ERKAN AKÇAY

Meclis Konuşması : 20 Aralık 2011

2010 Yılı Kesin Hesap Kanunu 4. Madde üzerindeki konuşması20 Aralık 2011Belge Sahibi :
 
ERKAN AKÇAYMANİSA Milletvekili
Detay İçin Tıklayın

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Muhterem milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Partim ve şahsım adına muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, özellikle son aylarda Hükûmette yeni bir huy çıktı, ekonomiyi aşırı ve abartılı bir şekilde övmeye başladılar. Daha önceki dönemlerde görmediğimiz övgüleri, daha doğrusu övünmeyi görmeye başladık. Hatta kantarın topuzu artık o kadar kaçmaya başladı ki, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliğine “zavallı ülkeler” filan denilmeye başlandı. İnanın, bir milletvekili olarak, bir Türk olarak ve bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu söylemler benim de çok hoşuma gidiyor. Avrupa Birliği ve ABD’den iyi olmamızı canı gönülden arzu ediyoruz ve temenni ediyoruz. Ancak, bu öz güvende aşırıya kaçılırsa doğru kararlar verilemez değerli arkadaşlar ve kararlarda da etkin olmak mümkün olmaz. Bu kadar aşırı övünmek insanı gerçeklerden koparır ve bize göre de Hükûmet pek çok konuda olduğu gibi ekonomide de gerçeklerden kopmuştur. Lütfen, gerçekleri görmemizde büyük fayda var ve hayal dünyasında da yaşamamamız gerekir.

Büyüme diyoruz rakamlarla. Elbette bunlar tartışılan hususlar. İşte “Dünyada en çok büyüyen Çin’den sonra ikinci ülkeyiz. Dokuz yıldır sürekli bütçe açığı azalıyor. Efendim, millî gelirimizi 3 kat artırdık.” gibi söylemler güzel. Yalnız, bu nasıl bir büyümedir, bu nasıl bir gelir artışıdır ki milyonlarca geniş kitlelerin gündelik hayatına ve gelirlerine bu yansımamaktadır? Bugün vatandaşımızın en büyük şikâyeti, bu büyüme ve millî gelir artışı iddialarının, kendi gündelik hayatına, geçimine yansımamasıdır.

Hepimiz hatırlarız, bir televizyon reklamı vardı, gazoz reklamı; derdi ki: “İmaj hiçbir şeydir, susuzluk her şeydir.”

Şimdi, değerli arkadaşlar, Sayın Hükûmet, yaratmaya çalıştığınız imaj hiçbir şeydir, ancak açlık her şeydir.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yoksulluk her şey.

ERKAN AKÇAY (Devamla) – Yoksulluk her şeydir.

Şimdi, sizlere -tabii, yüzlerce, binlerce mail ve mesaj alıyoruz, sizler de alıyorsunuz, bizler de alıyoruz- bir örneğini, vatandaşımızın da biraz da duygu yüklü olması hasebiyle ama gerçekleri ifade eden bir mesajını, mektubunun bazı bölümlerini sizlerle ben paylaşmak istiyorum.

Diyor ki: “Değerli büyüğüm, öncelikle saygı ve hürmetle ellerinizden öper, görevinizin başında başarılı günler geçirmenizi Cenabıallah’tan niyaz ederim. Sayın Vekilim, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, ismim ve soy ismim şu.” Ben vatandaşımızın adını söylemiyorum ama bu vatandaşımız adının ve soyadının söylenilmesini istiyor. “Sivaslıyım.” diyor. Vatandaşımız Sivaslı. “Vekilim, Sayın Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek Bey’in 2012 bütçe görüşmelerindeki asgari ücret zammı konusuna değinmek istiyorum. Sivas’ın bir belediyesinde taşeron işçi olarak çalışmaktayım, bekarım. Aldığımız ücret, bekarlar 932 lira, evliler 950 liradır.” diyor. “Fakat gelin görün ki bir hesaplamayla ortaya çıkan 20 Türk lirası bir kesinti söz konusudur. Bu kesinti, acaba Hükûmetin ‘3 artı 3’ zam periyodunda, tekrardan maaşlarımıza yansıtılarak sanki zam yapılmış havası oluşturmak için midir? Bu sorumu Mecliste gündeme getirmenizi istiyorum ve size, Mecliste dile getirmeniz dileğiyle arzuladığım bu mektubu yazıyorum. Biliyorum ki yüzlerce, binlerce bu mesajları görüyorsunuz ancak biz vatandaşların sorunlarına tercüman olmanız gerekir.” diyor. Tabii bu arada, asgari ücretin net 658 Türk lirası olduğunu da belirtiyoruz.

