Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin
Yaşanan ve yaygınlaşan ekonomik kriz başta olmak üzere, ağır sosyal, siyasal ve güvenlik sorunları ile boğuşan Türkiye'nin gündemi son haftalar içerisinde siyaset dışı arayışlara yönelik tartışmalara yoğunlaşmıştır. Bir medya kuruluşu tarafından ortaya atılan iddiada yer alan ve gerçekliği kuşkulu bir belge üzerinden yapılan bütün yorumlar, meydan okumalar, iddialar, ithamlar, suçlamalar ile bu belgeden yola çıkarak yazılan senaryolar kamuoyunu gerçek gündemden uzaklaştıran bir seyir izlemeye başlamıştır. Kuşkusuz ki, temiz bir sicile sahip olmadığımız müdahaleler tarihi konusunda demokratik rejimi gölgelemeye, siyasal iradeye tahakküm etmeye yönelik bütün girişimlere karşı uyanık ve dikkatli olmak, çok partili demokratik hayatımızın devamı konusunda vazgeçilmez hassasiyetlerimizin başında gelmelidir. Ancak, bu yaklaşım sergilenirken demokrasimizi müdahalelerden koruma maksadıyla gösterilecek tepkilerin, alınacak tedbirlerin ve rejim üzerindeki risk ve tehditlerin dayanağının da kuvvetli, ciddi, inandırıcı ve gerçek olması hem siyasetin demokratik işleyişine uygun ilerleyişinde, hem de vaz geçilemez milli kurumlarımızın devamında son derece önemlidir. Partimiz, haber medyada yer aldıktan sonra bu konudaki görüşlerini açıklamış, yapay tartışmalardan ve siyasal istismarlardan uzak kalmayı tercih ederek sonucun adli makamların ve yürütme ile ilgili birimlerin verecekleri kararlara ve ulaşacakları sonuçlara bırakılması gerektiğini savunmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerini zan ve töhmet altında bırakacak kadar vahim sonuçlar doğuracak olan belge ve belgedeki iddialarla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı tahkikatını tamamlamış ve tartışmalara konu olan fotokopi belgenin aslının kendi bünyelerinde hazırlanmış olmadığını açıklamıştır. Sözlerine ve kararlarına güvenmek durumunda olduğumuz bu milli kurumumuzun ve onun iç adli mekanizmalarının açıklamaları ile konu şimdi farklı bir aşamaya gelmiş ve yeni bir istikamete yönelmiştir. Sanal tehdit ve ısmarlama krizlerle siyaset dışı müdahalenin planlandığı yolunda gündemi meşgul eden iddiaların kaynağı niteliğindeki belgenin gerçeğinin bulunamadığının ve hukuki nitelik taşımadığının anlaşılması ile konu farklı bir boyut kazanmıştır. Demokrasi dışı müdahale eleştirilerinin de üzerinde bir maksat ve bahane ile henüz gerçekler ortaya çıkmadan, Türk Silahlı Kuvvetlerini tahkire kadar varan tartışmaları yoğunlaştıran hükümet kanadı ile işbirlikçisi medya unsurları bu kararla birlikte iddia ve ithamların da doğrudan muhatabı haline gelmişlerdir. Askeri yargının kararından sonra aklanma ve gerçeklerin ortaya çıkartılması yönünde görev ve sorumluluk sivil yargıya ve hükümete geçmiştir. Bir yandan konu üzerinden meydan okuma çabaları sürerken sorunun yalnızca yargıyı ilgilendirdiğini söyleyerek sorumluluktan sıyrılma arayışları hükümeti temize çıkarmayacaktır. Bu aşamada, bugüne kadar medyada yer alan başka belge ve iddialar konusunda sanal tartışmaları tercih ederek haberlerin menşeini bulma noktasında suskun kaldığı bilinen AKP iktidarını önünde gerçek anlamda bir haysiyet ve demokrasi sınavı beklemektedir. Haberin duyulduğu ilk günlerden itibaren fotokopi bir belge üzerinden sanal bir meydan okuma yolunu tercih ederek, alışkın olduğu siyaset zemini ve hayat kaynağı olan yeni bir istismar ve çatışma alanına sığınan iktidar zihniyeti olayı şimdi bütün ayrıntıları ile ortaya çıkartmakla mükelleftir. Türkiye'nin ağır gündemini değiştiren bu gelişmelerden kimlerin ne yarar sağlamayı umduklarını; hangi çatışma ve kutuplaşma ortamlarını hazırladıklarını ve bunlardan nasıl bir sonuç almayı ümit ettiklerini açığa çıkartmada inisiyatif yürütme erkini temsil eden hükümettedir. Söz konusu belgenin kamuoyuna yansıdığı ilk andan itibaren; ciddiyetten uzak beyanların sahibi olan Başbakan Erdoğan'ın bundan sonraki tavrı milletimiz ve demokrasimiz açısından çok önemlidir. Zira hepimizin korumak ve üzerine titremek zorunda olduğumuz demokratik hayatın aksatılmadan sürdürülmesi yönünde, aziz milletimize önümüzdeki dönemde önemli sorumluluklar düşeceği anlaşılmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi; kopyası üzerinde tartışılan belgenin ve içeriğinin;
Türkiye'nin geleceği açısından önemli sonuçları olabilecek bu haberin ve habere konu olan belgenin bütün yönleriyle soruşturulması ve acilen sonuçlandırılması AKP için vazgeçilemez namus ve ahlak sınavı olacaktır. Tahkikatın kamuoyunu ikna edecek ve gerçekleri ortaya çıkaracak şekilde sonuçlanamaması halinde, kopyalanmış başka belgeler üzerinden korkular ve istismarlar üzerine kurulu yeni senaryolar ve komploların karşımıza çıkması beklenmelidir. Demokrasinin imkânlarıyla iktidara gelen AKP'yi bekleyen en önemli demokratik görev budur. Konunun bir an önce açıklığa kavuşması eleştirilerin hedef i haline gelen Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki kuşku ve baskıların kaldırılması açısından da hayati önem taşımaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi ucu kime dokunursa dokunsun, gerçeğin bütün yönleriyle ortaya çıkartılmasında üzerine düşen her türlü desteği vermeye sonuna kadar hazır ve kararlıdır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Dr. Devlet Bahçeli |