Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, Çankırı’da düzenlenen “14 Mayıs’ta Aziz Milletim Sıra Sende” temalı açık hava toplantısında yapmış oldukları konuşma. 24 Nisan 2023
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı
Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
Çankırı’da düzenlenen “14 Mayıs’ta Aziz Milletim Sıra Sende” temalı açık hava toplantısında yapmış oldukları konuşma.
24 Nisan 2023

 

 

 

 

Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem Çankırılılar,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Böylesi bir coşkuyla karşılaşmaktan biliniz ki bahtiyarım.

Çankırı adeta ayağa kalkmış, sevdalılarına kucak açmıştır.

Hepinizi en kalbi duygularla birlikte sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Yeni bir dirilişi, yeni bir kurtuluşu müjdeleyen bu toplantıya katılan, emek ve gönül veren herkesi en içten hissiyatımla kutluyorum.

20 gün sonra yapılacak 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinin ülkemizin dirliğine, milletimizin birliğine, insanımızın huzur ve refahına hayırlı ve kalıcı sonuçlar getirmesini niyaz ediyorum.

Bunun yanında seçimlerin sağduyulu, sakin ve demokratik olgunlukla gerçekleşmesini diliyorum.

Son günlerde peş peşe vuku bulan provokasyonlar nedeniyle Türkiye üzerinde hesabı olan karanlık çevrelerin boş durmadığını görüyorum.

14 Mayıs öncesi ülkemizi toplumsal ve siyasi karışıklığa hapsetmek maksadıyla ellerini ovuşturanların hevesleri kursaklarında kalacaktır.

Çabalar boşuna, çırpınışlar beyhudedir.

Milletimiz kara kampanyalara aldırış etmeyecektir.

Devletimiz ve hükümetimiz güçlüdür, provokatörler tespit edilip tecziyeleri için adalete teslim edilecektir.

Demokrasi celladı, milli irade hazımsızı, sandık düşmanı, sokak aralarına dökülmek için sinsi sinsi fırsat kollayan melun odaklar meydanı boş zannetmesin, şirret oyunlarını bozacak devlet ve millet dayanışması hamd olsun zinde ve zirvededir.

Bu kapsamda “Aziz Milletim Sıra Sende” temalı açık hava toplantımıza hoş geldiniz, şerefler verdiniz diyorum.

Muhterem Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Şöyle bir etrafınıza bakınız, Afrika’dan Balkanlar’a, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya, Uzak Doğu Asya’dan Kafkaslara, Asya steplerinden Avrupa’ya varıncaya kadar huzursuzluk ve ufuksuzluk her yeri sarmıştır.

Çatışmalar, terör eylemleri, ticaret savaşları, etnik rekabetler, mezhep gerilimleri, ekonomik operasyonlar, stratejik mücadeleler, hakimiyet ve paylaşım kavgaları dünyayı ablukaya almıştır.

Sudan’da tam bir iç savaş hüküm sürmektedir.

Depremden sonra bu ülkeye giden binlerce Hataylı kardeşimiz tahliye edilmeyi beklemektedir.

Yunanistan Dedeağaç’tan Girit’e kadar ABD tarafından silahlandırılmaktadır.

Fransa’nın başını çektiği bazı Avrupa ülkeleri ABD’den stratejik bağımsızlıklarını kazanmanın peşindedir.

Küresel nitelikli bir enstitü, alarm zilleri çalarak dünyanın uçurumdan önceki son çıkışta olduğunu açıklamıştır.

Macron’un akıl hocası, en geç Ağustos ayında küresel finans krizinin doğacağını iddia etmiştir.

Dünyanın önde gelen ekonomileri üretim, üretkenlik ve verimlilik başlıklarında yaygın sorunlarla boğuşmaktadır.

Artan faizler, yeşeren resesyon riski, vergi gelirlerindeki azalmalar, büyüyen bütçe açıkları, yükselen borçlar, düşmeyen enflasyon oranları küresel riskleri canlı tutmaktadır.