“Ben asgari ücretli bir vatandaşım -asgari ücretin biraz üzerinde maaşı- ve aldığım para, bekâr olduğum hâlde bana ay başını zor gösteriyor. Elektrik, su, telefon derken mutfak masrafına bir şey kalmıyor. Zararı yok, ben yuvarlanıp gidiyorum fakat bu memleketin bir gerçeği var; evli, evi kira olan ve aldığı asgari ücretin 350-500 lirasını kira olarak ödeyen ve kalan parayla mutfak eksiği, telefon, doğal gaz gibi ihtiyaçlarını gidermeye çalışan, hatta üniversitede, şehir dışında çocuklarını okutmak adına mücadele veren insanlar var. Bu kadar vicdansızlık olmaz efendiler.

Siz değerli Hükûmet üyeleri, bakanlar, milletvekilleri; bu vatandaşların yani bizlerin oyunu alarak o makamlara gelmediniz mi yoksa size aylık geliri 5 bin liranın üzerinde olan vatandaşlarınız mı sadece oy verdi?

Sayın vekiller, haddimi aşmak değil maksadım. Sadece, işsiz kalma korkusundan sesini çıkaramayan arkadaşların sesi olmak istedim, o kadar. Amacım ne reklam yapmak ne de rant sağlamak. Biz asgari ücretlinin rantından ne olacak? Olsa olsa ay başına kadar eşten dosttan alınan 100 Türk lirası borç olur fakat, değerli büyüklerim, el insaf edin, elinizi vicdanınıza koyun, sizin evlatlarınız lüks içinde yaşıyor. Elbette yaşayacaklar, Gözü olanın gözü çıksın. Cenabı Allah birinizi bin eylesin fakat bizi de görmezden gelmeyin artık. Borç gırtlakta yaşıyoruz. Kaçımızın kredi borcu, kaçımızın kart borcu var biliyor musunuz? Hangi araştırma komisyonunuz bu verileri araştırdı ya da yılda kaç asgari ücretli vatandaş borç batağı yüzünden canına kıydı? Bunları neden araştırmıyorsunuz? Tamam, derseniz ki: ‘Bizler okuduk, azmettik başardık, bu mevkilere yükseldik. Bizim hakkımız’ Eyvallah, buna zaten bir sözümüz yok. Fakat biz gemicik istemiyoruz, biz mısır ambarı ya da pastörize yumurta tesisi de istemiyoruz. Biz hakkımız olanı istiyoruz. Korkumuzdan hastaneye gidemiyoruz. Bir hastaneye gitmek 4 lira-8 lira arasında değişiyor…” Bu vatandaşımıza bu kötü müjdeyi de verelim: Yarın, yarından sonra katılım payları da yine bu Hükûmet tarafından artırılacak. Ev kirası, telefon, doğal gaz, su, elektrik giderleri, mutfak masrafı derken iki yakasını bir araya getiremiyor. “Biz sizden sadaka istemiyoruz, insan gibi bir hayat süreceğimiz, iyi bir ücret ve işten çıkarılmama garantimiz olacak bir iş talep ediyoruz.”

