Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
Aziz Vatandaşlarım, Saygıdeğer Çankırılı Kardeşlerim, Değerli Dava Arkadaşlarım, Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler, Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Çok şükür bir kez daha Çankırı’dayız, yeniden sizlerle kucaklaşıyoruz. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde partimizin siyasi sorumluluğuna emanet edilen belediyelerimizi “Teşekkür-Tebrik-Takdir” temasıyla planladığımız ziyaret programları kapsamında dördüncü durak olarak Çankırı’da bulunuyoruz. Çankırı’nın demokratik tercihi, Milliyetçi Hareket Partisi’ne destek ve teveccühü bizim nazarımızda muazzam bir taltif ve mükâfattır. Bunun değerini kesinlikle bileceğiz, emanetin hakkını vereceğiz. 13 Mart 2019’da Çankırı’da yapmış olduğumuz açık hava toplantısında, “Çankırı için elimizi taşın altına koymak istiyoruz” demiştim. Çankırı Belediyesi’ne üç hilalin yakışacağını söylemiştim. Bununla birlikte “Çankırı’da MHP’nin zamanı geldi” öngörüsünde bulunmuştum. Çok şükür o zaman gelmiş, MHP’de gönüller buluşmuş, Çankırı Belediyesi’nde üç hilal yükselmiştir. 31 Mart seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy veren, belediye başkan adaylarımızı destekleyen Çankırılı kardeşlerime yürekten teşekkür ediyorum. Çankırı Belediye Başkanımız Sayın İsmail Hakkı Esen’i, Bayramören Belediye Başkanımız Sayın Halil Muratoğlu’nu, Korgun Belediye Başkanımız Sayın Hasan Hüseyin Kozan’ı Yapraklı Belediye Başkanımız Sayın Ömer Güngör’ü tebrik ediyorum. 31 Mart seçim sürecinde insanüstü bir gayret ve mücadele ruhuyla çalışan tüm dava arkadaşlarımızı ve parti teşkilatlarımızı içtenlikle takdir ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinden başarıyla çıkmıştır. Belediye sayısını en çok arttıran parti Milliyetçi Hareket olmuştur. Hiçbir başarı bizi rehavete sürüklemeyecektir. Hep daha fazlası için mücadele edeceğiz. Bir adım önde olmak için çalışacağız. Milletimize hizmet için elimizden geleni çabayı göstereceğiz. Aldığımız emanete vefasızlık yapmayacağız. Üstlendiğimiz sorumluluğun altında ezilmeyeceğiz. Biliniz ki, Çankırı’nın desteğiyle bugün daha güçlüyüz. Çankırı’yla daha umutluyuz. Siz bize güvendiniz, biz size inandık, nitekim 31 Mart’ta Çankırı’da birlikte tarih yazdık. Allah hepinizden razı olsun diyorum. Çankırı için yapacaklarımız vardır. Çankırı için tutulacak sözlerimiz vardır. Çünkü Çankırı’yı Allah için çok seviyoruz. Huzur için çalışacağız. Çankırı’nın gelişmesi, güçlenmesi ve daha da güzelleşmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu vesileyle siyasi, fikri, köken ayrımı gözetmeksizin Çankırı’da yaşayan bütün vatandaşlarımızı özlemle kucaklıyor, hepsine birden şükranlarımı sunuyorum. Değerli Çankırılılar, Aziz Dava Arkadaşlarım, 31 Mart’ta ayrılıkta hayır olmadığını gösterdiniz. 31 Mart’ta çatışmada sonuç olmadığını ispatladınız. Bölünmeye, bölücü emellere, kirli niyetlere, karanlık hedeflere Çankırı’nın duruşuyla karşı koydunuz. Vakit birleşme vaktidir dediniz, MHP’de buluştunuz. Vakit kucaklaşma vaktidir dediniz, MHP’yi tercih ettiniz. Türkiye sıkıntılarını aşacaktır, buna hep inandık, hep güvendik. Birlik ve beraberliğimiz muhafaza edilerek musibetler yenilecektir, bunu bildik, bunu söyledik. Kenetlenirsek kuşatmayı yararız. Birleşirsek belaları alt ederiz. Çünkü biz Çankırı’yız, çünkü biz Türk milletiyiz. Türkiye muhatap olduğu siyasi ve ekonomik cenderenin üstesinden inançla ve iradeyle gelecek kabiliyet ve basirete sahiptir. Bugün ülkemiz Doğu Akdeniz’de sıkıştırılmaktadır. Yavuz ve Fatih isimli sondaj gemilerimizin haklı ve meşru faaliyetleri tüm muhasım çevreleri tedirgin etmektedir. Türkiye egemenlik haklarıyla birlikte uluslararası hukuktan kaynaklanan yetkilerini kullanarak Doğu Akdeniz’de seferdedir. Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail, ABD, İtalya, Fransa ve hatta bazı Körfez ülkeleri Akdeniz’de cirit atarken, Türkiye’ye ne geziyorsun oralarda demek, vazgeç bu işten diye dayatmalarda bulunmak pişkinliktir, utanmazlıktır. Dünya dibimizdedir, savaş gemileri vızır vızır çevremizde dolaşmaktadır, buna ilgisiz kalmamız, kulağımızın üstüne yatmamız, dahası makus talihe rıza göstermemiz üst perdeden dikte edilmektedir. Doğu Akdeniz’den taviz demek Antalya’dan, Mersin’den, Lefkoşe’den taviz demektir. Doğu Akdeniz’e sırt dönmek vatana sırt dönmek, tutsaklığa boyun eğmek demektir. Eğer hakkımızı aramazsak, hem haktan hem de şereften mahrum olmak kaçınılmaz bir hayat ve tarih gerçeğidir. Rumların filli durum yaratıp kanunsuz münhasır ekonomik bölgeler oluşturması, üstelik Kıbrıs Türklüğünün hakkını ve hukukunu kundaklama arayışı tek kelimeyle düşmanlıktır. Türk milleti meşruiyet sınırları içinde mücadelesini sürdürmektedir. Doğu Akdeniz’deki varlığımızdan diplomatik mesajlarla endişe duyduklarını açıklayanlar yeri gelirse, bu milletin ayranı kabarırsa küstahlıklarının bedelini sonuna kadar ödemek durumunda kalacaklardır. Türkiye, milli güvenliğinin ve tarihsel haklarının savunulması için atak ve aktif olmak durumundadır. Kara ve deniz sınırlarımızın emniyete alınması mecburidir. Bu maksatla 12 Temmuz 2019 gecesi Irak’ın kuzeyinde yuvalanan teröristlere karşı başlatılan 2.Pençe Operasyonu’nun gittiği yere taşınması, Hakurk, Kandil ve çevresinin tepeden tırnağa temizliği artık beka meselesidir. Ya kanlı terör bitecek ya da terör milli birliğimizi kemirecektir. Ya zalimler imha edilecek ya da mazlumlar kaybedecektir. Dikkat ediniz, HDP’yle ittifak yapanlar terör karşısında seslerini çıkarmıyorlar. Çünkü tarafları bellidir, safları netleşmiştir. İP’i Meclis sıralarına taşıyan, koltuklarına oturtan PKK’nın siyasi aparatı HDP’dir. CHP’ye hem 31 Mart’ta hem de 23 Haziran İstanbul seçiminde destek veren mihraklar bilinmektedir. Mehmetçiğe kurşun sıkan PKK’lı hainler, 15 Temmuz’da işgale kalkışan FETÖ’cüler CHP’nin, İP’in yoldaşı, kader ortaklarıdır. Bunlar S-400 Füze ve Hava Savunma Sistemi’nin etaplar halinde ülkemize gelişinden rahatsız ve memnuniyetsizdir.
Bunlar ekonomik teröristlerin faiz, kur, enflasyon üzerinden açtığı zulüm cephesine tepki göstermeyen işbirlikçilerdir. Bunlar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya açmak isteyen, aynı zamanda sistemin tıkanmasını, devletin köhne ve kötürüm hale düşmesini projelendiren siyasi defolardır. Biz bunlara boşuna zillet demiyoruz. Biz bunlara boş yere fitne ve nifak siyaseti tanımı getirmiyoruz. PYD-YPG’ye terör örgütü diyemeyenler açıktadır. Milli bekayı karalamak ve Çankırı’nın umutlarını yıkmak isteyenlerin hüviyet ve hedefleri aşikardır. Ancak CHP’nin, İP’in, HDP’nin hevesleri kursaklarında kalmaya mahkumdur. Başaramayacaklar, tuzakları başlarına geçecektir. Çırpınmaları beyhudedir, oyunları mutlaka bozulacaktır. Türk milleti istiklaline sahip çıkacaktır. Çankırılı kardeşlerim istikbal haklarını çiğnetmeyecektir. Milli beka ve milli birliği temel alarak 16 Nisan 2017’de bizzat Türk milletinin parlak bir geleceğe ulaşmak maksadıyla kabul ettiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yıpratmaya kimsenin nefesi yetmeyecektir. Karar milletindir. Egemenlik milletindir. Milletin sözünün üstüne söz asla olamayacaktır. Geleceğin kudreti Türkiye Cumhuriyeti’dir. Gelecek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle inşa edilecektir. 2023’ün siyasi, ekonomik, toplumsal, kurumsal, ahlaki ve tarihi hedeflerine elbirliğiyle ulaşılacaktır, kaldı ki ulaşılması zorunludur. Devlet ve toplum hayatımıza ölümcül virüs gibi nüfuz eden FETÖ’nün son kalıntıları hukuk içinde temizlenecek, PKK/YPG’ye hem Irak’ın hem de Suriye’nin kuzeyinde hayat ve varlık imkanı tanınmayacaktır. İnanıyorum ki, Türkiye bölgesinde ve küresel sistemde bir yıldız gibi parlayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi 15 Temmuz’dan sonra kritik ve stratejik bir evreye giren ülkemizin hak ve çıkarlarının korunması hususunda sorumlu, ahlaklı, tutarlı ve milli siyasetini sonuna kadar sürdürecektir. Bizim derdimiz Çankırı’nın dirliğidir. Bizim amacımız Türkiye’nin huzurunu güvenceye kavuşturmak, Türk milletinin varoluşunu müdafaa etmektir. Yapacağız, başaracağız, mutlaka hep birlikte yükseldikçe yükseleceğiz. Çıkarcılar güç birliği yaparlarsa yapsınlar, karşılarında biz varız. Hainler el birliği yaparlarsa yapsınlar, alayını karşılamaya imanla hazırız. Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Biz Cumhur İttifakı’yız. Biz büyük Türk milletiyiz. Değerli Vatandaşlarım, Muhterem Dava Arkadaşlarım, Milliyetçiliğimizin özünde; ufuklar ötesini görebilme, ufkun ardına odaklanabilme, uzakları yakına getirebilme vizyonu vardır. Bu nedenle davamız büyük, davamız kutlu, davamız doğrudur. Hakk’ın yolundayız, milletin yanındayız. Her zaman insanımızın huzur, refah ve mutluluğunu amaçladık, amaçlamaya inanç ve iddiayla devam ediyoruz. Türkiye’nin, “aç hürler, tok esirler” ülkesi olmaması için mücadele veriyoruz. Tam 50 yıldır; “dik baş, tok karın, mutlu yarın” için çalışıyor, çabalıyor, adımlarımızı buna göre atıyor, yarınlarımızı buna göre planlıyoruz. Tesadüflerin lütfuna sığınarak ülkülerimize ulaşılamayacağını biliyoruz. Yerinde sayan, olduğuyla yetinen, fazlasını talep etmeyen, hatta kısır bir döngüye kapılan fert veya toplumların ilerlemesini, bir adım ileriye gitmesini zor görüyoruz. Talihimize inanıyor, tarihimize güveniyor, sabır ve sadakatle Türk milletinin ve Çankırı’nın hizmetkârlığına talip olduğumuzu söylüyoruz. İnsanımızla kucaklaşıp, umutları kanatlandıracağız. Milletimizle buluşup, hıyanet, hamakat ve hamaseti buruşturup atacağız. Buluşma yerimiz Büyük Türkiye; buluşma noktamız imanlı Türk ferdinin kafası, kalbi ve cevher-i aslisidir. İşte biz bu hedefe bağlıyız, bu hedefin gerçekleşmesi için mücadele ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi’nin yönetimindeki tüm belediyeler bu gayeye uygun, bununla uyumlu çalışmalarını yapacaklardır. Belediye demek umut demektir. Belediye demek çare demektir. Belediye demek günün 24 saati açık kapı demektir. Siyasetimizin öznesi insandır. O halde insanımıza mazeretsiz hizmet boynumuzun borcudur. Bu aynı zamanda manevi ödevimiz, siyasi görevimizdir. Hayatın huzurlu, güvenli, düzenli ve dengeli olması her vicdan sahibi insanın arzusudur. Şüphesiz aksini düşünmek akla ziyandır. Belediyeler hayatın bizatihi içindedir, öyle de olmak durumundadır. Bu itibarla toplumun en ücra hücrelerine kadar sirayet eden, etmesi gereken siyasetin ana damarı belediyedir. Hayatın normal akışı içinde, insanla doğrudan temas eden, insanın sorunlarına kafa yorup bıkmadan, usanmadan, yüksünmeden samimi çözüm yolları arayan kim olursa olsun başımızın üstünde yeri vardır. İnsana tepeden bakan, insani haslet ve haysiyete tersten yaklaşan belediyelerde gelecek yoktur. Bunların varlık ve devamı halinde ise huzur olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, üretken belediyecilik anlayışıyla, belediye yönetimlerinde göstermiş olduğu mümeyyiz farkıyla Türk siyasetinde müstesna, Türk milletinin gönlünde muteber bir yeri vardır. Azı çok yapmak istiyoruz. Gariplere, düşkünlere, muhtaçlara, darda kalmışlara ulaşmak istiyoruz. Siyasete ahlak, adalet ve kalite katmanın peşindeyiz. Yol, asfalt, alt yapı, çevre düzenlemesi, park, bahçe, devasa yatırım ve hizmetleri yapmakla kalmayacağız, gönüllere gireceğiz. Memnun ve müftehir bir vicdanla ifade etmek isterim ki, MHP’li belediyeler beldeden ilçeye, ilden büyükşehir belediyelerine kadar sorumluluğunu üstlendiği her vatan köşesinde emanetin hakkını Allah’ın izniyle vereceklerdir. Bizim nezdimizde devlet işleri emanetullahtır. Bize göre belediyecilik bir gönül ve aşk işidir. Öncelikle hissetmek, paylaşmak, duyarlılık ve adanmışlık ister. Yorulmak, vazgeçmek, bıkmak, yarı yolda bırakmak bizim belediyecilik ilkelerimiz arasında asla yoktur. Ayırmak, dışlamak, ötekileştirmek bize son derece uzak ve yabancı kavramlardır. Belediyecilik ufkumuz bunun için dar ve kısa menzilli değildir. Belediyecilik faaliyetlerinin merkezinde tamamen insan olmalıdır. İnsanımızın mutsuz olduğu yerde biz saadet bulamayız. Vatandaşımız huzursuzsa biz gece yastığa başımızı rahat koyamayız. Yüzlerde tebessüm yerine keder varsa, biz gönül rahatlığıyla yaşayamayız. Demem odur ki, aziz milletimin ve Çankırılı kardeşlerimin derdi derdimiz, sorunu sorunumuzdur. Bizim belediyecilik ilkelerimizin özünde dürüstlük, gönül, sabır, samimiyet, cömertlik ve sevgiyle sorunlara odaklanmak vardır. Akılla yoğrulan, vatana hizmet aşkıyla çarpan yürekler mutlaka her sorunu aşacak erdem ve enerjiyi kendilerinde bulacaklardır. Hamdolsun bu erdem ve enerji Milliyetçi Hareket Partisi’nin kadrolarında fazlasıyla vardır. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Tekraren partimize yönelik teveccühlerinden dolayı Çankırılı kardeşlerime teşekkür ediyor, belediye başkanlarımızı tebrik ediyorum. Çankırı’yı daha gelişmiş yapma mücadelemizde sizlerin desteğini bekliyor, Cenab-ı Allah’ın yardım ve himayesini niyaz ediyorum. Sağ olun, var olun. Ne Mutlu Türküm Diyene.
|