Basın Açıklaması : 02 Aralık 2011Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili YİRMİNCİ YILINDA TÜRK DÜNYASI 1991,bütün Türk âlemi için tarihî bir yıldır. Zira,Türk dünyasının büyük bölümüSSCB’nin dağılması ile birlikte bağımsızlığını elde etmiş,dünya siyasi haritası beş yeni Türk devleti kazanmıştır.O güne kadartek Türk devleti olmanın garipliğini,yalnızlığını yaşayan Türkiye,soydaşlarının bağımsızlık mutluluğunu gönülden paylaşmış ve hepsini ilk kutlayan olmuştur. Toplumlar arasındaki ilişkilerde; kardeşlik,soydaşlık,dindaşlık gibi soyut ve subjektif kavramların önemi hafife alınamaz,ateşleyici faktör olarak elbette büyük rol oynar.Ancak sırf bu kavramlar üzerine uzun vadeli ve sağlıklı ilişkiler bina edilemez.Kardeşlikler de;sosyal,kültürel ve ekonomik ortaklıklar ve menfaat birliktelikleri ile desteklenmeye muhtaçtır.Yoksa;kısa süre sonra aslı çıkmayan hamaset nutukları işlevini yitirir ve geriye kocaman bir hayal kırıklığı kalır. Türkiye Cumhuriyeti’nde Türk dünyasına nasıl bakıldığı,1991’deki olgunun nasıl algılayıp karşıladığı, hangi politikaları geliştirdiği veya geliştirilemediği bizim öncelikli değerlendirme noktamız olmalıdır. İtiraf etmek gerekir ki, ne kamuoyumuz, ne devletimiz böyle bir gelişmeyi karşılayacak duygusal donanıma ve siyasal birikime sahip değildi. O kadar ki;Türkiye dışında da Türklerin var olduğu ve bir gün onlarla ilişki ihtimali bulunduğunu 1930’larda Atatürk söylemiş,O’ndan sonra da yalnızca Türk milliyetçileri dile getirmiştir. Buna karşılık devlet, dile getirenleri” Turancı, faşist” diye suçlayıp zindanlarda susturmaya çalışmıştır.Olaya tarihî ve millî derinliğiyle bakılmamış,günlük politika ve hesaplar belirleyici olmuştur. Meselâ 1940-45 arası;içeride,dışarıda,Türklüğün en ağır suç sayıldığı dönemdir.Zira,2.Dünya Savaşı yaşanmaktadır ve ülke menfaati Rusya’ya şirin görünmekte aranmıştır.Türklerin büyük bölümü Rus vatandaşıdır,öyle ise politika gayet basit:“Vur,Türklükten bahsedene” Atatürk’ten sonraki 63 yıl aşağı yukarı aynı mantalite ile geçiren, onları anarken bile soğuk ve yanlış bir kelime seçimiyle “Dış Türkler” ifadesi tercih eden bir devlet ve aydın zihniyetinin;”Dış Türkler”in “Komşu Türkler” oluşuna hazırlıklı olmamız beklenebilir mi?Türk’ü ve Türk dünyasını esas alarak her mensubu ile yüreğinde duyan Türk milliyetçilerinin,bu dönemde yönetimde olmaları hem Türkiye,hem Türk dünyası için büyük şans olurdu ama maalesef halk Türk milliyetçilerine tam da hazır oldukları bu oluşumu yönetme yetkisi vermemiştir. Tarihî misyonunun ve sorumluluğunun Türkiye’den beklediği görevi başarıyla yerine getirmesinde vazgeçilmez şart,kendisinden beklenen vakar ve tecrübe ile hareket edip hayal kırıklığı yaratmamasıdır. Problemlerini halletmeyi bilen,çevresine güven veren ve bağımsız devlet gibi davranabilen güçlü bir Türkiye,Türk dünyası için yalnız deneyim ve model olarak değil,moral olarak da çok gereklidir.Tabii bunun tersi bir durum,yaratacağı hayal kırıklığıyla büyük olumsuzluk doğuracaktır.Türkiye’yi yönetenler, dışarıda temsil edenler her halleriyle Türkiye adına,Türkiye için hareket ettiklerini göstermek zorundalar. Yoksa Türkiye’nin hiç hak etmediği ve tarihin de milletin de affetmeyeceği vahim kusurlar,ayıplar ortaya çıkar.Her şeyden önce;Türkiye’yi yönetenler,“Türk” davası”na sahip değilse bile,hiç olmazsa”Türklük ile davalı”olmamalıdır.Ülkeyi yönetenlerin Türk mensubiyetinde veya-bari rol icabı-Türk temsiliyetinde problem yaşanmaması şarttır.İç politikada on yıldır Türkiye’nin Türk devleti olmadığını göstermeye çalışanlar;Türk dünyası ile hangi kardeşliği yaşayıp yaşatacaktır?Türkiye’nin yönetici olarak masaya oturanların en çok o ülkedeki ABD üslerinin durumunu dile getirmesinin yaratacağı hayreti ve vahim hayal kırıklığını Türkiye hak etmiyor.Sadece Türk Cumhuriyetleri değil,Beşar Esad da aynı şaşkınlığı ifade etti:”Ankara’dan gelenlerin Şam’daki ABD Büyükelçisinden farkları yok.”Yani…?Öyle ise,birinden birine gerek yok…İki bin yıllık devlet geleneğine sahip bir memlekete bu ayıbı yaşatanları millet de,tarih de,Allah da affetmez. Türk dünyası ile ilişkilerde ilgisizlik ve soğukluk ne kadar yanlışsa,tutarsız ve acemice gayretler de o kadar zararlı olabilmektedir.Gerek devlet politikaları,gerekse kamuoyu beklentileri ve oluşumlar titiz bir dengeye ve gerçekçi planlara dayanmalıdır.Özellikle,Türk kavram ve mensubiyetinin kabulü noktasında herkesin çok hassas davranması gerekiyor.Kendisini Kazak,Kırgız,Özbek…hisseden hiç kimse,”Hayır,sen o değilsin,busun”diyerek kazınılamaz.Evet;Türk’tür,”Dilim”dediği dil,Türkçenin önemli bir lehçesidir,bazı telaffuz farkları hariç,hemen hepsinin Türkiye Türkçesi ile daha ilk anda yarıyı aşan kelime ortaklığı vardır,gramer aynıdır.Töre,terbiye,Dede Korkut,Ahmet Yesevî,Hoca Nasıraddın hepimizindir.Bunlar kimsenin inkâr edemeyeceği ve küçümseyemeyeceği kuvvetli soydaşlık senetleridir.Ama bütün bunlara ve daha fazlasına rağmen“Ben Kazağım,Kırgızım”diyeni tekzip etmek yanlıştır.Unutmamak gerekir ki; Kırgız,Özbek,Kazak…vatandaşlığının da sadece yirmi yıllık bir geçmişi vardır. Toplumsal rızayı ve katılımı gerektiren büyük sosyal ve siyasî projeleri;arkadan iterek değil,önünü açarak dizayn etmek,daha sağlıklı bir yoldur.Türkiye bu noktada çok önemli,tarihî bir rol oynamalıdır, oynamak zorundadır.Ama bu;asla ve asla;hadi Türkleşin deyip arkalarından itmek veya karşılarına çıkıp ”O değilsiniz,busunuz”diyerek patronluk,agaylık taslamak biçiminde olamaz.Zaten bu yaklaşım daha ilk anda;”Ne o,bir Sovyet gitti,başımıza şimdi öbür Sovyet mi gelecek?”tepkisi ile karşılanıyor.Siz Türkiye olarak o coğrafyaya giden öğrencinizle,hocanızla örnek tavırlar sergilerseniz,işçiniz çalışkanlığıyla dikkat çeker,iş adamınız yarattığı değer ve kattığı birikimle bölgenin ekonomik dinamosu olursa;bölge insanı “sizden olduğunu”,Türk mensubiyetini ifade etmekte gecikmeyecektir.Yeterki,o insanlara sizinle aynı soya mensubiyetin;gurur,güven ve kazanç kaynağı olduğunu hissettirin.Beklediğiniz sosyal gelişmelerin önünü açmak,toplumsal vicdanlara cazibe yaratmak zorundasınız.Aksi takdirde;hiçbir halinizle izah edemediğiniz güzel şeyleri ısrarla ifade etseniz de,kazandırıcı olmayacaktır. Sığ ve soğuk bir slogan soydaşlığı,hem bireysel tutumlarda,hem devlet politikasında yanlıştır. Toplumu;uzun vadeli sosyal,kültürel,ekonomik ilişkilerle hazır hale getirmeden,acelecilik ve kolaycılığa yönelerek acemice takdim edilip devreye sokulan siyasiprojeler,başlangıçta ne kadar iyi niyetli olursa olsun sonuçta hüsran getirecektir. “Türklük”ün ortak mensubiyet olarak canlılık ve işlerlik kazanması;hem bölge devletleri ve halkları arasındaki her türlü ilişkinin kurulmasında uygun ortam ve öncelik yaratacak;hem de aynı ülkeyi oluşturan etnik grupların âhenginde önemli rol oynayacaktır.”Sonuçta hepimiz Türk’üz”duygusu ne kadar güçlü olursa;bölge ülkelerinin yaşayacağı problemlerin aşılması,etnik yapıların çıkaracağı iç çatışmaların önlenmesi o kadar kolay olacaktır.Bu müştereklik şuuru yaşanıyor olabilse idi,meselâ,2009 baharında Kırgısiztan’da Celalabad-Oş bölgesinde yaşanan üzücü olaylar o boyutta olmayabilirdi. Türk Cumhuriyetlerinin hepsinin kendisine göre problemleri,özellikleri,avantajları ve dezavantajları vardır.Türkiye’nin her biri ile ilişkileri de bu çerçevede şekillenmektedir. Türkmenistan:Doğal zenginlikleri ile ön plana çıkan bir Türk devletidir.5 milyona yaklaşan nüfusla 5.900 $ civarında milli gelire sahiptir.21 trilyon metreküp doğalgaz,6.8 milyar ton petrol rezervi mevcuttur.Ürettiğinin %40’ını ihraç edecek kadar da elektrik enerjisi vardır.Bütün bu zenginlikler her geçen gün refaha dönüşmektedir.Türkiye için özellikle doğalgaz konusunda ciddi ortak olabilir.Ancak doğalgaz ithalatımızda Türkmenistan payı yeterli değildir. Özbekistan:28 milyon nüfusa sahiptir.2.800$lık milli geliri vardır ve düzenli biçimde dış ticaret fazlası vermektedir.Altın başta olmak üzere,madencilik ve tarımda bölgenin önemli merkezlerindendir. Türk müteahhitlik hizmetleri tutarı 1 milyar $’a ulaşmıştır.Ancak;Türkiye-Özbekistan arasındaki sosyal, kültürel ve siyasi ilişkiler maalesef alt seviyededir.Taşkent,Buhara,Semerkant gibi şehirleri;bütün Türk âlemi için önemli ve kutlu merkezlerdir.Belki de bu tarihî mirasın etkisiyle;Özbekistan,bölgede İslâmî hassasiyeti yüksek olan ülkelerdendir. Kırgızistan:5.5 milyon nüfusla,2.080 $ gelirle bölgenin fakir ülkelerindendir.200 bin kilometrekarelik yüzölçümünün sadece %7’si tarıma elverişlidir.Tanrı Dağları ülkenin yarıdan fazlasını kaplamaktadır. Hayvancılık,kısmen madencilik ve sınırlı tarım alanları yegâne geçim kaynağıdır.Ülkenin güney kesiminde yoğun bir Özbek nüfus mevcuttur.Bişkek’te açılmış bulunan Türk-Kırgız Manas üniversitesi 3 bin civarındaki öğrencisi ile ülkenin en büyük ve prestijli kurumlarındandır.Ayrıca Celalabad’daki;Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’na ait işletme Fakültesi;Kırgızistan,Türkiye ve Türk dünyasının diğer bölgelerinden gelen yüzlerce öğrenciyi yetiştirerek Türk dünyası ilişkilerine ve Türk gençlerinin kaynaşmasına hizmet etmektedir. Kazakistan:Türkiye’nin dört katı yüzölçümü ile Türk Cumhuriyetlerinin en büyüğüdür.Ülkenin; petrol,doğal gaz,tarım ve madencilikten doğan imkânlarıyla 15 milyon nüfus yaşamaktadır.Bunların içinde Kazak oranı %50’nin üzerindedir.Güney’de Özbek,kuzey kesimde Rus nüfus yoğundur.Nur Sultan Nazarbayev;1991’den beri,istikrarlı yönetimi ile ülkesi,bölgesi ve Türk dünyası için şanstır.Türkistan’ı “Türkî Dünnenin ruhanî astanası”(Türk dünyasının manevi başşehri) olarak tanımlar ve alfabe birliğine olumlu yaklaşımı vardır.Kazakistan sadece haritasıyla değil,Türk dünyasına bakışıyla da büyüktür.Ünlü Kazak şair Mağca Cumabay,Kazakları ve Türkiye Türklüğünü kastederek diyor ki:”Türk’ün iki hayırlı evladı var;biri Ortaasya’da atasının yurdunu,öteki Anadolu’da atasının adını koruyor.”Hoca Ahmet Yesevi’nin şehri Türkistan’da bulunan Ahmet Yesevi Türk – Kazak Üniversitesi,yıllardır başarı ile hizmet vermektedir. Her haliyle ülkenin örnek kurumlarındandır.Değişik Türk ülkelerinden gelen binlerce genç Türkiye Cumhuriyeti Devletinin desteği ile bir yanda çağdaş eğitim almakta,diğer yanda Türk yakınlaşmasının örneğini yaşamakta ve yaşatmaktadır. Azerbaycan:Diğer Türk devletlerine oranla Türkiye ile her anlamda yakınlığı çok daha yoğun olan bir Türk ülkesidir.Her şeyden önce dil yönünden böyledir.Diğerlerinin dili(Doğu Türkçesi)Türkiye Türkçesi ile lehçe düzeyinde ciddi ayrılıklar gösterirken,Azerbaycan Türkçesi(Batı Türkçesi)Türkiye Türkçesi ile aynı kolun(Oğuz Türkçesi)dalı konumundadır.Tarih içerisinde,coğrafyanın da katkısıyla yakın ilişkilerimizolmuştur.Bağımsızlıktan sonra;kendisini“Atatürk’ün Askeri”olarak tanıtan Ebulfeyz Elçibey,daha sonra ”Bir millet,iki devletiz”diyen Haydar Aliyev ve şu anda devam eden İlham Aliyev yönetimi Türkiye’yi hep öncelikli görmüşler;Türkiye de onları,komşu ülke değil,kardeş ülke olarak görmüştür.Ancak son yıllarda bu örnek yakınlık bazı fitnelerle zaaf yaşamıştır.Türkiye’yi yönetenlerde “Türk dışı unsurlara”karşı zaten var olan yoğun ve tuhaf sempati,konu Ermenistan olunca daha da artmış,Okyanus ötesinden gelen talimatla sınırsız dostluğa dönüşerek sınırların açılması hamleleri başlamıştır.Erivan’daki bir toplantıda zamanın dışişleri bakanının,Ermenistan dışişleri bakanı ile bir olup Azerbaycan Dışişleri Bakanını küçük düşürme çabası,Bursa’daki milli maçta Sarkisyan’ın gönlünü hoş etmek için Azeri kardeşlerimize yapılan kabalıklar,değil kardeşliğe komşuluğa da sığmadı.Bütün bunlar;Türk devletininmilli politikalarına aykırı olarak,toplumun iradesini çiğneyerek ve vicdanını kanatarak yapılan yanlışlardır.Neyse ki;Türkiye Türklüğü ile Azerbaycan Türklüğü arasındaki kardeşlik,bu gafletlerle yıkılmayacak,bunlara ve yaptıklarına rağmen devam edecek kadar güçlüdür. Yüreği;”Ağzı köpüren yeleli atlar üstüne yeminim vardır / Azerbaycan yüreğimde bir şah damardır” (Y.B.Bakiler) duygusuyla dolu Türk milliyetçileri,günü geldiğinde bu yarayı da saracaktır. Karadeniz’in Kuzeybatı köşesinde bir Türk toplumu daha var.Moldova devletinin vatandaşı olanGökoğuz(Gagavuz)lar…Bağımsız devlet olmamaları,ilişkilerin Moldova devleti ile yürütülmesi;Türkiye-Moldova-Gökoğuz yönetimi arasında titiz dengeleri ve diplomatik hassasiyetleri gerektirmektedir.Fakat, Türkiye’nin iyi niyetine güvenen dost Moldova yönetiminin hoş görüsü sayesinde ilişkiler yirmi yıldır ciddi bir problem yaşamadan devam etmiştir.Gagavuzlar,ülkenin güney kesiminde,3 kasaba ve 30’a yakın köyde yaşayan 200 bin kadar bir nüfusa sahip bir topluluktur.Bulgaristan ve Ukrayna’da yaşayan Gagavuzlar da vardır.Ekonomik imkânlar son derece sınırlı,hayat şartları zordur.Tarım ve hayvancılık, tarıma dayalı küçük ve orta ölçekli sanayi,başlıca geçim kaynaklarıdır.Türkiye’de çeşitli sektörlerde iş bulabilenler sayesinde transfer edilen ekonomik güç,bölge geçimine önemli katkı sağlamaktadır.Türkiye daha ilk günden itibaren Gagavuzlardan ilgisini esirgememiştir.Otonom yönetim kazanmalarında zamanın yönetimlerinin,özellikle 8.Cumhurbaşkanımız sayın Süleyman Demirel’in ilgi ve katkılarının payı büyük olmuştur.Onun bir belirtisi olarak da;Gagavuzya’nın en büyük köyü olan Kongaz’a,Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan S.Demirel Türk-Moldova Lisesi 12 yıldır hizmet vermektedir.Diğer ülkelerdeki gibi Moldova’da da TİKA Program Koordinatörlüğü Başkentte,Kişinev’de hizmet vermektedir. Ayrıca, Gagavuzya’nın başşehri Komrat’ ta yine TİKA’ya ait Atatürk Kütüphanesi âdeta bir kültür evi olarak görev yapmaktadır. Yaygın bir kanaat vardır:”Tarih boyunca Türk,Müslümanlığını kaybetti ise,Türklüğünü de kaybetmiştir.” İslâmî hassasiyetimizin hoşuna gittiği ve Müslümanlık gururumuzu okşadığı için,bu hükmü sorgulamadan,”acaba?”demeden bir birimize nakledip dururuz,elbette doğrudur.Bu tespitin;Bulgarlar başta olmak üzere Orta Avrupa’da yaşanmış örnekleri vardır ama,kesin hüküm değildir,istisnası olabilir. İşte;Ortodoks mezhebinden hıristiyan ama bal gibi de Türk olan Gagavuzlar,bunun örneğidir.Kilisede Türkçe kullanacak kadar