Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, Aksaray’da düzenlenen “14 Mayıs’ta Aziz Milletim Sıra Sende” temalı açık hava toplantısında yapmış oldukları konuşma. 12 Mayıs 2023
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı
Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
Aksaray’da düzenlenen “14 Mayıs’ta Aziz Milletim Sıra Sende” temalı açık hava toplantısında yapmış oldukları konuşma.
12 Mayıs 2023

 

 

 

 

 

Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem Aksaraylılar,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi en halisane duygularla birlikte sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bizleri kavuşturan Cenab-ı Allah’a hamd ediyorum.

Yurt içinde ve yurt dışında hayatın zorluklarına fedakârca göğüs geren tüm vatandaşlarımıza en halisane selamlarımı iletiyorum.

Aksaray’da hayat ve varlık mücadelesi veren her vatandaşımı bağrıma basıyorum.

“Aziz Milletim Sıra Sende” temasıyla düzenlediğimiz bu açık hava toplantımıza teşrif eden, gücümüze güç ekleyen, heyecanıyla önümüzü aydınlatan Aksaraylı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.

2 gün sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimlerinin ülkemizin dirliğine, milletimizin birliğine, demokrasimizin geleceğine, insanımızın huzur ve refahına hayırlı ve kalıcı sonuçlar getirmesini Allah’tan niyaz ediyorum.

Bunun yanında seçimlerin sağduyulu, sakin ve demokratik olgunlukla gerçekleşmesini diliyorum.

Bugünkü toplantımızın tertip ve temininde emeği geçen tüm dava arkadaşlarımı içtenlikle kutluyorum.

Hepinize hoş geldiniz, safalar geldiniz diyorum.

Değerli Kardeşlerim,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Bizim aklımızda hep Türkiye, bizim gönlümüzde hep Aksaray vardır.

Milletimiz ne diyorsa yapacağımız odur.

Her şart altında Türkiye’mizin yanındayız.

Zulmün, zilletin ve zelil emellerin tam karşısındayız.

Sevdamız Türkiye’dir.

Vatanımız yeryüzü cennetimizdir.

Ne ülkemizden, ne ülkümüzden, ne de milli egemenlik haklarımızdan vazgeçmeyiz, asla da vazgeçmeyeceğiz.

Demokraside yüksek standartları biz sağlayacağız.

Milli birlik ve dayanışma ruhumuzu biz güçlendireceğiz.

Ekonomik ve sosyal sorunların üstesinden biz geleceğiz.

İşsizliği ve yoksulluğu biz çözeceğiz.

Huzurlu insanlık ve haysiyetli istikbal hedeflerine birlikte ulaşacağız.

Elbette yapacağız, hep birlikte başaracağız.

Cumhur İttifakı olarak Türk ve Türkiye Yüzyılının kilitlerini sökeceğiz.

Gelen Türk Asrı, Geleceğin Gücü Türkiye’dir.

“Devlet ve Milletiyle, Her Birlikte ve Her Şeyden Önce Türkiye.”

“Yeni Türkiye, Yeni Hayat, Hep Birlikte Kurarız.”

 “Milli Birlik ve Kardeşlikle Hep Birlikte Yaşarız.”

Bugüne İstikrar, Yarına Huzur Diyorsak, Hep Birlikte Başarırız.

Engelleri, Zorlukları Hep Birlikte Aşarız.

“Devletin Gücü Milletin Ferasetiyle Hep Birlikte Yaparız.”

Cumhuriyet’in Yeni Yüzyılında Güçlü Devleti Hep Birlikte İhya Ederiz.

Soruyorum sizlere;

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine hazır mısınız? (Evet)

Vakti, saati geldiğinde sandığa gidecek misiniz? (Evet)

Türk milletini zilletin anaforuna düşürmeyi hedefleyen CHP’sinden İYİ Partisi’ne, HDP’sinden Devasına kadar malum partileri elinizin tersiyle itecek misiniz? (Evet)

Alayını birden sandığa gömecek misiniz? (Evet)

Bunları yaparken Milliyetçi Hareket Partisi’nin Aksaray milletvekili adaylarını seçerek TBMM’ne gönderecek misiniz? (Evet)

Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan oy verecek misiniz? (Evet)

Sözünüz söz mü? Kararınız kesin mi? (Evet)

O halde Aziz Milletim Sıra Sende.

Aksaraylı kardeşlerim sıra ve yetki hepinizde.

Ekmeğimizi büyütmek için Aziz Milletim Sıra Sende.

Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Aziz Milletim Sıra Sende.

Kardeşliğimizi güçlendirmek için Aziz Milletim Sıra Sende.

İstihdamı, yatırımı, ihracatı ve büyümeyi genişletip geliştirmek için Aziz Milletim Sıra Sende.

Gülen yüzler, güvenli ve bereketli ömürler için Aziz Milletim Sıra Sende.

Söz sizin, karar sizin.

Ülke sizin, gelecek sizin.

Vatan sizin, bayrak sizin.

Devlet sizin, millet sizsiniz.

Ne var ki geleceğinizi karartmak isteyenler var.

Geçmişimizi karalamak isteyenler var.

Zilleti zemzem diye servis edenler var.

Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu Türkiye’nin önünü kesmek için çırpınıyor.

Kervan yağmacıları istikrarımızı bozmak için uğraşıyor.

Bölücü terör örgütü PKK Kılıçdaroğlu’yla yol yürüyor.

FETÖ Kılıçdaroğlu’na umut bağlıyor.

Terörist Demirtaş cezaevinden oyum Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceğim diyor.

ABD’de yayımlanan The Washington Post Gazetesi, Kılıçdaroğlu’nu Joe Biden’e benzetiyor.

Bunun yanında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yenilgisini, Türkiye ile Batı arasında sağlıklı ilişkilerin ve dünya çapında bir zaferin işareti olarak değerlendiriyor.

İngiliz The Economist Dergisi, “Erdoğan gitmeli” manşetiyle nifak saçıyor.

Yine Kılıçdaroğlu ABD’de yayımlanan The Wall Street Journal Gazetesi’ne verdiği röportajda; Rusya’ya yaptırım uygulama konusunda Batılı ülkelerin aldıkları kararlara uyma sözü veriyor.

Sosyal medyada Türkiye’ye savaş açılmıştır.

Bütün FETÖ’cü ve Türkiye düşmanı yılan ve çıyanlar iftiralarla, itibar suikastlarıyla insanlık değerlerini çiğnemektedir.

Hepsi birden Kılıçdaroğlu’nun propagandasını yapmaktadır.

İnsanların mahremiyeti, özel hayatı, hak ve özgürlükleri en adi şekilde hedef alınmaktadır.

FETÖ, geçmişteki hak ve hukuk ihlallerine bugünlerde yenilerini eklemektedir.

Haysiyet cellatları kumpaslarını sürekli derinleştirmektedir.

Zillet ittifakı ve adayı Kılıçdaroğlu ahlaksızlığın ve her türlü kanunsuz ilişki ağlarının göbeğindedir.

Kılıçdaroğlu’nun demokrasi iddiaları yalandır.

Kılıçdaroğlu’nun adalet ve özgürlük sözleri baştan ayağa kandırmacadır.

Demokrasinin akli ve ahlaki temelleri vardır ve mutlaka da olmalıdır.

Milletsiz bir vatan, hukuksuz bir özgürlük, halksız bir demokrasi, haksız bir adalet,  hakikatsiz ve hafızasız bir insan düşü kuran mihrakların bitmek tükenmek bilmeyen operasyonel faaliyetleri devamlı mesafe almaktadır.

Bu mihrakların umut ve heyecan kaynağı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Değerlere yönelik kategorik saldırılar, kavramlara yönelmiş işgal niyetleri, maneviyatımıza kurulmuş tuzaklar zillet ittifakının son çırpınışlarına delalettir.

PKK-HDP ve küresel emperyalizm destekli zillet ittifakının, insanlığın ortak hazinesi olan demokrasiye, hukuka, özgürlüğe, adalete hazımsızlığı ileri düzeydedir.

