Meclis Konuşması : 15 Aralık 2011Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi bütçesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Muhterem heyetinizi, partim ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, Hükûmet son derece sakat bir yetki kanunuyla bugüne kadar 35 adet kanun hükmünde kararname çıkardı. Bu kapsamda, 2 Kasımda da 659 ve 666 sayılı kararnameler çıkarıldı. Bu kararnameler, güya, aynı veya benzer kadrolarda görev yapan kamu görevlileri arasındaki ücret dengesizliğini gidermeyi amaçlıyordu. Gelin görün ki, bu kararnameler devletin kurumlarının altını üstüne getirdi. Çok sayıda bürokrat havuza gönderilirken, kimisi tenzili rütbeyle, bir kısmı da terfiiyle çeşitle uzmanlık kadrolarına atandı. “Eşit işe eşit ücret.” diyerek çıkarılan bu kararnameler ücret dengesini aşırı bir şekilde bozmuştur. Statü ve mali kayıplara, mağduriyete, karmaşaya, iş barışının ve kurum içi dengenin daha da bozulmasına neden olmuştur. Hukuk, adalet, eşitlik ilkeleri yerle bir olmuştur. Değerli arkadaşlar, fizikte bir kural vardır, sıkışırsa patlar. Kamu personeli, Maliye personeli patlamıştır. Artık binlerce maliyeci, müdür, denetim elemanı, uzman memur ayaktadır. Maliye Bakanlığının önünde her gün bir eylem vardır. Kamu personeline bu kararnamelerle çok ayıp edilmiştir. Uzmanlar merkez ve taşrada istihdam edilmelerine göre ayrıştırılmışlar. Devlet muhasebe uzmanı, devlet gelir uzmanı, devlet malları uzmanı, devlet gelir politikaları uzmanı, MASAK uzmanı Maliye uzmanı olarak atanmışlardır; buraya kadar güzel. Unvanları eşitlendi, maaşları arttı. Ancak son derece yanlış ve haksız biçimde merkezi denetim elemanları olan muhasebat kontrolörleri ve millî emlak kontrolörleri merkezde Maliye uzmanı olarak atandılar, muhasebe uzmanı, millî emlak uzmanı ve muhasebe denetmeni ile millî emlak denetmenleri ise taşra defterdarlık uzmanı olarak atanmışlardır. Bu düzenlemelerle, Maliye uzmanları ile defterdarlık uzmanları arasında bugüne kadar çok cüzi miktarda olan maaş, emekli aylığı ve emekli ikramiyesi farkı arasında ki, burada rakam telaffuz etmek istemiyorum, ancak çok ciddi şekilde bir maaş farkı meydana gelmiştir. Değerli arkadaşlar, burada can alıcı nokta, bu uzmanlar mesleğe alınma, atanma ve yetiştirilme esasları ile mali hakları yönünden aynı durumda idiler. Hatta bir dönem aynı sınavla mesleğe alındılar ve birçoğu da merkezde birlikte hatta aynı odalarda çalışıyorlardı. Bunlar, şimdi farklı statü ve mali hükümlere tabi tutulmuşlardır. Oysa bu uzmanların çalıştığı teşkilat yapısında ve görevlerinde denetim elemanları hariç hiçbir değişiklik olmamıştır. Yapılan haksızlık bununla da kalmamış, Maliye dışındaki bazı kurumların taşra teşkilatında çalışan uzmanlara farklı ek gösterge ve tazminat verilmiştir. İki farklı durum oluşmuş, istikrar daha da bozulmuştur. Zaten denetim birimlerinin de uzmanlığa atanması da ayrı bir garabet teşkil etmektedir. Şimdi “Yeniden yapılanma” dediniz; Gelir İdaresini ortada bıraktınız. Vergi dairesi müdürleri, vergi dairesi personeli, mağduriyetleri nedeniyle feryat etmektedirler. Vergiyi tarh, tahakkuk ve tahsil eden, uzlaşma komisyonu başkanlığı yapan, vergi ve idare mahkemelerinde hazineyi temsil eden, savunma yapan, vergi incelemesi yapan, tahsilat, ödeme ve vergi iadesi işlemlerini gerçekleştiren, icra dairesi görevini yapan, her imzadan sorumlu ve yetkili olan vergi dairesi müdürlerinin ve vergi dairesi çalışanlarının bu kadar adaletsizliğe ve haksızlığa artık tahammülleri kalmamıştır. Yaptıkları görevin önemi, riski, sorumluluğu, yoğunluğu, kıyas edilemeyecek kadar fazladır. Makamları var, makam tazminatları yok; denetim ve vergi incelemesi yapıyorlar ancak mahiyetindeki gelir uzmanı denetim tazminatı alırken bunlar alamıyorlar; mali riskleri var, görev tazminatları yok yani özetle, sevenleri yok, sövenleri çok bir görev yapıyorlar maalesef. Sayın Başbakan, Muhterem Hükûmet, bu feryatları lütfen duyunuz; bindiğiniz dalı kesmeyiniz; insanları, çalışanları ezmeyiniz. Eğer fedakârca çalışan bu insanlar iyi çalışmasa, sizler o yüksek makamlarda oturamazsınız. Maliye Bakanlığının omurgası ve can damarı olan taşrayı hiç yerine koymayınız ve sorunlarına, lütfen, kayıtsız kalmayınız. Değerli milletvekilleri, yapılan son vergi zamlarıyla literatürümüze yeni kavramlar kazandırıldı ve “güncelleme” denildi. O kadar farklı bir propaganda bombardımanı yapıldı ki zamlar için vatandaşlar neredeyse kutlama yapacaktı. Bu güncelleme nispi oran artışıyla yapılmaz. Bugüne kadar, maktu oran artışı suretiyle yapılırdı ama şimdi, artık, hem maktu hem nispi güncellemeler yapılıyor yani zamlar getiriliyor. Bazı taşıtlarda yüzde 68’den 80’a çıkarıldı. Cep telefonu ithalatında ÖTV hem maktu hem nispi artırıldı ve bu oranlar da enflasyona göre ciddi oranda yüksektirler. Üstelik sormak lazım: Madem yıl içinde bütçenin fazla vermesiyle övünüyorsunuz, o zaman bu zamlar niye? Neden halktan fazla vergi alıyorsunuz? 13 Ekimde Bakanlar Kurulu kararıyla hafif ticari ve ticari araçlarda ÖTV artışı yapıldı. Otomotiv sektöründe ÖTV artışı yapılmayan binek otomobillerin, yani 1600 cc altındaki otomobillerin neredeyse tamamına yakını ithaldir. Bu ithal otomobillere ÖTV artışı yapılmadı, oysa hafif ticari araçların çoğu ülkemizde üretilmektedir ve bu ticari araçlar da ülkemizdeki yerli üretimde ve iktisadi faaliyetlerde kullanılmaktadır. Cari açığın ana nedeni olan dış ticaret açığını kapatmak için üretimi artırmak, üretimi desteklemek gerekmiyor mu? Mesela sigara kaçağını, akaryakıt kaçağını önlemek gerekmiyor mu? Üretimi böyle mi artırıp destekleyeceksiniz? Cari açığı yerli üretimin vergisini artırarak mı kapayacaksınız? Lüks binek araçların ÖTV’sine zam yaptığınızı söylemek halkı yanıltmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Cari açığı önlemek için önce yerli üretimi teşvik ediniz. Sigaraya yapılan vergi zammından sonra, yaklaşık on beş gün sonra özel tüketim vergisi 2012 yılının sonuna kadar yüzde 69’dan yüzde 65’e indirildi. Sonradan sigaraya vergi zammının enflasyonu 2 puan artıracağı tespit edildi ve bu durum enflasyon hedefinin de aşılması anlamına geldiğinden ücretlilere ek enflasyon zammı yapmamak için sigaradaki ÖTV yüzde 65’e çekildi. Hükûmet memura zam yapmaktansa sigara firmalarını kollamayı yeğlemiştir. Değerli arkadaşlar, bu anlattığım sigaranın enflasyon boyutudur. Bir de sigaranın kaçakçılık boyutu var, bu fevkalade önemlidir ve çok Değerli Maliye Bakanı ilan etti, vatandaşlara dedi ki: “Kaçak sigara içmeyin, parası teröre gidiyor.” Çok doğru bir uyarıdır. Ben de buradan bütün vatandaşlarımıza bir uyarıda bulunmak istiyorum: Sadece kaçak sigara değil, kaçak nitelikte bütün tüketim malları bakımından, kayıt dışı veya kaçak mal tüketmeyiniz diyorum. Fakat değerli arkadaşlar, Türkiye, kaçak sigara ve mal tüketimi konusunda yeni bir fiyat ve vergi politikası uygulamak zorundadır. Hükûmet olarak hem sigara kaçakçılığının terör örgütüyle bağlantılı olduğunu söyleyeceksiniz hem Türkiye’de en düşük sigara fiyatı 3 dolar iken komşularımızda 1 dolar olduğunu ilave edeceksiniz hem de sigaraya vergi zamlarını bindireceksiniz. Örneğin, ortalama 8 lira fiyatı olan bir yasal sigara 4,57 dolar yapıyor ve bu 4,57 doların 3,70 doları vergi tutmaktadır. ÖTV+KDV, bu sigara fiyatının neredeyse yüzde 84’üne ulaşmıştır. Hükûmet sigara kaçakçılığıyla mücadele planını yapadursun, değerli arkadaşlar, kaçak sigaralar başkentin göbeğinde pervasızca satılıyor. Siz hangi mücadeleden bahsediyorsunuz? Buradan çıkalım, Meclise, Maliye Bakanlığına, Başbakanlığa 300-400 metre mesafede istediğiniz kaçak sigarayı piyasa fiyatının yarısına bulmanız mümkündür. Her sokak başında tezgâh açılmış, kaçak sigara satılıyor ve kaçak sigaralar neredeyse bakkala, büfeye girmiş. Değerli arkadaşlar, ben de merak ettim “Acaba bu kadar söylenenler, yazılanlar, çizilenler doğru mudur?” diyerek iki gün evvel rastgele gittim, 300-400 metre mesafede kaçak sigaraları elimle koymuş gibi buldum. Şimdi bu kadar eylem planına, mücadeleye, laflara, verilen sözlere bakıyoruz; ee, bu nasıl mücadeledir? Türkiye, kaçakçılıkla mücadelede yol geçen hanına dönmüştür. Bütün vatandaşlarımıza tekrar sesleniyorum; kaçak sigara veya kaçak akaryakıt kullanmayınız, kayıt dışı mal tüketmeyiniz; devlete gidecek paralar terör baronlarına gitmektedir, kurşun olarak da Türk milletine geri dönmektedir. Fakat, aynı zamanda Hükûmete de bir çağrıda bulunmak istiyorum; yaptığınız düzenlemeler, çıkardığınız kanunlar hayatın gerçeklerine ve eşyanın tabiatına uygun değildir. Hükûmet, önce doğru düzgün gerçekçi bir fiyat ve vergi politikası uygulamalıdır. Hükûmet, devlet otoritesini kaçakçılığı önleyerek göstermelidir. Siz, başkentin göbeğinde dahi bu sigara kaçağını önleyemiyorsanız, söylediğiniz sözlerin hiçbirinin bir geçerliliği yoktur. Şimdi Hükûmet, sigara, akaryakıt kaçakçılığında terör örgütünün rolünü işaret ediyor, aciz kalıyor; ancak, yine dikkatinizi çekmek istiyorum, kırmızı halıyla karşılanan Barzani’nin sigara, akaryakıt kaçakçılığındaki rolünden hiç bahsetmiyor. Sigara kaçakçılığında Barzani-PKK ortaklığının bir yılda kazandığı paranın 2 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor. Sigaraya, petrole zam yapıyorsunuz, ne hikmetse en çok PKK, Barzani seviniyor ve kârlı çıkıyor. Siz, Hükûmet olarak kaçakçılığı âdeta teşvik ediyorsunuz. Bu durum sadece sigarada değil, akaryakıtta, daha sonra otomobil ve cep telefonu fiyatlarında da aynı şekildedir. İşte cari açığı önleyecekseniz, önce, gelin, devletin otoritesini, iyi bir fiyat ve vergi politikasıyla ve diğer tedbirlerle bu kaçakçılıkları önleyerek başlayalım. Zaten sigarada piyasa yabancı firmaların eline düştü, yabancı firmalar egemen oldu, bari kaçağı önleyin de vergisinden olmayalım. Değerli arkadaşlar, bu kaçak sigaranın fiyatlarını da araştırdım; yarı yarıya Ankara’da, Antep’te, Diyarbakır’da ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çok yaygın bir şekilde satılmaktadır. Muhterem arkadaşlar, dokuz