Değerli milletvekilleri, eğer AKP dönemini tanımlamak istesek bir kelimeyle, ben bu dönemi “korku dönemi” olarak tanımlamak isterim, maalesef vatandaş korkuyor. Bunu mutlaka anlamanız, duymanız ve vicdanınızda yankısını bulması gerekir bu feryatların. “Sizler gibi düşünen insanlar olmadığımız için korkuyoruz. Yarın işten çıkarılırız diye korkuyoruz. İstikbalimiz karanlık. İstikrarımız maalesef yok -Hükûmetin istikrarı olabilir-sadece günü kurtarmanın hesabını yapar oldu asgari ücretliler. Lütfen, elinizi vicdanınıza koyun, sadaka gibi değil gerçekten bir yaşam sürecek bir zam yapın asgari ücretli vatandaşlara. Çünkü seçimlerde yine bizleri göreceksiniz, hani Mecliste mazbata aldıktan sonra unuttuğunuz asgari ücretliler var ya…” diyerek devam ediyor muhterem arkadaşlarım. Bu vatandaşımızın içten yazdığı bu mesajı da sizlerle paylaştım.

Bu düşüncelerle, artık bunun üzerine çok fazla söz söylemeye de gerek görmüyorum. Muhterem heyetinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

ERKAN AKÇAY Tarafından Yapılan Meclis Konuşmaları

Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı

Bu tasarıda ne adil bir intibak vardır ne kademeli bir düzenleme vardır ne de millî gelir artışına paralel bir pay verilmektedir. Yıllarca geciktirilen bu tasarı beklentilerin çok uzağındadır. Algı ve beklenti ile sonuç arasında uçurum doğmuştur<01 Mart 2012Detay İçin Tıklayınız

6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi

AKP Hükûmeti kanun tasarılarını çok özensiz bir şekilde hazırlamaktadır. “Ben yaptım oldu.” mantığıyla âdeta zorlama bir şekilde çıkarmaya çalışmaktadır

07 Şubat 2012Detay İçin Tıklayınız
MHP Grup Önerisi

Şu anda, esnaf ve sanatkârımız, finansman yetersizliği içindedir; gelişmiş pazarlara hitap edecek donanımlardan mahrumdur; bilgi ve teknolojideki yeniliklerin getirdiği değişimlere ayak uyduramamaktadır

31 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız
375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi

Bu kanun hükmünde kararnameler rafine edilmemiş bir petrole benzemektedir. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmeden, petrolü kuyudan çıkardığınız gibi araçların deposuna konulmasına benzemektedir

11 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız
2010 Yılı Kesin Hesap Kanunu 8. Maddesi üzerindeki konuşması

Maliye Bakanımızdan, bu feryat eden kesimlerin, çalışanların temsilcilerini bir araya getirerek kendilerinden bir brifing almalarını, bu feryatlarını dinlemeleri rica ediyorum

20 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız
2010 Yılı Kesin Hesap Kanunu 4. Madde üzerindeki konuşması

Bu nasıl bir büyümedir, bu nasıl bir gelir artışıdır ki milyonlarca geniş kitlelerin gündelik hayatına ve gelirlerine bu yansımamaktadır?

20 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız
2012 yılı Bütçesi 28. maddesi üzerindeki konuşması

Asıl sorun beyana dayalı vergilerin düşüklüğü, dolaylı vergilerin yüksekliğidir. Asıl sorun sigara ve akaryakıttaki kaçakçılıktır. Bu kaçakçılık konusunda Hükûmet resmen acizlik göstermektedir

19 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız
Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi bütçesi

“Eşit işe eşit ücret.” diyerek çıkarılan kararnameler ücret dengesini aşırı bir şekilde bozmuştur. Statü ve mali kayıplara, mağduriyete, karmaşaya, iş barışının ve kurum içi dengenin daha da bozulmasına neden olmuştur

15 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız
Eğer kedi buysa ciğer nerede, ciğer buysa kedi nerede?

Eğer bu kadar zamanda bu kadar istihdam yaratılmışsa, bu istihdam artışının gelir vergisi stopaj artışı olarak yansıması gerekmez mi? Biz bu yansımayı, bu artışı, istihdam artışı nedeniyle sağlanması gereken artışı gelir vergisi stopajlarında göre

15 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız