Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin 29 Mayıs 2008 Ortaya çıkardığı muazzam sonuçları itibariyle yalnızca Türk tarihinin değil, dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olan İstanbul’un fethinin 555. yıl dönümünü gurur ve kıvançla kutluyoruz. Gerçekleştiği dönemde, onbuçuk asırdır süregelen Doğu Roma’nın hâkimiyetine son verilmesi demek olan bu kutlu olay, müteakip dönemlerde insanlığa yeni ufuklar açacak bir sürecin de başlangıç noktası olmuştur. İstanbul’un fethi, binli yılların başında Anadolu’yu yurt edinmek üzere gelen Türklerin, yeni coğrafyalara açılmaları için ihtiyaçları olan maddi ve manevi bir başkentin de doğmasını sağlamıştır. Osmanlı devleti, bir uç beyliği olarak Söğüt’ten başladığı mücadeleyi sonraki yüzyıllarda yükseltmiş, İstanbul’un fethinin ardından küresel bir imparatorluk olma imkânını elde etmiştir. Türk milleti fetih ile birlikte, kültürlerin, inançların, ticaretin ve kıt’aların kavşak noktasında bulunan bu dünya kentini yönetme imkânını bulmuştur. İstanbul kenti, bir küresel devletin kurulması için gerekli fikriyata, kültüre, inanca ve kurumlara sahip Türkler için yönetim kabiliyetlerini, insanlık ideallerini gösterebilecekleri bir stratejik merkez haline gelmiştir. Fetihten sonra dünyanın medeniyet kaynağı olan İstanbul, farklı etnik ve inanıştaki insanların bir arada huzur ve barış içinde yaşadıkları örnek alınacak bir uzlaşma kültürünün de beşiği olmuştur. Fetihle beraber Türklüğün ufku genişlemiş, asırlarca adım adım ilerleyeceği hükümranlık havzaları, imparatorluk coğrafyasında daha sonraki dönemlerde birer birer belirmeye başlamıştır. Fetih, aynı zamanda insanlığın Türkleri daha yakından tanımasını, ceddimizin kucaklayıcı, koruyucu, müşfik yönetim yeteneklerini öğrenmeye başlamasını da sağlamıştır. Türklerin bu yüksek hasletleri, hakkaniyet ve insanlığa saygı üzerine kurulu arada yaşama anlayışlarıyla kucaklaşarak daha sonraki dönemlerde üç kıtayı yönetme kabiliyetlerinin fikri ve ahlaki zeminini hazırlamıştır. Fetih, skolastik düşüncenin aklı kovduğu, teokratik fanatizmin hür yaşamayı yok ettiği, insanların yarı köle halinde yaşadığı ve ümitsizliğin hakim olduğu batı dünyası karşısında, getirdiği değerler sistemi ile Türk ve İslam kültürünün yüz akı olarak medeniyet tarihimizde yerini almıştır. Küresel tesirlerle birlikte yaşama idealimizin sarsıntı geçirdiği bugünlerde, fazlasıyla ihtiyacımız olan farklılıkları millet şuurunda ve milli birlikte kaynaştırma anlayışının hâkim kılınması, bu kutlu tarihi mirasın bir sonucu ve ceddimizin emanetine saygının bir gereği olmalıdır. Fetihten sonra imar edilen ve eserlerle donatılan İstanbul kentinin yaşayan güzelliklerine rağmen, bugün sosyo-kültürel kirlenmenin de neden olduğu tahribat, bakımsızlıkla karşı karşıya olduğu da bir gerçektir. Dileğimiz, fethi kutlu Peygamberimiz tarafından müjdelenmiş bu tarihi kentimizin, giderek silinmeye yüz tutan güzelliklerini yeniden kazanması, geçtiğimiz asırlarda olduğu gibi huzur, barış ve kalkınmanın sembolü olarak dünyaya yön veren bir küresel merkez haline gelmesidir. İstanbul’u bir Türk-İslam kenti yaparak çağı değiştiren, dünyaya yeni bir başkent armağan eden, başta büyük hakan Fatih Sultan Mehmet olmak üzere fetihte yer alan ecdadımızın hatıralarını minnet ve şükran ile anıyor hepsine Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Dr. Devlet Bahçeli Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı |