Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin
Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Bölgesi'nde Uygur Türkleri'ne yönelik saldırılar toplu etnik katliam boyutlarına ulaşmıştır. Giderek yaygınlaşan ve savunmasız soydaşlarımızı topyekün hedef alan katliamlarda can kaybının korkutucu rakamlara ulaşmasından endişe edilmektedir. Çin makamlarının dünya ile irtibatını kestiği bölgeden sağlıklı haber alınamaması bu endişeleri arttırmaktadır. Bu insanlık dışı katliamı Çin halkının iç çatışması, Han Çinlileri ile Uygur Türkleri arasında bir çatışma olarak görülmesi ve gösterilmesi, eğer maksatlı değilse, gerçeklerle bağdaşmayan bir hata ve gaflet olacaktır. Çin makamlarının uluslararası hukuk ve insanlıkla bağdaşmayan baskı, terör ve şiddet uygulamalarına maruz kalan Uygur Türkleri varlıklarını sürdürme mücadelesi vermektedir. Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin çileli tarihi bunun acı örnekleriyle doludur. Bu son saldırılar ve katliamlar da Çin Halk Cumhuriyeti siyasi makamlarının ve güvenlik güçlerinin sözde bahanelerle Uygur Türklerine karşı giriştiği sistemli ve bilinçli etnik temizlik ve imha hareketinin yeni bir tezahürü ve aşaması olarak görülmelidir. Uluslararası Camianın üçüncü gününe giren bu vahşet karşısında sessiz ve hareketsiz kalması ve Çin makamları üzerinde etkili bir baskı ve yaptırım uygulamakta isteksiz olması bir utanç vesilesi olmuştur. Başbakan Erdoğan ve AKP Hükümeti'nin bu konuda tam bir atalet içine girmesinin ve Dışişleri Bakanlığı'nın üzüntü ifade eden ve adet yerini bulsun niyetiyle yaptığı kısa bir açıklama ile yetinmesinin de anlaşılabilir ve izah edilebilir bir yönü bulunmamaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisinin bakanlığa çağrılarak protesto girişiminde hala bulunulmamış olması en hafif tabiriyle bir gaflettir. Gazze ve Filistinliler konusunda şov yaparak söylemediğini bırakmayan, HAMAS'ın gönüllü avukatlığına soyunan ve Davos sahte kahramanlığını siyasi ranta çevirme hesapları peşinde koşan Başbakan'ın Uygur Türkleri'nin katliamı konusunda sessiz kalmasının derin sebeplerini Türk milleti elbette takdir edecektir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü Gençlik sahipsiz ve korumasız bırakılan Uygurlu soydaşlarının her şart altında yanında olacak ve Çin makamları eliyle yürütülen bu etnik imha kampanyasını yasal ve meşru zeminlerde protesto edecektir. İçinde bulunduğumuz kongre sürecinde yapılacak il ve ilçe kongrelerinde Çin katliamı lanetlenerek protesto edilecek ve Uygurlu kardeşlerimizle dayanışma içinde olduğumuz gösterilecektir. Başbakan ve hükümete çağrımız, Türk milletini derinden yaralayan bu katliam karşısında Türkiye'ye yakışan kararlı bir tavır ortaya koyması ve uluslararası camianın etkili yaptırımlar uygulanmasını da içeren bir tutum almasını sağlamak için derhal gerekli girişimlerde bulunmasıdır. Dr. Devlet Bahçeli
|