Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
AKP Hükümetinin, uluslar arası ilişkilerdeki teslimiyetçi ve pısırık siyaseti ülkemizi her geçen gün yeni bir batağa sürüklemektedir. Bu itibarla, yıllardan beri süre gelen sözde Ermeni soykırım iddiaları, son dönemlerde yoğunlaşmış ve AKP hükümetleri döneminde çok kritik bir aşamaya gelmiştir. Tamamen siyasi bir içeriğe bürünen bu asılsız ve iftira niteliğindeki iddiaların, Türk milletinin geçmişiyle hesaplaşmasına vasat oluşturmak için kullanıldığı gün gibi ortadadır. Son olarak ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde, sözde soykırımla ilgili Ermeni iddialarını içeren ve destekleyen tasarı kabul edilmiştir. Başbakan Erdoğan’ın, ecdadımızın tarihini “faşizan yaklaşım” olarak yorumladığı, “isyan elebaşlarına” övgüler düzdüğü süreçte, ABD’nin Türk milletini soykırımcı olarak göstermesi sürpriz olmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, bu küstah kararı reddetmekte ve ABD’nin; soykırımla ilgili aradığı acı örnekleri bulması için kendi tarihine bakmasını önermektedir. Aziz milletimizin soykırımcı olmadığı yönündeki tarihi hakikati kabul ettirmek yerine, Ermenistan’la yakınlaşmayı ve bunu protokole bağlamayı paravan yapmaya çalışan AKP hükümetinin, bu kararla birlikte dış politikası çökmüş ve harabeye dönmüştür. Önümüzdeki günlerde, ABD’nin sözde soykırımı resmen tanıması halinde, doğrudan Türkiye’yi muhatap alacak hukuki bir tazminat sürecinin başlatılması riski karşımızda durmaktadır. ABD’nin, Ermeni soykırım yasasını, Ermenistan’la ilişkileri normalleştirmesi ve kara sınırını açması için Türkiye üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmaya devam edeceği anlaşılmaktadır. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonunda alınan karar, ecdadımızı soykırımcı olduğunu iddia ederek seçilen ABD Başkanı’nı, geçen yıl TBMM’de ayakta ve heyecanla alkışlayan AKP zihniyetinin çok büyük bir mağlubiyeti ve aşağılanmasıdır. Bu konuda durumu kurtarmak adına Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın ve Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları yaşadıkları derin hayal kırıklıklarının bahanesi, yanlış atılan adımların gerekçesi olmuştur. Tek taraflı yanaşarak milli meseleleri çözeceğini zanneden, taviz vererek haklı görüneceğini bekleyen iktidar partisinin artık gerçeklerle yüzleşmesinin zamanı gelmiştir. Bu itibarla, içte ve dışta çoğalan sorun alanları Türkiye’yi bir karar aşmasına ulaştırmıştır. İzleyen süreçte AKP Hükümeti;
Başbakan Erdoğan, Nisan ayında gitmeyi planladığı ABD ziyaretini askıya almalı ve ABD’nin taşeronu olmaktan bir an önce vazgeçmelidir. AKP iktidarının milli menfaatleri gözetmeden ve başka başkentlerin politikalarıyla geldiği bu süreçte, Türkiye sürekli kendini anlatmaya çalışan, sinmiş, savunma hatlarına çekilmiş bir ülke görünümünden artık süratle çıkmalı ve ayağa kalkmalıdır. AKP hükümeti milletimizin hak ve hukukunu, tarihi milli tezlerini her durumda ve her platformda kararlı bir şekilde savunmalıdır. Türk Milleti Başbakan Erdoğan ve hükümetinden bu adımları atmasını acilen beklemektedir.
|