25.01.2007 - Ömer Sabancı'nın TÜSİAD 37. Genel Kurulu'nda Yaptığı Konuşma Hakkında Yazılı Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

 

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin
TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı’nın TÜSİAD 37. Genel Kurulu’nda
Yaptığı Konuşma Hakkında Yaptığı Yazılı Basın Açıklaması

25 Ocak 2007

TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı 37. Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada, TÜSİAD’ın PKK’nın siyasi projelerine sahiplenmesi konusundaki dünkü açıklamamız hakkında bazı beyanlarda bulunmuştur.

24 Ocak 2007 günü yaptığımız basın toplantısında TÜSİAD’ın PKK’nın siyasallaşma stratejisinin amaçlarına hizmet edecek son girişimleri hakkındaki görüşlerimiz açıklıkla ortaya konulmuştur.

Görevden ayrılmakta olan TÜSİAD Başkanı’nın bu konudaki ifadeleri karşısında, gerçeklerin bütün yönleriyle daha iyi görülmesi ve anlaşılması bakımından, şu hususların hatırlatılması zaruri hale gelmiştir.

  • Anayasa’nın 3. ve 42. maddeleri Türkçe’den başka dillerin eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamayacağı ve öğretilemeyeceğini amirdir.

Kürtçe’nin Türk eğitim sistemine bir şekilde girmesi, PKK’nın siyasi projesinin öncelikli hedefidir.

Bu konudaki PKK stratejisi, ilk adım olarak, Türkçe dışındaki dillerin seçimlik ders olmasının kabul ettirilmesi üzerine yoğunlaşmıştır.

PKK’nın ve maşası olan siyasi bölücülerin Türklük bilincini ve mensubiyet şuurunu zayıflatarak, bunun yerine “Türkiyelilik” kimliğinin oluşturulmasında dili en önemli araç olarak gördükleri bir gerçektir.

Türkiye’de, zaman içinde, ayrı bir milli mensubiyet bilinci yaratılmasını amaçlayan bu yaklaşımın ulaşmayı amaçladığı ilk hedef, Türkçe dışındaki ana dillerin okullarda seçimlik ders olarak okutulmasıdır.

Bunlar, kimsenin aksini iddia edemeyeceği gerçeklerdir.

Bu gerçekler karşısında, TÜSİAD’ın Türkçe dışındaki anadillerin seçimlik ders olması önerisi, PKK’nın siyasi platformu ve stratejisiyle bire bir örtüşmektedir.

  • PKK’nın siyasallaşma stratejisinin diğer bir öncelikli hedefi de, ırk temelinde azınlık yaratma amacıyla siyaset yapılmasının önünün açılması ve Türkçe dışındaki dillerin de siyasi propaganda dili olarak kullanılmasıdır.

Etnik temelde ayrılıkçı siyaset yapılmasının meşru hale getirilmesini isteyen PKK’nın bu stratejisi ile TÜSİAD’ın son önerisi de bire bir örtüşmektedir.

  • Bu durum karşısında, TÜSİAD’ın son önerilerinin, PKK’nın siyasi zemin kazanma çabalarına destek olmak ve siyasi gündemini sahiplenmek dışında nasıl değerlendirilmesi gerektiğini TÜSİAD Başkanı açıklamak durumundadır.
  • TÜSİAD, Türkiye’nin önde gelen iş adamlarının bir çatı kuruluşudur. Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu bugünkü hassas süreçte, Türkiye’nin milli birliğini zedeleyecek girişimlerin doğuracağı sonuçları ve bölücülüğün amaçlarına hizmet edecek hareketlerin hangi dinamikleri harekete geçireceğini, ilk önce kendileri bilmek ve takdir etmek durumundadır.
  • Demokrasi, şahsi ve kurumsal çıkarlar için kullanılabilecek bir araç, bir şekli yönetim biçimi değildir.

Demokrasilerin yücelmesi, bunun özünün ve ruhunun çok iyi anlaşılması ve benimsenmesiyle mümkündür.

Dünya’da hiçbir demokratik ülke, milli birliği zayıflayarak ve bölünerek, güçlenmemiş ve yücelmemiştir.

  • Son olarak hatırlatmak istediğimiz husus, sorumluluk mevkiinde olan herkes için, Türkiye’nin milli birliğini, milli güvenliğini ve milli çıkarlarını her şeyin üstünde tutmanın ahlaki, vicdani ve siyasi bir görev ve zaruret olduğudur.

Vakur ve akılcı olmak kadar, dürüst ve namuslu olmak da vazgeçilmez erdemlerdir.

TÜSİAD Başkanı’nın son beyanlarının akla getirdiği bu hususları herkesin dikkatine ve değerlendirmesine sunmak isterim.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı