Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet
Bahçeli'nin 31 Aralık 2006 Asırlardan beri aziz milletimizin inanç ve heyecanla kutladığı, toplumsal kardeşliğin göstergesi olan, dini değerlerin tazelenerek güzelliklerin ve iyiliklerin yoğun olarak yaşandığı bir Kurban Bayramı’na ulaşmış olmanın heyecanı içindeyiz. Bu tarihle birlikte aynı zamanda aziz milletimizin ağır problemlerle karşı karşıya kaldığı bir yılı daha geride bırakmış bulunmaktayız. Geçmişte yaşadıklarımız ve edinilen tecrübeler, üzülerek belirtmek gerekirse Kurban Bayramımızı buruk duygularla idrak etmemize, yeni yıla ise ihtiyatla bakmamıza sebep olmaktadır. Oysa ki bayramlar kardeşliğin yeniden yeşerdiği ve her sorunu aşmaya olan inancın kazanıldığı manevi iklimler; yeni bir yılı karşılamak ise tazelenen umutların başlangıcı olmalıdır. 2006 yılı, buhranlara açık ve sıkıntılarla dolu bir ülke haline gelen Türkiye’mizin yanı sıra ve başta bölgemizde yaşanan gelişmeler olmak üzere İslam âlemi’nin içine düştüğü ağır buhranların yol açtığı küresel bir kargaşanın tarihi olmuştur. Yüz milyonlarca din kardeşimiz, küresel dayatma ve senaryoların sonucu olarak bu vahim gidişi okuyamayan, çare bulamayan ya da teslim olan yöneticilerinin ağır ihmal ve sorumluluklarının bedelini ödemek durumunda kalmışlardır. Mukaddes bayramımızı idrak ettiğimiz bu günlerde, özellikle Türk ve İslam Dünyası ağır sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadır. Üstelik bu sorunların önümüzdeki süreçte ülkemiz açısından daha da zorlu ve yoğun yaşanacağı anlaşılmaktadır. Dünya nüfusunun bir bölümü zenginliğin, teknolojik ilerlemenin en üst düzeylerinde yaşarken, diğer kısmı ise maalesef bu zenginliğe hizmet eden idarecilerin gafleti ile yoksulluk, güvensizlik ve istikrarsızlık içinde ve derin gelecek kaygıları ile varlıklarını sürdürmektedir. Özellikle ülkemizin merkezini oluşturduğu yakın coğrafyamızda kara bulutlar dolaşmakta, bir taraftan komşumuz Irak’ta bir iç savaş ve bölünme tehlikesi söz konusu iken, diğer taraftan Kıbrıs’ta AKP zihniyetinin saplantılarının ve millî duyarsızlığının ürünü olan endişe verici gelişmeler yaşanmaktadır. İktidar tarafından Kıbrıs’a endekslenen AB’ne üyelik süreci gelinen noktada yıllardan beri uyardığımız şekilde kaçınılmaz akıbeti ile karşılaşmış ve hükümetin teslim politikaları iflas etmiştir. Bu vahim sonuç ile AB’nin eline hükümeti sindirme ve taviz için yeni kozlar geçmiştir. Önümüzdeki günlerde, hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, hükümetin bu teslimiyetçi tavrı devam ettikçe, içerde misyonerlik, patrikhane, ruhban okulu, sözde soykırım dayatmaları, yabancılara mülk satışı, ekümenlik iddiaları ve yapay azınlıklar gibi milli güvenlik ve geleceğimizi ilgilendiren pek çok sorun yine gündeme getirilecektir. Toplumun bütün kesimleri yıllardan beri ağır ekonomik sorunların aşılması umuduyla bugüne kadar büyük fedakârlıklarda bulunmuş ve sabırla refaha ulaşmayı beklemiştir. Ancak, dört yıllık icraatı ile vatandaşın hiçbir sorununu çözme niyet ve iradesini gösteremeyen hükümetin yeni yılda da milletimize verebileceği hiçbir şeyin olmadığı anlaşılmaktadır. İktidarın sunduğu geniş imkânları ve kaynakları kullanarak hayatlarından memnun olan sınırlı bir zümrenin “istikrar” bahanesi ile bırakınız artık aciliyet gösteren erken seçimleri, zamanında yapılması gereken seçimlerden bile vazgeçmeye hazır oldukları bu talan ortamında geniş halk kitleleri yokluk, yoksulluk, yolsuzluk ve yozlaşmanın bedelini ödemektedir. Ahlaki çöküşün, asayişsizliğin, terörün, toplumsal güvensizliğin ve kuşkunun egemen olduğu ülkemizde bu vahim gelişmeleri seyreden ve müsebbibi olan zihniyetin ilkel yönetiminden ülkemizin acilen kurtarılması gerekmektedir. Büyük Türk milleti için 2006 yılı, dört yıl önce büyük beklentilerle yönetime taşıdığı iktidar gücünün yarattığı hayal kırıklıklarıyla dolu, vahim hataların, tahriklerin ve tercihlerin ülke gündemini işgal ettiği olumsuz bir yıl olarak anılacaktır. Ancak ve her şeye rağmen bu vahim durum karşısında ortak akılla ve sağduyunun rehberliğinde ülkeyi felaketten uzaklaştırmak için seferber olunması, bu aşamadan sonra kutsal bir vatan borcu olarak görülmelidir. Özellikle bayram boyunca idrak edeceğimiz kutsal günler; yalnızca fertlerin kendilerini değil, beraberinde toplumsal ilişkileri, Türkiye’mizi ve Dünya’yı sorgulayacağımız, vicdan muhasebesi yaparak hatalarımızı yeniden yorumlayacağımız bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. İnanıyoruz ki 2007, erken ya da zamanında seçim yılı olarak, tek başına iktidar gücünü kullanamayan aciz hükümetin ciddiyetten uzak, teslimiyet ve tutarsızlıklarla dolu politikalarının milletimizin yüksek iradesi ile son bulacağı yeni bir devrin müjdecisi olacaktır. Büyük Türk milleti güçsüz ve çaresiz değildir. Tarihte en umutsuz anlarda milli birlik ve beraberlik duygusu ile doğrularak yükselmiş, üzerinde oynanan oyunları yüksek iradesi ve şuuru ile bozmasını bilmiştir. Bugün, doğunun ve batının ortasında kendine özgü yüksek kültürü, köklü geleneği ve eşsiz birikimiyle bir yıldız gibi parlamaya aday bu küresel kudret, milletinden ilham ve tarihinden güç alan yüksek bir milliyetçilikle “Lider Ülke” olmayı beklemektedir. Geldiğimiz aşamada umutları ötelenerek, onuru zedelenerek oyalanan milletimiz artık önüne konan tuzakların farkına varmaya ve kendi geleceğine sahip çıkma kararlılığını göstermeye başlamıştır. Bu stratejik yol ayrımında milletimizin teveccühü “Türkiye Sevdalıları”nda yoğunlaşmaktadır. Bu nedenle, bir seçim yılı olan 2007’nin aziz milletimiz için köklü kararların alınacağı, yalnızca ülkemizi değil bölgemizi de şekillendirecek kritik tercihlerin yapılacağı bir umut yılı olması en büyük dileğimizdir. Bu düşüncelerle; başta milletimizin birlik ve beraberliği, devletimizin bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını feda eden terörle mücadele ve dava şehitlerimize; dünyanın her yerinde zulme maruz kalarak hayatını kaybeden Müslüman kardeşlerimize Allah’tan rahmet diler, gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunarım. Mukaddes bayram vesilesiyle büyük Türk milletinin, Türk dünyasının ve İslam âleminin mukaddes Kurban Bayramını ve yeni yıllarını en içten duygularımla kutlar, ülkemiz ve milletimiz için yükselişe ve huzura vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan dilerim.
Dr. Devlet Bahçeli |