2023-2028 arasında küresel kamu borcunun GSYH’ya oranının yüzde 100’ün üzerine çıkacağı öngörülmektedir.

Uyarısı yapılan küresel bankacılık kriziyle eşzamanlı gerçekleşmesi tahmin edilen küresel çaptaki borç krizi göğüslenmesi çok zor olacak siyasi, sosyal ve ekonomik fırtınayı tetikleyebilecektir.

Önümüzdeki yıllar hiç de güvenli, hiç de rahat olmayacaktır.

Irak’ın Süleymaniye kenti fiilen PKK/YPG’nin kontrolüne girmiştir.

Teröristlerin Süleymaniye’den Suriye’nin kuzeyine geçişlerine ABD refakat etmektedir.

ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü YPG’nin terör örgütü olmadığını bir kez daha belirtmiştir.

Kuzey Kore komşularını ve diğer ülkeleri devamlı tehdit etmektedir.

Çin ile Tayvan arasındaki gerilim sertleşmektedir.

Rusya ile Ukrayna arasındaki kanlı çatışma farklı boyutlar kazanmaktadır.

Kısaca özetlediğim böylesi bir dünya panoramasında Türkiye yıldız gibi parlamakta, nihayetinde pozitif ayrışmaktadır.

Çünkü Türkiye emin, ehil ve tecrübeli bir iradenin yönetimindedir.

Bu kazanımı heba edemeyiz, heder edemeyiz, israf edemeyiz, tarihin gerisine düşemeyiz.

Cumhur İttifakı’nın fedakarca mücadelesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin muharrik ve müteyakkız vasfı ülkemizin elini güçlendirmekte, her alan ve sahada öne çıkmasını temin etmektedir.

Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan hayatın ve hadiselerin arkasında değil, önündedir.

Geldiğimiz bu aşamada Türkiye başkalarının gündeminde nesne değil, kendi gündeminin öznesidir.

Devleti yönetmek için irade lazımdır.

Devleti yönetmek için bağımsız bir vicdan gereklidir.

Devleti yönetmek için yeni yüzyılı Türkçe okumak, dünyayı başkent Ankara’nın vizyonuyla kavramak vazgeçilemez bir sorumluluktur.

Tecrübe derseniz Cumhur İttifakı’ndadır.

Geleceği kuşatan dört başı mamur projeler Cumhur İttifakı’ndadır.

Türk bayrağını yükselten, Türkiye’nin değerine değer katan irade Cumhur İttifakı’dır.

Ülkemizi imrenilecek gelişmişlik seviyesine çıkaracak akıl, ahlak, siyaset, strateji, hakim ve hadim ruh Cumhur İttifakı’yla mündemiçtir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olacak kişi hem kalben, hem kafa yapısı bakımından, hem de karakter itibariyle milli olmak zorundadır.

Cumhura baş olmak oyuncak değildir.

Cumhura baş olmak Kılıçdaroğlu’nun harcı asla değildir.

Hazine’den tam altın dağıtma aldatmasıyla milletimizin aklını çelmeyi düşünenler dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olacaklardır.

Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı PKK’nın onayından geçmiştir.

Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına FETÖ tamam demiş, destek vermiştir.

15 Temmuz hain ve haşhaşi darbe teşebbüsünün rövanşını almak isteyenler Kılıçdaroğlu’nun arkasında kuyruğa girmişlerdir.

Durum bu kadar vahim, bu denli skandaldır.

Sizlere soruyor ve “burada” şeklindeki haykırışınızın gür bir şekilde duyulmasını ümit ediyorum:

Bayraklar nerede? (Burada)

Türkiye sevdalıları nerede? (Burada)

İstiklalimizi ve istikbalimizi müdafaa edecek yürekler nerede? (Burada)

Mukaddesatımızı, mukadderatımızı ve milli varlığımızı koruyacak serdengeçtiler nerede? (Burada)

İşte bu cevaplarınız malum ve mahut siyasilerin uykularını kaçırıyor.

