MUSTAFA KALAYCI

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın

TBMM Genel Kurulunda gündeme getirdiği konular

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Genel Kurul’da 2013 Merkezi Yönetim bütçe kanunu görüşmeleri üzerinde konuştu. Konuşmasında  patronlardan, rantiyeciden,  tefeciden az vergi alındığını,  dolaylı vergilerle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın canına okunduğunu, esnafın, KOBİ'lerin iflahının kesildiğini, çiftçinin gübresinden mazotundan yüksek vergiler alındığını, asgari ücretten bile vergi kesildiğini, nakliyeciden bin bir çeşit vergi, harç, belge parası alındığına değinen Kalaycı, Sayın Bakan lütfen sözünüzde durun ve bu kamyonculara yardımcı olun, gerekirse yarın görüşülmesi beklenen torba tasarıya bir geçici madde ilave edelim, MHP olarak biz destek vermeye hazırız dedi.

Kalaycı’nın Genel Kurul’da yaptığı açıklamanın metni aşağıdadır: 

ÜLKEMİZ DOLAYLI VERGİ CENNETİ

Maliye Bakanı ülkemizin vergi yükünün sanıldığı gibi yüksek olmadığını sık sık ifade etmektedir. Halbuki vergi yükü çok yüksek olmayan ülkeler arasında görünmemizin temel nedeni, gelir ve kar üzerinden alınan vergilerin ülkemizde çok düşük olmasıdır. OECD verilerinde bu net bir şekilde görülmektedir.

Ülkemizde gelir ve kar üzerinden alınan vergilerin GSYH içindeki payı OECD ülkeleri ortalamasının yarısının bile altındadır. Türkiye vergi cenneti sayılabilecek birkaç ülke arasında yer almaktadır.

Dolaylı vergiler yönüyle ise vergi yükü yüksek olan ülkeler arasında bulunduğumuz açıktır. Ülkemizde mal ve hizmetler üzerinden alınan vergilerin GSYH içindeki payı, OECD ortalamasının üzerindedir. En yüksek paya sahip OECD ülkeleri arasında görünüyoruz.

Aslında, Maliye Bakanı ülkemizde vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerin payının yüksek olduğunu, dolaysız vergilerin yeterli düzeyde olmadığını da kabul etmekte ve dile getirmektedir.

AKP İKTİDARI PATRONLARDAN, RANTİYACİDEN AZ VERGİ ALIYOR

Hatta, bir iş adamının “Memleketin yarısı vergi vermiyor” sözüne karşı, Sayın Maliye Bakanı bu yıl Mayıs ayında bir ulusal televizyon kanalında, Türkiye’deki vergi sisteminin ağırlıklı olarak dolaylı olduğunu hatırlatarak, “Bizim asıl vergiyi az aldığımız alan iş âlemi, kira ve faiz geliri olanlar ve kayıt dışıdır.” diye cevap vermiş, “vatandaşımız vergi veriyor. 65 milyon cep telefonu, otomobil sahibi vergi veriyor” demiştir.

İşte bütün mesele bu. AKP iktidarının 10 yıllık vergi politikasının ne yazık ki özeti bu. AKP Hükümeti patronlardan az vergi alıyor, rantiyeciden az vergi alıyor, faizcilerden, tefecilerden az vergi alıyor.

Ama dolaylı vergilerle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın canına okuyor, esnafın, KOBİ'lerin iflahını kesiyor, çiftçinin gübresinden mazotundan yüksek vergiler alıyor, asgari ücretten bile vergi kesiyor, nakliyeciden bin bir çeşit vergi, harç, belge parası alıyor.

KAMYONCUNUN ÜMÜĞÜNE ÇÖKTÜNÜZ

AKP Hükümeti vergiyi tabana yayacağım diyor ya, bula bula kamyoncuları bulmuş ve ümüğüne çökmüş. Bakınız, şu geçen bir ay içinde Konya’da yaşananları size anlatayım.

Vergi müfettişlerince Seydişehir ilçemizde denetimler yapılmış, madenî yağların nakliyecilik faaliyetinde kullanılan araçlarda yakıt olarak kullanıldığı tespit edilmiş, kamyoncular hakkında raporlar yazılmış ve eski parayla 13,5 milyar liraya varan vergi cezaları çıkarılmış. Bana ulaşan bilgilere göre 20 civarında kamyoncunun durumu böyle.

10 NUMARA YAĞ KULLANAN KAMYONCU VERGİ KAÇIRMAKLA SUÇLANIYOR

Kamyoncular vergi kaçırmakla suçlanıyor. Peki neden? Efendim mazot yerine 10 numara yağ kullanarak vergi kaybına neden olmuşlar.  Ne yapsınlar, zevk için mi 10 numara yağ kullanıyorlar? Mecbur kalıyorlar, böyle bile ekmeklerini zor kazanıyorlar.

   AKP Hükümeti gemi sahibi, yat sahibi olanlara vergisiz mazot veriyor, yurtdışına üçte birin altında fiyattan ucuz mazot satıyor, nakliyeciye kamyoncuya gelince acımasızca cezalar kesiyor.

Komisyondaki bütçe görüşmeleri esnasında durumu Sayın Bakan’a ilettim. Düzenlenen bir raporun örneğini kendisine takdim ettim. Sayın Bakan kamyoncu esnafına yönelik inceleme talimatının olmadığını söyledi, durumu inceleteceğini ve eğer öyleyse yardımcı olacağını söyledi.

Ne oldu biliyor musunuz? Uzlaşmaya giden kamyoncuların vergi cezasında cüzi oranda bir indirime gidilmiş ama tahakkuk fişini alan kamyoncu şoka girmiş, zira cezalar 2007 yılına ait olduğundan yüzde 118 gecikme faizi bindirilmiş, borç iki katını aşmış.

KAMYONCULAR İÇİN TORBA TASARIYA GEÇİCİ MADDE İLE DÜZENLEME  YAPALIM

Kamyoncular bu parayı nasıl ödeyecek? Kamyonu satsa ödeyemez. Yazık değil mi bu insanlara. Sayın Bakan lütfen sözünüzde durun ve bu kamyonculara yardımcı olun. Gerekirse yarın görüşülmesi beklenen torba tasarıya bir geçici madde ilave edelim. MHP olarak biz destek vermeye hazırız.

AKP Hükümeti, sanki bu ülkenin en çok kazanan vatandaşları onlarmış gibi nakliyeci esnafına, kamyonculara yükleniyor. Trafik polisi kamyoncuyu çeviriyor, ceza yazıyor, Ulaştırma Bakanlığı kamyoncuyu çeviriyor, belge soruyor, yükünü tartıyor ceza kesiyor, maliyecilerin gözü yine kamyoncuları görüyor.

AKP Hükümetinin derdi ne? Kamyonculardan bir alıp veremediği mi var? Ne istiyorsunuz bu çilekeş kamyonculardan?

Kamyoncular yük değil dert taşıyor. Yetki belgelerinin yenilenmesinde mağduriyetler yaşıyorlar. Yönetmelikte belirlenen 18. maddedeki sürelere riayet etmeleri fiilen mümkün olmadığından pek çok nakliyeci yetki belgesinin iptali ile karşı karşıya kalıyor. Araç muayenelerinde sıkıntılar yaşıyorlar.

Pahalı mazot, yüksek  vergiler, istenen bin bir çeşit belgeler ve iş yokluğu kamyoncuları canından bezdirmiştir. İşsizlikten kamyoncuların ancak üçte biri çalışıyor. Dert küpü kamyoncu evine ekmeği zor götürüyor. Zararına yük taşıyorlar.

Bu insanlara bu kadar da yüklenmeyin. Bu kadar zulüm yapmayın. Sayın Bakan biraz insafa gelin.

AKP HÜKÜMETİNİN ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDEKİ HEDEFİ

VATANDAŞ BORÇLANACAK İÇ TALEP VE BÜYÜME HIZI ARTACAK

Maliye Bakanı bütçe sunuş konuşmasında; “önümüzdeki dönemde hane halkı ve bankacılık sektörünün güçlü bilançoları, iç talebin ve dolayısıyla ekonominin büyümesini destekleyecek önemli iki unsur olacaktır.” demiştir.

AKP Hükümetinin önümüzdeki dönem için umuduna bakar mısınız? Vatandaş borçlanacak, böylelikle iç talep ve büyüme hızı artacak. Vah benim ülkemin haline.

Açıklar artıyor, büyüme iyice daralıyor, işsizlik artıyor, açılan şirketler azalıyor, kapanan şirketler artıyor, protestolu senetler ve karşılıksız çekler patlıyor.

Ama AKP Hükümeti bu sorunlara çözüm aramıyor, üretimi nasıl artırabilirim, böylelikle vatandaşın gelirini nasıl yükseltebilirim diye bir amacı, bir derdi yok. Vatandaşın daha çok borçlanmasından medet bekliyor. 

Sayın Bakan, Allah aşkına,  hanehalkının bilançosunun neresi güçlüdür? Hanehalkı tasarruf oranını nerelere kadar düşürdünüz, farkında değil misiniz?

TCMB raporlarına göre ülkemizde hane halkı tasarruf oranı 2007 yılında yüzde 12,2 iken 2011 yılı itibarıyla yüzde 7,5 düzeyine kadar gerilemiştir.  Hane halkının yüzde 20'lik gelir dilimlerine göre alttan üç gelir grubunun yani vatandaşın yüzde 60'ının tasarrufu negatif durumdadır.  Geliri giderini karşılamamaktadır.

Geliriyle geçimini sağlayamayan vatandaşlarımız zaten banka tüketici kredilerine ve kredi kartlarına yüklenmiş ve toplam borçları 250 milyar lirayı aşmıştır. 2002 yılına göre kredi kartı borçları 16,5 kat, tüketici kredisi borçları ise tam 81 kat artmıştır. Vatandaşın faiz ödemeleri de 12 misli artmıştır. Vatandaş daha nere kadar borçlanabilecek.

Sayın Bakan, hanehalkı yükümlülüklerinin GSYH’ya oranı üzerinden bazı ülkelerle mukayese yaparak olumlu değerlendirme yapıyorsunuz. Ama dikkatinizi çekerim, ülkemizde vatandaşın 250 milyar liralık tüketici kredisi ve kredi kartı borcunun sadece yüzde 34’ü konut ve taşıt kredisidir. Yani vatandaşın borçlarının büyük çoğunluğu kısa vadeli borçlardır. Diğer ülkelerle bu ayrım üzerinden mukayese yaparsanız, gerçekleri daha iyi görürsünüz.

Ülkemizde bankalara tüketici kredisi borcu bulunan hanehalkının büyük çoğunluğu alt gelir grubunda olan ücretli çalışanlardır. TCMB raporlarına göre, 2012 Haziran ayı itibariyle tüketici kredisi borcu bulunan hanehalkının yüzde 52,8’i ücretli çalışanlardır. Hükümetin çalışanları nasıl borçlu hale getirdiğini, nasıl süründürdüğünü bu durum göstermektedir.

Yine tüketici kredisi borcu bulunan hanehalkının yüzde 38,8’ini 1.000 lira ve altında geliri bulunanlar, yüzde 25’ini 1.000 lira ile 2.000 lira arasında geliri bulunanlar oluşturmaktadır. Yani tüketici kredisi borcu bulunanların üçte ikisinin 2.000 liranın altında geliri bulunmaktadır. Vatandaş hangi gelirine güvenerek daha da borçlanacak?