Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet
Bahçeli'nin 6 Ağustos 2006
Dertleri derdimiz, sevinçleri çoşkumuz olan, hizmetinde bulunmaktan gurur duyduğumuz Büyük Türk Milleti, Bu tarihi şölene katılımları ile onur veren Türk Dünyasının mümtaz temsilcileri, Bu görkemli toplantıda, aramızda görmekten onur duyduğumuz muhterem misafirlerimiz. Yurdumuzun her köşesinden gelerek gönüllerindeki vatan sevgisini Erciyes’te buluşturan ülküdaşlarım, Yürekleri millet sevgisi ile dolu, yarınlarımızın teminatı olan fedakâr yol arkadaşlarım. Sesimizi Erciyes’ten Türkiye’ye duyuracak olan basın ve televizyonlarımızın değerli temsilcileri, Türk milletine gönül vermiş korkusuz yüreklerin buluştuğu 17 nci Erciyes Zafer Kurultayı’na hoş geldiniz. Cenab-ı Allah’a bir yıl aradan sonra bizleri yeniden buluşturduğu için şükrediyorum. Anadolu’nun ortasında bu muhteşem geleneği başlatan Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i ve kaybettiğimiz dava arkadaşlarımızı rahmet, şükran ve minnet ile bir kez daha anıyorum. Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Hoş geldiniz, şeref verdiniz. Değerli Dava arkadaşlarım. Hepimizin göğsünü kabartacak bu ihtişamlı coşkudan görüyorum ki, Üzerimizde oynanan oyunlara, Sokulmak istenen fitnelere, Önümüze kurulan tuzaklara rağmen, bizleri bağrında ağırlayan, şu, Erciyes kadar dimdik, Erciyes kadar mağrur, Erciyes kadar vakursunuz. Ve buradan da anlıyorum ki, artık Türk Milliyetçiliğinin önündeki
Bu muhteşem manzara, Türk Milliyetçilerinin şahlanışıdır. Bu muhteşem manzara, Türk milliyetçilerinin Dünya’ya meydan okumasıdır. Buradan, bu çağlayan duygu seli karşısında gönül huzuru ile açıklıyorum ki; Artık, Türk milliyetçileri,
Erciyes’ten yükselen ses , Türkiye’nin kurtuluş umudu olacaktır. Erciyes’ten yükselen ses, yeni bir Ergenekon gibi Türk’e biçilen kefenleri parçalayacaktır. Erciyes’ten yükselen ses, tıpkı Atatürk’ün yaptığı gibi her alanda bir Milli Mücadele müjdesi olacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Bu inancın işaretini sizlerden alıyorum. Yüce Allah, bu milli doğuş ve doğruluş yolunda yardımcımız olsun. Tek başına iktidar sürecinde yolunuz açık olsun. Değerli Dava arkadaşlarım. Türkiye tarihinin en talihsiz yıllarını yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, tutarsız, ilkesiz, işbirlikçi ve teslimiyetçi bir hükümet ile karşı karşıyadır. Dört yıla yaklaşan AKP hükümeti, aziz milletimizi içte ve dışta ağır ipoteklerin altına sokmuştur. Temeli yüksek kahramanlıklarla dolu Cumhuriyeti bir anti tezi gibi gören zihniyet, temel değerlerimizi için için kemirmektedir. Hükümet adeta birikmiş bir intikam duygusu ile hareket etmektedir. Bu iktidar ile geçen her gün milletimizin daha büyük buhranları yaşaması demektir. Bu iktidar ile geçen her yıl devletimizin yeni ve ağır bedeller altına itilmesi demektir. Bu iktidar ile; bugün dünden kötüdür, yarın da bugünden kötü olacaktır. Aziz milletimiz altından kalkamayacağı ağır tahribatla karşı karşıya kalacaktır. AKP, ile geçen dört yıl boyunca; Dış işlerde, taviz ve teslimiyet, İç işlerde, çaresizlik, ilkesizlik, kayırmacılık ve aymazlık vardır. Tek başına iktidar olan AKP döneminin milletimize faturası;
AKP’nin ilkesiz kadrolarının marifeti ile milletimize yönelik kuşatma her alanda gittikçe daralmaktadır. Hükümet boynuna geçireceği ipi yabancı güçlere teslim etmiştir. İktidar ömrünü bir gün olsun uzatabilmek adına taviz üstüne taviz vermeye hazırdır ve vermektedir. Bedeli kanla ödenerek kazanılmış bağımsızlığımız, Bin yıl boyunca sevgi ile yoğurduğumuz kardeşliğimiz, Asırlarca alın terimizle oluşturduğumuz mili varlıklarımız, Birlikte yaşanan binlerce yılın ürünü olan milli kültürümüz, Milli dayanışmanın temeli olan huzur ve asayişimiz, tehdit ve tehlikeye maruzdur. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana elde ettiğimiz milli kazanımlarımız AKP yönetimince elimizden bir bir çıkarılmaktadır. Büyük Türk milletinin bin yıl boyunca tesis ettiği kardeşliği AKP iktidarında tartışılır hale getirilmiştir. Ülke yönetiminde uzmanlık, bilgi birikimi bir kenara atılmıştır. Danışman adı altında amatörler, gölge başbakanlık yapmaya başlamışlardır. Milli, manevi, ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel tahribat ancak bir işgal gücü ile oluşacak seviyeye gelmiştir. Hiçbir gelecek projesi olmayan AKP Türkiye'yi aldatmaya devam etmektedir. Değerli dava arkadaşlarım, Bilindiği gibi AKP, refah, huzur ve kalkınma vaatleri ile milletimizi aldatarak tek başına iktidar olmuştur. Tek başına iktidar, bütün siyasi partilerin sorunları çözmek için en önemli hedefidir. Tek başına iktidar büyük bir güç demektir. Türkiye’nin önündeki engellerin aşılması demektir. Türk milleti, mevcut hükümete de tek başına iktidar olma fırsatı vermiştir. AKP, mecliste dilediği yasaları çıkarabilecek güce sahiptir. Hükümetin önünde meclis aritmetiği açısından hiçbir engel yoktur. Bu nedenle sorunlar karşısında AKP’nin hiçbir mazereti olamaz. Buradan Sayın Başbakan’a sesleniyorum. Tek başına iktidardasınız.
Güç elinizde. Eğer iktidar sahibi iseniz çözünüz. Çözemiyorsanız iktidarı bırakınız. Çözemiyorsanız milletimizi daha fazla oyalamayınız. Seçime gidiniz. Milletimizin önünde açlık, işşizlik, yoksulluk, yolsuzluk, Devletimizin önünde küresel kaos, onursuz ilişkiler çözülmek için irade beklemektedir. Sayın Başbakan, Yabancı başkentlerin ağızlarına bakmayınız. Sorunlara Türk ve Türkiye merkezli yaklaşınız. Ülkemizin ağırlaşan temel sorunlarını çözünüz. Hiç değilse çözmek için çaba harcayınız. Hayır! siz bunları asla çözmezsiniz. Çözmek gibi bir niyetiniz de yok. Siz siyasetinizi istismar üzerine kurumuşsunuz.
AKP zihniyeti ile devamı halinde ortaya çıkacak tablo şöyle olacaktır.
Ne mutlu ki, milletimiz giderek gerçekleri görmeye başlamıştır. AKP ve Sayın Başbakan’ın aldatacağı konu da kalmamıştır, artık sözlerine inanacak kimsede. Bu ilkesiz zihniyet sonunda arkasında yolsuzluk, yozlaşma, yoksullukve ağır bir enkaz bırakarak gidecektir. Yıkılacakları seçim yakındadır. Ve Milliyetçi Hareket Partisi onarım için göreve hazırdır. Milliyetçi Hareket Partisi tek başına iktidara taliptir. Bu inançla sloganımızı bir kez daha, hep beraber haykıralım: Altmışıncı Hükümet, Milliyetçi Hareket. Değerli Dava arkadaşlarım, Üç buçuk yılı aşan iktidarında AKP zihniyeti ve Sayın Başbakan’ın durumu maalesef budur. AKP her alanda teslim olmuştur.. Irak’ta aşiret reislerine teslim olmuştur. Dağlarda teröriste. Kıbrıs’ta Rumlara teslim olmuştur. Tarihte Ermenilere. Sokaklarda suçlulara teslim olmuştur. Meydanlarda bölücülere. Sıra Türkiye’yi teslim etmeye gelmiştir. Biz buna izin vermeyeceğiz. Bu alanı dolduran Milliyetçi Hareket Partililer buna izin vermeyecektir. Değerli Dava arkadaşlarım, Bu çok vahim durumun sorumlusu olan hükümet kaçmaya hazırlanmaktadır. Hayır Sayın Başbakan, Hayır AKP temsilcileri! Biz buna fırsat vermeyeceğiz. Asla kaçamayacaksınız. Türk milletinin merhametine asla sığınamayacaksınız. Yaptıklarınızın hesabını millet önünde tek tek vereceksiniz. Buradan bu gayri milli zihniyete sesleniyorum:
En önemlisi,
Milliyetçi Hareket Partililer olarak bunun hesabını biz soracağız. Bozkurtların nefesi her zaman AKP’nin ensesinde olacaktır. Aziz Dava arkadaşlarım, AKP hükümetinin icraatından tüm toplum kesimleri şikayetçidir. Başta, köylümüz, çiftçimiz şikayetçidir. Esnafımız, memurumuz, işçimiz şikayetçidir. Yerli sanayicimiz, serbest çalışanımız şikayetçidir. Buradan sizlere soruyorum: AKP iktidarından memnun musunuz? Elbette hayır. Ancak AKP’ iktidarından memnun olanlar da vardır. AKP bu memnunların desteği ile varlığını sürdürmektedir. AKP hükümetinden kimler mi memnundur?