Bu atılgan iradeniz, bu tavizsiz ifadeniz Türkiye üzerinde hesap yapanların dengesini bozuyor.

Allah sizleri var etsin, Çankırı’nın gücünü cümle aleme gösteriyorsunuz.

Cumhurun zaferi ufukta göründükçe küresel nefret salgını yaygınlaşıyor.

Kandil’e yuvalanmış PKK’nın elebaşları teker teker Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yapıyorlar.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem vaadiyle Türkiye’nin önü kesilmek isteniyor.

Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi yönetecek ne bilgisi, ne de kültürü vardır.

Dünyanın ağırlaşan meselelerini kavrayacak akıl ve sezgiden mahrumdur.

Türkiye’nin bölgesinde ve küresel alanda sözü dinlenen ülke olmasını hazmedemiyorlar.

Soğan diyorlar, yapılan köprülere karşı çıkıyorlar.

Patates diyorlar, yollara, tünellere, demir yollarına, barajlara, hava limanlarına, uzaya fırlatılan uydulara, denize indirilen uçak gemisine, gökyüzünde süzülen milli muharip savaş uçaklarına itiraz edip kara çalıyorlar.

YPG elebaşı İHA’dan, SİHA’dan şikâyet ediyor, aynı tutumu CHP, İYİ Parti ve diğer zillet partileri de sahipleniyor.

Biz Türk milletine hizmetkârlıktan şeref duyuyoruz, CHP’liler ABD’yi nasıl tatmin ve memnun edeceklerini düşünüyorlar.

Bunlar gayri milli uçurumların dibine yuvarlanmışlar.

Zalimlere fayton feneri gibi sinyal üstüne sinyal yakıyorlar.

Milli iradenin üzerinde sisli bir iradenin hayalini kuruyorlar.

Emperyalizmin arkasına saklanıp Türkiye’yi taşlıyorlar.

Zalimlerin tetikçiliğinden medet umuyorlar.

Güya demokrasiyi överek Türk milletinin özlem ve hedeflerini karalıyorlar, terör örgütlerini arkalıyorlar, zulmü alkışlıyorlar, zilleti aklıyorlar, melaneti allayıp pulluyorlar.

Maalesef Emperyalizm hesabına çalışan bir muhalefet anlayışının ülkemizde bulunuyor olması utanç anıtı gibi karşımızdadır.

Şimdi siz söyleyiniz, şimdi sizler haykırınız, cevaplarınız zillet ittifakını tir tir titretsin, şiddetli bir zelzele gibi sallasın:

Nasıl bir meşguliyet içinde olursanız olunuz 14 Mayıs’ta sandığa gidecek misiniz? (Evet)

Cumhurun yeni bir demokrasi destanını iradenizle yazacak mısınız? (Evet)

Türkiye düşmanlarına söz veren, terör örgütlerine ümit aşılayan zillet ittifakına Türk milletinin kutlu iradesini gösterecek misiniz? (Evet)

Türkiye’ye sonuna kadar sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü cumhurun zaferiyle taçlandıracak mısınız? (Evet)

Milliyetçi Hareket Partisi’ne tertemiz oylarınızla destek verip milletvekili adaylarımızı Ankara’ya gönderecek misiniz? (Evet)

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a evet diyecek misiniz? (Evet)

Türkiye’de iktidarın yolu yabancı başkentlerden geçmez, geçemez, geçmeyecektir.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

Milletin üstünde bir güç ve kudretten de bahsedilemez.

Zillet ittifakının siyaseti sömürgeleşmiş bir siyasettir.

Zillet ittifakının siyaseti teslimiyetçiliğin lobi faaliyetidir.

Bunlardan hayır gelmez.

Çünkü zilletin sonu yoktur.

Çünkü zilletin sonucu yoktur.

Kılıçdaroğlu ne yapsa nafiledir; İP’çiler, Deva’cılar, Serokçular, oncular buncular, bilumum sol ve bölücü mihraklar neyle uğraşsa beyhudedir, Türk milletini geçemezler, Türkiye’yi yenemezler, Çankırı’ya kast edemezler.

Yüzyılın en parlak yönetim reformu olan, kuvvetler ayrımını netleştiren, Türkiye’nin gücüne güç katan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kötülemeleri de sonuçsuz kalacaktır.

Soruyorum sizlere:

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden memnun musunuz? (Evet)

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devam etsin diyor musunuz? (Evet)

Cumhur İttifakı’nın güçlü Türkiye mücadelesine onay veriyor musunuz? (Evet)

Milliyetçi Hareket Partisine destek olacak mısınız? (Evet)

Hay maşallah, Allah razı olsun sizlerden inşallah.

İradeniz irademizdir, evetleriniz 14 Mayıs’ın zafer müjdesidir.

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Bugüne kadar Türkiye’de hiç kimsenin etnik kökenine bakılmadı.

Hiç kimsenin mezhebine kafa yorulmadı.

Ne var ki Kılıçdaroğlu iyice su kaynatmış, iyice kayış koparmış olacak ki, etnik ve mezhep kışkırtıcılığından nemalanmanın hevesine kapılmıştır.

Bedeli kanla ödenerek kazanılmış bin yıllık varlığımız,

Bin yıl boyunca sevgi ile yoğurduğumuz kardeşliğimiz,

Birlikte yaşanan bin yılın eseri olan milli kimliğimiz,

Bin yılda oluşan dayanışma ahlakımız zillet ittifakı tarafından tehdit edilmektedir.

Bu kara kampanyanın içinde İYİ Parti de yerini almıştır.

CHP zihniyeti korkak, aciz ve çaresizdir.

Kılıçdaroğlu, Kürt kökenli kardeşlerimizin terörist muamelesi gördüğünü iddia etmiştir.

Bu iddia düşman iddiasıdır. Bu ağız PKK ağzıdır.

Bu üslup bin yıllık kardeşliğimizi bozmak isteyenlerin kirli propagandasıdır.

Kürt kökenli kardeşlerimiz milletimizin şerefli, eşit ve onurlu mensuplarıdır.

Kılıçdaroğlu’nun iddiası tepeden tırnağa iftiradır.

Aynı zamanda halkı kin ve düşmanlığa sevk etmektir ve ağır bir suçtur.

Dersim’in intikamını almak için her iğrenç yola müracaat eden Kılıçdaroğlu, tahrikleriyle sabrımızı sınamaktadır.

Alevi olduğunu söylemiş, saygı duyarız, bizim için Alevi İslam inancına sahip kim varsa özbeöz kardeşimizdir.

Peki bugüne kadar bu itirafı dillendirmeyen Kılıçdaroğlu, niye bu zamanı seçmiştir?

Amacı nedir? Neyin peşindedir? Yeni bir fitnenin kıvılcımını tutuşturmanın mı arayışındadır?

Bizim nezdimizde Sünni neyse Alevi odur, nitekim ikisi de Müslümandır.

Fakat mezhepçilik yapmak, etnik köken tahrikçiliğine girişmek bu millete yapılacak ne büyük kötülüktür.

Bu kapsamda emel ve hedef sahibi çevreleri sizler gayet iyi tanıyorsunuz:

Bunlar bazen, kalemi kiralanmış sözde yazarlardır.

Bazen, üniversite zeminini kullanmaya çalışan fırsatçı mihraklardır.

Bazen, siparişle sonuç çıkartan araştırma şirketleridir.

Bazen, güdümlü rapor üreten sözde düşünce kuruluşlarıdır.

