Meclis Konuşması : 11 Ocak 2012Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 112 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 3’üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Muhterem heyetinizi partim ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Hükûmet, altı ay süreli bir yetki kanunu ile bugüne kadar toplam otuz beş kanun hükmünde kararname çıkarmıştır. Bu kanun hükmünde kararnamelerin çoğu esastan ve usulden o kadar çok hatalarla, haksızlıklarla doludur ki anlatmaya saatler yetmez. Bu kanun hükmünde kararnamelerle yapılan düzenlemelerde statü değişikliği ve mali haklardaki dengenin bozulmasının yanında birçok çelişki de bulunmaktadır. Bu kanun hükmünde kararnameler rafine edilmemiş bir petrole benzemektedir. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmeden, petrolü kuyudan çıkardığınız gibi araçların deposuna konulmasına benzemektedir. Bu araçların rafine edilmeyen ham petrolle yürümeyeceği aşikârdır. Dolayısıyla bu kanun hükmünde kararnamelerin çoğundan önünde sonunda vazgeçilecek ve yeni düzenlemelere ihtiyaç doğacaktır. Biz bu ifadeleri 26 Kasım tarihinde söylemiştik. Âdeta dakika bir, gol bir misali, 2 Kasım 2011’de çıkarılan bir kararnamenin bir ay bile geçmeden bir teklifle değiştirilmek istenmesi bu görüşümüzü ve benzetmemizi teyit etmektedir. Önce kanun hükmünde kararname çıkarıyorsunuz, sonra bunun düzeltmesini de kanunla yapıyorsunuz. Devlet personel rejimi bir ülkenin en önemli politikalarından birisidir. Bu nedenle, devlet personel rejiminde yapılacak değişikliklerin çok iyi planlanarak, hazırlıklardan sonra mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi zemininde tartışılarak yürürlüğe girmesinde büyük fayda bulunmaktadır. 666 sayılı Kararname’yle kamuda çalışan memur ve sözleşmeli personelin maaş ve ücret sisteminde köklü değişiklikler yapılmıştır. Yönetici kadroda bulunanlar ile uzmanların ve bazı memurların maaşlarında kısmen artış olurken öğretmenler, polisler, sağlık çalışanları, Maliye ve Adalet personelinin büyük çoğunluğu bu düzenlemeden hiç pay alamamıştır. Maliye Bakanlığı âdeta ayaktadır. Defterdarlar, müdür, müdür yardımcıları, uzmanlar, memurlar huzursuzdur. Güya bütün il müdürlerinin ek göstergelerini bu Kararname eşitliyordu ama mesela gençlik ve spor il müdürlerinin ek göstergesi bu uygulamanın dışında kalmıştır, diğer il müdürleri 3600 ek göstergeye tabi tutulurken bu gençlik ve spor il müdürleri 3 bin göstergeye tabi tutulmuştur. Eşit işe eşit ücret ilkesi iddialı bir kavramdır. Kamu kurum ve kuruluşunda aynı unvana sahip personelin aynı işi yaptığı anlamına gelmemektedir. Düzenleme yapılırken kazanılmış hakların korunmasına hiç özen gösterilmemiştir. Aynı kurumda, aynı odada, aynı işi yapan insanların unvanları değiştirilerek farklı ücrete tabi tutulmuşlardır. Bunun neresi eşit işe eşit ücrettir? Az sayıda memurun maaşındaki iyileştirmeler dışında ücret rejimine bir katkı yapılmamıştır. Yapılan düzenlemeler kamu kurum ve kuruluşlarında mağduriyete, karmaşaya, iş barışının ve kurum içi dengenin bozulmasına neden olduğu gibi hem statü kaybı hem de mali haklarda kayıplar meydana gelmiştir. Bu nedenle, Kanun Hükmünde Kararname’yle mağdur edilen kamu personeli için de acilen düzenleme yapılması gerekmektedir. Değerli milletvekilleri, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle 2629 sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat Kanunu’nda değişiklik yapılarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde bazı görevleri ifa eden personelin tazminatlarında düzenlemeler yapılmıştı ancak bu kanun teklifinin gerekçesinde de ifade edildiği üzere denizaltıcı uzman erbaşlar ile uzman erbaşlara ilişkin düzenlemeye sehven yer verilmediği ifade edilmişti. Bu kanun teklifinin 3’üncü maddesiyle de denizaltıcı uzman erbaşlara kıstas aylığın yüzde 65’i tutarında aylık dalış tazminatı ödenmesi, uzman erbaşlara yıpranma tazminatı ödenmesi imkânı getirilmekte. Yine denizaltıcı uzman erbaşlara hizmet yılları karşılığında ve oranında aylık dalış tazminatı ödenmesi öngörülmektedir. 3’üncü madde ile getirilen bu düzenlemeleri olumlu bulduğumuzu da ifade etmek isterim. Uzman erbaşlık sisteminin ilk adımı 1986 yılında Uzman Erbaş Kanunu ile atılmıştır. O tarihten beri, Kanun’un yürütülemeyen maddeleri ve uzman erbaş personelin özlük haklarındaki sıkıntılar nedeniyle mağduriyetler hâlen devam etmektedir. Bu mağduriyetlerin kaynağı ve çıkış noktası, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’dur. Zira, bu Kanun’da, öncelikle insan faktörü ve personelin de insan olduğu hususu önemli ölçüde göz ardı edilmiştir. Uzman erbaşlardan bir yıl içerisinde doksan günden fazla istirahatı gerektirecek bir hastalığa yakalananların Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiği kesilmektedir. Bu konuyla ilgili en ölümcül hastalıklardan tedavi gören uzman erbaşlar ve ailelerine ilk önce bu uygulamayla devlet sırtını dönmektedir. Yine, aynı Kanun’un başka bir maddesinde “Bir yılda sicil amirlerinden otuz günden fazla disiplin cezası alanların ilişikleri kesilir.” denilmektedir. Üstelik disiplin amirlerinin verdiği cezalar da yargıya kapalıdır. Hata yaparsanız atılırsınız, hasta olursanız atılırsınız ve lojmanlardan istifade oranları da sadece yüzde 2,5 düzeyindedir ve orduevlerinden de istifade imkânları bulunmamaktadır. Subay ve astsubaylarda tayin süresi iki üç yıl iken uzman erbaşlarda dört beş yıldır. Uzman erbaşların istihdam amaçları bellidir ancak özlük haklarının da bir an evvel düzeltilmesine acilen ihtiyaç bulunmaktadır. 2009 yılında 57.300 sözleşmeli uzman Türk Silahlı Kuvvetlerinde hizmet verirken 2011 yılında bu sayı 39.500’e düşmüştür. 31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla ise 1.500 sözleşmeli uzman istifa etmiştir. Kamuya yansıyan bilgilere göre, 2011 yılında görev yapması için 5.103 sözleşmeli er alınması planlanmış ancak 3.038 kişi başvurmuştur. 1.992 kişi kazanmış sınavı ve hastane raporu sonrası kazanan sayısı 750’de kalmıştır. Dolayısıyla, 4.353 sözleşmeli er kadrosu hâlen doldurulamamıştır. Çok değil, bundan üç beş yıl önce “Sözleşmeli er alınacak.” denilse zannederiz on binlerce başvuru olurdu. Bu başvuruların bu kadar az olmasının nedeni nedir? Hükûmetin bu soruyu mutlaka kendisine sormasında fayda vardır. Hükûmet yetkilileri 2011 yılında görevi bırakan 1.500 uzman erbaşa acaba sordu mu “Neden istifa ediyorsunuz? Nedir problemleriniz?” diye? Uzman erbaşlara kendi mesleklerinden dahi emekli olma hakkı verilmemektedir. Kırk beş yaşına kadar görevlerini yapanlara, emekli olabilmeleri için, sivil personel olarak eksik günleri kadar çalışma şartı da getirilmektedir. Değerli milletvekilleri, yine bu kanun teklifi kapsamında ifade edebileceğimiz bir husus da: Yine kanun hükmünde kararnamelerle, aynı hava aracında birlikte uçan uçuş teknisyenleri için, yıl ayrımı yapılmaksızın, tek bir oran belirlenmiş ve pilotlara yapılan artış oranı paralelinde bir artış sağlanmamıştır. 666 sayılı Kararname öncesi düzenlemede uçuş ekibi personeli ile pilotlar arasında yüzde 5 fark var iken bu kararmeyle uçuş hizmeti yılı on beş yıla kadar olan pilotlar için yüzde 12’ye, uçuş hizmet yılı on yılın üzerinde olan pilotlar için ise yüzde 24’e kadar fark doğmuştur ve bu haksızlığın da bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Bu düşüncelerle, muhterem heyetinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar) ERKAN AKÇAY Tarafından Yapılan Meclis KonuşmalarıSosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Bu tasarıda ne adil bir intibak vardır ne kademeli bir düzenleme vardır ne de millî gelir artışına paralel bir pay verilmektedir. Yıllarca geciktirilen bu tasarı beklentilerin çok uzağındadır. Algı ve beklenti ile sonuç arasında uçurum doğmuştur<01 Mart 2012Detay İçin Tıklayınız 6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi AKP Hükûmeti kanun tasarılarını çok özensiz bir şekilde hazırlamaktadır. “Ben yaptım oldu.” mantığıyla âdeta zorlama bir şekilde çıkarmaya çalışmaktadır 07 Şubat 2012Detay İçin TıklayınızMHP Grup Önerisi Şu anda, esnaf ve sanatkârımız, finansman yetersizliği içindedir; gelişmiş pazarlara hitap edecek donanımlardan mahrumdur; bilgi ve teknolojideki yeniliklerin getirdiği değişimlere ayak uyduramamaktadır 31 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi Bu kanun hükmünde kararnameler rafine edilmemiş bir petrole benzemektedir. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmeden, petrolü kuyudan çıkardığınız gibi araçların deposuna konulmasına benzemektedir 11 Ocak 2012Detay İçin Tıklayınız2010 Yılı Kesin Hesap Kanunu 8. Maddesi üzerindeki konuşması Maliye Bakanımızdan, bu feryat eden kesimlerin, çalışanların temsilcilerini bir araya getirerek kendilerinden bir brifing almalarını, bu feryatlarını dinlemeleri rica ediyorum 20 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız2010 Yılı Kesin Hesap Kanunu 4. Madde üzerindeki konuşması Bu nasıl bir büyümedir, bu nasıl bir gelir artışıdır ki milyonlarca geniş kitlelerin gündelik hayatına ve gelirlerine bu yansımamaktadır? 20 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız2012 yılı Bütçesi 28. maddesi üzerindeki konuşması Asıl sorun beyana dayalı vergilerin düşüklüğü, dolaylı vergilerin yüksekliğidir. Asıl sorun sigara ve akaryakıttaki kaçakçılıktır. Bu kaçakçılık konusunda Hükûmet resmen acizlik göstermektedir 19 Aralık 2011Detay İçin TıklayınızMaliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi bütçesi “Eşit işe eşit ücret.” diyerek çıkarılan kararnameler ücret dengesini aşırı bir şekilde bozmuştur. Statü ve mali kayıplara, mağduriyete, karmaşaya, iş barışının ve kurum içi dengenin daha da bozulmasına neden olmuştur 15 Aralık 2011Detay İçin TıklayınızEğer kedi buysa ciğer nerede, ciğer buysa kedi nerede? Eğer bu kadar zamanda bu kadar istihdam yaratılmışsa, bu istihdam artışının gelir vergisi stopaj artışı olarak yansıması gerekmez mi? Biz bu yansımayı, bu artışı, istihdam artışı nedeniyle sağlanması gereken artışı gelir vergisi stopajlarında göre 15 Aralık 2011Detay İçin Tıklayınız |