Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin 10 Kasım 2006
Büyük Türk milleti, Milletimizin kurtarıcı lideri, Cumhuriyetimizin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 68. yılındayız. Atatürk, yeteneklerini ve dehâsını yalnızca milleti için kullanmış, komutan, inkılâpçı, lider ve devlet adamı olarak kendisini büyük Türk milletinin bekasına adamış; askerî ve siyasî hamleleri ile Türkiye Cumhuriyeti'ne şekil veren temel düşünce ve görüşlerin mimarı olmuştur. Türk milleti için tasavvur ettiği düşünceleri yalnızca bir hayal ve fikir olarak kalmamış, yerinde ve cesur kararlarıyla adım adım uygulama imkânı yaratmış, tasarladığı pek çok projeyi ömrü vefa ettiği kadar uygulamaya dönüştürebilmiştir. Toplumsal çatışmaları, fikir ayrılıklarını, ümitsizlikleri, kırgınlıkları, kaygı ve çekingenlikleri ortadan kaldıran bir çekici ve uzlaştırıcı liderlik dehası göstermiş, Türk milletine unutulmuş milli değerlerini yeniden hatırlatmış ve kazandırmıştır. Milli bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti en başta olmak üzere, elde ettiği sonuçların tümü ve sonuçlara ulaşmakta kullandığı metot özellikle bağımsızlık ve kalkınmışlık için umut ve çözüm arayan milletlere örnek olmuş, model teşkil etmiştir. O, yalnızca mevcut durumu gözlemekle yetinmemiş, geçmişi de dehasında yoğurarak, geleceği büyük bir isabet ile görmüş ve sezmiş, nihai hedefe doğru istikrarlı ve planlı bir şekilde “milli bir sır gibi” vicdanında taşıyarakadımlarını sırası geldiğinde atmasını bilmiştir. 68 yıl sonra bile milletimiz için bir yüksek değer olmayı sürdüren ve muhteşem bir mücadele yöntemi ile hepimize örnek olan Atatürk’ün ortaya çıkış şartları, maalesef bugün benzer yönleriyle de belirginleşmeye başlamıştır. O’nun, bağımsızlığımızın sağlanması ve sürdürülmesi, milli bir tarih bilinci oluşturulması, milli dilimize sahip çıkılması, milletimizin çağdaş uygarlığın üzerine yükseltilmesi, milli birlik ve beraberliğin tesisi için verdiği mücadelelerin gerekçesi bugün yeni bir şekli ile karşımızdadır. Millet ve devletimize yönelik tehditlerin arttığı günümüzde, Atatürk’ü daha iyi anlamak ve O’nun milletimizi yükselten yol haritasını yeniden önümüze koymak zorunda kalacağımız günlerin yaklaştığı anlaşılmaktadır. Bir siyasi ve tarihi abide olan Nutuk’ta, "temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. İstiklâlinden yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden kurtulamaz" sözleri ile büyük Türk milletine bağımsızlık yönünü tek seçenek olarak işaret etmiştir. O’nun İstiklal Savaşına başlarken “hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır ve o satıh bütün vatandır”sözleri, vatan ve milletin sevgisi ile bugün ekonomik ve kültürel bir mücadele vermeyi arzulayan birbirinden kopuk ve habersiz çabaların sonuç veremeyeceğinin bir öngörüsü niteliğindedir. Türk milletini, bir milli doğruluş ve milli duruş etrafında birleştirerek, Cumhuriyetimizin 100.yıldönümünü kutlayacağımız 2023 yılında “lider ülke Türkiye” vizyonu etrafında, ortak ülkülerle Türk milliyetçiliği rehberliğinde yola çıkmak başarı için yegâne seçeneğimizdir. Ancak böylesi bir yüksek hedef, Atatürk’ün emanetinin ve mirasının layıkıyla taşındığını işaret edebilir. Ezelden ebede yaşayacak olan büyük Türk milletinin en seçkin evladı ve kahramanı Mustafa Kemal Atatürk, düşünceleri ve uygulamaları ile “benim en büyük eserim” dediği Cumhuriyetimiz içinde, onu yürekten takip edenler için 68 yıldır rehber olmayı sürdürmüştür. Türk milleti var oldukça, bağımsızlık ve özgürlüğe, medeniyet ve refaha giden yolda aziz milletimize sonsuza kadar rehber ve ışık olmaya devam edecektir. Bu düşüncelerle Büyük Atatürk’ü, Milli Mücadelemizin kahramanlarını, aziz şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükran duygularımla anıyorum.
Dr. Devlet Bahçeli
|