Bazen, ecdadımıza hakaret eden kadrolu sahte aydınlardır.

Bazen, menfaat bağı ile göbeklerinden bağlanmış medya kanallarıdır.

Bazen de sözde sivil toplum işbirlikçileridir.

Ekranlarda, manşetlerde, sütunlarda, kürsülerde boy gösteren bu şer cephesinin ortak paydasını;

Bunların ortak motivasyonunu, millî ve üniter yapımızdan duydukları rahatsızlık,

Türk tarihini karalamak için kolladıkları fırsatlar,

Milli kimliği parçalamak için yürütülen kampanyalar oluşturmaktadır.

Çankırı’dan her vatandaşıma sesleniyorum:

Nereli olursanız olunuz,

İster güneyden, ister kuzeyden,

İster doğudan, ister batıdan,

Kim olursanız olunuz,

Ülkemin neresinde doğarsanız doğunuz,

Kökünüz, kökeniniz, mezhebiniz ne olursa olsun,

Vatanım, bayrağım, milletim, kardeşliğim ve mukaddesatım diyen herkesle biriz, diriyiz ve kardeşiz.

Bin yılın kaynaştırdığı Türk milleti üzerindeki;

Oyunlar boşa çıkacaktır.

Tuzaklar bozulacaktır.

Kurulan düzenler dağıtılacaktır.

14 Mayıs 2023 tarihinde Türk milleti azgın fitneye geçit vermeyecektir.

Hiçbir şer odağı boş hayale kapılmasın.

Cumhur İttifakı oldukça yenilmemizi ve yıkılmamızı hedefleyenler her zaman hüsrana uğrayacaktır.

Bundan kaçış yoktur.

Kurtuluşları söz konusu değildir.

Artık bütün yollar 14 Mayıs 2023 tarihine açılmaktadır.

Vakit anbean yaklaşmakta, çember günbegün daralmaktadır.

Bizim adayımız belli, kararımız nettir.

Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Hedefimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, TBMM’de milletvekili sayısı ve siyasal destek itibariyle çok güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi grubunun ve Cumhur İttifakı’nın tezahür etmesidir.

Samimi ve kesintisiz mücadelemizin gayesi bu amaçlara ulaşmaktır.

Soruyorum sizlere;

Bu hedeflere birlikte yürümeye var mısınız? (Evet)

Bize destek olacak mısınız? (Evet)

Üç hilalin yanında duracak mısınız? (Evet)

Beraber miyiz? Birlikte miyiz? Bizimle misiniz? (Evet)

Birlikte huzur, ayrılıkta husumet ve huşunet vardır.

Biz huzurun yanındayız, huzurun tarafındayız.

 Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü Türk ve Türkiye Yüzyılının cümle kapısı olarak görüyoruz.

Kendimize güveniyor, Çankırı’ya gönülden inanıyoruz.

Türkiye’yi, üzerinde hesapların yapıldığı, oyunların kurgulandığı müdahale edilir ülke olmaktan çekip çıkarmak istiyoruz.

Elbette bu süreç meşakkatlidir, zorludur, insanüstü emek ve fedakârlık gerektirecektir.

Aynı zamanda bu süreç, milletinin sevinciyle sevinen, üzüntüsüyle üzülen, bunun yanında milli ve manevi değerlerle bütünleşip tek nefes olan inanmış yüreklere ve milli duruşa ihtiyaç duyacaktır.

Hamd olsun bu yürek Milliyetçi Hareket Partisi’nde ziyadesiyle vardır.

Hamd olsun bu yürekli duruş Cumhur İttifakı’nda mevcuttur.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve Türk vatanını kurtaran Kuvayı Milliye ruhu, Milli Mücadele şuuru bir nevi dönemin Cumhur İttifakı’ydı.

Zira Cumhur İttifakı Türk milletinin ta kendisi, özlemlerinin ve özgüveninin taşıyıcısıdır.

