REŞAT DOĞRU

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Tokat Milletvekili
Sayın Dr. Reşat DOĞRU’nun Aksaray İl Teşkilatı İstişare Toplantısında
yapmış olduğu basın açıklaması metni.
16 Eylül 2012

TERÖR BİTMELİ ÜLKEMİZ NEFES ALMALIDIR

Tarihin her döneminde olduğu gibi ülkemize ve milli birliğimize hainane saldırılar ve sabotajlar her geçen gün artarak devam etmektedir. Özellikle 18.y.y.dan itibaren batıda başlayan demokrasi ve ideolojik akımlar karşısında, Türk Devleti, çağa ayak uyduramayarak devletine sahip çıkamamış yıkılmıştır. Yıkıntı külleri arasından büyük Atatürk’ün önderliğinde, yeniden dirilmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Ancak bu son Devletimiz olan, Türkiye Cumhuriyeti’ni de, parçalamak, yıkmak, yok etmek istemektedirler. Devletimiz her geçen gün farklı boyutlarda saldırılara uğramakta, hainliklerle karşılaşmaktadır.

Dün olduğu gibi biz Türk milliyetçileri, bu değerlerimizin ne olduğunu çok iyi biliyor, nasıl koruyacağımızı da herkese gösteriyoruz. Vatanın, bayrağın, toprağın tavizi olmaz. Ancak gelişen olayları ve dünyayı da yakinen takip ediyor, önümüzdeki yıllarda ki tehlikelerin ne olduğunu görüyoruz.

Ancak Türk milliyetçileri olarak, dinimizi, bayrağımızı ve devletimiz her şeyin üzerinde seviyor ve yaşıyoruz. Bağımsız, hür ve milli devlet olarak yaşama arzumuz, hayat felsefemizin temelini oluşturmaktadır.

Ancak zamanımızda çok farklı olaylarla karşılaşıyoruz. Bu vatan bu bayrak, bu din, bu devlet için şehit düşen çocuklarımızla, vatan hainlerinin leşlerini aynı kefeye koyan haller oluyor. Şehitlik yani vatan-bayrak-din uğruna can vermenin anlamı neredeyse kalmıyor.

Tarihimize baktığımız zaman unutulmamalıdır ki, Herkesin söylediği fakat uygulamadığı Şeyh Edebali’nin ne güzel sözleri vardır.

“ Şeyh Edebali Osman Gaziye vasiyetinde devlet adamının vasıfları kadar devletin bekasına yönelik tavsiyelerde de bulunmaktadır.

Ey Oğul!

Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teâlâ yardımcın olsun.

Sen ve arkadaşların kılıçla, bizim gibi dervişlerde düşünce, fikir ve dualarla, bize vaat edilenin, önünü açmalıyız.

Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek sevilmez. Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.”

İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!

Atalarımız ne güzel söylemişler. Ülkemiz artık hainliğin kol gezdiği, prim verildiği dönemi de yaşamaktadır. Ancak bu sürece dur denilme zamanı da gelmiş ve geçmektedir. Bunu da yapacak olan da, Ülkücülerdir, Milliyetçi Hareket partililerdir, Türk Milliyetçileridir. Yani siz değerli arkadaşlarımızsınız. Değerli arkadaşlar onun için her türlü negatif düşünceyi bir kenara koymak ve kendimize gelmek zamanı gelmiştir. Artık ayağa kalkmalıyız.  

Sayın Arkadaşlar;

Yok edilmek istenen bir ülkeyi, Anayasasından bile “TÜRK” kelimesinin çıkarılmaya çalışıldığı Türkiye’yi kurtarmak için ayağa kalkmalıyız. Büyük Ortadoğu Projesi’nin EŞBAŞKANI bir zihniyetin elinden yönetimi almak zorundayız. Türk Bayrağı’nın yakıldığı, TÜRK’üm diyenlerin dövüldüğü, yollarının kesildiği, trenlerinin bombalandığı bir ülkede yaşıyoruz. Askerine, polisine her geçen gün saldırılar artıyor, yüzlerce şehit, yüzlerce yaralı veriyoruz. Anaların yürekleri kanıyor, yanıyor. Her geçen gün şehit cenazeleri kaldırıyorsun. Artık bu hainlik nereye kadar sürecek. Ayağa kalkma zamanı gelmedi mi?

Zaman bu zamandır, Zamanı değiştirecek olan Sensin,

Fabrikaların kapandığı, tarımın bitirildiği, ekonominin dışa bağımlı olduğu, dünyanın en pahalı akaryakıtının kullanıldığı, işsizliğin arşa çıktığı, çiftçinin azarlandığı, memurun horlandığı, her geçen gün biraz daha uçuruma doğru sürüklenen Türkiye’yi AKP taassubundan kurtarmak zorundayız.

“Size değil, PKK’lıları, bir Kürt kedisini bile teslim etmem diyen peşmerge başı Talabani’nin Devlet Töreni ile karşılandığı, “Kürt devleti bizim “KIRMIZIÇİZGİMİZDİR” denilirken sözde Kürdistan’a resmi ziyaretin yapıldığı, bölücülük suçundan Türkiye’den kaçanlar ile Avrupa’da;

Avrupa’dan dönenler ile Türkiye’de, kucaklaşma sahnelerinin yaşandığı kara bir dönemden geçiyoruz.

Şehitlerin ruhunu rahat ettirmek, şad ettirmek için ayağa kalk, ses ver Türkiye

Milli Tesislerin, Limanların, Madenlerin, Şehit Kanıyla beslenen toprakların Yabancılara satılıyor.

Devlet’in elinde ne varsa, “BABALAR GİBİ SATARIM” diyen bir ucube anlayış mevcut. Bu anlayışı yıkmak için, ayağa kalk Türkiye, Ayağa Kalk Ülküdaşım.

Zaman gelmiştir artık,

“Çankaya Yokuşunda” marş söyleyen yiğitlerin, ülkemi yönetme zamanıdır. Bu yiğitler ki; birileri futbol topunun peşinde koşarken, cüzdan, makam hayal ederken onlar ÇİLE OCAKLARINDA pişiyor, taş medreselerde tevekkül ediyorlardı.

İşte şimdi bu Ülkeyi; İdam sehpalarına çıkacakları anı bile, Hz. Mevlana’nın “Düğün Gecesi-Vuslat” dediği ölümü bekler gibi bekleyenlerin geride bıraktıkları emanetçilerinin yönetme zamanıdır.

Gün bu gündür artık,

“Çırpınırdı Karadeniz” marşını haykırırken, yürekleri TÜRKLÜK için atanların günüdür bu gün.

Bu yiğitler ki; Allah’a sığınıp, Millete güvenenlerdir. Türk Milletine baş olabilmek için, “OKYANUS ÖTESİNDE” at pazarlığı yapmayan adamlardır.

Onlar ki; “Kula kulluk yapmayı ŞİRK, Allah’a Kul olmayı FARZ sayanlardır.

Onlar ki; sadece Filistin’de ki Müslüman’ın değil yeryüzündeki bütün Müslümanların acısıyla dertlenenlerdir.

Vakit bu vakittir,

Çin Sarayını basan yiğitlerin başı Kürşad’a nazire yaparcasına; Atatürk’ün başladığı Anadolu ihtilalini yüreklerinde taşıyan, Türk dünyasının lideri Başbuğ Türkeş’in başlattığı gönül seferberliğini kendilerine şiar edinen adamların vaktidir bu vakit.

Devran bu devrandır;  

Şehidinin ardından gıpta ile bakan ÜLKÜ’sü uğruna verilen canları, dökülen kanları, çekilen çileleri Hz. Yusuf’un bile kıskandığı bir dönemde; o kör olası, kahrolası nefislerini, ayaklarının altına alan ve “BEN” değil “BİZ” diyenlerin ülkeyi yönetme günüdür artık.

Büyük Türk Milletinin; Batının gündemine biat eden değil, bilakis” Ey İnsanlar! Artık bu coğrafyada siz Türk’ün gündemine biat edeceksiniz” diyecek ruh ve karakterde kadrolarıyla, İnsanca ve onurlu bir şekilde yönetilmesi için ayağa kalkma zamanıdır.

Dünya nimetlerini ellerinin tersiyle iterek, “BİZ” şuuru içinde, “ÖNCE ÜLKEM VE MİLLETİM, SONRA PARTİM VE BEN” ferasetiyle, yeri geldiğinde Ülküdaşına Feragat edecek, Liderine, Ülküsüne, Partisine evladı muhabbetiyle bağlı yiğitlerin İKTİDAR vaktidir artık.

Edilen yeminlerin ayaklar altında çiğnendiği, Şereflerin ihale pazarlarında satıldığı, Şerefsizlikle suçlayanların şerefsiz olduğu, koltuk hırsıyla “BİZANSA” rahmet okutturan tezgâhların kurulduğu günümüzde, Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve Faziletine sahip bir anlayış, Bütün Türk Milletini kucaklayan bir siyaset için, ayağa kalk Ülküdaşım.

Bu ülkeyi artık “SEN” yönetmelisin

Ülküdaşım. Cenabı Allah’ın sana bahşettiği iradeni ortaya koyma zamanıdır.

Malazgirt ovasında VATANLAŞTIRILAN, İstiklal Harbiyle TAPUSU Tescil edilen, Bedelini kanla ödediğimiz ve ancak Kanla vereceğimiz Kutsal Topraklarımızda; Milli ve Manevi değerlerimizle yoğrulmuş “BOZKURT” Marşını söyleyen “BOZKURTLARIN” İKTİDAR günüdür bu gün.

Hainliğin her gün kol gezdiği günümüzde, MHP’sinin kararlı ve vakur duruşu, milli ve manevi değerlere bağlılığı geleceğimiz için bir umuttur. Dün olduğu gibi bugünde yarında, bağımsızlığımızın ve milli birliğimizin teminatı olmaya devam edecektir. 

MHP’si 4 Kasım’da 10. Büyük Kurultayını yapacaktır. Kurultay ülkemizin çok zor günler geçirdiği zaman diliminde yapılacaktır. Bundan dolayı kurultayımızın tek ses ve tek yürek olarak yapılması gerekmektedir.

Ağır şartların yaşandığı zamanımızda, ülkemizin geleceği MHP’nin dik duruşuna bağlıdır. Bu kurultayda bütün dünyaya çok önemli mesajlar verilecektir.

MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ ve kadroları kurultaya çok önem vermekte, yoğun bir çalışma mesaisi ile hazırlanmaktadır.

Gelecek seçimlerde tek başına MHP iktidarı dileğimizle, şimdiden kurultayımızın hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Yolbaşcına, Liderine vereceğin güç, Türk’ün yeniden dirilişine ve Dünya Milletleri içindeki şanlı yerini almasına vesile olacaktır.

Yolun açık, iraden çelik, Bileğin güçlü olsun, Cenabı Allah Yar ve Yardımcın olsun İnşallah.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!..