Meclis Konuşması : 02 Şubat 2012Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde tarımda kullanılan elektrikle ilgili sorunların araştırılması, üreticinin sorunlarının ve çözüm yollarının belirlenmesi, idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla İç Tüzük’ün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince verilen Meclis araştırmasıyla ilgili lehte Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Evet, bu Meclis araştırması da dâhil olmak üzere, biraz önce Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği Türkiye’deki taşeronlaşmayla ilgili Meclis araştırması da dâhil olmak üzere milletimiz emeklimizden çalışanımıza, esnafımızdan çiftçimize kadar bu sorunların araştırılarak çözüme kavuşturulmasını istiyor. Ama ne yazık ki iktidar partisi parmak çoğunluğuna dayanarak muhalefet tarafından milletin lehine verilen bütün önergeleri reddetme noktasında bir karar ve iş birliği içerisindedir. Evet, biraz sonra da -İç Tüzük’te- bizim bu kürsüden milletimizin sorunlarını dile getirebilmemiz noktasındaki gündemleri ortadan kaldırmak amacıyla İç Tüzük’le milletin sesini kısmaya çalışan bir düzenleme geliyor. Evet, burası grup başkan vekillerinin verdiği önergeyle AKP’nin Meclisi değildir, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin Meclisidir burası. Burada bu milletin sesini kısma şansına sahip değiliz. Millet bu dertlerin konuşulmasını isterken Sayın Başbakanın ifadesi, biraz önce grup başkan vekillerinin ifade ettiği gibi, “Dindar bir gençlik ve dindar bir nesil istiyoruz.” diyorlar. Evet, sizin istemenize gerek yok, sabahtan beri telefonlarda söylüyor, bizim gençliğimizin, bizim neslimizin dinle ilgili bir sıkıntısı yoktur, sizin öğreteceğiniz ve yetiştireceğiniz böyle bir gerekçeye de ihtiyaçları yoktur. Evet, bu gençlik Şeyh Edebali’den Osman Gazi’ye, Fatih Sultan Mehmet’ten Kanuni’ye kadar dinini, milliyetini yaşayarak geliyor. Mehmet Akif’in dediği gibi “Asım'ın nesli diyordum ya... Nesilmiş gerçek/Çiğnetmedi vatanı, çiğnetmeyecek.” Evet, böyle bir nesilden geliyoruz. Biz zindanları Taş Medrese’ye çeviren, yusufiyeye çeviren bir nesilden geliyoruz. Biz “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı Kadar Müslüman’ız.” diyen bir nesilden geliyoruz. Bu nesle sizin dindarlık öğretme hakkınız yok. Sizin öğreteceğiniz nesilde medeniyetler arası ittifak, dinler arası diyalog mu var? Bizim buna ihtiyacımız yok, bu gençliğin de buna ihtiyacı yok. Hak din İslam’dır. Dinler arası diyalog değil, Hak din İslam’dır. Bunun bu şekilde bilinmesini özellikle istirham ediyorum. Yani, şöyle bir gençlik istiyorsanız onu oluşturamayacaksınız: Alnı secdede, ayakları, ruhu, bedeni haramda bir nesil istiyorsanız, o nesli oluşturma şansına sahip değilsiniz. (MHP sıralarından alkışlar) HARUN KARACA (İstanbul) – Hadi be! SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Evet, bunu özellikle belirtiyorum. On yıldır iktidardasınız, on yıldır! Gelin sayın grup başkan vekilleri, bunları bu şekilde ifade edene kadar şu gençliğin içerisinde bulunduğu sorunları bir tartışalım. Dinle, İslam’la siyaset yapmayın. Gelin araştıralım, ilkokullara kadar esrarın, eroinin girdiği bir gençlik hangi tehlikelerle karşı karşıya bunları araştıralım dediğimizde yine parmaklarınızı kaldıracaksanız, yok diyeceksiniz. ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Hani inançlıydı, hani gerek yoktu! SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Evet, evet, sizin on yıllık İktidarınızda uyguladığınız eğitim politikalarıyla, kültür politikalarıyla Türk milletinin hangi noktalara geldiğinin iyi bilinmesi gerekiyor. Kırk altı yıl bu ülkede iktidarlık yapmış, hükümdarlık sürmüş bir Kanuni’yi harem ağası gibi gösteren bir dizi, aylarca televizyonlarda izlettiriliyor sizin İktidarınız döneminde. Evet, şimdi konuya geleceğim ve burada biz, tarımın problemlerini konuşmak için çıktık, bunları belirtmek istiyorum. Şimdi, TRT’ye yüzde 2 pay almak istiyorsunuz. Tarımda üretim yapan, alnının teriyle sıcakta-soğukta emek veren çiftçiden yüzde 2 TRT’ye pay alıyorsunuz. Uygulayacağınız bu kültür politikalarının veya sizin yandaş sesiniz olmak için mi almak istiyorsunuz bu yüzde 2’yi? Bırakın bu tarımdaki, sulamadaki yüzde 2 payı kaldıralım. Evet, on yıldır iktidardasınız, sanki muhalefet partisi gibi konuşmalar yapıyorsunuz, ifadelerde bulunuyorsunuz. Hâlâ Türkiye’de yüzde bilmem kaçlara varan kaçak elektrik kullanılıyor. Onları almanın peşine gidin. Ama “Bir ay faturasını ödemedi.” diye gariban insanın elektriğini kesmek, tarımda emeğini ortaya koyan çiftçinin suyunu kesmekle bu tarımı ayağa da kaldıramazsınız; bu, adalet anlayışına da sığmaz. ÜNAL KACIR (İstanbul) – Yüzde kaç kayıp kaçak var? SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – O sizin işiniz. Kayıp kaçakların ne olduğunu, Enerji Bakanı buradaysa açıklasın. ÜNAL KACIR (İstanbul) – Rakamı söyle, sen bir söyle bakayım. SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Evet, Değerli Arkadaşım, onu sen söylersin. Kayıp kaçak oranı sizin döneminizde var mı, yok mu? Alabiliyor musunuz kaçak elektrik kullananlardan? ÜNAL KACIR (İstanbul) – Yüzde kaç söyle. SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Evet, şimdi tarımla ilgili konulara geleceğim. Çiftçi ne ekeceğini şaşırmış durumda. Evet, kendi bölgemle ilgili... Tarım Bakanı da tahmin ediyorum geldi. OKTAY VURAL (İzmir) – Var mı Tarım Bakanı ülkede! SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Evet Tarım Bakanı da geldi. Şimdi, sabahtan beri tarımın bütün kesimleriyle, Çukurova’da ilgilenen bütün kesimleriyle görüşmeler yapıyorum “Durumunuz nedir?” diye. Sayın Tarım Bakanım, burada iktidar partisinin milletvekilleriyle, il başkanınızla, kendinize yakın sivil toplum örgütleriyle değil, biz de muhalefet milletvekiliyiz, gelin bir gün şu Çukurova’ya bir beraber gidelim. Çukurova çiftçisi ne hâlde, gelin bir beraber görelim. AHMET YENİ (Samsun) – Yeni geldik oradan, yeni. SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Evet, siz geldiğinizde ancak sırça köşklerde oturarak size yağ çekenleri dinlerseniz, sanırsınız ki tarım çok iyi hâlde. Gelin, hodri meydan diyorum! Hodri meydan! Araştırma yapalım, araştırma önergesi getireceğim. Verecek misiniz, Çukurova’da tarımın, çiftçinin sorunlarının araştırılacağı bir araştırma önergesine? Tarım Bakanı da burada, siz de laf atıyorsunuz! Gelin, gidelim “evet” deyin bir araştıralım. Her vatandaşla konuşalım. Bakın… AHMET YENİ (Samsun) – Yüzde 50’yle geldik! SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Bakın, değerli milletvekilleri, burada oy çoğunluğunuza, parmak sayınızın çoğunluğuna bakarak bu milletin problemlerini çözemezsiniz, bu çiftçinin problemlerini de çözemezsiniz. Çukurova bölgesi dünyanın en verimli topraklarına sahip. İçerisinden iki tane önemli nehir akıyor, Seyhan ve Ceyhan nehirleri. Şehrin içinden akıyor, Çukurova’yı ikiye bölerek denize dökülüyor ve yan akarsularıyla beraber, iç gölleriyle beraber bu kadar akarsuyunun bol olduğu bir yerde Çukurova’nın ne kadarı sulanabiliyor biliyor musunuz değerli hemşehrilerim? Değerli milletvekilleri, yüzde 41’i sulanabiliyor hâlâ, yüzde 41’i! Sayın milletvekilleri, yani bu sulama işlerini yapmadan, vatandaşların sıkıntısını çözmeden neyi söyleyeceksiniz? On yıldır iktidardasınız. MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) – Siz ne yaptınız, bir onu söyle! SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Otur yerine, cevap verirsin! Bakan burada, senin yerine cevap verir! Sen bir otur yerine, cevap verme! Evet, şimdi, Sayın Başbakan İsrail’e “…” (*)diyor, kafa tutuyor. Şimdi, Çukurova’da kullanılan tohumu, kaç milyon dolarlık tohumu İsrail’den alıyoruz haberiniz var mı? Evet, öyle sözde İsrail’e kafa tutmakla olmaz, özde icraatla olur. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bakın, dünyanın en verimli toprakları Çukurova’da. Dünyanın en verimli toprakları Çukurova’da. Orada köklü bir üniversitemiz var, ziraat fakültemiz var. Su aygırını, şunu bunu araştırana kadar kaynakları buraya aktarın ki oradaki Çukurova’nın çiftçisinin problemini çözelim. Orada yüksek teknolojili bir tohum üretim merkezi oluşturalım. Var mısınız? Var mısınız? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Evet, milyonlarca tohum, her yıl İsrail’e vermekle bu iş olmaz, olmayacaktır da, onu söyleyeyim. Evet, şimdi, bakın, Sayın Bakan biraz sonra çıkar veya çıktığında rakamlarla… Rakamlarla insanları aldatamazsınız, insanları kandıramazsınız. VURAL KAVUNCU (Kütahya) – Doğru söyle, doğru. SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Doğruyu söylüyorum. Söyleyelim mi? Bakın, 2002 yılında, Saimbeyli’de, Pozantı’da, Kamışlı Boğazı’nda, Darboğaz’da, Aladağ’da, Seke’de 1 kilogram kiraz 6 liraydı, 1 litre mazot 1 liraydı yani 1 kilo kiraza 6 kilo mazot alan çiftçi bugün ne yapıyor, biliyor musunuz? 1 kilogram kirazla 1 kilo mazot alamıyor. Evet, şimdi çıkıp da bunlar üzerinden siyaset yapmayın. Bakın, pamuk Çukurova’da bitti. Sadece eski Yeşilçam filmlerinde kaldı. Pamuğa dayalı sanayi… Sizin iktidarınız döneminde kırk tane fabrika kapandı, kırk tane. 50 bine yakın vatandaşımız Adana’da işini kaybetti. Şimdi, pamuk kayboldu, mısıra döndü. Mısır… Biraz önce mısır üreticileriyle görüştüm, hepsi “Zarar ettik.” diyor. Mısıra dayalı sanayi de kapanırsa, Adana’da yüzde 20 olan işsizlik oranı yüzde 30’lara çıkacak. Bunları çözme noktasında, gelin, bu araştırmalara destek verin. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – Ellerinizi yukarıya kaldırmakla bir şey olmaz. Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar) SEYFETTİN YILMAZ Tarafından Yapılan Meclis KonuşmalarıDevlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Bu iddiaları söyleyenler Anadolu’da Ali amca, Ayşe teyze değil, bu iddiaları söyleyenler Türkiye Cumhuriyeti’nin savcısı, Türkiye Cumhuriyeti’nin polis teşkilatı 16 Şubat 2012Detay İçin TıklayınızAğaçlandırma ve Erozyonla Mücadele Kurumu Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınması Tarım alanlarının yüzde 59’unda, orman alanlarının yüzde 54’ünde, mera alanlarının yüzde 64’ünde şiddetli bir şekilde erozyon mevcuttur 07 Şubat 2012Detay İçin TıklayınızTarımda kullanılan elektrikle ilgili sorunlar hakkındaki CHP Grup önerisi İktidar partisi parmak çoğunluğuna dayanarak muhalefet tarafından milletin lehine verilen bütün önergeleri red02 Şubat 2012Detay İçin Tıklayınız Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı Habur’da çadır mahkemeleri kuruldu. BDP’yle beraber alkışlıyordunuz. Oslo’da Başbakan adına temsilcisi MİT Başkanı görüşürken hep beraber alkışlıyordunuz. Bugün ne oldu? 19 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızCumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı Halkımızın bizatihi kendisi tarafından referandumla kabul edilmiş bir metnin halkamızın vekilleri aracılığıyla değiştirilmesi, bizlere bu yetkiyi veren halkımızın doğrudan zuhur eden iradesine karşı saygısızlıktır 19 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızOrman ve Su İşleri Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü bütçesi 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle Orman Genel Müdürlüğünde ihdas edilen 900 adet mühendisin derhâl alımının yapılması gerekiyor ama bir sürü umut verdik bu genç ormancılara, yılın sonu geldi almadık 14 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız |