Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet
Bahçeli'nin 29 Ekim 2006
Büyük Türk milleti, 83 yıl önce başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere devletimizin kurucu kahramanları tarafından kazanılmış bu üstün başarının önemi ve değeri bugün daha iyi anlaşılır hale gelmiştir. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması ile müjdelenmiş olan Cumhuriyetimiz, ümmetten millete, meşrutiyetten cumhuriyete, saltanattan milli egemenliğe, tebadan vatandaşa geçişin adıdır. Cumhuriyetimiz, vatanın bağımsızlığı ve milletin hürriyeti uğruna ölümü göze almış kahramanların Türk milletini ayağa kaldırma stratejisinin zafer tacı olmuş, niteliksiz, basiretsiz ve teslimiyetçi yöneticilerin elinde yok olma tehlikesi ile yüz yüze olan milletimiz yaşanmış bir kahramanlık ve kurtuluş destanı ile kendi geleceğini Cumhuriyetle belirlemiştir. Dönemin küresel güçleri tarafından kendilerine dayatılan esaret, küçülme, dağılma senaryolarını yüksek bir irade ile reddeden milletimiz Cumhuriyetin ilanı ile gösterdiği kahramanlık ve fedakârlığı abideleştirmiştir. Türksüz bir dünya hedefleyen küresel güçlerin emelleri Atatürk’ün gösterdiği yönetim, üstün muhakeme gücü ve stratejik hamleleri ile son bulmuş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile noktalanmıştır. Atatürk’ün “benim en büyük eserim” dediği Cumhuriyetimiz, onun dehası, komutanlık nitelikleri, geniş vizyonu ve yüksek milliyetçilik duygularının milletimizle kaynaşmasının sonucudur. Cumhuriyetimizin kuruluşu aynı zamanda; umutsuzluk, yoksulluk, yılgınlık içinde ve hareketsiz kalmış millet varlığına olan inancın ve atıl duran bu kudretten nasıl bir mücadele yöntemi ile sonuca ulaşılabileceğinin eşi bulunmaz bir örneği olmuştur. Bugün de başka yönleri ile büyük bir tehdit olarak ortaya çıkan emperyalizme karşı, o dönemde yaşadığı milli buhran neticesinde şaşkın, umutsuz, yılgın bir ruh haliyle, çaresizlik içinde kıvranan ve bir kurtarıcı arayan milletimizin muhtaç olduğu mesaj Cumhuriyetimizin Kuruluş yıllarının anlamında saklıdır. Aradan geçen 83 yıl sonra ülkeyi yönetenlerin, bir asırlık devlet ve millet kaynaşmasını geriye döndürecek, toplumsal gerginlikleri artıracak ve devletimizin temel niteliklerini sarsacak boyutta gaflet sergilediği bu günlerde Cumhuriyet ruhunun bu anlamı çok daha önem kazanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, 73 milyonluk genç nüfusu, yer altı zenginlikleri, beşeri kaynakları ve stratejik üstünlüğü ile kuruluş yıllarındaki yükselişin tersine, günümüzde hiç de hak etmediği bir mevkidedir. Bu nedenle Atatürk’ün 1923 Ekim’ine ulaşmak için gösterdiği akılcı ilerleme stratejisine, milli varlığı korunmasına öncelik veren bir uluslar arası ilişkiler anlayışına, millet değerlerini ve egemenliğini kabul eden uzlaşmacı bir yönetim varlığına, yüksek fedakârlık ve erdeme dayanan bir milliyetçiliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. 83 yıllık süre içinde çeşitli zorluklarla karşılaşmasına rağmen varlığını ve büyüklüğünü koruyabilen Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişmiş devletler arasında yerine alabilmesi, milli, üniter, demokratik ve laik devlet yapısını yükselterek muhafaza edebilmesi, ona sahip çıkacak milli yönetimlerle mümkün olacaktır. Bu düşüncelerle, mukaddes vatanımızın birliği ve bütünlüğü uğruna verilen kurtuluş mücadelesinin taçlanarak Cumhuriyetimizin kurulduğu bu çok anlamlı günün yıldönümünde, büyük Türk milletinin bayramını kutluyor; büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve şehitlerimizi şükranla, minnetle ve rahmetle anıyorum.
Dr. Devlet Bahçeli
|