Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri – Bursa Milletvekili Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “son günlerde ülkemizin zararına sahneye konulan kirli oyunlara yönelik” yaptığı yazılı basın açıklaması.30 Haziran 2021
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri – Bursa Milletvekili
Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın
“son günlerde ülkemizin zararına sahneye konulan kirli oyunlara yönelik”
yaptığı yazılı basın açıklaması.
30 Haziran 2021

 

Sayın Genel Başkanımızın grup toplantılarında işaret ettiği manidar noktaların üzerinden henüz bir hafta geçmemişken; yaşanan hadiseler ve yazılan yazılar, Türkiye üzerine oynanan oyunların boyutlarının nerelere varabileceğini göstermiştir.

Sayın Genel Başkanımız grup konuşmasında özetle aşağıdaki toplantılara ve bu toplantılarda verilen mesajlara işaret etmiştir:

Birleşik Krallık ile ABD arasında imzalanan “Yeni Atlantik Şartı”nda,   G-7 Liderler Zirvesi ve AB-ABD Zirvesi’nde “açık toplum, demokrasi, hukukun üstünlüğü, özgürlük, eşitlik, bağımsız medya, adalet” kavramlarına vurgu yapılmış; NATO Liderler Zirvesi’nde ise ittifakın siyasi boyutunun giderek güçlendirileceği, yolsuzlukla mücadele edileceği, nihayetinde demokrasinin destekleneceği vurgulanmıştır.

Bu toplantıların akabinde istikametini yerli ve millî kaynaklardan almadığı aşikâr olan TÜSİAD; kulağına üflenen yalan yanlış bilgilerle hükümeti, ekonomiyi, hukuk ve demokrasi konularında eleştirmiştir. Bilinçli ve organize bir eylem olduğu gün gibi açık olan HDP İzmir il binasına gerçekleştirilen kanlı saldırı ise süreci başka bir boyuta taşımıştır.

ABD’nin ve Avrupa’nın demokrasi götüreceğini vadettiği topraklarda yok edilen yalnızca demokrasi olmamış, insanlar teker teker değil gruplar hâlinde katledilmiştir. Son yıllarda Orta Doğu’da milyonlarca insan, ABD’nin kendilerine getireceğini zannettikleri demokrasinin büyüsü ile canlarından olmuş, milyonlarcası ise vatansız kalmıştır. Avrupa’nın göbeğinde Müslümanlar katledilirken Avrupa’nın, NATO’nun sesini yine duyan olmamıştır.

Bu sebeple Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli “Zarfa değil, mazrufa bakmak gerekir.” diyerek ABD-NATO ve Avrupa’nın ülkemizin vazgeçilmez değerleri arasında yer alan kavramlara vurgu ile kirli bir oyunu sahneye koyduğunu açıkça işaret etmiştir.

Açıklamanın üzerinden çok geçmemiştir ki ABD’de eski bakan, senatör, vali unvanlı kişilerin de bulunduğu farklı milletlerden bir grup Türk düşmanı “Türkiye’ye demokrasi getirmek üzere(!)” harekete geç(iril)miş ve “Türk Demokrasi Projesi” ismi altında örgütlenmiştir. Kambersiz düğün olmayacağı kuralı gereği, içerisinde CHP’li eski bir milletvekilinin de bulunduğu FETÖ’cüler bu kirli tertibin ön saflarında yer almıştır. FETÖ’cülerin yayın organlarındaki aslı astarı olmayan haberler de bu meczupların oluşumunun İnternet sitesinin başköşesini kirletmektedir.

Hafta sonu yaşanan hadiseler ise Sayın Genel Başkanımızın işaret ettiği manidar ve üzerinde dikkatle durulması lazım gelen irtibat ve ilişki ağlarının bir kısmını gözler önüne sermiştir.

Ahmet Taşgetiren isimli kirli zihniyetin, geçtiğimiz cuma günü bu rezil teşebbüsten bahsettiği yazısında kullandığı şu sözler, gönüllü yerli işbirlikçilerin Türkiye’ye dışarıdan gerçekleştirilecek bir müdahaleye nasıl da meraklı olduğunu göstermektedir: “Tabii ki ABD’de Türkiye’nin demokrasi özüründen yola çıkılarak -Türk demokrasi projesi- gibi bir dernek oluşması hoş değil. Ama… Keşke kendi kendimize demokrat, adaletli, hukuka saygılı, arınmış bir toplum olabilseydik, demez misiniz?

Hasan Cemal isimli maskeli terörsevicinin Sayın Genel Başkanımıza kin kustuğu yazısında yer alan “Barış, demokrasi ve özgürlük diyenler, hadi gelin el ele verelim ve bir ‘seçim sandığı devrimi’ ile Türkiye'nin önünü açalım! Yapabiliriz!” sözleri ve TELE1 isimli çirkefin Sayın Genel Başkanımız’a dair yayınladığı ve ayaklarımızın altına aldığımız rezil yayın kirli tertibin basın ayağını göstermektedir.

Nihayetinde Taksim’de onur yürüyüşü adı altında gerçekleştirilen ahlaksız, onursuz provokasyonda “Kürdistan” sloganları atılması; kirli tertibin Boğaziçi’nde kullandığı askerleri(!) burada da kullanacağını göstermiştir.

Kürdistan” sloganlarının atıldığı “onursuz yürüyüş”e Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği destek; Cumhuriyet değerlerini özümsemiş, her bir Cumhuriyet Halk Partili kardeşimizi de rahatsız etmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin millete yabancı dostlarının kendilerini taşıyacağını zannettiği iktidar ile camiasına, ülkesine ve milletinin değerlerine bu derece yabancılaşması temiz vicdanlarda yer edinememektedir.

CHP “Medeniyetin esası; gelişme ve gücün esası ailedir. Bu hayata fenalık muhakkak sosyal, ekonomik, siyasal güçsüzlüğe sebep olur.” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolu yerine sapkın yollara sapmıştır.

CHP’nin çürük İP’i de Genel Başkan Yardımcıları Bahadır Erdem marifetiyle devlete meydan okunan bu rezilliğe destek vermiş; emniyet güçlerimizi ve devleti hedef alarak “oyun”un bir parçası olduğunu efendilerine duyurmuştur.

Büyük Türk milleti müsterih olsun, Milliyetçi Hareket Partisi “büyük oyun”un farkındadır. Türk milletinin tertemiz kanlarıyla vatan kılınmış bu toprakları hiçbir yabancı gücün “oyun sahası” hâline getirmesine; vatan sathında kaos ve kargaşa ikliminin hâkim kılınmasına Türk milletinin desteğiyle evelallah müsaade etmeyeceğiz.

Hattı değil sathı müdafaa şuuru ile terk edecek tek bir karış toprağımızın söz konusu olmadığının, kaybedecek tek bir insanımız, vazgeçecek tek bir millî ve ahlaki değerimiz bulunmadığının bilinmesinde fayda vardır.