Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet
Bahçeli'nin 27 Haziran 2006 Siyasi hayatımızda kimlik arayışlarının ve yeni siyasi yapılanma ve ittifak çabalarının yoğunlaştığı ilginç bir dönemden geçilmektedir. Solda birlik adına başlatılan bu yöndeki girişimler kısa zamanda yön değiştirmiş ve merkez sağ ve solu içine alacak geniş bir cephede “çatı oluşumları” modelleri tartışılmaya başlanmıştır. Siyasi kurtarıcılık misyonu taliplilerinin çoğaldığı ve siyasi birlik ve ittifak çağrılarının birbirine karıştığı bu süreci Aziz Milletimiz dikkatle ve ibretle izlemektedir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu konulardaki temel görüşü ve ilkeli duruşu çok açıktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi içinde bir muhalefet boşluğu olduğu doğrudur. Ancak, AKP iktidarına karşı bir siyasi alternatif boşluğu bulunmamaktadır. Bugün iktidarın tek alternatifi Milliyetçi Harekettir. Siyasi gücüne güvenemeyen partilerin yeni oluşum ve ittifak arayışlarına yönelmeleri anlaşılabilir bir olgudur. Ancak, siyasi inançları, ülkü ve idealleri çok ağır şartların imtihanından şerefle geçmiş olan Milliyetçi Hareket’in böyle bir sorunu ve ihtiyacı bulunmamaktadır. Türkiye bugün maalesef temel çelişkilerin ve kavram kargaşalarının had safhaya ulaştığı bir garabetler ülkesi haline gelmiştir. Cumhuriyet ve demokratik rejim ilişkisi konusundaki anlayışlar bunun çarpıcı bir örneğidir. Cumhuriyet ve demokrasi, birbirlerini tamamlayan değerler manzumesidir. Bir bütünün ayrılmaz parçaları olan Cumhuriyet ve demokrasi, tıpkı eşitlik ve hürriyet ilişkisinde olduğu gibi, birbirlerinin can yoldaşı ve teminatıdır. Cumhuriyet olmadan demokrasinin yaşayıp gelişmesi mümkün değildir. Demokrasiden mahrum bir Cumhuriyet idaresinin tasavvur edilemeyeceği de bir gerçektir. Bu bakımdan, Cumhuriyetin korunması için demokratik kurallardan sapılması, hem Cumhuriyetin hem de demokratik rejimin sonunu hazırlayacaktır. Türkiye, Cumhuriyeti ve demokrasiyi birlikte yaşatmaya ve yüceltmeye mecburdur. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel ilkelerinin ve Türk Milletinin ortak değerlerinin bir cepheleşmenin bayrağı ve adresi olamayacağına, bu değer ve ilkelerin bu amaçla kullanılmaması gerektiğine samimiyetle inanmaktadır. Cumhuriyetin değerlerinin en büyük teminatı, Türk Milleti’nin bunlara sahip çıkma bilinci, azmi ve kararlılığıdır. Bu konuda başka adresler aranmamalıdır. Türkiye çok ağır bir bunalımdan geçmektedir. Sürekli kriz tahrikçiliği yapan AKP hükümeti, gemlenemeyen siyasi ihtirasları uğruna Türk milletini husumet kamplara bölerek bir gerginlik ortamına çekmeye çalışmaktadır. Böyle bir bunalım ortamında, hangi amaç ve niyetle olursa olsun AKP’ye karşı suni ittifak arayışlarına girilmesi, AKP’ye hak etmediği bir güç vehmetmek ve paye vermek olacaktır. Böyle bir yaklaşım, gerginlik ortamından beslenen AKP’nin değirmenine su taşımak anlamına da gelecektir. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu çok ağır sorunların çözümü ancak milli birlik ve dayanışma ruhunun şaha kaldırılmasıyla mümkündür. Bu sorunların, hangi amaç ve niyetle olursa olsun, cepheleşme ve kutuplaşma çağrışımı yapacak anlayış ve yaklaşımlarla aşılamayacağı ortadadır. Toplumumuzdaki gerginlik ve gerilimleri daha da ağırlaştıracak cepheleşme ve kutuplaşmalar, ortak değerlerimizi hedef alan tahrikler için çok müsait bir ortam hazırlayacaktır. Türkiye’nin siyasi, sosyal ve ekonomik alanlardaki temel sorunlarının böyle bir gerilim ve çatışma ortamında çözülemeyeceğini, aksine bunun topyekûn bir krize davetiye çıkarma sonucu doğuracağını herkes çok iyi bilmelidir. Demokratik rejimin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerin varlık sebebi, ülke sorunlarına çare ve çözüm üretmek ve Türk milletinin geleceğe güvenle bakacağı şartları hazırlamaktır. Bu bakımdan, siyasi boşluk ve AKP’ye karşı alternatif oluşturmak sloganı ile yola çıkarak mevcut siyasi partileri yok saymak ve sıfıra indirgemek, demokratik rejime olan inancın ve saygının asgari icaplarıyla da bağdaşmayacaktır. Kıymeti kendinden menkul sözde siyaset mühendislerinin, masa başında sıfırlar üzerinden yeni bir oluşum meydana getirmeye çalışmaları, fiiliyatta demokrasinin sıfırlanması anlamı taşıyacaktır. Bu konuda başlatılan girişimlerin yöntem ve vasıtalarını da yadırgadığımızı bu vesileyle belirtmek isteriz. Siyasi birlik ve ittifak arayışlarının siyasi sorumluluk mevkiinde bulunmayan şahsiyetler aracılığıyla yürütülmesinin siyasi geleneğimizde pek rastlanmayan bir yöntem olduğu açıktır. Bu girişimlerin arkasındaki niyetlerin halisane olması, bu arayışların öz ve yöntem itibariyle yanlış ve sakat olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu konulardaki tutum ve yaklaşımına yön veren temel düşünce ve mülahazalar bunlardır. Milliyetçi Hareket Partisi, siyasi birlik ve ittifak arayışlarının içinde yer almayacak, bu yöndeki çabaların tarafı ve muhatabı olmayacaktır. Türkiye’de siyasetin geleceği üzerinde yapılan kadastro planlamaları, Parlamento aritmetiğini değiştirme hesapları, hayali siyasi senaryolar ve siyasi koltuk değneği arayışları Milliyetçi Hareket’e yabancıdır. Bütün bunlar bizim dışımızdadır. Biz kendilerine sadece iyi şanslar ve başarılar dileriz. Milliyetçi Hareket, Türk Milletinin yegâne gelecek ümididir. Ortak değerlerimizin, milli birlik ve beraberliğimizin korunmasının yegâne teminatıdır. Türkiye’nin çıkarlarına yönelik tehditlere karşı dik ve kararlı duruş sergileyen yegâne siyasi irade olan Milliyetçi Hareket, bu hüviyetiyle toplumsal siyasetin merkezidir. Türkiye’nin kurtuluşu sürecinin siyasi adresi Milliyetçi Harekettir. Bizim yegâne gücümüz, sağlam inançlarımız ve sarsılmaz ilke ve ideallerimizdir. Yegâne güvencemiz de Büyük Türk Milletinin şaşmaz sağduyusudur. Milliyetçi Hareket bugünkü seçim sistemiyle ve temiz, dürüst ve vatansever çoğunluğun desteğiyle tek başına iktidara gelecektir.
Dr. Devlet Bahçeli
|