Aslında bu kaygı verici yakıcı gerçek bilinçli bir tertibin, sistematik bir tahribatın uzun metrajlı sonucudur.

Gerçek manasından koparılmış bir demokrasinin, sadece demagojiyi besleyeceği, bunun yanı sıra despotik tahakkümlere davetiye çıkaracağı açıktır, ortadadır, tecrübeyle sabittir.

Kılıçdaroğlu’nun Aydın ve Kütahya mitinglerinde, “Size öyle bir özgürlük alanı vereceğim ki, en rahat Bay Kemal’i eleştirebilirsiniz” açıklaması da tek kelimeyle skandaldır.

Özgürlük bir insan hakkıdır, hiç kimse tarafından ne verilebilir, ne de alınabilir.

Ayrıca özgürlüğün sınırları hukukla, milli ve manevi değerlerce, ahlaki ve insani ilkelerce çizilmektedir.

Kılıçdaroğlu’nun özü despottur, tahammülsüzdür.

Demokrasi işin özünde insana dayanan, insanı esas alan, insanla anlamını bulan bir rejimdir.

Ve demokratik sürecin kilit taşı insandır.

Herkes ne düşünürse düşünsün, bir insanın başka türlü düşünmeye ve bunu savunmaya demokratik ve meşru sınırlar içinde hakkı vardır.

Demokrasi, siyasal katılım ve tercih külliyatı, uzlaşma ve hoşgörü küfesi, saygı ve muhabbet kültürü, sandık ve seçim küresidir.

Batının siyasal düşünürleri, demokrasi için ekonomik gelişmişlik ve batılı değerler sistemini vaaz etseler de, evrensel demokratik kazanımlar tam aksine vurgu yapmaktadır.

Millet varsa, ülke varsa, devlet varsa, insanların adil, hür ve tarafsız seçimlerinden bahsediliyorsa demokrasi kaçınılmaz bir realite olarak karşımıza çıkacaktır.

Çünkü milletin kendi geleceği hakkında hüküm verme ve hedeflerini belirleme hakkı aynı zamanda bir insanlık onurudur, bu onurun muhafazası demokrasi namusudur.

Zillet ittifakı insan onurunu, demokrasi namusunu kirletmenin gayesindedir.

Batılı doğulu, kuzeyli güneyli demokrasi tanımlaması dayatma tonu ağır basan seçkinci, ayrımcı ve mesnetsiz bir iddiadır, ayrıca imtiyazlı bir alan açma çabasıdır.

Kılıçdaroğlu’nun Batılı değerlerden bahsetmesi, Türkiye Cumhuriyeti’ni evrensel değerler üzerinde yeniden inşa etme sözü yabancılaşmış ve sömürgeleşmiş bir siyasetçi aymazlığıdır.

Asıl sorun maskeli demokratların, mayası ve meşrebi bozuk siyaset bezirgânlarının demokrasiyi kırıp dökmeleri, bozup parçalamaları, işlerine geldiği gibi söküp takmalarıdır.

Demokrasi ihanetin kılıfı olamaz.

Demokrasi egemenliğe kast etmenin kaynağı görülemez.

Demokrasi sövüp saymanın, yakıp yıkmanın meşruiyet zemini olarak asla kullanılamaz.

Demokrasi, hukuk ve hürriyetin, hukuk ve hürriyet de demokrasinin karşılıklı güvencesidir.

Biri olmadan diğerinin varlığından söz edilemez.

İfade ve düşünce hürriyeti, vandal hedeflerin, vahşi emellerin, öfke ve nefret akımlarının, suç ve suçluları koruma alçaklığının ikmal deposu, ikrar dekoru değildir.

Zillet ittifakının son zamanlarda yaygınlaştırdığı provokasyonlar, bu ittifakın ürettiği karanlık kampanyalar tükenmiş, iç kargaşaya gömülmüş bir Türkiye’nin fragman gösterisinden başka bir şey değildir.

Alayı bir olmuşlar, saldırıya geçmişler.

Çünkü kaybedeceklerini biliyorlar.

Bu itibarla en ağır insanlık suçu işliyorlar.

Montajlarla, dublajlarla, sahte yazışmalarla ve üretilmiş aşağılık iddialarla ahlak cinayetinin faili olmuş vaziyetteler.

Soruyorum sizlere:

Kuyumuzu kazmak, milletimizi birbirine düşürmek, istikbalimizi kundaklamak için sürekli faaliyet içinde olan Türkiye düşmanlarına karşı bir miyiz? (Evet)

Dış bağlantılı rezil kumpaslara, insanlığı ayaklar altına alan pis oyunlara karşı aynı safta mıyız? (Evet)

Önümüzdeki Pazar günü ahlaksızlara şamarı indirecek misiniz? (Evet)

Terör örgütlerine, emperyalizmin oyunlarına karşı beraber miyiz? (Evet)

Milli birliğimizi, ebedi kardeşliğimizi birlikte savunacak mıyız? (Evet)

MHP’ye evet mi? Cumhur İttifakı’na evet mi? Recep Tayyip Erdoğan’a evet mi? (Evet)

Aksaray çok şükür ayaktadır.

Oyunu görmüştür.

Fitnecilerin tezgahını tanımıştır.

Pazar günü de sandıklardan taşmaya kararlıdır.

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Kardeşlerim,

Özgürlük öyle bir hassas terazidir ki, kefenin birisi yükselirken diğeri iniyorsa orada sorun var demektir.

Devletin varlığını müdafaa için yaptığı her mücadele meşrudur.

Bu meşruluğu demokrasi ve özgürlük kisvesiyle sulandırmaya çalışmak devlete kast etmektir, bunu adı da ihanettir.

Hiçbir toplum, hiçbir ülke, mensuplarından hiç birine, özgürlüklerin tümünü sınırsız kullanma ehliyeti vermemiştir.

Kaldı ki toplum hayatının bir bedeli vardır.

Sınırlar hukuk kurallarıyla çizilmiştir.

Türkiye’de hukukun üstünlüğü hakimdir.

Güçlünün hukuku değil, milletin hukuku kaimdir.

Bölücülüğün ve terörün sözde hukukunu yerleştirmeye çalışanlara Aksaray göz açtırmayacaktır.

Türk milleti böylesi bir zillete, böylesi bir hıyanete göz yummayacaktır.

Kılıçdaroğlu, 11 Mayıs’ta yandaşı bir gazeteye yaptığı açıklamada, devleti beka sorunu gördüğünü ileri sürmüştür.

Kapsayıcı ve kuşatıcı bir vatandaşlık tanımından bahsetmiştir.

Nitekim 14 Mayıs’ın yeni bir vatandaşlık ve devlet anlayışının başlangıç noktası olacağını da söylemiştir.

Sayın Kılıçdaroğlu, Anayasa’nın 66’ıncı maddesinde yazılı olan vatandaşlık tanımının neresinden rahatsızsın?

Kapsayıcı ve kuşatıcı vatandaşlık hedefiyle neyi kast ediyorsun?

Kaldı ki Türk vatandaşlığı zaten kapsayıcı ve kuşatıcı değil midir?

İttifak ortağın HDP’nin Türk’ü Anayasa’dan çıkarma vaadini gerçekleştirmeyi düşünüyorsan, ki güçlü görünen tablo budur, bunun bedelini Türk milleti sana ve ortaklarına çok ağır ödetecektir.

Türk milletini etnik ve mezhep temelli bölünmesine çanak tutanlar, bunun planını yapanlar, Aksaray’dan diyorum ki, vatan hainidir.

Devleti yıktırmayacağız.

Vatanı parçalatmayacağız.

Milleti böldürmeyeceğiz.

Aksaray’ı mahcup ve mağlup ettirmeyeceğiz.

Katile katil, caniye cani, teröriste hain diyemeyen, sırf siyasi rant devşirmek için bölücülerle bir ve aynı kareye girmekten sakınmayan her kim varsa demokrasiyle arasına geceyle gündüz gibi mesafe koymuştur.

