YUSUF HALAÇOĞLU

Meclis Konuşması : 03 Ocak 2012

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin İşleyişine Dair Anlaşma03 Ocak 2012Belge Sahibi :

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bizim Türk Cumhuriyetlerinde iki üniversitemiz var: Birisi Manas Üniversitesi, birisi de Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi.

Geçen yıl itibarıyla yani 2010 yılında -2011 henüz açıklanmadı- Türkiye Cumhuriyeti’nin bu üniversiteye katkısı 187 milyon dolar, Kazakistan’ın 99 milyon dolar, öğrenci gelirleri 86 milyon olarak gerçekleştirilmiştir. Bu çerçeve içerisinde değerlendirmeler yapacağım.

Aşağı yukarı 1994 yılı itibarıyla, 94’ten itibaren bu cumhuriyetlere sıkça giden bir kişi olarak, hâliyle Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesine de defalarca gittim, konferanslar da verdim. Burada, bu tür üniversitelerin kurulması Türk Cumhuriyetlerinde çok elzemdir, hatta sayısının artırılması bile gerekmektedir.

Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi ilk açtığımız -Türkiye olarak- üniversitelerden bir tanesi. İlk olarak, 1992 Ekiminde, 31 Ekiminde bu konuda bir anlaşma yapılmıştır ve bu anlaşma çerçevesinde 14 Eylül 1993 yılında da üniversite kurulmuştur.

Üniversitenin ilk kuruluşunda yapılan sözleşmeler gereği oldukça sıkıntılar vardır. Az önceki hatibin söylediği gibi, rektör Kazaklar tarafından atanacaktır ve ita amirliği de Kazak rektör üzerindedir, bu sıkıntılar yaşanmıştır. Aslında, bu açıdan baktığımızda, bundan önceki döneme ait yasada, gerçekten üniversitenin işleyişi bakımından bayağı sıkıntılar yaşanmıştır. Hatta rüşvet meseleleri dâhil olmak üzere, rüşvetle sınıf geçirme dâhil olmak üzere pek çok sıkıntılar yaşanmıştır. Ancak bu anlaşmayla -bugünkü- yani 22 Ekim 2009 yılında yapılan, Ankara’da imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Hükûmeti arasında Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin işleyişine dair anlaşmanın getirilerinde, yeni getirilerinde bu durum ortadan kaldırılmıştır ve anlaşma şöyle söylüyor: İta amirliği yetkisi, rektör ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından atanan rektör vekili, rektör birinci yardımcısının ortak sorumluluğuna verilmiştir. Yani bununla ita amirliği, artık sadece Kazak  Rektörün uhdesinde değildir, aynı zamanda atanan Türk rektörün de uhdesine verilmiştir. Dolayısıyla o sıkıntı, bu anlaşmayla ortadan kalkmaktadır.

Yine, bu çerçeve içerisinde Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak  Üniversitesinin  kuruluşu biliyorsunuz ki -Cumhurbaşkanımız ve Başbakanlar– o dönemdeki Cumhurbaşkanımız ve bakanlar düzeyinde yapılan anlaşmalarla gerçekleştirilmiş ve bir tüzük hazırlanmıştır. Tüzüğün uygulanmasında büyük sıkıntılar yaşanmaktaydı ki bu hukuki bir belirsiz durumdu. Ancak bugünkü yapılan anlaşmayla da bu durum, düzene sokulmuştur. Üniversitenin hukuki yapısıyla ilgili sorunlar giderilmiş ve üniversite iki ülke nezdinde uluslararası ortak devlet üniversitesi yapısını kazanmıştır. Bu, şu bakımdan önemlidir: Şimdi, Türk Cumhuriyetleriyle Türkiye'nin yakın ilişkileri açısından konuyu değerlendirdiğimizde eğer biz, Türk Cumhuriyetleriyle Türkiye bir entegrasyona gidecekse, gelecekse bir birlik meydana getirecekse, ki bu Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev tarafından sıkça dile getirilmekte ve Nahçıvan’da son yapılan toplantıda, devletler arası yapılan toplantıda da Türk parlamenterler birliğinin kurulması gibi konular gündeme getirilmektedir, eğer bu birlik meydana getirilecekse, bu üniversitelerin Türkiye’yle eş değer bir eğitim sistemi içerisinde devam etmesi gerekmektedir ki bu şekilde uluslararası hüküm hâline gelmekle Kazakistan Üniversitesi hüviyetinden çıkıp uluslararası bir üniversite hüviyetine girmektedir ki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi bu bakımdan önemli bir işlevi yerine getirecektir.

