Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin
Başbakan Erdoğan seçim kampanyasında yalan, karalama, istismar ve aldatmacaya dayanan seviyesiz ve ucuz bir stratejiyle Türk milletinin karşısına çıkmıştır. İftira ve çamur atma silahına yeniden sarılan, sahte demokrasi havarisi ve sanal kahraman rolü oynayarak, seçim rüşveti dağıtarak siyasi ömrünü uzatmaya çalışan Başbakan, seçim meydanlarında yalan rüzgârları estirmektedir. Başbakan'ın seçim kampanyası, sapla samanın birbirine karıştığı, bütün ölçü ve ayarların kaçtığı hazin bir orta oyununa dönüştürülmüştür. Karşımızda; üslup ve hitap düzeyi giderek düşen, asabi tavırları ve küfür edebiyatıyla hezeyan bataklığında nafile çırpınan çaresiz bir Başbakan bulunmaktadır. Bu kampanyada; AKP'nin eseri olan yoksulluk, işsizlik, ekonomik çöküntü, siyasi kirlilik, yolsuzluk, ağırlaşan güvenlik sorunları ve siyasi zemin kazanan etnik bölücülük yoktur. Başbakan'ın bütün telaşı, bu konulardaki lekeli sicilini unutturmak, gerginlik ve çatışma stratejisiyle bunların üzerini örtmektir. Geniş halk kitlelerini açlığa mahkum eden, organize soygun hanedanlığı kurarak Türkiye'yi yağmalayan, kul ve yetim hakkına el uzatanları koruyan, PKK'nın bölücü taleplerinin hayata geçirilmesinde siyasi mihmandarlık yapan Başbakan ve arkadaşları, hiç utanmadan ve sıkılmadan "işimiz hizmet, gücümüz millet" sloganıyla Türk milletinin aklı ve hafızasıyla alay etmek için sahneye çıkmıştır. Başbakan'ın önceki gün Kırıkkale mitinginde Türklük değerleri konusunda bize yönelttiği anlamsız saldırılar, kendisine hakim olan marazi ruh halinin endişe verici şekilde giderek bozulmakta olduğunu göstermektedir. Geçtiğimiz Salı günü yaptığımız grup konuşmasında Türklük değerlerini paylaşmaktan bahsettiğimizi söyleyen Başbakan, bu konunun ne zamandan beri bizim tekelimizde ve tasarrufumuzda olduğunu sormuştur. AB baskısıyla Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesini değiştirerek, Türklük değerlerine hakareti suç olmaktan çıkaran Başbakan'ın bu merakını gidermek ve kendisine bazı hususları bu vesileyle hatırlatmak isterim. √ Biz Türkiye'nin ortak milli değerlerini mukaddes sayan ve Türk milletini karşılıksız seven Türk milliyetçileriyiz. Bu hüviyetimiz de en büyük onur ve iftihar kaynağımızdır. √ Türklük, Türk milletinin değerleri ve milliyetçilik elbette bizim tekelimizde değildir. Bu değerlerin herkes tarafından görüntü ve sözde değil, ruhta ve özde paylaşılması ve benimsenmesi bizleri mutlu edecektir. Siyasi mücadelemizin de yegâne amacı ve hedefi budur. √ Bu çerçevede, Türk milletinin kimliği ile sorunlu ve takıntılı olan, Türk milletini etnik temelde tasnif ederek Türkiye Cumhuriyeti devletini çok parçalı millet anlayışına dayalı bir vatandaşlık Cumhuriyetine dönüştürmeye çalışan Başbakan Erdoğan'ın da Türklük değerlerini özde benimseyecek bir noktaya gelmesi en fazla bizleri sevindirecektir. √ Bu bakımdan Başbakan'ın Türk milli kimliği rahatsızlığından biran önce kurtulması ve etnik tasnif, Türkiyelilik ve vatandaşlık kimliği gibi hezeyanları savunarak, Türklük ve ortak milli değerleri özde benimsemenin mümkün olamayacağını idrak etmesi en samimi temennimizdir. Devlet Bahçeli
|