Sorosçu Osman Kavala’yı savunmak, terörist Demirtaş’a methiyeler düzmek adalet, demokrasi ve hürriyet konusu değil, işlenmiş suç ve hıyanete taammüden ortaklıktır.

Kılıçdaroğlu bu suça ortaktır.

Teröristler hem devlet hem de demokrasi düşmanıdır.

Düşmana ganimet olan siyasetçilerin demokrasi iddiası tilkinin kümes bekçiliğine talip olmasıyla aynı kurnazlıktır.

Bilinmelidir ki, demokrasi taşlaşmış kalplerin, buzlanmış vicdanların, kiralanmış akılların, satılmış ruhların, devşirilmiş zihniyetlerin, millete silah çeken şerefsizlerin harcı değildir, hakkı değildir.

CHP Genel Başkanı’nın: “Terörle mücadele ediyoruz derken demokrasi askıya alınıyor. Demokrasi askıya alınırsa da en çok terör örgütlerine prim verirsiniz." sözleri kepazeliktir.

Sayın Kılıçdaroğlu şu hususu unutma ki, tekerimize taş koymaya kalkışanların alnını karışlarız, bunlara karşı da çekilmeye hazır keskin bıçak olup ayağa kalkarız.

Terörle mücadele sürecinde demokrasinin askıya alındığını söylemek su katılmamış bölücü bir dildir.

PKK’lı teröristlerin desteğine bel bağlamak, küresel emperyalizme gönüllü taşeronluk yapmak utanç verici bir terör hayranlığıdır.

Terörle mücadele sürecinde demokrasinin hiçe sayıldığını iddia etmek terörist üslubudur, terör usulüdür, zillet bir bühtandır.

Demokrasiyi korumak için terörle mücadele ediliyor, ey Kılıçdaroğlu bundan haberin var mı?

Vatana ve millete musallat olan seri katilleri cezalandırmak amacıyla terörle mücadele yapılıyor, ey Kılıçdaroğlu bunu biliyor musun?

Kılıçdaroğlu mutfağına girerek sosyal medyada video çeke çeke akli melekelerini yitirmiş, trolleşmiş bir figür olarak milli ve siyasi hayata bütünüyle aykırı davranmaya başlamıştır.

Kılıçdaroğlu sürekli, “bu milleti barıştıracağız” diyor.

Sayın Kılıçdaroğlu barışmak, küsler arasında olur.

Türk milleti ne zaman birbirine küsmüştür?

Bu küslükten bir tek bizim mi haberimiz olmadı?

Sen ne demeye çalışıyorsun? Maksat ve muradın nedir?

Demokrasinin arkasına sığınıp Türkiye’yi yaylım ateşine tutmana, sanal ihtilaflar üretip bunu yaymana Türk milleti tahammül etmeyecek, Aksaray suskun kalmayacaktır.

Biliniz ki, Türklüğü Anayasa’dan çıkarmak demek Türk’e biçilmiş kefen demektir.

Türklüğü Anayasa’dan çıkarmak demek Türkiye’nin temellerine dinamit döşemek demektir.

Allah ecelden aman verdiği müddetçe, son Türk oğlu Türk yaşadığı sürece bu topraklardan Türk’ü ve Türk milletini hiç kimse, hiçbir alçak, hiçbir dış bağlantılı hain sökemez, buna güç yetiremez.

Çünkü muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda saklıdır.

Soruyorum sizlere:

Türklüğü Anadolu coğrafyasında esir etmek isteyenlere haddini bildirecek misiniz? (Evet)

Türklüğü Anayasa’dan ve siyasetten tasfiye etmek için el ovuşturan, fırsat kollayan, Şark Meselesi’nin taşeronu olan zillet ittifakına küstahlığının ve hıyanetinin bedelini ödetecek misiniz? (Evet)

Türk milletine ve Türkiye’ye iliklerine kadar sevdalı Milliyetçi Hareket Partisi’ni destekleyecek misiniz? (Evet)

Aksaray milletvekili adaylarımızı TBMM’ye gönderecek misiniz? (Evet)

Cumhur İttifakı’nın arkasında duracak mısınız? (Evet)

Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkacak mısınız? Oyunuzla önünü açacak mısınız? Durmak yok, yola devam diyecek misiniz? (Evet)

Aksaray’da intikam sesleri değil; barış, huzur, kucaklaşma ve kardeşlik şuuru hakimdir.

Aksaray ve diğer tüm yurt köşelerinde “Her Birlikte Türkiye” inancı ve iffeti asıldır, amirdir ve vazgeçilmez bir irade namusudur.

Bir korkak bir orduya serdar edilirse, yiğitler meydanda berbat olur.

Uzak dursunlar yeter ki değmesin elleri, muazzez olan her şeyi murdar ederler.

14 Mayıs’tan sonra, yasama faaliyetlerine etkinlik kazandırmak, denge ve denetim işlevinin teminatı olmak için Milliyetçi Hareket Partisi’nin TBMM’de yüksek bir temsil gücü elde etmesi hayatî önemdedir.

Cumhur İttifakı Türkiye’nin huzurlu, güvenli yönetimi için vardır.

Cumhur İttifakı istiklalin koruyucusu, istikbalin mimarıdır.

Mecliste güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, dünyada güçlü bir Türkiye demektir.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü ise vatandaşımızın karnı tok, başı dik, alnı açıktır.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü ise demokrasi güvence altındadır.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü ise “Lider Ülke Türkiye” hedefi, “Türk ve Türkiye Yüzyılı” vizyonu Allah’ın izniyle gerçekleşecektir.

Milletimize hangi sözü vermişsek 27’inci Dönem TBMM’de yerine getirdik.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin geride kalan yaklaşık beş uygulama döneminde, Cumhur İttifakı olarak kronik sorunlara neşter vurduk.

Çözümsüz gibi duran tüm sorunları çözmeyi başardık.

Cumhur İttifakı’nın umut olduğunu gösterdik.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin muktedir ve müstesna kazanımlarıyla ülkemizin önünün açılmasına gururla şahit olduk.

Aynısını 28’inci Dönem TBMM’de de yapacağız.

Sizlerin desteğiyle mutlaka başaracağız.

Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümünde milletimize 100 sözümüz vardır ve hepsini de Allah’ın izniyle gerçekleştirmeye kararlıyız.

Elbette yapacağız, birlikte başaracağız.

Vakit, hiçbir ayrım yapmadan, “bayrak”, “vatan” ve “millet” ortak paydasında kucaklaşma vaktidir.

Bizim düşünce ve inanışımıza göre, Türkiye’de yaşayan 85 milyon vatandaşımız Cenab-ı Allah’ın kutsal bir emanetidir.

Her yöremizi, bin yılın barışından ve kardeşliğinden doğmuş her insanımızı bağrımıza basıyoruz.

Herkese elimizi uzatıyoruz.

Bilinmelidir ki, bu vatan sokakta bulunmamıştır.

Bu devlet icazetle kurulmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milli kimliği şehit kanlarıyla kazanılmıştır.

Çağrımız birliğe, dirliğe ve kardeşliğedir.

Çağrımız, önce ülkem ve milletim diyen her kardeşimedir.

Çağrımız, bu millet, bu vatan, bu bayrak benim diyen her kardeşimedir.

Çağrımız, milli birlik ve huzurlu yarınlara ulaşmak isteyen her kardeşimedir.

Çağrımız, her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen Türkiye sevdalılarınadır.

Paylaşılacak vatanım, vazgeçilecek insanım yok diyen her vatan evladıyla kaderimiz birdir.

Biz birlikte Türkiye’yiz diyen herkes bizim özbeöz kardeşimizdir.

Aksaray milletvekili adaylarımıza ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok güçlü desteğinizi bekliyorum.

Hepinize şükranlarımı sunuyorum.

Aziz Milletim Sıra Sende diyorum.

Devlet ve Milletiyle, Hep Birlikte ve Her Şeyden Önce Türkiye.

Sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyor, Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene.