YUSUF HALAÇOĞLU

Meclis Konuşması : 01 Temmuz 2012

YARGI PAKETİ01 Temmuz 2012Belge Sahibi :

 

KAYSERİ MİLLETVEKİLİ PROF.DR. YUSUF HALAÇOĞLUNUN

“YARGI PAKETİ” İLE İLGİLİ

MHP GRUBU ADINA TBMM’DE YAPTIĞI KONUŞMA

01.07.2012

Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri; sabah saat dört buçuk. Hepinize iyi sabahlar diliyorum, saygılar sunuyorum.

 “Adalet mülkün temelidir” diyor. Bütün mahkemelerde yazıyor: “Adalet mülkün temelidir.” Evet, mülk, devlettir, ülkedir, yani ülkenin devamı ve ülkenin mevcudiyeti adaletle sağlanır ve tabii ki içinde yaşayan halkın birbiriyle dayanışması ve barış içerisinde bulunması da adaletle mümkündür. Adalet iktidarla veya muhalefetle değişiklik göstermez. Adalet, her alanda herkes tarafından geçerlidir. Hatta devletler tarafından bile, farklı devletler olsa bile, hukuk değişse bile adalet değişmez çünkü adalet gerçekten hem insanlığı hem de hukuku içerisinde bulundurur. Adil olmayan hukuk sistemleri devletleri ayakta tutamaz. Dikkat ederseniz, en büyük imparatorluklar, hem hukuka saygılı olan hem de adil olan devletlerdir, tıpkı Roma İmparatorluğu gibi, Osmanlı İmparatorluğu gibi. Nitekim Osmanlığı İmparatorluğuna baktığınız zaman -belki dikkatinizi çekmemiştir- Topkapı Sarayı içerisindeki en yüksek kule Kasrı Adl olarak tanınan Divanıhümayun’un toplandığı adalet kulesidir ve Osmanlı Devleti’nin buradaki insanlara verdiği mesaj “Adalet her şeyin üstündedir.”

Değerli milletvekilleri, geçmişten örnekler aldığımız zaman geleceğe daha sıhhatli bakma imkânımız vardır. Yıldırım Bayezid kadıların rüşvet aldığını ve suistimalde bulunduğunu öğrenince bütün kadıları Yenişehir’de bir konağa toplatmış ve yakılması emrini vermiş. Bunu Cihânnümâ’da Neşrî anlatıyor. Fakat Sadrazam Halil Paşa kadıların yanması hâlinde hukuksuz kalacak, hukuk adamı olmayan bir devletin ayakta kalamayacağını Padişaha söyleyerek Bizans’a gitmenin, hiç olmazsa ehlikitaptan İncil’e de mensup olsa oradan keşişler getirerek hukukun devamının sağlanmasının iznini istemiş. Bunun üzerine Yıldırım Bayezid demiş ki: “Bir Müslüman ülkede Hristiyan hukuku geçerli olur mu?” “Peki, niçin bunlar suistimalde bulundular, bunu araştıralım.” demişler. Yapılan araştırmada, çok az ücret verildiği için kadıların suistimalde bulundukları tespit edilmiş ve ona uygun olarak da onların ücretleri artırılmış.

Yine Yıldırım Bayezid döneminin en önemli olaylarından bir tanesi de, ilme ve kadılara, hukukçulara verilen önemdir. Hepinizin bildiği, Bursa’daki Ulu Cami’yi yaptırmış Yıldırım Bayezid. Ulu Cami’yi bitirdikten sonra açılışına gitmişler. O dönemin hem âlimi hem de en önemli, Bursa Kadısı olan Emir Sultan var. Emir Sultan’la birlikte caminin açılışını yapmışlar. Padişah gururla “Lala, nasıl buldun camimi?” demiş Kadıya. Yıldırım Bayezid o sıralarda içki içermiş. O da şöyle söylemiş: “Hünkârım, çok güzel, muhteşem yapılmış ama eksiği vardır.” “Nedir eksiği?” demiş. Onun üzerine Emir Sultan “Padişahım, dört köşesinde dört meyhane eksiktir.” demiş. Demiş ki Yıldırım Bayezid: “Cami yanında meyhane mi olur?”

Onun üzerine, Emir Sultan demiş ki: “Hiç olmazsa, Padişahım, bu vesileyle camiye gelirsiniz.”

Onun üzerine, Yıldırım Beyazıt, başını önüne eğmiş, yüzü kızarmış ve ondan sonra içkiyi terk etmiş.