yılda bütçe açığı düşürüldü ancak bütçe açığının azalmasında ithalden alınan katma değer vergisi gelirleri ile tüketimden alınan vergi gelirleri ve vatandaşların bankalara olan kredi borçlarından kaynaklanan ve bankacılık sistemi kanalıyla vergi gelirlerine yansıyan gelirler büyük rol oynamaktadır. Cari açık ve kamu işletmelerinin satılması, iç üretimin azalarak ithalata bağımlılığın kronik hâle gelmesi bütçe açığından katbekat daha fazla bir sorun teşkil etmektedir. Değerli milletvekilleri, bu düşüncelerle 2012 bütçesinin hayırlı olmasını temenni ediyor, muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) ERKAN AKÇAY Tarafından Yapılan Meclis KonuşmalarıSosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Bu tasarıda ne adil bir intibak vardır ne kademeli bir düzenleme vardır ne de millî gelir artışına paralel bir pay verilmektedir. Yıllarca geciktirilen bu tasarı beklentilerin çok uzağındadır. Algı ve beklenti ile sonuç arasında uçurum doğmuştur<01 Mart 2012Detay İçin Tıklayınız 6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi AKP Hükûmeti kanun tasarılarını çok özensiz bir şekilde hazırlamaktadır. “Ben yaptım oldu.” mantığıyla âdeta zorlama bir şekilde çıkarmaya çalışmaktadır 07 Şubat 2012Detay İçin TıklayınızMHP Grup Önerisi Şu anda, esnaf ve sanatkârımız, finansman yetersizliği içindedir; gelişmiş pazarlara hitap edecek donanımlardan mahrumdur; bilgi ve teknolojideki yeniliklerin getirdiği değişimlere ayak uyduramamaktadır 31 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi Bu kanun hükmünde kararnameler rafine edilmemiş bir petrole benzemektedir. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmeden, petrolü kuyudan çıkardığınız gibi araçların deposuna konulmasına benzemektedir 11 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız2010 Yılı Kesin Hesap Kanunu 8. Maddesi üzerindeki konuşması Maliye Bakanımızdan, bu feryat eden kesimlerin, çalışanların temsilcilerini bir araya getirerek kendilerinden bir brifing almalarını, bu feryatlarını dinlemeleri rica ediyorum 20 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız2010 Yılı Kesin Hesap Kanunu 4. Madde üzerindeki konuşması Bu nasıl bir büyümedir, bu nasıl bir gelir artışıdır ki milyonlarca geniş kitlelerin gündelik hayatına ve gelirlerine bu yansımamaktadır? 20 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız2012 yılı Bütçesi 28. maddesi üzerindeki konuşması Asıl sorun beyana dayalı vergilerin düşüklüğü, dolaylı vergilerin yüksekliğidir. Asıl sorun sigara ve akaryakıttaki kaçakçılıktır. Bu kaçakçılık konusunda Hükûmet resmen acizlik göstermektedir 19 Aralık 2011Detay İçin TıklayınızMaliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi bütçesi “Eşit işe eşit ücret.” diyerek çıkarılan kararnameler ücret dengesini aşırı bir şekilde bozmuştur. Statü ve mali kayıplara, mağduriyete, karmaşaya, iş barışının ve kurum içi dengenin daha da bozulmasına neden olmuştur 15 Aralık 2011Detay İçin TıklayınızEğer kedi buysa ciğer nerede, ciğer buysa kedi nerede? Eğer bu kadar zamanda bu kadar istihdam yaratılmışsa, bu istihdam artışının gelir vergisi stopaj artışı olarak yansıması gerekmez mi? Biz bu yansımayı, bu artışı, istihdam artışı nedeniyle sağlanması gereken artışı gelir vergisi stopajlarında göre 15 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız |