Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, tebrik ve teşekkür ziyaretinde bulunduğu Bartın Belediyesi’nde yapmış oldukları konuşma. 20 Temmuz 2019
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
tebrik ve teşekkür ziyaretinde bulunduğu Bartın Belediyesi’nde
yapmış oldukları konuşma.
20 Temmuz 2019

 

 

 

 

 

Aziz Vatandaşlarım,

Saygıdeğer Bartınlı Kardeşlerim,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi en halisane duygularımla selamlıyor, sevgi ve şükranlarımı sunuyorum.

Bartın’da bulunmaktan, Bartın’ın havasını solumaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde partimizin siyasi sorumluluğuna emanet edilen belediyelerimizi “Teşekkür-Tebrik-Takdir” temasıyla planladığımız ziyaret programlarının altıncı durağında Bartın’dayız.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin geçtiğimiz on yılda belediye hizmetleri konusunda Bartın’da yapmış olduğu çalışmalar her açıdan takdire şayandır.

Bunu bizzat yaşayan sizlersiniz.

Bu vesileyle Belediye Başkanımız Sayın Cemal Akın’ı kutluyor, başarılarının artarak devamını diliyorum.

Geçen on yıl içinde Bartın’ın çehresi değişti, çevresi güzelleşti, yollar, köprüler, altyapılar, parklar, bahçeler yapıldı, çok şükür çember yarıldı, yatırımlar hız kazandı.

Yönetimde istikrarın ve hizmette sürekliliğin Bartın’da sağlanması muazzam önemdedir.

Ve Bartın bunu demokratik olarak başarmıştır.

Bartınlı kardeşlerim Milliyetçi Hareket Partisi’ne gönül vermişlerdir.

Bir kez daha kutlu tercihleriyle partimizin önünü açmışlar, belediye hizmetleriyle ilgili memnuniyetlerini, partimize güvenlerini göstermişlerdir.

Teveccühünüzden dolayı bahtiyarız.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy veren, belediye başkan adaylarımızı destekleyen Bartınlı kardeşlerime bu vesileyle teşekkür ediyorum.

Bartın Belediye Başkanımız Sayın Cemal Akın’ı,

Merkez Hasankadı Belediye Başkanımız Sayın Şeref Emiroğlu’nu,

Ulus Kumluca Belediye Başkanımız Sayın İsmail Can’ı gönülden tebrik ediyorum.

31 Mart seçim sürecinde üstün bir mücadele ruhuyla çalışan tüm dava arkadaşlarımızı ve parti teşkilatlarımızı takdir ediyorum.

31 Mart’ta Bartın yükselişe devam demiştir.

31 Mart’ta Bartın gelişmenin ve büyümenin yanında durmuştur.

Ve de imrenilecek hizmetlere, dev yatırımlara onay vermiş, devamını hedeflemiştir.

Bartın’da emanet tekraren ehlindedir, tereddütsüz söylüyorum ki emniyettedir.

Emanete leke sürdürülmeyecektir.

Emanete sırt dönülmeyecektir.

Bartın’ın huzur ve güvenliği, birlik ve kardeşliği kıskançlıkla muhafaza edilecektir.

Sizler Milliyetçi Hareket Partisi’ne inandınız, geleceğinizi bağladınız.

Hepinizden Allah razı olsun.

Güveninizi boşa çıkarmayacağız.

Belediye Başkanlarımız üstlendikleri tarihi görevlerinin hakkını vereceklerdir.

İnanıyorum ki, samimiyetle, dürüstlükle, heyecanla çalışacaklar, Bartın’ın sorunlarını kökünden bitireceklerdir.

Değerli Bartınlılar,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, geleceğini ve sınırlarını hayati derecede etkileyecek düzeyde beka sorunları vardır ve hepinizin malumudur.

Beka gerçektir, geneldir, gelecektir, siyaset üstü bir meseledir.

Milli beka varsa Bartın’da huzur vardır, umut vardır, istikbal özlemleri canlıdır.

Beka sorununu ihmal edenler, inkâr edenler, yok sayanlar, nereden çıktı bu beka diye fitne yayanlar çarpık siyasetin çelimsiz ve çıkarcı mensuplarıdır.

Bunlar, milletimizin bin yıllık kardeşliğini ve milli kimliğini aşındırıp yıkıma götürecek risk ve tehditleri perdeleyen gafillerdir.

Bunlar, Türkiye’nin hükümranlık gücünü kaybettirecek, milli devleti ortadan kaldıracak stratejik çözülme ve siyasal dağılma tehlikesine gözlerini yuman, kulaklarını tıkayan köksüzlerdir.

Türkiye ayrışmış, bölünmüş umurlarında değildir.

Milletimizi koruyacak güvenlik duvarları tahrip oldukça,

Tutarsızlık, teslimiyetçilik, tavizkarlık tahkim oldukça,

Şer ortaklıkları, hakaret ve hıyanet ittifakları, işbirlikçi cepheler takviye oldukça zillet çamurunda çırpınanların yüzüne kan gelmektedir.

Türkiye’nin zora girmesini isteyenler, zayıf ve yorgun düşmesini gözleyenler şu günlerde yoğun mesai içindedir.

Bir yanda özellikle FETÖ ve PKK’yı kapsamına alan terörle mücadele sürecinin içindeyiz, diğer yanda ekonomik saldırılara göğüs germenin çabasındayız.

Bir yanda CHP’nin, HDP’nin, İP’in aldatma kampanyaları ve yalan rüzgarlarıyla uğraşıyoruz, diğer yanda ABD ve AB’nin yaptırım tehditlerine cesaretle direniyoruz.

Hemen hemen her gün şehit veriyoruz.

Al bayrağa sarılı şehit naaşları omuzlarda taşınarak vatan topraklarına emanet ediliyor.

Gelen kara haberler milletimizin yüreğini kavuruyor, hepimizi kedere boğuyor.

Teröristler sınır içinde saldırıyor, sınır ötesinde saldırıyor.

Geçtiğimiz Pazartesi günü, Tunceli’nin Ovacık ilçesinde PKK’lı teröristlerin araziye yerleştirdikleri patlayıcıların infilakı sonucunda 8 yaşında Ayaz Güloğlu ile kardeşi 4 yaşındaki Nupelda Güloğlu hayata veda etmişlerdir.

Bölücü terör örgütü çocuklara kast etmektedir.

PKK, yöre insanımızın can düşmanıdır.

Dirliğimize, birliğimize, beraberliğimize suikast düzenlemektedir.

Şu rezilliğe bakınız ki, Tunceli’nin Komünist Belediye Başkan’ından PKK’ya tepki gelmemiştir.

HDP’nin PKK’ya en küçük itirazı da duyulmamıştır.

Terörle arasına mesafe koymayan çürümüşlerin niyetleri bellidir.

Askerlerimiz şehit edilirken, yavrularımız hayattan kopartılırken sessiz kalanlar, saman altından su yürütenler, üç maymunu oynayanlar hem bu dünyada hem de ilahi adalet karşısında hesap verecek rezillerdir.

Allah’ın izniyle teröristler döktükleri kanlarda boğulacaklardır.

Türkiye buna muktedirdir, gücü yetecektir.

Ülkemiz terör sorununun üstesinden mutlaka gelmelidir.

Hükümete konuyla ilgili desteğimiz tamdır.

Terör örgütlerine hayat ve varlık hakkı tanınmamalıdır.

Terörün kökünün kazınması için hangi fedakârlık gerekiyorsa seve seve yapılmalıdır.

Başta aziz şehitlerimiz olmak üzere, Erbil’de hunhar silahlı saldırıya uğrayan Konsolosluk çalışanımıza, Tunceli’de hayata veda eden evlatlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, ailelerine ve milletimize başsağlığı temennilerimi iletiyorum.

Bartın’dan diyorum ki, Kürt kökenli kardeşlerimin terör örgütüyle en küçük bağ ve bağlantısı yoktur.

Aksini bırakınız iddia etmeyi, ima etmek bile büyük bir suç ve bühtandır.

Kürt kökenli kardeşlerim bin yıllık vakarın ve aziz millet varlığının eşsiz ve yeri dolmaz mensuplarıdır.

 

MHP ile Kürt kökenli kardeşlerimizin arasında sorun varmış gibi yaygara çıkaranlar maksatlıdır, marazidir, müfsittir.

Bu emel sahipleri Türkiye’nin karşısındaki mihraklardır.

Kardeşlik bağlarını karartmak ve koparmak için tezvirat üretenler meydandadır, saklanacakları, gizlenecekleri hiçbir yer kalmamıştır.

Türkiye’nin bir dönemini karanlığa iten, doğuda başka batıda başka, güneyde başka kuzeyde başka konuşan Serok Ahmet’in partimize yönelik kendisi gibi düşük profilli ithamları aynen şahsına dönmüştür.

Sabık Başbakan geçtiğimiz günlerde demiş ki; "MHP ile ittifakta Kürt oylarını kaybetme ihtimalimiz olduğu için Meclis'teki çoğunluğu kaybedeceğimizi Cumhurbaşkanına ilettim.”

Bu dil bölücü bir dildir, bu ağız hayasızdır, hasmanedir, hezeyan içindedir.

Bu üslup bozguncu ve buruşuk bir üsluptur.

Türkiye’nin stratejik çukurda boğulması için varını yoğunu ortaya koyan bir şahsın Cumhur İttifakı’nı dinamitleme çabası ahlaksız bir tertip, akılsız bir teşebbüstür.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin Kürtlerle ihtilafı varmış gibi değerlendirmelerde bulunmak, partimizi Kürt karşıtı gibi sunmak tarihe, ecdada, vatana, millete çok ağır hakaret ve hıyanettir.

Serok seviyesizdir, kötürümdür, nifak aşılamakla meşguldür.

Bir zamanlar Kobani’yi selamlayan, PKK’ya, PYD’ye zeytin dalı uzatan Serok hangi yüzle konuşmaktadır?

Bu ne cüret, bu ne cesarettir?

Türkiye’nin başına onca belayı saran, dış politikada felaketten felakete savrulan, ucuz ve temelsiz siyasetle ülkemizi uçurumun kenarına kadar sürükleyen bu şahıs kime ne anlatmaktadır?

Serok ve işbirlikçi çevreler Cumhur İttifakı’ndan rahatsız olan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne kulp takmak için ortam ve durum kollayan zavallılardır.

Türk milleti bunları çok iyi tanımaktadır.

Bartınlı kardeşlerim bunları gayet iyi bilmektedir.

Ancak ne yapsalar, hangi iftirayı atsalar boştur, boşunadır.

Stratejik kabusa bir daha asla dönülmeyecektir.

Türkiye Serok’un icazetli yönetimine bir daha maruz kalmayacaktır.

Cumhur İttifakı iradesini muhafaza edecektir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yönetim ve millet hayatına mühür vuracak, ülkemizi parlak bir geleceğe taşıyacaktır.

Türkiye tıpkı Seroktan kurtulduğu gibi artık ağırlıklarından da kurtulacaktır.

2023 hedeflerine mutlaka ulaşılacaktır.

Ülkemizin kalkınması ve geleceği açısından muhterem ve muazzez bir vizyona sahip olan On Birinci Kalkınma Planı’nın geçtiğimiz Perşembe Günü TBMM’de kabulüyle birlikte yol haritası çizilmiş, hedefler belirlenmiştir.

Türkiye’nin önünü kesmeye, ömründen çalmaya heves edenler bunun bedelini ödeyeceklerdir.

AB ülkemize yaptırım uygulayacakmış, ABD ülkemizi F-35 programından çıkaracakmış, ne gam ne tasa.

Varsın alayı üstümüze gelsinler.

Varsın hepsi birden yaptırım kozlarıyla avunsunlar.

Ancak şunu bilsinler ki, Türkiye’yi teslim alamazlar, bağımsızlığına gölge düşüremezler, tarihi yürüyüşüne set çekemezler.

Türk milleti büyüktür.

Türkiye güçlü bir devlettir.

Her zorluğun üstesinden gelinecektir.

Milli birlik ve beraberliğimiz yaşadığı müddetçe hiçbir engel bizi durduramayacaktır.

Hiç kimseye eyvallahımız yoktur.

Unutmayınız;

Yoksulluk giderilir.

Yolsuzluklar önlenir.

Yağmacıdan hesap sorulur.

Mesele yalnızca az kazandım, çok yedim meselesi değildir.

Mesele yalnızca aç kaldım, tok gezdim meselesi de değildir.

Bunlar inşallah çözülecektir.

Sorunları bitirilecektir.

İman varsa imkan her zaman olacaktır.

Muzaffer bir mazinin muhteşem bir istikbalin moral ve motivasyon kaynağı olduğu asla ihmal edilmemelidir.

Ancak vatan elden giderse, bekamız imha edilirse, bunun dönüşü yoktur.

Millet bölünürse bunun tamiri mümkün değildir.

Türkiye, 2023’e kadar her alanda seferberlik ruhuyla reformları hayata geçirmelidir.

Sosyal ve ekonomik rahatlama, demokratik normalleşme mutlaka sağlanmalıdır.

Terörün beli kırılmalıdır.

FETÖ’nün bütün uzantı ve kalıntıları tasfiye edilmelidir.

Türkiye 2023’e yeni bir ruhla, yeni bir sevdayla, yeni bir heyecanla ulaşmalıdır.

Başarmak zorundayız.

Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmakla görevli ve mükellefiz.

Bu güç bizde vardır.

Bu kabiliyet bizde vardır.

Bu duruş bizde vardır.

Bu cesaret ve inanmışlık fazlasıyla mevcuttur.

Değerli Vatandaşlarım,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

MHP’li belediyeler tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmeme konusunda bugüne kadar ahlak ve demokrasi mücadelesini samimiyetle yapmışlar, yapmaya da devam edeceklerdir.

Bizim nezdimizde belediyecilik; insanı temel alan, milli ve manevi ölçülere uyması gereken bir görevdir.

Bartın’da geçen on yıllık sürede bu görev yerine getirilmiştir.

Bizim için belediye demek; mazlum ve mağdurların imdadına koşan; garip gurebayı muhafaza eden devasa bir yürek demektir.

Bugüne kadar Bartın’da başardık, önümüzdeki beş yılda da daha fazlasını yapıp sizlere hizmet edeceğiz.

Bizim maksadımız halistir, mazimiz temizdir, hedeflerimiz ise büyüktür.

Milliyetçi Hareket Partisi varsa umutlar diridir.

Milliyetçi Hareket Partisi varsa gelecek aydınlıktır.

Milliyetçi Hareket Partisi varsa, henüz hiçbir şey bitmiş değildir.

Vazgeçilmez hazinemiz vatan ve millet sevgisidir.

Tartışmaya açık olmayan kararlığımız Türkiye ve Türk milletinin milli, tarihi, kültürel hak ve çıkarlarıdır.

Üzerine titrediğimiz hassasiyet ise dünyayı Türkçe okuyabilmektir.

Bartın’da görev alan belediye başkanlarımız heyecanla mücadelelerini sürdüreceklerdir.

Çare bekleyenleri, dertlerinden bunalanları, bir el gözleyenleri kucaklayacaklardır.

Bizde ayrımcılık yapmak, partizanlığa heves etmek, yandaşları kayırarak ilerlemek yoktur.

Devletin kaynaklarını peşkeş çekmek, ulufe dağıtır gibi millet emanetini heba etmek yoktur.

Güvence geçtiğimiz on yıla damga vuran muazzam belediyecilik anlayışıdır.

Gece demeden, gündüz demeden çalışma ve başarma kararlılığıyla  hizmete devam edeceğiz. 

Hiçbir odak, hiçbir sahte demokrat ve proje elemanı Bartınlı kardeşlerimizle aramıza giremeyecektir.

Hizmet sevdamızın önüne taş koyamayacaklardır.

İlkelerimizin ihlalini, ülkülerimizin inkarını göremeyeceklerdir.

Dengeli şehircilik iddiamızdan, herkese ve her kesime ulaşma gayemizden ödün vermeden Bartın’ı yükseltmeyi sürdüreceğiz.

Çalışmanın sonu yoktur.

Başarmanın sınırı yoktur.

Daha güzeline, daha fazlasına, daha çoğuna ulaşmanın bahanesi de asla olmayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyor, şükranlarımı sunuyorum.

Tekraren partimize yönelik teveccühlerinden dolayı Bartınlı kardeşlerime teşekkür ediyor, belediye başkanlarımıza üstün başarılar diliyorum.

Bartın’ı daha gelişmiş yapma mücadelemizde sizlerin desteğini bekliyor, Cenab-ı Allah’ın yardım ve himayesini niyaz ediyorum.

Sağ olun, var olun, Yüce Allah’a emanet olun.

Ne Mutlu Türküm Diyene.