Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı
Son bir asrın en büyük felaketi olan 6 Şubat 2023 tarihli Pazarcık ve Elbistan merkezli iki ayrı deprem ile birlikte Adıyaman ve Şanlıurfa’da yaşanan aşırı yağışlar, bundan mülhem sel ve taşkınlar milletimizi ziyadesiyle sarsmış ve acıya boğmuştur. Türk milleti karşısına çıkan doğal zorlukları ve doğal olmayan çetin engelleri “Hep Birlikte Aşma” iradesi göstererek direncini, dirayetini ve metanetini azami düzeylerde sergilemiştir. “Bugüne İstikrar, Yarına Huzur” telakkisi “Hep Birlikte Başarma” kararlığıyla taban ve temel bulmuştur. “Milli Birlik ve Kardeşlikle Hep Birlikte Yaşama” tercihi kahraman ecdadımızın ve şanlı tarihimizin ihmal ve inkar edemeyeceğimiz kutsal bir emaneti olarak maşeri vicdana yerleşmiştir. Felaketlerin derin yaralarını sarmak, kayıplarımızın ızdırap veren izlerini silmek maksadıyla “Yeni Yüzyılda Yeni Bir Hayat ve Yeni Türkiye”yi “Hep Birlikte Kurma” seferberliği bütün imkanlar eşliğinde harekete geçmiştir. Bu süreçte “Devlet Milletiyle” elele vermiş, “Her Şeyden Önce Türkiye” ahlak ve erdemi öne çıkmış, bu suretle öncü ve önder bir boyut kazanmıştır. Elbette Türkiye ve Türk milleti sevdamızın burçlarıdır. “Önce Ülkem ve Milletim” kavrayışı hayata, hadiselere ve siyasete bakışımızın an fikridir. Bizim nazarımızda 85 milyon Türk vatandaşımız büyük Türkiye’nin şah damarı, şahbaz dimağıdır. Ülkemiz hiçbir soruna, hiçbir ayak bağına, hiçbir dayatmaya kuşkusuz boyun eğmeyecektir. Yıkıntılar arasından güvenli, dayanıklı, insanca yaşama müzahir konutlar bir yıl içinde hak sahiplerine inşaları tamamlanarak mutlaka teslim edilecektir. Bu taahhüt cumhurun bizzat ulaşacağı hedefidir. Kardeşliğimizin ikram ve itibarı ağır meselelerin üstesinden gelmek için yegane güç kaynağımızdır. Baharı karşıladığımız bu seneki Nevruz Günü’nde kalplerimiz yaslı, gözlerimiz yaşlı, gönüllerimiz buruk olsa da, Türkiye’yi yeni baştan ihya ve imar etme gayemiz tıpkı demir sağları eriten tarihi irade kadar kudret ve kuvvet içermektedir. Bilindiği üzere Nevruz, asırlar boyunca Türk coğrafyalarında birlik, dirlik, barış ve huzuru sembolize eden müstesna bir günün adıdır. Bugünkü sıkıntılı günlerimizde Nevruz’un gerçek mana ve mesajına çok ihtiyaç vardır. Yalnızca bir mevsim döngüsü olarak yorumlamanın yetersiz kalacağı Nevruz Bayramı, aynı zamanda bolluk ve bereketin, dostluk ve kardeşliğin, kaynaşma ve kucaklaşmanın da timsalidir. Bu kutlu gün ataletin, yılgınlığın, yorgunluğun ve kaygının geride bırakılmasını; tazelenmiş umutlarla, tırmanmış heyecanlarla geleceğin kavranmasını vaaz ve vaat etmektedir. Nevruz bir diriliş anısı, bir doğruluş atılımı, bir yükseliş atılganlığı, yeni bir güne yürüyüş adımıdır. Türkiye geleceğini Nevruz’un bereketli çehresiyle, birlik çağrısıyla kuracak, muhakkak başarılı olacaktır. Aynı zamanda binlerce yıllık tarih süreci içerisinde, büyük Türk milletini ortak sevinç ve tasada, ortak geçmiş ve gelecek paydasında buluşturan Nevruz gerçekten de köklü bir kucaklaşma fırsatıdır. Bu kadim kültürel mirasımız milli birlik ve beraberliğimizin kaynaklarından birisidir. Türk dünyasında "Sultan Nevruz' adıyla kutlanan bu günde başlıca dileğim, milletimizin birlik ve dirliğinin ebediyete kadar vasıl olması ve dünyanın her yerinde barışın, esenliğin ve istikrarın hakim olmasıdır. Türk milletinin hem ata hem de ana yurdunda baharın müjdecisi olarak özel ve önemli bir yeri bulunan Nevruz Bayramı taşıdığı derin anlam itibariyle; Türk milletinin Ergenekon’dan çıkışını ve müteakip asırlarda kademe kademe sıçrayışını ifade etmektedir. Balkanlar’dan Sibirya bozkırlarına kadar uzanan görkemli bir coğrafyada kutlanan Nevruz, geçmişle bugün arasında çok önemli kültürel bir köprüdür. Yakılan ateşler, tutuşan eller, çarpan yürekler, neşe saçan gözler, gülümseyen yüzler, müşfik vicdanlar, reddedilen ihtilaflar, dışlanan kötü emeller Nevruz’un kültürel dokusunu, tarihsel doğasını gözler önüne çıkarmaktadır. Nihayetinde ümidimiz ve tesellimiz de budur. Doğudan batıya, kuzeyden güneye aynı inanç, aynı irade, aynı hissiyatla bir araya gelen milli gönüller bu coğrafyayı vatan yapmış ve sonsuza kadar var olacağımızı da cümle aleme ispat ve ilan etmişlerdir. Beraber ağlayıp birlikte gülen; bayram günlerinden yas tutulan dönemlere kadar her şeyi birlikte paylaşan aziz millet fertleri inanıyorum ki, hiçbir şart altında bölücü emellere geçit vermeyecektir. Nevruz, milli kader ortaklığımızın ve kardeşlik bağlarımızın mihenk taşı olduğu kadar parlayan da sembolüdür. Aynı şekilde bölücülerin, gayri milli çevrelerin, millete şaşı bakan çarpık zihniyetlerin, terörizme yakasını kaptırmış lekeli mihrakların değil, Türk’ün ezeli bayramı, Türk milletinin ebedi bayram günüdür. Nevruz’u şer ve şiddet dolu amaçlarına malzeme yapmaya teşebbüs edenler zulme sözcülük, zillete gözcülük yapan odaklardan başkası değildir. CHP ile HDP’nin ertelenmiş buluşmasını Nevruz Günü gerçekleştirmesi ise hem bir talihsizlik hem de kimin kimlerle emel ve hedef birliği içinde olduğunun üzeri karalanmış çirkin resmidir. Baharımızı kışa dönüştürmek için yan yana gelenler 14 Mayıs’ta milli iradenin ihtişamıyla tasfiye ve telin edileceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni çekiçle örs arasına sıkıştırmaya çalışanlar hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Nevruz, büyük Türk milletinin hürriyet ruhunun kabararak taştığı, dar bir alandan çıkarak kıt’aları yönetmeye talip olduğu kutlu Ergenekon ateşidir. Bu ateşin hiç sönmeden milletimizin istikbalini aydınlatması, Türk ve Türkiye Yüzyılının önünü açması samimi dileğimdir. Deprem ve sel afetlerinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmetler, tedavi gören vatandaşlarımıza şifalar diliyorum. Çok geniş bir coğrafyada varlık mücadelesi veren aziz milletimin ve tüm soydaşlarımızın Nevruz Bayramı’nı kutluyor, hepsine birden sağlıklı, huzur dolu ve başarılarla geçecek bir ömür temenni ediyorum. Kış mevsiminin arkasından bahara kapı aralayan bu “Yeni Gün”ün, barış, huzur ve kardeşliğimizi pekiştirmesini, ayrıca yarın karşılayacağımız Ramazan-ı Şerif’in aziz milletimize ve Türk-İslam alemine mübarek olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
|