli bulmaktır. Bilinmelidir ki, seçim hukuku özü itibariyle bir şekil hukukudur. Bu nedenle kanun hükümlerine uygun davranmak esastır, herkes için bağlayıcıdır. Seçimle ilgili kurulların teşkilinde kanunun amir hükümlerine bağlılık seçim hukukunun temeli ve vazgeçilmez ilkelerindendir. Yüksek Seçim Kurulu’nun gerekçeli kararında özet olarak; 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminde 108 sandığın sayım-döküm cetvellerinin düzenlenmediği, bu durumun seçim sonucunun güvenirliğini önemli oranda zedelediği, ayrıca sandık kurulu başkanlarının ilgili kanuna aykırı biçimde tesis edildiği tespit edilmiştir. 754 sandığın sandık kurul başkanları kanuna aykırı olarak belirlenmiş, bu çerçevede oy kullanan İstanbullu kardeşlerimizin sayısı da 212.276 olmuştur. Oy kullanma hakkı olmayan 706 kişi yerine haksız ve hukuksuz olarak oy kullanıldığı belgelenmiştir. YSK, şaibeleri teyit etmiş, sandık yolsuzluğunu ortaya çıkarmıştır. 31 Mart seçimlerinin sonuçlarına müessir ölçüde etki edecek hukuksuzluk ve sandık usulsüzlüklerinden dolayı YSK’nın 6 Mayıs 2019 tarihli seçim iptal kararının ne kadar gerçekçi ve vicdanları rahatlatan bir karar olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir. CHP sözcülerinin gerekçeli karara yönelik kaba ve saygısız ifadeleri ise bir defa millet iradesine ve hukukun temel ilkelerine tahammülsüzlüktür. 250 sayfalık gerekçeli kararda işlerine gelen kısımları kullanan ve siyaseten istismar eden müflis CHP zihniyeti hak ettiği cevabı 23 Haziran’da İstanbullu kardeşlerimizden alacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, 23 Haziran günü İstanbul’da bekanın, umudun, huzurun, kardeşliğin, sağduyunun kazanacağına inanmaktadır. İstanbul ehline emanet edilecektir. Kaldı ki gayemiz, gayretimiz kesinlikle budur. Alınan işaretler, İstanbullu kardeşlerimizin eğilimleri bunu göstermektir. Partimiz 23 Haziran seçimi için sahadadır. Cumhur İttifakı’nın başarısı için ihtiyaç duyulan ve lazım gelen yoğun çalışmalar beş ayaklı stratejimize uygun şekilde durmaksızın icra edilmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul’un her yerinde, her köşesindedir. Kalplere girmek, gönülleri kazanmak, Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Binali Yıldırım’a destek vermek maksadıyla üzerimize düşen ahlaki ve siyasi görev harfiyen yerine getirilmektedir. İstanbul’da başlattığımız “Hemşeri Harekâtı” kapsamında, en çok hemşerisi bulunan illerimizin il başkanlarıyla ikinci etap toplantımız bugün yapılacaktır. Siirt, Bitlis, Van, Diyarbakır, Adıyaman, Ağrı, Amasya, Çorum, Muş, Kayseri, Konya, Çankırı, Elazığ, Yozgat, Bingöl, Batman il başkanlarımızla 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi değerlendirilecek, İstanbul’daki hemşerileriyle temas kurmaları konusunda son çalışma ve hazırlıklar gözden geçirilecektir. İstanbul Türkiye’nin buluşma ve kaynaşma potası; tarih, kültür, kardeşlik ve medeniyet beşiğidir. Milli Mücadele İstanbul’dan Anadolu’ya ilk adımla ve cesur intikal sonucunda başarılmıştır. Bugün de Anadolu’dan İstanbul’a geçilerek yeni bir Milli Mücadele ruhuyla bu aziz kentimizin üzerindeki kabus bulutları dağıtılacak, milli irade eksiksiz tezahür edecek, istikbal ve istiklal haklarımız tescillenecektir. CHP’nin asabi, acemi, hazırlıksız, hırçın, denetimsiz, frensiz, maskeli, gizli gündemli adayının eriyişi ve irtifa kaybı sürerken Cumhur İttifakı yükseldikçe yükselecek, Allah’ın izniyle, İstanbullu kardeşlerimizin takdiriyle Sayın Binali Yıldırım Büyükşehir Belediye Başkanı olacaktır. Mücadelemiz ve kararlı duruşumuz sonuna kadar vakarını ve varlığını muhafaza edecektir. İstanbul’un geleceği yabancı başkentlerde, terör örgütlerinin yuvalandıkları ihanet merkezlerinde belirlenemeyecek, buna bizatihi İstanbullular izin vermeyeceklerdir. İstanbul Türkiye’dir, Türk milletinin cevheri, mukaddes emanetidir. Bu emanete gölge düşürülmeyecek, tertemiz ve milli bir irade İstanbul’u inşallah ayağa kaldıracaktır. Türk milleti müsterih olsun ki, Cumhur İttifakı bunu başarmaya muktedirdir. |