Sizlere tekrar soruyorum: Siz AKP’den memnun musunuz? Elbette hayır. Değerli dava arkadaşlarım; Yüreklerinde ve dimağlarında;
Kısaca, tek başına AKP saltanatı, Türk milleti dışında herkesi memnun etmiştir. Mağdur olan Türkiye’dir. Muhtaç olan Türk milletidir.
İşte dava arkadaşlarım; Türk milletinin elinden tutacak olanlar sizlersiniz. Cumhuriyetimizi ayağa kaldıracak olanlar sizlersiniz. Artık, AKP hükümetinin tüketecek yalanı, sığınacağı bahanesi kalmamıştır. AKP’de korku dağları sarmıştır. Bunun nedeni çığ gibi yükselen Milliyetçi Hareket Partisidir, milliyetçiliktir. Bunun nedeni, Erciyes’i dolduran sizlersiniz.
Evet, Dava arkadaşlarım, milliyetçilik yükselmektedir, yükselecektir ve yükselmelidir. Bu çaresizler telaşlarında haklıdır. Evet, milliyetçilik, tıpkı devletimizin kuruluş yıllarında olduğu gibi yeniden siyasetin merkezinde yer almaya başlamıştır. Huzurunuzda soruyorum, bizim milliyetçiliğimizden neden korkuyorsunuz? Bizim milliyetçiliğimizi Batı milliyetçiliği ile karıştırmayın.
Bilge Kağan’ın öğüdü vardır, Dede Korkut’un bilgeliği. Yunus Emre’nin sevgisi vardır, Hacı Bektaş’ın erdemi. Fatih’in vizyonu vardır, Mehmetçiğin cesareti. Atatürk’ün önderliği vardır. Türkeş Bey’in çağrısı vardır. Bizim milliyetçiliğimiz, zalimin karşısındadır. Bizim Milliyetçiliğimiz mazlumun yanındadır. Biz acımasız küresel sömürünün arasından, milli sanayimizi yükseltmek istiyoruz. Küresel yağma düzeninin oyununu bozup kendi kaynaklarımızı kullanmak istiyoruz. Yazılmış senaryoları reddedip kendi onurlu geleceğimizi belirlemek istiyoruz. Topraklarımızı huzurla yaşanan bir cazibe merkezi yapmak istiyoruz. Kardeşliğimize sahip çıkmak istiyoruz. Bağımsızlığımızı korumak istiyoruz. Türkiyemizi lider ülke yapmak istiyoruz. Korkunuzun sebebi budur. Sizler, icazeti dışarıdan arayan işbirlikçiler, Türk milletinin küresel soyguna dur demesinden korkuyorsunuz. Türk devletinin yeniden lider ülke olmasından korkuyorsunuz. Korkunuzda da haklısınız. Evet, doğrudur, milliyetçilik sizin gibi millet düşmanları için bir tehlikedir. Ve bu sizin için hala bir tehlike ise milliyetçilik artmaktadır, artacaktır, artmalıdır.
Biliniz ki siz susmuşsanız, Türkiye’nin geleceği kararmış demektir. Siz susmuşsanız Türk Milletinin umudu sönmüş demektir. Susmayacaksınız, Durmayacaksınız, Düşmeyeceksiniz, Yorulmayacaksınız. İnadına ve ısrarla büyüyeceksiniz ve milletimizin kurtuluş ve yükseliş ruhu olacaksınız. Milliyetçilik, bu yüzyılın başlarında Türk milletini birleştiren davanın adıdır. Milliyetçilik, küresel girdaptan milletimizi kurtaran gücün adıdır. Milliyetçilik, Türkiye Cumhuriyetini kuran iradenin adıdır. Şimdi de milliyetçiliği siyasal merkeze getirip, Küresel güçlerin oyunlarını boşa çıkartacaksınız. Milletimizi elinden tutup kaldıracaksınız. Değerli dava arkadaşlarım, Milliyetçi Hareket Partisinin iktidarı ile sonuçlanacak ilk seçimde;
AKP’nin gidişi,
Türkiye’mizin ve aziz milletimizin yeniden doğuşu için milliyetçiliğin ve milliyetçilerin iktidarından başka çare yoktur. Milliyetçilik, 1923 yılında, devletimizin kurtuluş ve kuruluş yıllarında olduğu gibi yeniden ülkeyi yönetecektir. Bu hedef ise ancak ve ancak milliyetçilerin tek başına iktidarı ile mümkündür. Mücadelemiz bunun içindir. İnancımız bunun içindir. Kırılma noktasına kadar bükülmüş olan Türkiye’de tarafsız olamayız. Biz tarafız. Biz Türkiye’den tarafız. Biz Türk Milletinden tarafız. Biz birlik ve beraberlikten tarafız. Biz biliyoruz ki, müştereklerimiz ayrılıklarımızdan üstündür. Biz, biliyoruz ki, bütün Türk illerini de kapsayan büyük bir aileyiz. Biz büyük Türk Milletiyiz. Bizim için hiçbir siyasi hedef ve proje, Türkiye’nin birliğinden, dirliğinden ve kardeşliğinden daha önemli ve öncelikli değildir. Biz, tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek başkentin tarafıyız. Artık, herkesin de tarafını belli etme vakti gelmiştir. Değerli Dava arkadaşlarım, Biliyorum ki, hükümet ortağı olduğumuz dönemde, gönlümüzdekinin hepsini milletimize veremedik. Bu konuda asla mazeretimiz olamaz. Ancak biliniz ki; Devletin ve milletin bekası için siyasi sorumluluktan kaçamazdık, kaçmadık. Millet sevgisini, her sevginin üstünde tuttuk ve kırılma noktasına kadar sabrettik. Görüldü ki tarih partimizi, bizi ve bizim gibi düşünenleri haklı çıkardı. Böylesi bir ikilem ile karşılaşmamak için tek başına iktidara gelmek artık kaçınılmazdır. Milliyetçi Hareket Partisi, aziz milletimizden bu kez tek başına iktidar inisiyatifi talep etmektedir. Partimiz, buhrandan kurtarmak adına sorumluluk üstlendiği 57. hükümet döneminde siyasi kültürünü ispat etmiştir. “Önce ülkem sonra partim” ilkesi ile milli meseleleri her konunun üstünde gören partimiz,
Milli geleceğimize yönelik kaçınılmaz tehlikeyi gördüğü anda siyasi bir bedel ödemek uğruna bile sandığa başvurmuştur. Bugün de çözüm yine sandıktır, seçimdir. Üstelik Türkiyemiz’in şartları 2002 yılına göre çok daha ağırlaşmıştır. Cumhuriyetimizin birikimleri çok daha fazla tahrip olmuştur. Partimiz demokratik geleneklere uygun olarak hazırlıklarını sürdürmektedir. Şubat ayından bu yana partimizin İl ve İlçe Kongreleri yapılmış ve nöbet değişimleri gerçekleşmiştir. Yurt genelindeki kongreler davamızın anlamına uygun bir şekilde vakur, disiplinli ve olgunluk içinde geçmiştir. Kafa karıştıran oyunlara ve nifak çabalarına rağmen arkadaşlarımız partilerine sahip çıkmışlardır. Önümüzdeki aylarda Büyük Kurultay’ımız yapılacaktır. Partimiz, aynı demokratik olgunluk içerisinde görevini yerine getirecekltir. Bu kutlu hareket yükselirken, dava arkadaşlarımı, milliyetçileri tuzaklara karşı bir kez daha uyarıyorum. Yüreği vatan için çarpan her Türkiye sevdalısını Milliyetçi Hareket Partisine davet ediyorum. Gün macera zamanı değil, akıl ve bilinç zamanıdır. Gün, Cumhuriyetin, üniter yapının, milli devletin, toprak bütünlüğünün gerçek sahibi olan milliyetçiler için sabırlı ve soğukkanlı olmak zamanıdır. Türkiye’nin,
Milletimizin kurtuluşu için Milliyetçi Hareket Partisi tek seçenektir. Adres Milliyetçi Hareket partisi olmalıdır ve olacaktır. Önümüzdeki süreçte her birimize düşen görev ve sorumluluklar vardır.
