Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin Başbakan Erdoğan’ın Milliyetçi Hareket’i hedef alan seviyesiz beyanları ve ahlak dışı saldırıları, hezeyan bataklığında çırpınan bir ruh halinin yansımalarıdır. Etnik bölücülük konusundaki siyasi sicili ve eğilimleri çok iyi bilinen Başbakan ve hükümeti Türkiye’yi ayrıştırma ve bölme projelerini İmralı, Kandil ve Barzani’nin desteğiyle hayata geçirmek için çıktığı gaflet ve ihanet yolculuğunda suçüstü yakalanmış, gerçek niyetler açığa çıkmaya başlamıştır. Başbakan’ın siyasi proje olarak sahip çıktığı ve topluma maletmeye çalıştığı bu sürecin etnik bölücülerin taleplerini taksit taksit karşılama amacına yönelik olduğu gün gibi ortadadır. Barış ve kardeşlik projesi gibi sahte etiketler bu gerçeği saklayamamaktadır. Bu projenin ABD’nin stratejik hesaplarının bir gereği olduğu ABD yetkilileri ile Barzani ve Talabani’nin beyanlarıyla sabittir. Bu gerçekler karşısında milli vicdanın meşru endişe ve hassasiyetlerini dile getiren Milliyetçi Hareket Partisine çok ağır sözlerle saldırıda bulunan Başbakan aslında siyasi meşrebinin gereğini yapmaktadır. Namus ve şeref gibi ulvi kavramlar yakışmayan ağızlarda değerini kaybeder. Haddini aşarak altından kalkamayacağı sözler söyleyen ve çukurda siyaset yapan Başbakan Erdoğan’a bu gerçeği hatırlatırız. İmralı canisi ile kuryeler aracılığıyla görüşme ve pazarlık sürecini başlatmaya çalışan Başbakan, Milliyetçi Hareket Partisine yalan ve iftiralarla saldırarak bunun tarihi vebalinden kurtulamayacağını ve vicdanını temizleyemeyeceğini çok iyi bilmelidir. 2002 yılında MHP’nin tek başına karşı çıkmasına rağmen idam cezasının hangi siyasi partilerin ittifakıyla kaldırıldığı Meclis tutanaklarında kayıtlıdır. AKP Genel Başkanı olarak kendisinin de teröristbaşını kurtarmak için idam cezasının kaldırılması seferberliğine öncülük ettiği de hafızalarda tazeliğini korumaktadır. Başbakan’a tavsiyemiz bugün partisine mensup milletvekillerinin Meclis’te hangi yönde oy kullandığını ve kendisinin bu konuda neler söylediğini hatırlamak için tutanaklara ve gazete arşivlerine bakmasıdır. Milli Güvenlik Kurulunun son toplantısında yapılan açıklama hakkındaki görüşlerimiz bütün açıklığıyla aziz milletimizle paylaşılmıştır. MHP bu görüşlerin bütünüyle arkasında durmaktadır. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklama hakkında söyleyeceğimiz şudur: Terör örgütünün ve etnik bölücülüğün taleplerini karşılayacak bir sürece girilmesini Türkiye Cumhuriyeti devletine yakıştıranların, Anayasal görev ve sorumlulukları hakkındaki beyanlarımızı yakışıksız bulmalarının aslında fazla yadırganacak bir yönü bulunmamaktadır. Türkiye hayati bir kavşak noktasına gelmiştir. Hükümetin terörle mücadele iradesi ve siyasetinde çok vahim bir sapma ve kayma yaşandığı, bölücü emellerin şekillendirdiği bir teslimiyet sürecinin başlatılmasının amaçlandığı görülmektedir. Herkes ve her kurum şimdi tarih ve millet önünde sorumluluklarıyla baş başadır. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne sözde değil özde sahip çıkmaya ve Türkiye’nin milli birliğini ve kardeşliğini bedeli ne olursa olsun sonuna kadar korumaya azimli ve kararlıdır. Nihai hükmü elbette tarih ve Büyük Türk Milleti verecektir. Devlet Bahçeli
|