 

Fatih Sultan Mehmet dönemine geldiğinizde de buna benzer birtakım olaylar görürsünüz. Fatih Camisi’nin yapımında usta olarak çalışan 2 Ermeni’nin Fatih Camisi’nden birtakım hırsızlık yaptığı haberini almış ve Fatih Sultan Mehmet her iki kişinin de ellerini kestirtmiş. Onun üzerine, kişiler suçsuz olduklarını beyan ederek mahkemeye çıkmışlar, kadının huzuruna çıkmışlar. Kadı, Fatih Sultan Mehmet’i “Murat oğlu Mehmet” diye çağırmış ve kadının huzuruna Fatih çıktıktan sonra dava görülmüş, Fatih’in haksız olduğu anlaşılmış ve bunun üzerine kısasa kısas hükmü vermiş. Padişah, bildiğiniz gibi, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fatihi ve büyük bir hükümdar ama kadının onun elini kesme cezası vermesi kısasa kısas olarak, birdenbire hem Ermeniler tarafından -o 2 Ermeni usta tarafından- hem de diğer devlet adamları tarafından büyük bir taaccüple karşılanmış. Bunun üzerine araya giren aracılar, Ermenileri ikna etmişler, diyet ödenmek kaydıyla Fatih’in ellerinin kesilmesinden vazgeçilmiş. Diyet de “Ermenilerin çocuklarını ömürlerinin sonuna kadar bakmak, eğitmek, okutmak ve onların bütün ihtiyaçlarını gidermek” şeklinde olmuş.

Şimdi, aynı değişik hükümdarlar döneminde bunlar devam etmiş.

Değerli milletvekilleri, bakın, ayrıca, yine enteresan, yine tarih kitaplarında yazan bir hikâye anlatacağım ama bunların her biri nasıl adaletle hükmedildiğini ve o devletin, bu sebeple 624 yıl ayakta kaldığının birer örnekleridir.

Diyarbakır Vilayeti’nin Mardin Sancağı’nda -200 numaralı Tapu Tahrir Defteri, numarasını da vereyim, sayfasını şu an hatırımda tutamıyorum- İslam hukukuna göre gayrimüslimlerin Müslümanlara göre ticaret alanında farklılıkları vardır. Müslümanlar içki satışı, naklî ve üretimi yapamazlar. Ama gayrimüslimlerin hem içki yapma hem de satma hakları vardır İslam hukukuna göre ve “rüsumu hamr” denir buna. Şimdi, buradaki gayrimüslimler Osmanlı idaresine girdikten sonra, geçmiş dönemde burada çok yüksek miktarda vergi verdiklerini ve bu vergiye mukabil üzüm şıralarının ellerinden alındığını ortaya koyuyor ve devlete başvuruyorlar. Bunlar “Biz, at ve katır yüküne 34’er akçe, merkep yüküne 22 akçe vergi verelim.” diye Osmanlı Devleti’ne başvuruyorlar. Osmanlı Devleti’nin verdiği cevap şöyle: “Bu size açık zulümdür. Diğer Osmanlı ülkelerinde olduğu gibi, siz, at ve katır yüküne 17 akçe, merkep yüküne 12 akçe vergi vereceksiniz.” Bakın, halkın talebinin çok yüksek olmasına rağmen, diğer Osmanlı ülkelerindeki duruma uygun olarak bir vergi verilmiştir. Dolayısıyla, buradaki değerlendirmeyi şu şekilde yapabiliriz:

Değerli milletvekilleri, bir ülkeyi ayakta tutmak istiyorsanız ve uzun ömürlü hâle getirmek istiyorsanız, muhakkak ki sadece hukukla yönetmeyeceksiniz devleti, devleti adaletle yöneteceksiniz. Adaletli olmayan hukuk hukuk değildir. Dolayısıyla, hem hukuku adil hâle getireceksiniz hem de onu uygulayanları iyi yetiştireceksiniz, liyakat sahibi yapacaksınız. Çünkü sadece kanun olarak çıkarılan oradaki hükümler yeterli gelmez. Bir kadı, bir hukukçu, aynı zamanda vicdanına da dayanarak bu kararı vermek zorundadır. Çünkü vicdan dediğimiz, sadece insanlarda bulunur. İyiye veya kötüye kullanmak da yetişmeye bağlıdır. Dolayısıyla, adil bir devlet ayakta kalır, toplum içerisinde barış sağlanır, huzur sağlanır ve Osmanlı Devleti’nde olduğu gibi Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi yüzyıllarca ayakta kalır ve altın oranı yakalar.

Tabii ki bu çerçeve içerisinde şunu söyleyeyim: Osmanlı Devleti’nde idari yapıda da kadılık kazanın karşılığıdır yani her kazada bir kadılık, bir mahkeme vardır. Dolayısıyla Osmanlı devlet idari sistemi Osmanlı hukuk sistemiyle eş değerdir.

Sürem sona erdi.

Hepinize saygılar sunuyorum.

 

YUSUF HALAÇOĞLU Tarafından Yapılan Meclis Konuşmaları

TÜRKÇE DIŞINDA BİR BAŞKA DİLDE SAVUNMA

Bir ülkede kendi içinde bile 21 Aralık 2012Detay İçin Tıklayınız

10 KASIM

Atatürk'ün, h10 Kasım 2012Detay İçin Tıklayınız

YEREL YÖNETİMLER YASASI

Bunu17 Ekim 2012Detay İçin Tıklayınız

BALKAN SAVAŞLARI

Tarihte gördüğümüz gibi bir d09 Ekim 2012Detay İçin Tıklayınız

YARGI PAKETİ

Adalet iktidarla veya muhalef01 Temmuz 2012Detay İçin Tıklayınız

YARGI PAKETİ

Aslında istiklal mahkemeleri 01 Temmuz 2012Detay İçin Tıklayınız

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU

“Mülk” dediğiniz 30 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

İNSAN HAKLARI KURUMU

Bu kurumun gerçek işlevini ye20 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

İNSAN HAKLARI KURUMU

Bu kurumun gerçek işlevini ye20 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU

Dolayısıyla, 14 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU

Bu sistemi ku13 Haziran 2012Detay İçin Tıklayınız

YABANCILARA MÜLK SATIŞI

Bakın, ülkenin yüzde 10&rsquo03 Mayıs 2012Detay İçin Tıklayınız

YABANCILARA MÜLK SATIŞI

Yarın da bunun huzuru mahşerd02 Mayıs 2012Detay İçin Tıklayınız

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU

Değerli milletvekilleri, düşünün ki bir ülk22 Mart 2012Detay İçin Tıklayınız

Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi

Sadece bu dünyada değil, öbür dünyada Allah’a karşı da sorumluluğunuzu göreceksiniz. Bu toplumu, bu milleti bu hâle sokmak hakkı kimse tarafından size verilmemiştir

16 Şubat 2012Detay İçin Tıklayınız
Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı

“Anayasa” dediğimiz yasa, kanunların üstünde olan yasalardır. Bir kanunla Anayasa’yı değiştirmeniz veya Anayasa’nın üstüne çıkmanız mümkün değildir

19 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız
Türkiye'nin kapalı Maraş bölgesini Rumlara verme gibi bir düşüncesi tamamen uluslararası hukuka aykırıdır

Vakıf emlak yağmasının önemli bir bölümünü oluşturan ve 1913 yılında gasbedildiği tespit edilen Kapalı Maraş bölgesindeki taşınmazlar Abdullah Paşa ve Lala Mustafa Paşa vakıflarına aittir. Bununla ilgili belgeler, on sene önce Maraş bölgesinde bir otel

04 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız
KKTC'NİN SU İHTİYACININ KARŞILANMASI

1571’de Kıbrıs’ın04 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin İşleyişine Dair Anlaşma

Türkiye’nin Türk cumhuriyetleriyle maalesef son zamanlarda yakından ilgilenmediğini görüyoruz ve Hükûmet Programı’nda bu konuda ciddi maddeler yer almamaktadır

03 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız
SOYKIRIM İDDİALARI

Katillere saldıranlar bile idam edilmiş.

22 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız
Atatürk Kültür Dil ve Tarik Y. Kur, Atatürk Araş. Mrk. AKM, TDK, TTK Bütçeleri

Hem “Tümüyle askerî darbe kanunlarından ve Anayasası’ndan kurtulalım.” diyeceksiniz  hem de o dönem kanunlarından daha kötü bir kanun hazırlayacaksınız. Aslında yapılması gereken Atatürk'ün kurduğu Türk Tarih Kurumu ile Tür

09 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız
2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU

Dünyanın hiçbir ülkesinde, bi09 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız

Gündem Dışı Konuşma

Kayseri Milletvekili Halaçoğlu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki terör olaylarıyla ilgili konuştu

15 Temmuz 2011Detay İçin Tıklayınız
DİYARBAKIR SİLVANDA ŞEHİT OLAN 13 ASKERİMİZ

Tarihçi kimliğimle de şunu özellikle belirtmek isterim, Atatürk’ün sözü: “Tarih, ihtiyatsızlar için merhametsizdir.”

15 Temmuz 2011Detay İçin Tıklayınız