Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti 27 Şubat 2020’de İdlib kırsalında, katil Esad unsurlarıyla zalim işbirlikçileri tarafından alenen ve alçak bir hava saldırısına maruz kalmıştır. Allah korkusu taşımayan, insan sevgisi tanımayan caniler Regaib Kandilimizi kana bulamışlardır. Derinleşen İdlib krizi milli bekamızı en üst düzeyde tehdit eden bir hüviyete bürünmüştür. İdlib’de vuku bulan hunhar saldırıda 33 kahramanımız şehit olmuş, 32 kahramanımız da yaralanmıştır. Elbette acımız çok büyüktür. Bundan sonra hiçbir bahanenin, hiçbir sözün itibarı, iradesi ve inandırıcılığı kalmamış, bütün ezberler bitmiş ve tükenmiştir. Rusya Federasyonu bizim tarafımızdan malum olan menfur ve meşum yüzünü bir kez daha göstermiş, Türkiye’ye karşı beslediği gizli husumeti açıkça ifşa etmiştir. Katil Esad cinayet ve rezaletleriyle resmen düşman kampa yerleşmiş, nefretin ve şiddetin yegane failine dönüşmüştür. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye Cumhuriyeti’nin her türlü askeri müdahale hakkını ve mücadele kararını haklı ve meşru görmektedir. Suriye hava sahasının Rusya tarafından açılıp açılmaması hükmünü tümden kaybetmiş, artık güç ve zor kullanmak kaçınılmaz bir mecburiyet haline gelmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, hükümetin alacağı siyasi ve askeri her karar, her uygulama, her tasarrufun bedeli ne olursa olsun yanında duracak, destekçisi olacaktır. Düşman görüldüğü yerde ezilmelidir. Nitekim İdlib’e kara ve hava operasyonu süratle icra edilmelidir. Sınır kapılarının açılması da isabetli bir hamledir. Gelişmelerin silahlı çatışmadan sıcak savaşa dönüşme konusu Türkiye’nin meselesi olmaktan artık çıkmış, kan döken rejim unsurlarının bulundukları her yerde cezalandırılmaları Türk tarihine ve maşeri vicdana karşı ertelenemez bir sorumluluk halini almıştır. Sonunu hazırlayan şerefsiz Esad hain ve hunhar saldırılarının karşılığını en ağır şekilde almalı, Türk milletine silah çevirmenin, bomba atmanın sonuçlarına acı şekilde muhatap olmalıdır. Milli güvenliğimizi temin maksadıyla bulunduğumuz alanlarda karşımıza kim çıkarsa çıksın doğduğuna pişman edilmeli, bunun gereği can pahasına yapılmalıdır. Bugünkü oldukça hassas ve nazik dönemde, siyasi polemiklerle oyalanmak, ahlaken sorunlu tartışmalarla meşgul olmak vatanseverlikle, Türkiye sevgisiyle asla tavzih ve tevil edilemeyecektir. Gün bir olma, beraber olma, birlikte aynı cephede, aynı şuur ve ruhda buluşma günüdür. Kimin hangi siyaset anlayışının, hangi fikri ve ideolojik akımın mensubu olduğunun bir önemi elbette kalmamıştır. “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” ilkesinde cesaretle kucaklaşmak mühim ve müessir bir zorunluluktur. Bütün Türk vatandaşlarının seferberlik ruhuyla yeni bir Milli Mücadele ortak paydasında kenetlenmeleri mukadderatımıza istikamet çizecek istiklal ve istikbal meselesidir. Esad ya pişman olup teslim bayrağını çekecek ya da bombaladığı topraklar ona ve çetesine mezar olacaktır. Ayrıca Türkiye bir NATO müttefikidir. Yapılan saldırılar aynı zamanda bütün NATO üyelerine yapılmıştır. İçinden geçtiğimiz süreç herkes ve NATO üyesi her ülke için samimiyet ve iyi niyet testidir. Türkiye şehitlerini sahip çıkarak dökülen kanları yerde bırakmayacaktır. Muzaffer Türk milleti, Allah’ın izniyle melaneti devirecek, hainleri yerle yeksan edecektir. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin egemenlik haklarının muhafazasıyla birlikte güvenlik ihtiyaçlarının fedakarlıkla karşılanacağına inanmakta, hükümete ve kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine sonuna kadar güvenmektedir. Biriz, diriyiz, hep birlikte güçlüyüz, aşılmaz son kaleyiz. Yılgınlık yoktur, umutsuzluk yoktur, taviz ve teslimiyet söz konusu bile edilemeyecektir. Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmetler diliyorum. Yaralı kardeşlerimize şifalar temenni ediyorum. Şehitler hepimizindir, alınacak intikam hepimizin namusuna emanettir. Başımız sağolsun, vatan sağolsun, zalimlere, hainlere lanet olsun.
|