Türk’türler.Türkçeleri de;boş bulunduğunuz bir anda kendinizi Türkiye’de zannedip çalışanlara ”Kolay gelsin “dediğinizde, “Kolaysa başınıza gelsin” cevabını alacağınız kadar Türkçedir,mecazlarıyla,deyimleriyle bile Türkiye Türkçesidir.Gagavuzlar Türk’tür;Belediye Binasının kapısına“At üstünde Oğuz Kağan”figürü koyacak kadar Türk’tür.Gagavuzlar Türk’tür;zamanın Belediye Başkanı Nikolay TAVŞANCI’nın kartvizitine Bozkurt sembolü koyacak kadar Türk’tür.On yıldır,ömründe bir kere“Türküm” dememişler tarafından yönetilip de,Gagavuzların Türklüğüne dudak büzmeye kalkışanlar;”Kendi ülkelerinde böyle bir belediye başkanı var mı,öyle biri çıksa,başına neler gelir?”sorusunu cevaplamak zorundadır. 200 milyon insan…İnsanoğlunun “insan” olmaktan sonraki ikinci temel bağıyla,soydaşlıkla birbirine bağlı.Bu bilincin güçlü olması,bu 200 milyon Türkün her birisini birey olarak daha güçlü,güvenli ve zengin yapar.Hem,ülkelerin iç huzurunun,hem de ülkelerarasındaki dostluğun en doğal ve hazır sigortasıdır, ülkelerin yöneticileri için büyük bir politik birikim ve avantajdır.Ve,daha önemlisi,bu uyum ve güçle bir araya gelmiş 200 milyonluk bir Türk âlemi;bölge için,hatta dünyanın güvenliği için çok önemli kazanç olacaktır.Türk dünyasına mensup her fert,Türk dünyasının dostluğunda kendi huzur ve menfaatini bulmalı ve dostça yaklaşmalıdır.Türk dışı unsurlardan bazıları;ideolojik saplantılarla veyakısa vadeli hesaplarla Türk varlığına ve gücüne düşmanca baksalar da;bilmeliler ki,özlenen Türk dünyası kendileri için de hayırlıdır. REŞAT DOĞRU Tarafından Yapılan Basın AçıklamalarıMilliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 13 Ekim 2012 13 Ekim 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun Yaptığı Basın Açıklaması. 11 Ekim 201211 Ekim 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun Çorum İl İstişare toplantısında yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 29 Eylül 201229 Eylül 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun Aksaray İl Teşkilatı İstişare Toplantısında yapmış olduğu basın açıklaması metni. 16 Eylül 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun Tokat İl İstişare toplantısında yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 14 Eylül 2012 14 Eylül 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru'nun Yazılı Basın Açıklaması. 31 Ağustos 2012 31 Ağustos 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 13 Ağustos 2012 13 Ağustos 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun Foça ilçesindeki hain saldırı ve şehidimiz ile ilgili yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 9 Ağustos 201209 Ağustos 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 25 Temmuz 201225 Temmuz 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 24 Temmuz 201224 Temmuz 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 23 Temmuz 201223 Temmuz 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 12 Temmuz 201213 Temmuz 2012Detay İçin Tıklayınız AKP sınıftta kaldı Geçen bu sürede, ülkemizin birçok sorunu çözülmemiş, kardeşin kardeşe, düşman olmaya başladığı sürece doğru gidilmiştir. Verilen sözlerin, vaatlerin, hiçbirinin yerine gelmediği de görülmüştür. 14 Haziran 2012Detay İçin TıklayınızGenel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Reşast Doğru'nun Anneler Günü münasebetiyle yayımladıkları kutlama mesajı. 12 Mayıs 201212 Mayıs 2012Detay İçin Tıklayınız Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Dr. Reşat Doğru’nun TBMM Basın Merkezinde yapmış olduğu basın açıklaması.3 Mayıs 201203 Mayıs 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun Kutlu Doğum Haftası Münasebetiyle Yayınlamış Olduğu Kutlama Mesajı. 18 Nisan 201218 Nisan 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Reşat DOĞRU'nun yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 2 Nisan 201202 Nisan 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru'nun 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü Mesajı. 18 Mart 201217 Mart 2012Detay İçin Tıklayınız BAHÇELİ Haklı Çıkmıştır Bugün, herkesin milliyetçi olduğunu iddia ettikleri dönemde de varız ve buradayız. Yarın gidişata göre renk değiştirerek, girecekleri şekil belli olmayan siyaset palyaçoları yokken de biz yine var olacağız ve yine burada bulunacağız. 10 Mart 2012Detay İçin TıklayınızTürk Kadını Geleceğimizin Mimarlarıdır Kadının Parlamentoda ve hayatın tüm kesimlerinde daha fazla temsil edilmesi konusunda toplumumuzun tüm kesimlerine büyük görevler düşmektedir. Kadın Hayatın temel taşıdır. Kadınlarımız, hayatımızın her alanında vardır ve var olmaya devam edeceklerdir. 06 Mart 2012Detay İçin TıklayınızMİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı koruma kanunu MHP Genel Başkan Yardımcısı, Tokat Milletvekili Reşat Doğru, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ''MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı koruma kanununun'' yasalaştığını anımsatarak, Deniz Feneri yolsuzluk dosyalarının kamuoyundan gizlenerek kapatılacağını iddia etti. Doğru: ''Çünkü MİT'teki yanlışların tespitinde olduğu gibi, Deniz Feneri yolsuzluğundaki savcılar da görevlerinden alındı'' dedi. 20 Şubat 2012Detay İçin Tıklayınızİşsizlik Ve Yolsuzlukla Mücadele Neden Yapılmıyor Yolsuzlukla mücadelenin istendiği ve beklendiği bu dönemde, özellikle önleyici ve gerektiğinde de müdahale edici nitelikleri taşıyan bir kurumsallaşmaya aşırı ihtiyaç vardır. 20 Şubat 2012Detay İçin TıklayınızReşat Doğru: Yetki Sınırları Aşılalı Yıllar Oldu Bir ülkeyi ülke yapan dil, kader ve tarih birlikteliğidir. Bir ülkeyi yok etmek istiyorsanız önce dilini yok etmelisiniz. Çeşitli açılımlarla milli birlikteliğimiz ortadan kaldırılmaya çalışılırken, PKK ve dış güçlerin istekleri ve hedefleri de bir bir yerine geliyor. Bu da AKP’nin siyasetinin çöktüğünün göstergesidir. 15 Şubat 2012Detay İçin TıklayınızMevlit Kandili Kutlu doğumun milletimizin birlik ve beraberliğine, güzel vatanımızın huzur ve mutluluğuna, kalplerimizin O’nun merhamet, hoşgörü, şefkat ve muhabbetiyle süslenmesine, onun ahlakıyla ahlaklanmasına ve bütün İslam âleminin huzuruna vesile olmasıno Cenabı Haktan niyaz ederim. 02 Şubat 2012Detay İçin TıklayınızMilletimiz Üzerindeki Küresel Projeler Bitmelidir Ülkemiz son yıllarda tehlikeli bir şekilde, geri dönüşü olmayan dağılma ve ayrışma ortamına hızla gitmektedir. Türk milletini oluşturan manevi köprüler, bağlar endişe verici şekilde yıpratılarak, kırılmaya çalışılmaktadır. 27 yıllık artan terör faaliyetlerinin, son 10 yılındaki AKP iktidarı, ülkemizi içinde çıkılmaz bir duruma getirmiştir. 30 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızHayvan Üreticisi Kredi Borçlarını Ödeyemiyor “Ülkemizde ekonomik sebeplere bağlı olarak büyük problemler yaşanmaktadır. Esnaf ve işadamlarının çek mağduruyetinin yanında, toplumun diğer kesimlerinde de ağır ekonomik sıkıntılar bulunmaktadır. Çeşitli kredi kartları borçları, tüketici kredi borçları vs. gibi kredilerle ilgili ciddi mağduriyetler yaşanmaktadır. Bunların başında bireysel krediler, banka kredi kartları, çiftçilerin kullandığı çeşitli krediler gelmektedir. 27 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızReşat Doğru'nun Basın Açıklaması Başbakan “kredi kartı borcu olanları mağdur olarak görmediğini” ifade etti. Ancak durum Başbakan’ın dediği gibi değildir. Kredi kartı borcu yüzünden psikolojisi bozulan, cinnet geçiren, hatta intihar eden insanlara her ilde, her yerde karşılaşmaktayız. Yuvalar bozuluyor, yuvalar yıkılıyor, insanların yaşama gücü ve dirençleri kırılıyor. dedi 21 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızDÖRT KADINDAN BİRİ SEZARYEN OLUYOR Gereksiz sezaryenlerin hem annelere hem bebeklere zarar verdiğini biliyoruz. Ben buradan hekimlerimizle birlikte vatandaşlarımıza da sesleniyorum: "Sezaryen kararını mutlaka sorgulasınlar. Yani kozmetik sebeplerle, "Sezaryenle ameliyat olursam vücudum bozulmaz." falan gibi yapılan sezaryenler son derece yanlış işlemlerdir." 16 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızUyuşturucu Bağımlılığı Artıyor Uyuşturucu maddeler tarihsel süreç içinde tıbbi amaçlar için, ya da keyif verici olarak kullanılmıştır. Keyif verici tüketim, beraberinde kaçakçılığı ve kolay yoldan para kazanmayı da getirmiştir. Bu durum menfaat çevrelerinde rant olurken, Terörizm için finans kaynağı oluşturmaktadır. Yüksek kar marjları, organize suç örgütlerinin oluşmasına da sebep olmaktadır. 12 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızReşat Doğru'nun Basın Açıklaması 2012 Bütçe görüşmelerinin son gününde hükümet adına yapmış olduğu konuşmada Doğu ve Güney Doğu’da yaşayan vatandaşlarımıza her türlü haklarının verileceğini söylemesiyle, PKK’nın şehir temsilcileri artık çok rahat bir şekilde PKK Terör Örgütünü konuşur, savunur oldular. 12 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızEmniyet Güçleri Tarafından Takalanan Tyuşturucu Maddeler Hakkında Doğru,toplumunun son yıllarda uyuşturucu kullanımının ve madde bağımlılığının dehşet verecek şekilde arttığını söyledi. Uyuşturucu maddelerinin terörizm için finans kaynağını oluşturduğunu ifade eden Doğru, "Yüksek kar marjları, organize suç örgütlerinin oluşmasına da sebep olmaktadır." Dedi. 11 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızTürk Milleti Soykırım Yapmamıştır Tarihte olduğu gibi günümüzde de Ermeni toplumu üzerinde siyasi ve ekonomik çıkar sağlamaya çalışan ülkeler bulunmaktadır. Bazı ülkelerde Türklerin, soykırımla suçlayan anıtlar dikilmekte, bazılarında da soykırım iddialarını tanımaya yönelik kararlar parlamento gündemlerine getirilmekte, hatta kabul edilmektedir. 09 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızBakanlık Su Ürünleri Mühendislerini Unuttu Kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan alımlarda Su Ürünleri Mühendisliği Bölümü mezunlarından yeterince alım yapılmadığı konusu ilgili bölüm mezunları akademisyenleri ve meslek odaları tarafından ifade edilmektedir. Küresel ısınma ve iklim değişiklikleriyle azalan tarımsal ve hayvansal kaynaklar göz önüne alındığında su ürünleri açısından günümüzde çok daha büyük önem kazanmalıdır. 07 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızMilli Birlik ve Beraberliğimizi Kimse Bozamaz Askerimiz, polisimiz ve korucumuz bugüne kadar bu onurlu görevi kahramanca ve fedakârca canlarını hiçe sayarak Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü korumak için yerine getirmiştir. Hepsine minnettarız. Yirminci Yılında Türk Dünyası Türk dünyasına mensup her fert,Türk dünyasının dostluğunda kendi huzur ve menfaatini bulmalı ve dostça yaklaşmalıdır. Türk dışı unsurlardan bazıları; ideolojik saplantılarla veyakısa vadeli hesaplarla Türk varlığına ve gücüne düşmanca baksalar da;bilmeliler ki, özlenen Türk dünyası kendileri için de hayırlıdır. 02 Aralık 2011Detay İçin TıklayınızÜlkücü Şehitlerden Ertuğrul Dursun Önkuzu'yu anma töreninde yaptığı konuşma İlk dava şehitlerimizden Ertuğrul Dursun ÖNKUZU hatırası yüreğimizi dağlar. Ülkücü harekete çok büyük hizmetler etmiş daha sonrada vatan hainleri tarafından 23 Kasım 1970 de şehit edilmiştir. Onu hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Mustafa Daştangil’i unutmayacağız Yaşar Özcivlez’i, Eyüp Gökçen’i ve Cafer İnce’yi unutmayacağız. 28 Kasım 2011Detay İçin TıklayınızÖğretmenler Günü Mesajı Saygı ve sevgiye en üst derecede layık olan öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günü”nü kutlar, sorunlu, çileli ve bir o kadar da mutlu eğitim yolunda sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim. 24 Kasım 2011Detay İçin TıklayınızAtanamayan Öğretmenlerimizin Temsilcileri ile Genel Merkezimizde yapmış oldukları görüşme sonrası yapılan Basın Bildirisi Milli Eğitim Bakanı atanamayan öğretmenlerin kabiliyetlerine göre başka işlerde uğraşsınlar diyor. Biz gençlerimizin öğrencilerine kavuşmasını, ülkemize ve milletimize hizmet etmelerini istiyoruz. Çalışmamız yılmadan, yıkılmadan sonuç alıncaya kadar devam edecektir. 19 Kasım 2011Detay İçin TıklayınızSağlıkta Sağlıksız Dönem Başlıyor Reşat Doğru: "Çalışırken bile her türlü saldırıya uğrayan sağlık çalışanlarına saygılı davranalım. O zaman sağlıkta çözüm oluşur. Ancak görülmektedir ki sağlıkta sağlıksız dönem başlıyor" dedi. 12 Kasım 2011Detay İçin TıklayınızKüçük Esnaf ve Çalışanlarıyla ilgili yapmış olduğu basın toplantısı Esnaf ve Sanatkârımızın içinde bulunduğu sıkıntıları acil olarak gidermemiz için Perakende Yasası’nın bir an önce çıkarılması TBMM’sinin zorunlu bir görevi olmuş ve bu görevinde bir an önce yerine getirilmesi gerekmektedir. 02 Kasım 2011Detay İçin TıklayınızReşat DOĞRU'nun Belediyelerdeki işçilere yapılan kıyımla ilgili yapmış olduğu basın toplantısı Reşat Doğru, MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ile parlamentoda düzenledikleri basın toplantısında İl özel idareleri ve Belediyelerde sürekli olarak çalışan işçilerin bir kısmının mazeretlerinin göz önüne alınmadığına değindi 27 Ekim 2011Detay İçin TıklayınızMHP Genel Başkan Yardımcısı Reşat Doğru'nun Basın Toplantısı Reşat Doğru, sosyal yaşamlarından ve aile hayatlarından fedakarlık yaparak çalışan sağlık personelinin ek ödenek ücretlerinin düzenli ödenmediğini, izinsiz çalışmadan kaynaklanan yorgunluğun ciddi sorunlara neden olduğunu ileri sürdü 13 Ekim 2011Detay İçin TıklayınızSağlık Acil Çözüm Bekliyor Sosyal yaşamlarında ve aile hayatlarında fedakârlık yaparak gece gündüz çalışan sağlık personelinin ek ödenek ücretleri düzenli ödenmemekte ebe ve hemşire açığı nedeniyle ebe ve hemşirelerimiz normal izinlerini dahi kullanamamakta ve bu yorgunluk sağlık sektöründe ciddi sorunlara neden olmaktadır. 13 Ekim 2011Detay İçin TıklayınızTerör Başkentte Tüm ülkeyi büyük bir üzüntüye boğan Ankara’nın ortasındaki patlama ülkemizin terördeki geldiği durumu göstermektedir. Dağlardaki teröristlere verilen tavizlerin neticesinde artık yüzlerce çocuğun kadının ve gencimizin bulunduğu başkentin en işlek caddelerinden birinde gözlerini kırpmadan, insafsız, vicdansız şekilde kanlı saldırılara başlamışlardır. 21 Eylül 2011Detay İçin Tıklayınız |