Yine, anlaşmada tüzük içerisinde mütevelli heyetine tüzüğü hazırlama yetkisi verilmiştir. Bundan önceki dönemdeki sıkıntılar bununla ortadan kalkmaktadır. Böylece mütevelli heyeti tüzüğü değiştirme hakkına sahip olacaktır ve bununla ortaya çıkacak ihtiyaçlar ve boşluklar giderilecektir. Dolayısıyla 10/3 (a) maddesiyle bu durum da düzeltilmiştir.

Yine, uluslararası ortak devlet üniversitesi olarak kurulan Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin Kazakistan’daki benzer üniversitelerden farklı bir anlayışla kurulmuş olmakla birlikte bunun uygulanmadığını görüyoruz geçmiş dönemlerde. Dolayısıyla bu sıkıntıların da ortadan kalktığı ve taraf ülkelerin idari, mali, akademik sorumluğunu eşit hâle getirdiğini görüyoruz ki bu da sevindirici bir durumdur.

Eğitim bakımından Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin Kazakistan’daki devlet üniversitelerinden bir farkı bulunmamaktaydı az önce söylediğim gibi. Dolayısıyla bu 2009 Anlaşması’yla taraflar üniversitenin özerk, uluslararası statüsünü kabul etmekte ve Kazakistan mevzuatından bağımsız, uluslararası standartta idari, mali, akademik yapılanmanın önü açılmaktadır. Bu da az önce söylendiği gibi buradan mezun olanların Türkiye'de ve Kazakistan’da doğrudan iş bulmaları konusunda bir sıkıntıyı ortadan kaldırmaktadır. Zira, Kazakistan’da sadece Kazaklar ve Kazak öğrenciler eğitim görmemektedir. Burada hem Türkiye’den giden öğrenciler hem diğer ülkelerden gelen ve topluluklardan gelen öğrenciler ders görmektedir. Hâliyle eş değerlik statüsünün getirilmesi üniversitenin doğrudan doğruya Türkiye’deki üniversitelerle de eş değer çalışacak bir konuma gelmesi anlamına gelmektedir. Nitekim Türkiye’den gönderilen bilim adamları orada Türkiye’deki eğitim sistemiyle Kazakistan’da eğitim vermektedirler. Bunlarla ilgili sorun da daha önce vardı, vize almak, orada kalmak. İki yıldan fazla kaldıkları takdirde, buradaki durumları, konumları ile oradaki konumları gibi konular da yine bu 2009 anlaşmasıyla ortadan kaldırılmaktadır.

Keza Türkiye'den giden öğrencilerin ve öğretim üyelerinin hastanelerden ücretli yararlanabileceği statüsü getirilmişken, bununla yabancı uyruklu Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrenci ve personelinin sağlık harcamalarının da üniversite bütçesinden karşılanması gündeme gelmiştir, kabul edilmiştir.

Arkadaşlar, bunlar o bölgelere gitmemiş insanlar için belki basit gibi gelebilir, ama oraya gittiğiniz zaman orada insanların büyük mağduriyetler altında bulunduğunu görürsünüz. Hâlâ bitkiden yapılan ilaçlarla tedavinin yapıldığı bir ortamda üniversitenin bugüne kadar mevcut olmayan bir hastaneye sahip olması ve bu hastanede tedavi görmeye başlamaları da son derece önem taşımaktadır.

Değerli milletvekilleri, Kazakistan Üniversitesinde olduğu gibi Kırgızistan’daki Manas Üniversitesinde de çok ciddi eğitimler görülmektedir, ancak Kazakistan’daki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinde bazı bölümlerin kapatılması, Türkçe eğitimin sıkıntılı bir hâlde bulunması, zannediyorum ki aslında düzeltilmesi gereken önemli konulardan bir tanesidir.

Burada eğitim gören öğrencilerin, üniversitenin kendi koyduğu kurallar çerçevesinde hareket etmesi birinci derecede önem taşıyor, zira Kazakistan’da eski Rusya anlayışıyla öğrencilerin, maalesef disiplinsizlikler içerisinde bulunduğunu da belirtmemiz gerekir. Bunların bizzat yeni hazırlanacak tüzüklerle giderilmesi son derece önemlidir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye’nin Türk cumhuriyetleriyle maalesef son zamanlarda yakından ilgilenmediğini görüyoruz ve Hükûmet Programı’nda bu konuda ciddi maddeler yer almamaktadır.

Mesela, bu konularda yapılan hatalardan bir tanesi, Azerbaycan’la olan ilişkilerimizdir. Ermeni açılımı dolayısıyla, maalesef Dağlık Karabağ Bölgesi gündeme getirilmeden Ermenistan’la yakınlaşma Azerbaycan’la olan ilişkilerimizi sıkıntıya sokmuştur, soğutmuştur. Geçenlerde Azerbaycan’a gittiğimde şunu gördüm: Bir uluslararası toplantıda maalesef bizim Büyükelçimize protokolde yer verilmemiştir ve benim yanımdaki bir sandalyeyi kendim ayarlayarak, onu oraya oturtmak zorunda kaldım.

Dışarıdan çok iyi gibi görebilirsiniz veya bunu siyaseten böyle söyleyebilirsiniz ama şunu unutmayın ki, gerçekten Azerbaycan’da Türkiye’ye karşı bir soğukluk vardır ve bu soğukluğun giderilmesi konusunda Ermenistan meselesini muhakkak Türkiye çözmelidir. Özellikle Hocalı Soykırım Günü yaklaşmaktadır, 26 Şubatta. Türkiye, eğer bu konuda çok ciddi, geniş çaplı bir program düzenleyecek olursa belki Azerbaycan’la ilişkilerimizde çok daha yakın bir gündem elde edilebilir.

Değerli milletvekilleri, bugün 3 Ocak, Mersin’in ve Osmaniye’nin kurtuluş günleridir. Bunu niçin söylüyorum? Ne alakası var bununla diyeceksiniz. Aslında bu iki şehrimizin de kurtuluşu -5 Ocakta da Adana var biliyorsunuz- kimden? Kimden kurtarılmıştır? Fransız ordusundan kurtarılmıştır Ankara Anlaşması’yla. Ama Fransız ordusunun altı taburunun üç taburu Ermenilerden meydana gelmektedir ve burada yaşayan insanlar bilir, çok büyük zulümler görmüştür buradaki insanlar.

Ben Kozan’da doğduğum için burayı çok iyi biliyorum, tarihçi olmamın ötesinde. Dedem 1972 yılında, doksan altı yaşında vefat etmiştir, tümüyle olaylardan haberdardır. 2011 Nisan ayında teyzem vefat etmiştir, yüz sekiz yaşındaydı. Dolayısıyla, o dönemde on üç yaşındaydı, onları da çok iyi bilmektedir. Dolayısıyla, bizzat görgü şahitlerinden dinlediğim için Kozan’da iki tane fırın vardır Ermenilerin Müslümanları yaktıkları.

Bakın, Mersin kurtarılmıştır, Osmaniye kurtarılmıştır. Bugün Fransa, o Ermenilere arka çıkmaktadır ve bırakın soykırımı reddetmeyi, soykırımı reddedenlere hapis cezası uygulamakta ve para cezası uygulayacak hâle gelmiştir. Biz, artık biraz Türkiye olarak aklımızı başımıza toplamalıyız. Bunları ciddi olarak değerlendirip birtakım şoven görüşlerin ötesinde, belgelere dayalı olarak konuyu gündemde tutmalıyız. O zaman Ermenistan’a kapıları açılma veya Ermenistan meselesinin neden gündeme geldiğini de iyi değerlendirelim. Yanlışını kabul edelim ve bundan sonra, Azerbaycan ile olan ilişkilerimizi de bu çerçeve üzerine oturtalım, keza Türkmenistan.

Türkmenistan, bugün dünyanın en zengin doğal gaz rezervine sahip olan bir ülkesidir. 2009 yılında Türkmenistan’da açılan bir kuyu hem Türkiye’nin hem de Türkmenistan’ın yetmiş yıllık ihtiyacını giderecek nitelikte ve zenginliktedir. Dolayısıyla rahmetli Türkmenbaşı’nın Türkiye’ye doğal gaz verme teklifi o zaman reddedilmişti ve çok büyük hatalar işlenmişti ama bugün Türkiye, 49 dolara vermeyi taahhüt ettiği doğal gazı Rusya’dan 300 küsur, 400 dolara almaktadır.

Kazakistan, Türkiye’nin 3,5 katı büyüklüktedir. Nüfusu Türkiye’nin 4 katı daha düşüktür ama Kazakistan, gerçekten Türk dünyası için çok önemli bir mevkidedir, coğrafyadadır. Bizim Özbekistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan ve hâliyle bütün Türk dünyasıyla yakın ilişkiler içinde olmamızı gerektirmektedir şu anki siyasi görünüm.

Bakın, Amerika Birleşik Devletleri Afganistan’da savaşıyor. Kime karşı? Taliban’a karşı savaştığını söylüyor. Aslında Amerika’nın Afganistan’daki savaşının aslı neye dayanmaktadır? Afganistan’da, şu anki hesaplamalara göre, 1 trilyon dolarlık lityum madeni vardır. Bunu açıklayan Amerika Birleşik Devletleri’dir. 1 trilyon dolar lityum madeni. Ne işe yarıyor? Bilgisayarlarımızdaki, telefonlarımızdaki pillerin ana kaynağını teşkil ettiği gibi, elektrikli otomobillerin aküsünün kaynağını da teşkil ediyor. O zaman, niye burada bu savaşın olduğunu anlayın. Peki, Irak savaşının neden olduğunu, Suriye’de meydana gelen olayların niçin bu kadar Amerika için önemli olduğunu anlayın. Biz İran’la niye kavga edeceğiz, düşünün. Türk cumhuriyetlerine ulaşılan en kestirme yol, kara yolu İran’dır. Bugün, İran’la kavga eder hâle geldik. Hâlbuki, Hükûmetin en güzel yaptığı işlerden bir tanesi İran’la iyi ilişkiler kurmak ve vizeleri kaldırmaktı. Yine, en iyi yaptığı işlerden bir tanesi Suriye’yle vizeyi kaldırmak ve yakın ilişkiler kurmaktı ama bugün, dün yapılanların tam aksi yapılmıştır ve bu devletlerle ilişkilerimiz savaş düzeyine, neredeyse, getirilmiştir. O zaman, yanlış yapıldığını kabul edin lütfen ve bu türden olayları çok geniş perspektiften değerlendirerek doğru bir politika izleyin.

Değerli milletvekilleri, 1991’de bağımsızlığına kavuşan Türk cumhuriyetleri, aradan geçen yirmi yıl sonrasında, gerçekten çok büyük aşamalar katetmişlerdir. Türkiye'nin burada payı az değildir, onu özellikle belirteyim. Ancak, bakın, tek tek bu cumhuriyetlerden bizim iş adamlarımız tasını tarağını toplayıp geriye dönmektedir. Sebebi nedir, hiç düşündünüz mü? Neden Türkmenistan’ı terk ettiler? Neden terk etmek zorunda kalıyorlar? Neden Özbekistan’ı terk ettik? Neden Azerbaycan’dan yavaş yavaş iş adamlarımız uzaklaşmaya başlıyorlar? Bunları iyi değerlendirmemiz gerekir.

İşte, bu üniversiteler, Türkçeyi de bilen, Türkiye Türkçesini de bilen, Türkiye’yle entegrasyonu sağlayabilecek insanları yetiştirecektir. Bu bakımdan, Türk-Kazak  Üniversitesi olarak Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinin bu değiştirilen maddelerinin geçmiş dönem üniversitedeki alınmış kanunlara göre çok daha güzel olduğunu, iyi olduğunu özellikle belirtmek istiyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

YUSUF HALAÇOĞLU Tarafından Yapılan Meclis Konuşmaları

TÜRKÇE DIŞINDA BİR BAŞKA DİLDE SAVUNMA

Bir ülkede kendi içinde bile 21 Aralık 2012Detay İçin Tıklayınız

10 KASIM

Atatürk'ün, h10 Kasım 2012Detay İçin Tıklayınız

YEREL YÖNETİMLER YASASI

Bunu17 Ekim 2012Detay İçin Tıklayınız

BALKAN SAVAŞLARI

Tarihte gördüğümüz gibi bir d09 Ekim 2012Detay İçin Tıklayınız

YARGI PAKETİ

Adalet iktidarla veya muhalef01 Temmuz 2012Detay İçin Tıklayınız

YARGI PAKETİ

Aslında istiklal mahkemeleri 01 Temmuz 2012Detay İçin Tıklayınız

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU

“Mülk” dediğiniz 30 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

İNSAN HAKLARI KURUMU

Bu kurumun gerçek işlevini ye20 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

İNSAN HAKLARI KURUMU

Bu kurumun gerçek işlevini ye20 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU

Dolayısıyla, 14 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU

Bu sistemi ku13 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

YABANCILARA MÜLK SATIŞI

Bakın, ülkenin yüzde 10&rsquo03 Mayıs 2012Detay İçin Tıklayınız

YABANCILARA MÜLK SATIŞI

Yarın da bunun huzuru mahşerd02 Mayıs 2012Detay İçin Tıklayınız

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU

Değerli milletvekilleri, düşünün ki bir ülk22 Mart 2012Detay İçin Tıklayınız

Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi

Sadece bu dünyada değil, öbür dünyada Allah’a karşı da sorumluluğunuzu göreceksiniz. Bu toplumu, bu milleti bu hâle sokmak hakkı kimse tarafından size verilmemiştir

16 Şubat 2012Detay İçin Tıklayınız
Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı

“Anayasa” dediğimiz yasa, kanunların üstünde olan yasalardır. Bir kanunla Anayasa’yı değiştirmeniz veya Anayasa’nın üstüne çıkmanız mümkün değildir

19 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız
Türkiye'nin kapalı Maraş bölgesini Rumlara verme gibi bir düşüncesi tamamen uluslararası hukuka aykırıdır

Vakıf emlak yağmasının önemli bir bölümünü oluşturan ve 1913 yılında gasbedildiği tespit edilen Kapalı Maraş bölgesindeki taşınmazlar Abdullah Paşa ve Lala Mustafa Paşa vakıflarına aittir. Bununla ilgili belgeler, on sene önce Maraş bölgesinde bir otel

04 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız
KKTC'NİN SU İHTİYACININ KARŞILANMASI

1571’de Kıbrıs’ın04 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin İşleyişine Dair Anlaşma

Türkiye’nin Türk cumhuriyetleriyle maalesef son zamanlarda yakından ilgilenmediğini görüyoruz ve Hükûmet Programı’nda bu konuda ciddi maddeler yer almamaktadır

03 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız
SOYKIRIM İDDİALARI

Katillere saldıranlar bile idam edilmiş.

22 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız
Atatürk Kültür Dil ve Tarik Y. Kur, Atatürk Araş. Mrk. AKM, TDK, TTK Bütçeleri

Hem “Tümüyle askerî darbe kanunlarından ve Anayasası’ndan kurtulalım.” diyeceksiniz  hem de o dönem kanunlarından daha kötü bir kanun hazırlayacaksınız. Aslında yapılması gereken Atatürk'ün kurduğu Türk Tarih Kurumu ile Tür

09 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız
2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU

Dünyanın hiçbir ülkesinde, bi09 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız

Gündem Dışı Konuşma

Kayseri Milletvekili Halaçoğlu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki terör olaylarıyla ilgili konuştu

15 Temmuz 2011Detay İçin Tıklayınız
DİYARBAKIR SİLVANDA ŞEHİT OLAN 13 ASKERİMİZ

Tarihçi kimliğimle de şunu özellikle belirtmek isterim, Atatürk’ün sözü: “Tarih, ihtiyatsızlar için merhametsizdir.”

15 Temmuz 2011Detay İçin Tıklayınız