İttifakımız, ihanetlere karşı her zaman sur örmüş, set çekmiş, baraj olmuştur.

İttifakımız, işgal ve istila girişimlerinin karşısında yer almış, her kalkışmaya canla, başla, kahramanca direniş göstermiş, bundan sonra da gösteremeye aynı kararlılıkla devam edecektir.

Cumhuriyet’in kurucu felsefesi, muasır ve müreffeh bir gelecek fikriyatı Cumhur İttifakı’nın kurşungeçirmez, taviz ve teslim olmaz iradesine emanettir.

Bu şartlar altında soruyorum sizlere;

√  Vatana sahip çıkacak mısınız? (Evet)

√  Bayrağa sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Türkiye’ye sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Hakkınıza, haysiyetinize, hukukunuza sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Bu evetlerin gücü ve güveniyle “Aziz Milletim Sıra Sende” diyorum.

Terörü sıfırlamış bir Türkiye için sıra sende.

Milli ekonomide yeni çığırlar açmak için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

Sanayide, üretimde, tarımda, hayvancılıkta, ihracatta, yatırımda,  ekonomik büyümede, yerli ve milli silah sanayinde gücüne güç katmış bir Türkiye için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

Suriyeli sığınmacıları güvenli, gönüllü ve onurlu şekilde ülkelerine geri göndermek için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

Huzurlu ve umutlu bir Türkiye için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

Enerjide, eğitimde, sağlıkta, sanatta, sporda, ulaştırmada yeni ufuklar açmak için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

İşsizliği yenmek için, gelir ve servet dağılımında adaleti sağlamak için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

Daha büyük reformlara imza atmak için, hayatın her alanını kapsayacak iyileştirici siyasi ve ekonomik dev projeler için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatmak için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

Birlik için, dirlik için, kardeşlik için, devlet için, Kızılelma ülküsünde birleşmek için “Aziz Milletim Sıra Sende.”

Sıra sende Çankırılı kardeşim.

İstismarları çiğnemek için sıra sende.

Yıkım planlarını engellemek için sıra sende.

Yalan şantiyelerini yıkmak için sıra sende.

Geleceğine sahip çıkmak için sıra sende.

Cumhuriyet’in kuruluş itibarına sahip çıkmak için sıra sende.

Terör örgütlerini aklamaya çalışan zillet partilerine şamarı indirmek için “Aziz Milletim Sıra Sende.” Çankırılı kardeşlerim söz, sıra ve yetki hepinizde.

Birlikte çok daha güzel günlere kavuşacağız.

Ülkümüzden de ülkemizden de vazgeçmeyeceğiz.

Devlet ve Milletiyle Her Şeyden Önce Türkiye.

Birlikte yapacağız, hep birlikte başaracağız.

Bizim tarafımız Türkiye’dir.

Bu yıl içinde hem Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü kutlayacağız, hem de cumhurun demokrasi zaferine birlikte ulaşacağız.

Cumhurla Cumhuriyet’in kucaklaşmasına şahit olacağız.

Türk ve Türkiye Yüzyılının ilk adımını atacağız.

Biz, Türkiye’nin, Türk milletinin, Çankırı’nın tarafıyız.

Biz garibin, mazlumun, bağında, bahçesinde, bostanında ter dökenin, emek verenin yanındayız.

Camideyiz, cemevindeyiz, duadayız, dilekteyiz, gönüldeyiz, kalpteyiz, Anadolu’nun her yerindeyiz.

Caninin, eşkıyanın, bölücünün, demokrasi ve özgürlük kamuflajına bürünmüş düşman beslemelerinin de karşısındayız.

Allah razı olsun sizlerden; yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun inşallah.

Her birinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyor, 14 Mayıs’ta hem milletvekili adaylarımıza hem de Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a desteklerinizi bekliyorum.

Sağ olun, var olun diyorum.

Ne Mutlu Türküm Diyene.