30.08.2010 - 30 Ağustos Zafer Bayramı münasebetiyle yayınladığı kutlama mesajı.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ'in,
30 Ağustos Zafer Bayramı münasebetiyle yayınladığı kutlama mesajı.
30 Ağustos 2010

 

Türk milletinin hürriyet ve istiklalini yok etmeye çalışan düşman unsurlarına karşı, Dumlupınar’da kazandığı tarihi zaferin 88.yıldönümüne ulaşmanın coşkusunu yaşıyoruz.

26 Ağustos 1922 sabahı Kocatepe’den top sesleri eşliğinde başlayan Büyük Taarruz; işgalcileri vatan topraklarından söküp atmış ve 30 Ağustosta Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle de Türk’ün varlığına kast edenlere acı bir ders verilmiştir.

26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferiyle vatan haline gelen Anadolu’nun, 851 yıl sonra, yine bir 26 Ağustosta başlayan kutlu taarruzla hiçbir güç tarafından ele geçirilemeyeceği böylelikle gösterilmiştir.

Demir ve çeliğin, iman ve inanç karşısındaki çaresizliği Türk milletinin esarete karşı verdiği savaşla daha iyi anlaşılmıştır.

Zira şehit kanlarıyla sulanmış ve yurt yapılmış olan kutsal vatan topraklarının savunulması ve muhafazası için başka türlüsünü düşünmek de mümkün değildir.

30 Ağustos Zaferi emperyalizmin milletimiz aleyhine kurguladığı oyunları bozmuş, yapılan sinsi hesapları alt üst etmiştir.

Bu zaferle birlikte, Türk milletinin son anayurdundan başka gidecek bir yeri olmadığı ve buranın ne pahasına olursa olsun korunacağı muhataplarına duyurulmuştur.

Sevr paçavrasıyla doruk noktaya ulaşan vatanımızı parçalama ve bölme girişimi ağır bir mağlubiyet almış ve bir sonraki fırsatı yakalamak için o günlerden tertipler içine girmekten de geri durmamıştır.

Aynı zamanda, işgalcilerle emel birlikteliği yapan içerideki uzantılar, bundan sonra tüm ümitlerini kaybetmişler ve gelecekte ihanetlerle anılacakları tarihin karanlık sayfalarındaki yerlerini almışlardır.

Aziz ecdadımızın zulüm ve eziyete karşı verdiği kararlı mücadele ve bağımsız yaşamak için her bedeli ödeme niyeti hayranlıkla örnek alınması gereken asil bir ruhun özellikleri arasındadır.

Dün dökülen şehit kanlarının, çekilen çilelerin, uğranılan kayıpların hepsinin; bugün bizim daha rahat ve huzurlu olmamız için yapılan eşsiz fedakârlıklar olduğu unutulmamalıdır.

Ancak bunun farkında olmayan, olsa bile umursamayan, geçmişteki kutlu mücadelelerin anlamına vakıf olamamış bir zihniyet tarafından ülkemiz çözülmenin eşiğine kadar getirilmiştir.

Büyük Taarruzla birlikte def edilen işgalci ve istilacı mihrakların rezil amaçları, bugün iç ve dış tesirlerin bir araya gelmesiyle tekrar dirilmiş ve yoğun bir şekilde faaliyete geçmiştir.

Türk milletinin birliğinden, devamlılığından kim rahatsızlık duyuyorsa aynı safta toplanmış; böylece ihanet sıradanlaşmış, alçaklıklar normalleşmiştir.

Ülkemizi korunaksız ve korumasız bırakan sorumluluk sahibi aciz ve çürümüş yönetim eşliğinde, hiçbir vatan evladının tahammül edemeyeceği küstah ifadeler, bölücü ve ayırıcı niyetler utanmadan dillendirilmeye başlanmıştır.

Ne hazindir ki, 88 yıl öncesinin kutlu hatıralarından çok uzaklara savrulmuş olanlar, bugün ortalıkta cirit atmaktadırlar. Ve demokrasi, özgürlük diyerek de kafaları karıştırmaktan, her değeri istismar etmekten çekinmemektedirler.

Herkes bilmelidir ki, dün Kocatepe’deki milli heyecanın ve şuurun aynısı bugün Türkiye sevdalılarının düşünce ve davranışlarında fazlasıyla bulunmaktadır.

Kim ne derse desin ve ne yaparsa yapsın; bu topraklarda Türk milleti ilelebet varlığını sürdürecektir. Bu tarihi kararlılığın karşısında kim durursa erimeye ve yok olmaya mahkûmdur.

Tarihi zaferlerle dolu olan Türk milleti bu badireleri atlatacak ve güçlükleri alt edecek kudrettedir

Dün kursaklarda kalan ve milli mücadelenin gazabına uğramış işgalci ruh asla aradığı imkâna kavuşamayacaktır.

İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da Türk’ün gücüne tanık olanlar, döküldükleri denizden çıkmanın fırsatını asla bulamayacaklardır.

Dün vaat edilen Türk topraklarını almanın zamanını bekleyenler ise dünya durdukça bu gayelerine ulaşamayacaklardır.

Nitekim Türk milletinin Ağustos ayında kazandığı muazzam zaferleri biraz olsun idrak etmek; girilen yanlış ilişkiler ağından, düşülen teslimiyetçiliğin bataklığından ve hıyanete gösterilen müsamahadan uzaklaşılması için yeterli olacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle; Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı, milletimizin bağımsızlığının tekrar kazanıldığı Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi’nin 88. yıldönümünü içtenlikle kutluyor; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kurucu kahramanları ve aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükran hislerimle anıyorum.