Bu fedakarlık gerektiren süreçte, Önce milletimizin gönlünü kazanma, Sonra,Türkiye’yi yeniden hep birlikte ayağa kaldırma Ardından da tahribatı onarma ve yeniden inşa dönemi bizleri beklemektedir. Bu nedenle , Ülkücü, tarihin yüklediği bu yeni ve farklı sorumluluğun bilincinde olmalıdır. Ülkücü, bu misyon içinde bir cazibe merkezi ve lokomotif güç olacağını bilmelidir. Bu zor ama onurlu görev için, Milliyetçi Hareket Partisinin ağır tahribatı onaracak kadrolara ihtiyacı vardır. Bu kadrolar elini taşın altına koyacak, ağır bir yükü omuzlayacaktır. Değerli Dava Arkadaşlarım; Önümüzdeki süreç yalnızca Türkiye’nin değişimine değil, siz değerli kardeşlerimin de gelişimine muhtaçtır. Kendini aşmış, fikri hür, vizyon ve karar sahibi bir ülkücü gençliğe olan ihtiyaç her zamankinden daha fazla olacaktır. Bu konuya kulak veriniz. Bu sözlerimi dikkatle takip ediniz. Önümüzdeki zorlu dönemde;
Bunlar benim iktidara giden yol haritamın ilkeleridir. Ben bu ilkelerimle milletimi kucaklamak üzere yola çıkıyorum. Sizleri de uyarma, uyandırma, inandırma, ikna etme ve iktidara taşıma görevinde bana yol arkadaşı olmaya çağırıyorum. Ve şimdi, hepinize soruyorum. Yol arkadaşım olmaya hazır mısınız? Yol arkadaşım olmaya hazır mısınız? O halde yolunuz açık olsun. Değerli Dava arkadaşlarım, Sizlerin kararlılığını gördükçe, coşkunuza şahit oldukça inanıyorum ki, güçlü iktidar yürüyüşü başlamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi bir kutup yıldızı gibi Erciyes’ten yükselecektir. Bu tarihi toplantı, Türk ve İslam Dünyasının da yol haritasında bir başlangıç olacaktır. Yeni bir Dünya ve Yeni bir Türkiye için Büyük Buluşmanın ilk adımı buradan başlayacaktır. Kararlılığınız dosta güven vermektedir. Haykırışlarınız, düşmana korku salmaktadır.
Başarmaktan başka çaremiz yoktur. Başaracağız, Başaracağız, Başaracağız. Tek başına iktidar için, her kapıyı çalınız. Tek başına iktidar için, her yüreği kucaklayınız. Sevgi ile kazanamayacağımız gönül yoktur. Durmayınız, düşmeyiniz, bıkmayınız. Bu duygularla yurdumun her köşesinden bayrağını kaparak gelen Türkiye Sevdalılarına iktidara giden yolda başarılar diliyorum. Buradan gideceğiniz vatan köşelerine, aziz milletimize en içten selam ve sevgilerimi götürünüz. Sınırlı imkanlarla, israfa kaçmadan bu kurultayı düzenleyenlere, emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Yüce Allah’ın, Türkiye’yi ve Büyük Türk Milletini karşılıksız seven Türk Milliyetçilerini muzaffer kılacağına yürekten inanıyorum. Hepinizi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Tek başına iktidar için tek yürekle ve hep beraber bir kez daha haykıralım: Altmışıncı Hükümet, Milliyetçi Hareket. Ne mutlu Türküm diyene. Sağolun, Varolun, Cenabı Allah’a emanet olun.
Dr. Devlet Bahçeli
|